Aşura Orucu Hakkında Hadisler
Ravi : Katade
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Aşura orucunun önceki yılın günahlarına kefaret olacağını Allah(ın rahmetin)`den umarım."
HadisNo : 3149
Ravi : Aişe
Hadis : Ramazan (farz olmazdan) önce Aşura orucu tutuluyordu. Ramazanın farziyeti indikten sonra onu dileyen tuttu, dileyen de tutmadı.
HadisNo : 3150
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) Medine`ye gelince, yahudileri Aşura günü oruç tutar gördü. Onlara: "Bu da ne, (niçin oruç tutuyorsunuz)?" diye sordu. "Bu, salih (hayırlı) bir gündür. Allah, o günde Beni İsrail`i düşmanlarından kurtardı. (Şükür olarak) Hz. Musa o gün oruç tuttu." dedilir. Resulullah (sav): "Ben Musa`ya sizden daha layığım" buyurup o gün oruç tuttu ve müslümanlara da tutmalarını emretti.
HadisNo : 3151
Ravi : Kays İbnu Sa`d İbnu Ubade
Hadis : Biz Aşura günü oruç tutuyor ve sadaka-ı fıtrı ödüyorduk. Ramazan orucunun farziyyeti ve zekat emri inince artık onunla emredilmedik, ondan yasaklanmadık da, biz onu yapıyorduk.
HadisNo : 3152
29 Ağustos 2009 Cumartesi
A`raf Suresi Hakkında Hadisler
A`raf Suresi Hakkında Hadisler
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : (Cahiliye devrinde) kadın, Kabe-i Muazzama`yı çıplak olarak tavaf eder ve şöyle derdi: "Bana kim ödünç bir tavaf elbisesi verecek?" Elbiseyi fercinin üzerine kor: "Bugün bir kısmı veya tamamı görülür ama, ondan açılanı helal etmem" derdi. Bu tatbikatla ilgili olarak şu ayet indi: "Ey Ademoğulları! Her mescide güzel elbiselerinizi giyerek gidin, yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah müsrifleri sevmez" (A`raf, 31).
HadisNo : 611
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) şu ayeti okudu: "Rabbi dağa tecelli edince onu yerle bir etti" (A`raf 143) -hadisi rivayet eden Hammad şöyle der: Hammad`dan rivayeti yapan Süleyman b. Harb merhum- (tecellinin hafifliğini göstermek için) baş parmağının yanıyla sağ parmağının ucuna değdirerek gösterir. (Ve ayetin kıraati bitince Resulullah) ilave eder: "Dağ, çığlık attı ve Musa baygın düştü"
HadisNo : 612
Ravi : Müslim İbnu Yesar el-Cüheni
Hadis : Hz. Ömer (ra)`den: "Rabbim Beni Ademden, bellerinden zürriyetlerini alıp da onları nefislerine karşı şahid tutarak: "Rabbiniz değil miyim?" diye işhad ettiği vakit bela (evet) dediler: Şahidiz. "Kıyamet günü bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz. Yahud: "Ancak önceden atalarımız şirk koştular, biz ise onlardan sonra bir zürriyet idik, şimdi o batılı te`sis edenlerin yaptıklarıyla bizi helak mı edeceksin?" demeyesiniz" (A`raf 172-173) ayetinden soruldu. Hz. Ömer (ra) şu cevabı verdi: "Bu ayetten Resulullah (sav)`a da sorulmuştu. O şöyle açıkladı: "Allah Teala hazretleri, Hz. Adem`i yarattı sonra sağ eliyle meshedip ondan bir zürriyet çıkardı ve: "Bunlar cennet içindir, bunlar cennet ehlinin ameliyle amel ederler" dedi. Rabb Teala, ikinci defa sırtını okşadı, ondan bir nesil daha çıkardı ve: "Bunları da cehennem için yarattım, bunlar da cehennem ehlinin amelini işleyecekler" dedi. Cemaatten bir adam: "Ey Alla`ın Resulü! (kaderimiz ezelden yazılmış ise) niye amel ediyoruz? diye sordu. Resulullah (sav) şu açıklamayı yaptı: "Allah bir kişiyi cennet ehli olarak yaratmışsa onu cennet ehlinin amelinde çalıştırır. Öyle ki cennetliklerin bir ameli üzere ölür ve Allah da onu cennetine kor. Aksine bir kulu da cehennem ehli olarak yaratmışsa, onu da cehennemliklerin amelinde istimal eder. Öyle ki bu da cehennemliklerin bir ameli üzere ölür, Allah da onu cehenneme koyar."
HadisNo : 613
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulüllah (sav) buyurdular ki: "Allahu Zül-Celal hazretleri Adem (a.s.)`ı yarattığı zaman sırtını meshetti. Bunun üzerine kıyamete kadar onun neslinden yaratacağı insanlardan herbirinin iki gözü arasına nurdan bir parlaklık koydu. Sonra hepsini Adem (a.s.)`e arzetti. Adem (a.s.): "Ey Rabbim bunlar da kim?" diye sordu. "Bunlar senin zürriyetindir" dedi. Onlardan bir tanesi dikkatini çekti, gözlerinin arasındaki parlaklık çok hoşuna gitmişti. "Ey Rabbim şu da kim?" diye sordu. "Davud" deyince. "Pekala ne kadar ömür verdin?" diye sordu. "Altmış yıl" dedi. Adem: "Ey Rabbim, ona benim ömrümden kırk yıl ilave et!" dedi. Resulullah (sav) buyurdular ki: Hz. Adem`in yaşı kırk yıl eksik olarak kesinleşince hemen ölüm meleği geldi. Adem (a.s.) ona: "Yani benim ömrümden kırk yıl daha geride kalmadı mı?" dedi. Melek: "İyi ama", dedi, sen onu oğlun Davud`a vermedin mi?" Adem inkar etti, zürriyeti de inkar etti. Adem unuttu ve meyveden yedi. Zürriyeti de unuttu. Adem hata işledi, zürriyeti de hata işledi." (Tirmizi hadisin sahih olduğunu söyledi)
HadisNo : 614
Ravi : Semüre İbnu Cündeb
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Havva (a.s.) hamile kaldığı zaman iblis Havva`nın yanına geldi. (Bu sırada) Havva`nın çocuğu yaşamıyor hep ölüyordu. İblis: "Çocuğa Abdü`l-Haris adını ver, çünkü o yaşıyor" dedi. Havva bu ismi verdi, çocuk da yaşadı. Ancak bu durum şeytanın bir telkini ve emri idi."
HadisNo : 615
Ravi : İbnu`z-Zübeyr
Hadis : "Sen afyolunu tut, bağışla, uygun olanı emret, bilgisizlere aldırış etme" (A`raf, 199) ayeti, ancak ve ancak halkın ahlakı hususunda nazil oldu.
HadisNo : 616
Ravi :
Hadis : Buhari ve Ebu Davud`un diğer bir rivayetinde şöyle denir: "Allah, Peygamberine (sav) halkın ahlakından, affetmeyi, benimseyip almasını emretti." (Açıklaması için önceki hadise bakılabilir)
HadisNo : 617
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : (Cahiliye devrinde) kadın, Kabe-i Muazzama`yı çıplak olarak tavaf eder ve şöyle derdi: "Bana kim ödünç bir tavaf elbisesi verecek?" Elbiseyi fercinin üzerine kor: "Bugün bir kısmı veya tamamı görülür ama, ondan açılanı helal etmem" derdi. Bu tatbikatla ilgili olarak şu ayet indi: "Ey Ademoğulları! Her mescide güzel elbiselerinizi giyerek gidin, yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah müsrifleri sevmez" (A`raf, 31).
HadisNo : 611
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) şu ayeti okudu: "Rabbi dağa tecelli edince onu yerle bir etti" (A`raf 143) -hadisi rivayet eden Hammad şöyle der: Hammad`dan rivayeti yapan Süleyman b. Harb merhum- (tecellinin hafifliğini göstermek için) baş parmağının yanıyla sağ parmağının ucuna değdirerek gösterir. (Ve ayetin kıraati bitince Resulullah) ilave eder: "Dağ, çığlık attı ve Musa baygın düştü"
HadisNo : 612
Ravi : Müslim İbnu Yesar el-Cüheni
Hadis : Hz. Ömer (ra)`den: "Rabbim Beni Ademden, bellerinden zürriyetlerini alıp da onları nefislerine karşı şahid tutarak: "Rabbiniz değil miyim?" diye işhad ettiği vakit bela (evet) dediler: Şahidiz. "Kıyamet günü bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz. Yahud: "Ancak önceden atalarımız şirk koştular, biz ise onlardan sonra bir zürriyet idik, şimdi o batılı te`sis edenlerin yaptıklarıyla bizi helak mı edeceksin?" demeyesiniz" (A`raf 172-173) ayetinden soruldu. Hz. Ömer (ra) şu cevabı verdi: "Bu ayetten Resulullah (sav)`a da sorulmuştu. O şöyle açıkladı: "Allah Teala hazretleri, Hz. Adem`i yarattı sonra sağ eliyle meshedip ondan bir zürriyet çıkardı ve: "Bunlar cennet içindir, bunlar cennet ehlinin ameliyle amel ederler" dedi. Rabb Teala, ikinci defa sırtını okşadı, ondan bir nesil daha çıkardı ve: "Bunları da cehennem için yarattım, bunlar da cehennem ehlinin amelini işleyecekler" dedi. Cemaatten bir adam: "Ey Alla`ın Resulü! (kaderimiz ezelden yazılmış ise) niye amel ediyoruz? diye sordu. Resulullah (sav) şu açıklamayı yaptı: "Allah bir kişiyi cennet ehli olarak yaratmışsa onu cennet ehlinin amelinde çalıştırır. Öyle ki cennetliklerin bir ameli üzere ölür ve Allah da onu cennetine kor. Aksine bir kulu da cehennem ehli olarak yaratmışsa, onu da cehennemliklerin amelinde istimal eder. Öyle ki bu da cehennemliklerin bir ameli üzere ölür, Allah da onu cehenneme koyar."
HadisNo : 613
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulüllah (sav) buyurdular ki: "Allahu Zül-Celal hazretleri Adem (a.s.)`ı yarattığı zaman sırtını meshetti. Bunun üzerine kıyamete kadar onun neslinden yaratacağı insanlardan herbirinin iki gözü arasına nurdan bir parlaklık koydu. Sonra hepsini Adem (a.s.)`e arzetti. Adem (a.s.): "Ey Rabbim bunlar da kim?" diye sordu. "Bunlar senin zürriyetindir" dedi. Onlardan bir tanesi dikkatini çekti, gözlerinin arasındaki parlaklık çok hoşuna gitmişti. "Ey Rabbim şu da kim?" diye sordu. "Davud" deyince. "Pekala ne kadar ömür verdin?" diye sordu. "Altmış yıl" dedi. Adem: "Ey Rabbim, ona benim ömrümden kırk yıl ilave et!" dedi. Resulullah (sav) buyurdular ki: Hz. Adem`in yaşı kırk yıl eksik olarak kesinleşince hemen ölüm meleği geldi. Adem (a.s.) ona: "Yani benim ömrümden kırk yıl daha geride kalmadı mı?" dedi. Melek: "İyi ama", dedi, sen onu oğlun Davud`a vermedin mi?" Adem inkar etti, zürriyeti de inkar etti. Adem unuttu ve meyveden yedi. Zürriyeti de unuttu. Adem hata işledi, zürriyeti de hata işledi." (Tirmizi hadisin sahih olduğunu söyledi)
HadisNo : 614
Ravi : Semüre İbnu Cündeb
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Havva (a.s.) hamile kaldığı zaman iblis Havva`nın yanına geldi. (Bu sırada) Havva`nın çocuğu yaşamıyor hep ölüyordu. İblis: "Çocuğa Abdü`l-Haris adını ver, çünkü o yaşıyor" dedi. Havva bu ismi verdi, çocuk da yaşadı. Ancak bu durum şeytanın bir telkini ve emri idi."
HadisNo : 615
Ravi : İbnu`z-Zübeyr
Hadis : "Sen afyolunu tut, bağışla, uygun olanı emret, bilgisizlere aldırış etme" (A`raf, 199) ayeti, ancak ve ancak halkın ahlakı hususunda nazil oldu.
HadisNo : 616
Ravi :
Hadis : Buhari ve Ebu Davud`un diğer bir rivayetinde şöyle denir: "Allah, Peygamberine (sav) halkın ahlakından, affetmeyi, benimseyip almasını emretti." (Açıklaması için önceki hadise bakılabilir)
HadisNo : 617
Etiketler:
A`raf Suresi Hakkında Hadisler
A`la Suresi Hakkında Hadisler
A`la Suresi Hakkında Hadisler
Ravi : Ebu Zerr
Hadis : Resulullah (sav) mescidde iken huzuruna girdim. Bana: "Ey Ebu Zerr mescide tahiyye (selam vermek) gerekir" buyurdu. Ben: "Mescide verilecek selam nedir?" diye sorunca: "(Girince) kılacağın iki rek`at namazdır" dedi. Ben: "Ey Allah`ın Resulü, Hz. İbrahim ve Hz. Musa`nın suhuflarında olanlardan herhangi bir şey size indirildi mi?" diye sordum, şu cevabı verdi: "Ey Ebu Zerr! (Evet, şu mealdeki ayetler indi deyip okudu:) "Şüphesiz iyi temizlenen ve Rabbinin adını zikredip de namaz kılan kimse umduğuna erişmiştir. Belki siz dünya hayatını (ahiretten) üstün tutarsınız. Halbuki ahiret daha hayırlı, daha süreklidir. Şüphesiz ki bunlar evvelki sabitelerde, İbrahim ile Musa`nın sahifelerinde de vardır" (A`la, 14-19). Ben tekrar sordum: "Ey Allah`ın Resulü, Hz. İbrahim ve Hz. Musa (a.s.)`nın suhuflarında ne vardı?" "Bunlarda" dedi, "hep ibretli şeyler vardı, (mesela şöyle denmişti): Ölümü görüp bildiği halde gamsız-kedersiz yaşayana şaşarım, Cehenneme kesinlikle inandığı halde gülene şaşarım, içinde yaşayanlarla birlikte dünyanın devamlı değiştiğini görüp de ondan tatmin bulana şaşarım. Kadere inanıp da (haram-helal ayırımı yapmadan hırsla mal peşinde) yorulana şaşarım. Ahiret hesabına inanıp da o maksadla çalışmayana şaşarım" (Rezin ilavesidir, ed-Dürrü`l-Mensur`da (6, 341) daha uzun olarak kaydedilmiştir)
HadisNo : 862
Ravi : Ebu Zerr
Hadis : Resulullah (sav) mescidde iken huzuruna girdim. Bana: "Ey Ebu Zerr mescide tahiyye (selam vermek) gerekir" buyurdu. Ben: "Mescide verilecek selam nedir?" diye sorunca: "(Girince) kılacağın iki rek`at namazdır" dedi. Ben: "Ey Allah`ın Resulü, Hz. İbrahim ve Hz. Musa`nın suhuflarında olanlardan herhangi bir şey size indirildi mi?" diye sordum, şu cevabı verdi: "Ey Ebu Zerr! (Evet, şu mealdeki ayetler indi deyip okudu:) "Şüphesiz iyi temizlenen ve Rabbinin adını zikredip de namaz kılan kimse umduğuna erişmiştir. Belki siz dünya hayatını (ahiretten) üstün tutarsınız. Halbuki ahiret daha hayırlı, daha süreklidir. Şüphesiz ki bunlar evvelki sabitelerde, İbrahim ile Musa`nın sahifelerinde de vardır" (A`la, 14-19). Ben tekrar sordum: "Ey Allah`ın Resulü, Hz. İbrahim ve Hz. Musa (a.s.)`nın suhuflarında ne vardı?" "Bunlarda" dedi, "hep ibretli şeyler vardı, (mesela şöyle denmişti): Ölümü görüp bildiği halde gamsız-kedersiz yaşayana şaşarım, Cehenneme kesinlikle inandığı halde gülene şaşarım, içinde yaşayanlarla birlikte dünyanın devamlı değiştiğini görüp de ondan tatmin bulana şaşarım. Kadere inanıp da (haram-helal ayırımı yapmadan hırsla mal peşinde) yorulana şaşarım. Ahiret hesabına inanıp da o maksadla çalışmayana şaşarım" (Rezin ilavesidir, ed-Dürrü`l-Mensur`da (6, 341) daha uzun olarak kaydedilmiştir)
HadisNo : 862
Etiketler:
A`la Suresi Hakkında Hadisler
Azl Ve Gayle Hakkında Hadisler
Azl Ve Gayle Hakkında Hadisler
Ravi : Ebu Said
Hadis : Resulullah (sav)`la birlikte Beni`l-Müstalik Gazvesi`ne çıktık. Arap esirlerinden çokça esir ele geçirdik. Kadınlara karşı arzu duyduk. Çünkü üzerimizde bekarlık şiddet kesbetmişti. Hep azil yapmak istiyorduk ve: "Aramızda Resulullah (sav) varken, ona sormadan azil yapmak olur mu?" dedik ve sorduk. "Hayır!" buyurdular. "Bunu yapmamanız gerekir. Kıyametc kadar geleceği takdir edilen her canlı mutlaka yaratılacaktır (siz tedbirinizle önüne geçemezsiniz)."
HadisNo : 5717
Ravi : Esma Bintu Yezid İbnu`s-Seken
Hadis : Resulullah (sav)`ın: "Çocuklarınızı gizlice öldürmeyin. Çünkü gayl, biniciye [atının üzerinde] ulaşır ve atından aşağı atar" dediğini işittim.
HadisNo : 5718
Ravi : Aişe
Hadis : Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden veya kendisinden yüz çevirmesinden korkarsa, bazı fedakarlıklarla sulh olup aralarını düzeltmelerinde onlar için bir günah yoktur. Sulh ise daha hayırlıdır..." (Nisa 128) ayeti hakkında dedi ki: "Bu ayet, şöyle bir kadın hakkında inmiştir: "Bir erkeğin nikahı altındadır, ancak erkek onunla beraberliği fazla istememektedir, onu boşayıp bir başkasıyla evlenmeyi arzulamaktadır. Ona kadın: "Beni boşama, yanında tut, ama dilersen bir başkasıyla da evlen. Sen bana infak ve gece ayırma hususunda serbestsin" der. İşte ayette geçen şu meal bu manayadır: "Bazı fedakarlıklarla sulh olup aralarını düzeltmelerinde onlar için bir günah yoktur. Sulh ise daha hayırlıdır."
HadisNo : 5719
Ravi : Ebu Said
Hadis : Resulullah (sav)`la birlikte Beni`l-Müstalik Gazvesi`ne çıktık. Arap esirlerinden çokça esir ele geçirdik. Kadınlara karşı arzu duyduk. Çünkü üzerimizde bekarlık şiddet kesbetmişti. Hep azil yapmak istiyorduk ve: "Aramızda Resulullah (sav) varken, ona sormadan azil yapmak olur mu?" dedik ve sorduk. "Hayır!" buyurdular. "Bunu yapmamanız gerekir. Kıyametc kadar geleceği takdir edilen her canlı mutlaka yaratılacaktır (siz tedbirinizle önüne geçemezsiniz)."
HadisNo : 5717
Ravi : Esma Bintu Yezid İbnu`s-Seken
Hadis : Resulullah (sav)`ın: "Çocuklarınızı gizlice öldürmeyin. Çünkü gayl, biniciye [atının üzerinde] ulaşır ve atından aşağı atar" dediğini işittim.
HadisNo : 5718
Ravi : Aişe
Hadis : Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden veya kendisinden yüz çevirmesinden korkarsa, bazı fedakarlıklarla sulh olup aralarını düzeltmelerinde onlar için bir günah yoktur. Sulh ise daha hayırlıdır..." (Nisa 128) ayeti hakkında dedi ki: "Bu ayet, şöyle bir kadın hakkında inmiştir: "Bir erkeğin nikahı altındadır, ancak erkek onunla beraberliği fazla istememektedir, onu boşayıp bir başkasıyla evlenmeyi arzulamaktadır. Ona kadın: "Beni boşama, yanında tut, ama dilersen bir başkasıyla da evlen. Sen bana infak ve gece ayırma hususunda serbestsin" der. İşte ayette geçen şu meal bu manayadır: "Bazı fedakarlıklarla sulh olup aralarını düzeltmelerinde onlar için bir günah yoktur. Sulh ise daha hayırlıdır."
HadisNo : 5719
Etiketler:
Azl Ve Gayle Hakkında Hadisler
Azad Etme Hakkında Hadisler
Azad Etme Hakkında Hadisler
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, kendisi ile bir başkası arasında (ortak) olan bir köle(deki kendine mahsus hisse)yi azad ederse, köleye onun malından adilane bir kıymet biçilir, ne eksik nede fazla. Sonra, eğer zenginse, onun malından [ortaklara hisseleri verilerek] köle azad edilir. Değilse köleden azad ettiği kısım azad olmuştur."
HadisNo : 4164
Ravi : Ebu`d-Derda
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Köleyi ölme anında azad edenin misali, doyduğu zaman hediyede bulunan adam gibidir."
HadisNo : 4165
Ravi : İmran İbnu Husayn
Hadis : Bir adam, öleceği sıra, kendine ait altı köleyi azad etti. Onlardan başka malı da yoklu. Resulullah (sav) onları çağırdı. Onları üç gruba ayırdı, sonra aralarında kur`a çekti, ikisini azad etti, dördünü köle olarak bıraktı. Adamı da şiddetle azarladı.
HadisNo : 4166
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Hangi cariye, efendisinden bir çocuk dünyaya getirirse, artık efendi bu cariyeyi satamaz, hibe edemez, miras da kılamaz. Hayatta oldukça ondan istifade eder, öldü mü artık cariye hür olur.
HadisNo : 4167
Ravi : Semüre İbnu Cündeb
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim zü-rahm mahrem birisin malik olursa, o hürdür."
HadisNo : 4168
Ravi : Amr İbnu Şu`ayb (an ebihi an ceddihi)
Hadis : Resulullah (sav)`a yardım taleb etmek üzere bir adam gelip: "Ey Allahın Resulü! (Efendim) falana ait şu cariye var ya (onun yüzünden efendim bana sıkıntı veriyor)" dedi. Aleyhissalatu vesselam "Vah! Neyin var?" deyince adam: "Bela hasıl oldu. Köle (ben demek istiyor) efendinin cariyesine bakmıştı, efendi kıskançlıkla erkeklik uzvunu burdu (hadım etti)" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Adamı bana getir!" emretti. Efendi çağırıldı ama getirilemedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse git, sen hürsün!" ferman buyurdu. Adam: "Ey Allah`ın Resulü! (Efendimin kölesi olmamda direnmesi halinde) kim bana yardımcı olacak?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Sana yardımcı olmak bütün müslümanlara terettüp eder" cevabını verdi.
HadisNo : 4169
Ravi : Sefine
Hadis : Ben Ümmü Seleme (ra)`nin kölesi idim. Bir gün bana: "Seni azad ediyorum, ancak yaşadığın müddetçe Resulullah (sav)`a hizmet etmeni şart koşuyorum dedi. "Sen bu şartı koşmasan da başka bir şey yapacak değilim!" dedim. Beni azad etti ve bana bu şartı koştu.
HadisNo : 4170
Ravi :
Hadis : İmam Malik`e ulaştığına göre, İbnu Ömer (ra)`e azad etme şartıyla satın alınan rakabe-i vacibe`den sorulmuştu. "Hayır, olmaz" cevabını verdi.
HadisNo : 4171
Ravi : Fudale İbnu Ubeyd el-Ensari
Hadis : Anlatıldığına göre Fudale`ye, "üzerinde bir köle azad etme borcu bulunan kimsenin veled-i zina`yı azad etmesi caiz olur mu?" diye sorulmuş, o da "Evet" demiştir.
HadisNo : 4172
Ravi : Abdurrahman İbnu Ebi Amra el-Ensari
Hadis : Anlattığına göre, annesi, bir köle azad etmek istemiş ve bunu sabaha tehir etmiş, köle de bu sırada ölmüştür. Abdurrahman Kasım İbnu Muhammed`e: "Ben anneme bedel bir köle azad etsem, anneme faydası olur mu (sevabı ulaşır mı)?" diye sorar. Kasım: "Sa`d İbnu Ubade (ra) Resulullah (sav)`a gelip: "Annem vefat etti, ben onun adına bir köle azad etsem ona faydası olur mu?" diye sormuştu. "Evet" cevabını aldı" dedi.
HadisNo : 4173
Ravi : Yahya İbnu Said
Hadis : Abdurrahman İbnu Ebi Bekr (ra), uyuduğu bir uykuda vefat etti. Kız kardeşi Hz. Aişe (ra) onun adına birçok köle azad etti.
HadisNo : 4174
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim malı olan bir köle azad ederse, kölenin malı kendisinin olur, yeter ki efendisi bu hususta bir şart koşmamış olsun."
HadisNo : 4175
Ravi : Rebia İbnu Ebi Abdirrahman
Hadis : Zübeyr İbnul Avvam (ra) bir köle satın aldı ve onu azad etti. Bu kölenin, hür bir kadından oğulları vardı. Hz. Zübeyr: "Oğulları benim mevalimdir" dedi. Annesinin efendileri: "Hayır, onlar bizim mevalimizdir" dediler. Bunun üzerine davaları Hz. Osman (ra)`a intikal etti. O, vela`nın Hz. Zübeyr`e ait olduğuna hükmetti.
HadisNo : 4176
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav)`a "Hangi köleyi azad etmek efdaldir?" diye sorulmuştu. "Fiyatça yüksek olanı ve efendisinin nazarında en nefis olanıdır!" cevabını verdi.
HadisNo : 4177
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, kendisi ile bir başkası arasında (ortak) olan bir köle(deki kendine mahsus hisse)yi azad ederse, köleye onun malından adilane bir kıymet biçilir, ne eksik nede fazla. Sonra, eğer zenginse, onun malından [ortaklara hisseleri verilerek] köle azad edilir. Değilse köleden azad ettiği kısım azad olmuştur."
HadisNo : 4164
Ravi : Ebu`d-Derda
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Köleyi ölme anında azad edenin misali, doyduğu zaman hediyede bulunan adam gibidir."
HadisNo : 4165
Ravi : İmran İbnu Husayn
Hadis : Bir adam, öleceği sıra, kendine ait altı köleyi azad etti. Onlardan başka malı da yoklu. Resulullah (sav) onları çağırdı. Onları üç gruba ayırdı, sonra aralarında kur`a çekti, ikisini azad etti, dördünü köle olarak bıraktı. Adamı da şiddetle azarladı.
HadisNo : 4166
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Hangi cariye, efendisinden bir çocuk dünyaya getirirse, artık efendi bu cariyeyi satamaz, hibe edemez, miras da kılamaz. Hayatta oldukça ondan istifade eder, öldü mü artık cariye hür olur.
HadisNo : 4167
Ravi : Semüre İbnu Cündeb
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim zü-rahm mahrem birisin malik olursa, o hürdür."
HadisNo : 4168
Ravi : Amr İbnu Şu`ayb (an ebihi an ceddihi)
Hadis : Resulullah (sav)`a yardım taleb etmek üzere bir adam gelip: "Ey Allahın Resulü! (Efendim) falana ait şu cariye var ya (onun yüzünden efendim bana sıkıntı veriyor)" dedi. Aleyhissalatu vesselam "Vah! Neyin var?" deyince adam: "Bela hasıl oldu. Köle (ben demek istiyor) efendinin cariyesine bakmıştı, efendi kıskançlıkla erkeklik uzvunu burdu (hadım etti)" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Adamı bana getir!" emretti. Efendi çağırıldı ama getirilemedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Öyleyse git, sen hürsün!" ferman buyurdu. Adam: "Ey Allah`ın Resulü! (Efendimin kölesi olmamda direnmesi halinde) kim bana yardımcı olacak?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Sana yardımcı olmak bütün müslümanlara terettüp eder" cevabını verdi.
HadisNo : 4169
Ravi : Sefine
Hadis : Ben Ümmü Seleme (ra)`nin kölesi idim. Bir gün bana: "Seni azad ediyorum, ancak yaşadığın müddetçe Resulullah (sav)`a hizmet etmeni şart koşuyorum dedi. "Sen bu şartı koşmasan da başka bir şey yapacak değilim!" dedim. Beni azad etti ve bana bu şartı koştu.
HadisNo : 4170
Ravi :
Hadis : İmam Malik`e ulaştığına göre, İbnu Ömer (ra)`e azad etme şartıyla satın alınan rakabe-i vacibe`den sorulmuştu. "Hayır, olmaz" cevabını verdi.
HadisNo : 4171
Ravi : Fudale İbnu Ubeyd el-Ensari
Hadis : Anlatıldığına göre Fudale`ye, "üzerinde bir köle azad etme borcu bulunan kimsenin veled-i zina`yı azad etmesi caiz olur mu?" diye sorulmuş, o da "Evet" demiştir.
HadisNo : 4172
Ravi : Abdurrahman İbnu Ebi Amra el-Ensari
Hadis : Anlattığına göre, annesi, bir köle azad etmek istemiş ve bunu sabaha tehir etmiş, köle de bu sırada ölmüştür. Abdurrahman Kasım İbnu Muhammed`e: "Ben anneme bedel bir köle azad etsem, anneme faydası olur mu (sevabı ulaşır mı)?" diye sorar. Kasım: "Sa`d İbnu Ubade (ra) Resulullah (sav)`a gelip: "Annem vefat etti, ben onun adına bir köle azad etsem ona faydası olur mu?" diye sormuştu. "Evet" cevabını aldı" dedi.
HadisNo : 4173
Ravi : Yahya İbnu Said
Hadis : Abdurrahman İbnu Ebi Bekr (ra), uyuduğu bir uykuda vefat etti. Kız kardeşi Hz. Aişe (ra) onun adına birçok köle azad etti.
HadisNo : 4174
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim malı olan bir köle azad ederse, kölenin malı kendisinin olur, yeter ki efendisi bu hususta bir şart koşmamış olsun."
HadisNo : 4175
Ravi : Rebia İbnu Ebi Abdirrahman
Hadis : Zübeyr İbnul Avvam (ra) bir köle satın aldı ve onu azad etti. Bu kölenin, hür bir kadından oğulları vardı. Hz. Zübeyr: "Oğulları benim mevalimdir" dedi. Annesinin efendileri: "Hayır, onlar bizim mevalimizdir" dediler. Bunun üzerine davaları Hz. Osman (ra)`a intikal etti. O, vela`nın Hz. Zübeyr`e ait olduğuna hükmetti.
HadisNo : 4176
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav)`a "Hangi köleyi azad etmek efdaldir?" diye sorulmuştu. "Fiyatça yüksek olanı ve efendisinin nazarında en nefis olanıdır!" cevabını verdi.
HadisNo : 4177
Etiketler:
Azad Etme Hakkında Hadisler
Ayıp Sebebiyle Malı Geri Vermeye Dair Hadisler
Ayıp Sebebiyle Malı Geri Vermeye Dair Hadisler
Ravi : Aişe
Hadis : Bir adam bir köle satın aldı. Köle, Allah`ın dilediği kadar (bir müddet) adamın yanında ikamet etti. Sonra adam kölede bir kusur tesbit etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav)`e gelerek şikayette bulundu ve eski sahibine iade etti. Eski sahibi: "Ey Allah`ın Resulü, (yanında kaldığı müddetçe) kölemi kullandı, ondan istifade etti" dedi. Resulullah (sav): "Harac (menfaat), zamin (kefil) olana aittir" buyurdu.
HadisNo : 383
Ravi :
Hadis : Nesai`nin bir rivayeti şöyledir: Resulullah (sav) menfaatin, zamin olana aid olduğuna hükmetti ve zamin olmayan kimsenin menfaat talebini yasakladı. Tirmizi hazretleri, "Menfaat, zamin olana aittir" sözünü şöyle açıkladı: "Burada zamin o kimsedir ki, bir köle satın alır, bir müddet onu hizmetlenir, sonra onda bir kusur tesbit eder ve bu sebeple köleyi satıcısına iade eder. Bu durumda, köleden hasıl olan menfaat müşteriye aittir. Zira köle, şayet helak olsaydı, müşterinin malı olarak helak olacaktı. Buna benzeyen bütün meselelerde menfaat, zamin olana aittir."
HadisNo : 384
Ravi : Ukbe İbnu Amir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kölenin müddeti üç gündür. Şayet müşteri, bir hastalığa rastlarsa, herhangi bir delil ibraz etmeden köleyi satana geri verir. Üç günden sonra hastalığa rastlarsa, bu hastalığın, satın aldığı zamana ait olduğu hususunda delil ibraz etmesi gerekir."
HadisNo : 385
Ravi : Ebu Seleme İbnu Abdirrahman İbni Avf
Hadis : Abdurrahman İbnu Avf (ra), Asım İbnu Adiy`den bir cariye almıştı. Cariyenin evli olduğunu anladı ve derhal geri verdi."
HadisNo : 386
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Anlattığına göre, kendisi, sekizyüz dirheme bir köle satar ve satarken "kusursuz" olduğunu söyler. Ancak, satın alan kimse bilahere: "Kölede bir hastalık var bana söylemedin" der. İhtilaf Hz. Osman (ra)`a götürülür. Adam: "Kölede hastalık olduğu halde, haber vermeksizin bana sattı" der. Abdullah (ra): "Ben onu kusursuz olarak sattım" der. Hz. Osman (ra) sattığı zaman kölede kusur olduğunu bilmediğine dair yemin etmesine hükmetti. Abdullah yemin etmekten imtina ederek, köleyi geri aldı. Köle yanında sıhhatine kavuştu. Sonra onu yeniden sattı ve bu sefer binbeşyüz dirhem aldı.
HadisNo : 387
Ravi : Aişe
Hadis : Bir adam bir köle satın aldı. Köle, Allah`ın dilediği kadar (bir müddet) adamın yanında ikamet etti. Sonra adam kölede bir kusur tesbit etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav)`e gelerek şikayette bulundu ve eski sahibine iade etti. Eski sahibi: "Ey Allah`ın Resulü, (yanında kaldığı müddetçe) kölemi kullandı, ondan istifade etti" dedi. Resulullah (sav): "Harac (menfaat), zamin (kefil) olana aittir" buyurdu.
HadisNo : 383
Ravi :
Hadis : Nesai`nin bir rivayeti şöyledir: Resulullah (sav) menfaatin, zamin olana aid olduğuna hükmetti ve zamin olmayan kimsenin menfaat talebini yasakladı. Tirmizi hazretleri, "Menfaat, zamin olana aittir" sözünü şöyle açıkladı: "Burada zamin o kimsedir ki, bir köle satın alır, bir müddet onu hizmetlenir, sonra onda bir kusur tesbit eder ve bu sebeple köleyi satıcısına iade eder. Bu durumda, köleden hasıl olan menfaat müşteriye aittir. Zira köle, şayet helak olsaydı, müşterinin malı olarak helak olacaktı. Buna benzeyen bütün meselelerde menfaat, zamin olana aittir."
HadisNo : 384
Ravi : Ukbe İbnu Amir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kölenin müddeti üç gündür. Şayet müşteri, bir hastalığa rastlarsa, herhangi bir delil ibraz etmeden köleyi satana geri verir. Üç günden sonra hastalığa rastlarsa, bu hastalığın, satın aldığı zamana ait olduğu hususunda delil ibraz etmesi gerekir."
HadisNo : 385
Ravi : Ebu Seleme İbnu Abdirrahman İbni Avf
Hadis : Abdurrahman İbnu Avf (ra), Asım İbnu Adiy`den bir cariye almıştı. Cariyenin evli olduğunu anladı ve derhal geri verdi."
HadisNo : 386
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Anlattığına göre, kendisi, sekizyüz dirheme bir köle satar ve satarken "kusursuz" olduğunu söyler. Ancak, satın alan kimse bilahere: "Kölede bir hastalık var bana söylemedin" der. İhtilaf Hz. Osman (ra)`a götürülür. Adam: "Kölede hastalık olduğu halde, haber vermeksizin bana sattı" der. Abdullah (ra): "Ben onu kusursuz olarak sattım" der. Hz. Osman (ra) sattığı zaman kölede kusur olduğunu bilmediğine dair yemin etmesine hükmetti. Abdullah yemin etmekten imtina ederek, köleyi geri aldı. Köle yanında sıhhatine kavuştu. Sonra onu yeniden sattı ve bu sefer binbeşyüz dirhem aldı.
HadisNo : 387
Ayakta İçmenin Hükmü Hakkında Hadisler
Ayakta İçmenin Hükmü Hakkında Hadisler
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav)`a, zemzemden sundum, ayakta olduğu halde içti. (Bir rivayette: "Resulullah Beytullah`ın yanında iken su istedi, ben ona bir kova getirdim" denmiştir. Bir diğer rivayette şu ziyade gelmiştir: "İkrime o gün (Resulullah`ın) deve üzerinde olduğu hususunda yemin etti.")
HadisNo : 2241
Ravi :
Hadis : Tirmizi ve Nesai`nin bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah (sav) zemzemi ayakta içti."
HadisNo : 2242
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Biz, Resulullah (sav) devrinde yürürken yer, ayakta iken içerdik.
HadisNo : 2243
Ravi :
Hadis : İmam Malik`e ulaştığına göre Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (ra) ayakta oldukları halde (su) içiyorlardı.
HadisNo : 2244
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) ayakta içmeyi yasakladı" demişti. Kendisine: "Ya yemek? (Bu husustaki hüküm nedir)" diye soruldu. "Bu daha şiddetle yasaktır!" dedi veya şöyle dedi. "Bu daha şerli, daha kötü!"
HadisNo : 2245
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Sizden kimse sakın ayakta içmesin. Kim unutarak içerse hemen kussun."
HadisNo : 2246
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav)`a, zemzemden sundum, ayakta olduğu halde içti. (Bir rivayette: "Resulullah Beytullah`ın yanında iken su istedi, ben ona bir kova getirdim" denmiştir. Bir diğer rivayette şu ziyade gelmiştir: "İkrime o gün (Resulullah`ın) deve üzerinde olduğu hususunda yemin etti.")
HadisNo : 2241
Ravi :
Hadis : Tirmizi ve Nesai`nin bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah (sav) zemzemi ayakta içti."
HadisNo : 2242
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Biz, Resulullah (sav) devrinde yürürken yer, ayakta iken içerdik.
HadisNo : 2243
Ravi :
Hadis : İmam Malik`e ulaştığına göre Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (ra) ayakta oldukları halde (su) içiyorlardı.
HadisNo : 2244
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) ayakta içmeyi yasakladı" demişti. Kendisine: "Ya yemek? (Bu husustaki hüküm nedir)" diye soruldu. "Bu daha şiddetle yasaktır!" dedi veya şöyle dedi. "Bu daha şerli, daha kötü!"
HadisNo : 2245
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Sizden kimse sakın ayakta içmesin. Kim unutarak içerse hemen kussun."
HadisNo : 2246
Etiketler:
Ayakta İçmenin Hükmü Hakkında Hadisler
Atın Vasıfları Hakkında Hadisler
Atın Vasıfları Hakkında Hadisler
Ravi : Ebu Vehb el-Cüşemi
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Size alnı sakar, ayakları sekili kahverengi atı veya alnı sakar ayakları sekili kızıl atı veya alnı sakar, ayakları sekili siyah atı tavsiye ederim." Ebu Vehb`e: "Kızılın tafdil edilişinin sebebi nedir?" diye soruldu. Şu cevabı verdi: "Çünkü, Hz. Peygamber (sav) bir seriyye göndermişti. Zafer haberini ilk getiren kızıl atın sahibi idi." (Nesai`de şu ziyade vardır: "(Allah yolunda) at besleyin, alınlarından ve arkalarından okşayın. Boyunlarına takı bağlayın fakat kiriş bağlamayın.")
HadisNo : 2219
Ravi : Ebu Katade
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Atların en hayırlısı alnında küçük bir sakar, üst dudağında beyaz beneği olan siyahtır. Bunun üç ayağı sekili. Ön sağ ayağı sekisiz siyah takip eder. Eğer siyah değilse alacası, böyle olan kahverengi hayırlıdır."
HadisNo : 2220
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav): "Atın bereketi kızıllığındadır." buyurdu.
HadisNo : 2221
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) şikal attan hoşlanmazdı. Bu, atın ön sağ ve arka sol ayağında veya ön sol, arka sağ ayağında (çaprazlama) seki bulunmasıdır. Ancak şikal için şöyle diyen de olmuştur: "Atın üç ayağının sekili, birinin sekisiz olmasıdır veya üçünün sekisiz, birinin sekili olmasıdır, şikal sadece arka ayakta olur. Şu da söylenmiştir: "Şikal, beyazlı alaca ihtilafının çaprazlama olmasıdır."
HadisNo : 2222
Ravi : Urve İbnu`l-Ca`d
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Atın alnına hayır bağlanmıştır: "(Bu hayır), sevap ve ganimettir. Bu hal kıyamete kadar bakidir."
HadisNo : 2223
Ravi : Utbe İbnu Abdillah es-Sülemi
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Atın alnındaki tüyleri kesmeyin (boynunun üstündeki) yeleleri de kesmeyin, kuyruğundaki tüyleri de. Çünkü kuyruğu sinekleri vs. kovalar, yeleleri onu ısıtan elbisesidir, alnı ise orada hayır bağlıdır."
HadisNo : 2224
Ravi : Cerir
Hadis : Resulullah (sav)`ı atın alnındaki tüyleri parmaklarıyla bükerken gördüm. Büküyor ve şöyle diyordu: "Atın alnına Kıyamet gününe kadar hayır bağlanmıştır. Bu hayır sevap ve ganimettir."
HadisNo : 2225
Ravi : Yahya İbnu Said
Hadis : Resulullah (sav)`ın ridası ile atının alnını okşadığı görüldü. Bunun sebebi sorulunca şu cevabı verdi: "Ben bu gece at mevzuunda azarlandım."
HadisNo : 2226
Ravi : Ebu Zerr
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hiçbir Arabi at yoktur ki, her seher vaktinde şu kelimelerle dua etmesine izin verilmesin: "Ya Rabbi, Beni insanoğlundan diledigine temlik ettin, beni onun malı kıldın. Öyleyse beni, ona onun en sevgili malı, en sevgili ehli kıl" veya "Beni ona, onun en sevgili malından ve ehlinden biri kıl."
HadisNo : 2227
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) dişi ata feres derdi.
HadisNo : 2228
Ravi : Sehl İbnu Sa`d
Hadis : Resulullah (sav)`ın bizim bahçemizde bir atı vardır, adı el-Lahif idi.
HadisNo : 2229
Ravi : Ali
Hadis : Resulullah (sav)`a bir katır hediye edilmişti, ona bindi. Ben kendisine: "Eşekleri atlara aşırtsak da bunun gibi katırlar elde etsek olmaz mı?" dedim. Şöyle cevap verdi: "Bunu (şeriatın bu meseledeki hükmünü) bilmeyenler yapar."
HadisNo : 2230
Ravi : Ebu Vehb el-Cüşemi
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Size alnı sakar, ayakları sekili kahverengi atı veya alnı sakar ayakları sekili kızıl atı veya alnı sakar, ayakları sekili siyah atı tavsiye ederim." Ebu Vehb`e: "Kızılın tafdil edilişinin sebebi nedir?" diye soruldu. Şu cevabı verdi: "Çünkü, Hz. Peygamber (sav) bir seriyye göndermişti. Zafer haberini ilk getiren kızıl atın sahibi idi." (Nesai`de şu ziyade vardır: "(Allah yolunda) at besleyin, alınlarından ve arkalarından okşayın. Boyunlarına takı bağlayın fakat kiriş bağlamayın.")
HadisNo : 2219
Ravi : Ebu Katade
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Atların en hayırlısı alnında küçük bir sakar, üst dudağında beyaz beneği olan siyahtır. Bunun üç ayağı sekili. Ön sağ ayağı sekisiz siyah takip eder. Eğer siyah değilse alacası, böyle olan kahverengi hayırlıdır."
HadisNo : 2220
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav): "Atın bereketi kızıllığındadır." buyurdu.
HadisNo : 2221
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) şikal attan hoşlanmazdı. Bu, atın ön sağ ve arka sol ayağında veya ön sol, arka sağ ayağında (çaprazlama) seki bulunmasıdır. Ancak şikal için şöyle diyen de olmuştur: "Atın üç ayağının sekili, birinin sekisiz olmasıdır veya üçünün sekisiz, birinin sekili olmasıdır, şikal sadece arka ayakta olur. Şu da söylenmiştir: "Şikal, beyazlı alaca ihtilafının çaprazlama olmasıdır."
HadisNo : 2222
Ravi : Urve İbnu`l-Ca`d
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Atın alnına hayır bağlanmıştır: "(Bu hayır), sevap ve ganimettir. Bu hal kıyamete kadar bakidir."
HadisNo : 2223
Ravi : Utbe İbnu Abdillah es-Sülemi
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Atın alnındaki tüyleri kesmeyin (boynunun üstündeki) yeleleri de kesmeyin, kuyruğundaki tüyleri de. Çünkü kuyruğu sinekleri vs. kovalar, yeleleri onu ısıtan elbisesidir, alnı ise orada hayır bağlıdır."
HadisNo : 2224
Ravi : Cerir
Hadis : Resulullah (sav)`ı atın alnındaki tüyleri parmaklarıyla bükerken gördüm. Büküyor ve şöyle diyordu: "Atın alnına Kıyamet gününe kadar hayır bağlanmıştır. Bu hayır sevap ve ganimettir."
HadisNo : 2225
Ravi : Yahya İbnu Said
Hadis : Resulullah (sav)`ın ridası ile atının alnını okşadığı görüldü. Bunun sebebi sorulunca şu cevabı verdi: "Ben bu gece at mevzuunda azarlandım."
HadisNo : 2226
Ravi : Ebu Zerr
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hiçbir Arabi at yoktur ki, her seher vaktinde şu kelimelerle dua etmesine izin verilmesin: "Ya Rabbi, Beni insanoğlundan diledigine temlik ettin, beni onun malı kıldın. Öyleyse beni, ona onun en sevgili malı, en sevgili ehli kıl" veya "Beni ona, onun en sevgili malından ve ehlinden biri kıl."
HadisNo : 2227
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) dişi ata feres derdi.
HadisNo : 2228
Ravi : Sehl İbnu Sa`d
Hadis : Resulullah (sav)`ın bizim bahçemizde bir atı vardır, adı el-Lahif idi.
HadisNo : 2229
Ravi : Ali
Hadis : Resulullah (sav)`a bir katır hediye edilmişti, ona bindi. Ben kendisine: "Eşekleri atlara aşırtsak da bunun gibi katırlar elde etsek olmaz mı?" dedim. Şöyle cevap verdi: "Bunu (şeriatın bu meseledeki hükmünü) bilmeyenler yapar."
HadisNo : 2230
Etiketler:
Atın Vasıfları Hakkında Hadisler
Ateşte Pişenin Yenmesi Hakkında Hadisler
Ateşte Pişenin Yenmesi Hakkında Hadisler
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Ebu Hüreyre mescidde abdest alırken yanına Abdullah İbnu Karız gelir. Ona, Ebu Hüreyre şu açıklamayı yapar: "Bir keş (kurumuş çökelek) parçası yedim, bu sebeple abdest alıyorum. Çünkü ben Resulullah (sav)`ın "Ateşte pişen şeyler yiyince abdest alın" dediğini işittim."(Bu, Müslim`in lafzıdır. Müslim`de Hz. Aişe`den de buna benzer bir rivayet mevcuttur.)
HadisNo : 3681
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) koyun budu yedi ve namaz kıldı, abdest almadı. (Buhari`nin bir başka rivayetinde: "Tencereden eliyle etli kemik aldı" denmiştir. Müslim`in bir rivayetinde: "Budu kemirdi, sonra namaz kıldı, abdest tazelemedi" denmiştir.)
HadisNo : 3682
Ravi : Amr İbnu Ümeyye ed-Damri
Hadis : Resulullah (sav)`ı gördüm, elindeki koyun budundan parça kesiyordu, ezan okundu. Hemen et dildiği bıçağı bırakıp namaza koştu, abdest almadı.
HadisNo : 3683
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) çıktı, beraberinde ben de vardım. Ensardan bir kadına uğradı. Kadın ona bir koyun kesti. Bir tabak taze hurma getirdi, ondan yeyip sonra öğle için abdest aldı ve namaz kıldı. Sonra (namazdan) ayrıldı. Kadın ona koyundan arta kalan birşeyler getirdi. Resulullah (sav) onu da yiyip ikindiyi kıldı, bu sırada abdest almadı. (Bu Tirmizi`nin lafzıdır. Ebu Davud ve Mesai`nin rivayetinde: "Resulullah`ın son iki icraatından biri, ateşin değiştirdiğinden abdest almayı terketmekti" denmiştir.)
HadisNo : 3684
Ravi : Ubeyd İbnu Sümame el-Muradi
Hadis : Abdullah İbnu`l`Haris İbni Cez` (ra), Mısır`a yanımıza geldi. Kendisi Resulullah (sav)`ın ashabından idi. Mısır Camii`nde şu hadisi anlatırken işittim: "Ben öyle hatırlıyorum ki, Resulullah (sav)`la bir adamın evinde oturan yedi kişiden yedincisi veya altıdan altıncısıydım. Derken Bilal (ra) geçti ve ezan okudu. Biz de çıktık. Giderken bir adama uğradık, tenceresi ateş üstündeydi. Resulullah (sav) ona: "Tenceren yeterince pişti mi?" diye sordu. Adam: "Evet, annem babam sana feda olsun!" dedi. Resulullah bunun üzerine bir parça aldı. Çiğnemesi devam ederken namaz için iftitah tekbiri aldı. Ben bu sırada ona bakıyordum."
HadisNo : 3685
Ravi : Süveyd İbnu`n-Nu`man
Hadis : Hayber Seferine Resulullah (sav) ile birlikte çıktık. Hayber yakınlarında olan Sahba`ya vardığımız zaman Resulullah (sav) ikindi namazı kıldı. Namaz bitince yiyecek getirilmesini ferman buyurdu. Sadece kavut getirilmişti. Bunun su ile ıslatılmasını emir buyurdu. Resulullah (sav) da, biz de ondan yedik. Sonra akşam namazına kalktı. Ağzını mazmaza etti. Biz de ağızlarımızı mazmaza ettik. Fakat abdest almadı.
HadisNo : 3686
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) süt içti. Ne mazmaza yaptı ne abdest aldı; namazını kıldı.
HadisNo : 3687
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Ebu Hüreyre mescidde abdest alırken yanına Abdullah İbnu Karız gelir. Ona, Ebu Hüreyre şu açıklamayı yapar: "Bir keş (kurumuş çökelek) parçası yedim, bu sebeple abdest alıyorum. Çünkü ben Resulullah (sav)`ın "Ateşte pişen şeyler yiyince abdest alın" dediğini işittim."(Bu, Müslim`in lafzıdır. Müslim`de Hz. Aişe`den de buna benzer bir rivayet mevcuttur.)
HadisNo : 3681
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) koyun budu yedi ve namaz kıldı, abdest almadı. (Buhari`nin bir başka rivayetinde: "Tencereden eliyle etli kemik aldı" denmiştir. Müslim`in bir rivayetinde: "Budu kemirdi, sonra namaz kıldı, abdest tazelemedi" denmiştir.)
HadisNo : 3682
Ravi : Amr İbnu Ümeyye ed-Damri
Hadis : Resulullah (sav)`ı gördüm, elindeki koyun budundan parça kesiyordu, ezan okundu. Hemen et dildiği bıçağı bırakıp namaza koştu, abdest almadı.
HadisNo : 3683
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) çıktı, beraberinde ben de vardım. Ensardan bir kadına uğradı. Kadın ona bir koyun kesti. Bir tabak taze hurma getirdi, ondan yeyip sonra öğle için abdest aldı ve namaz kıldı. Sonra (namazdan) ayrıldı. Kadın ona koyundan arta kalan birşeyler getirdi. Resulullah (sav) onu da yiyip ikindiyi kıldı, bu sırada abdest almadı. (Bu Tirmizi`nin lafzıdır. Ebu Davud ve Mesai`nin rivayetinde: "Resulullah`ın son iki icraatından biri, ateşin değiştirdiğinden abdest almayı terketmekti" denmiştir.)
HadisNo : 3684
Ravi : Ubeyd İbnu Sümame el-Muradi
Hadis : Abdullah İbnu`l`Haris İbni Cez` (ra), Mısır`a yanımıza geldi. Kendisi Resulullah (sav)`ın ashabından idi. Mısır Camii`nde şu hadisi anlatırken işittim: "Ben öyle hatırlıyorum ki, Resulullah (sav)`la bir adamın evinde oturan yedi kişiden yedincisi veya altıdan altıncısıydım. Derken Bilal (ra) geçti ve ezan okudu. Biz de çıktık. Giderken bir adama uğradık, tenceresi ateş üstündeydi. Resulullah (sav) ona: "Tenceren yeterince pişti mi?" diye sordu. Adam: "Evet, annem babam sana feda olsun!" dedi. Resulullah bunun üzerine bir parça aldı. Çiğnemesi devam ederken namaz için iftitah tekbiri aldı. Ben bu sırada ona bakıyordum."
HadisNo : 3685
Ravi : Süveyd İbnu`n-Nu`man
Hadis : Hayber Seferine Resulullah (sav) ile birlikte çıktık. Hayber yakınlarında olan Sahba`ya vardığımız zaman Resulullah (sav) ikindi namazı kıldı. Namaz bitince yiyecek getirilmesini ferman buyurdu. Sadece kavut getirilmişti. Bunun su ile ıslatılmasını emir buyurdu. Resulullah (sav) da, biz de ondan yedik. Sonra akşam namazına kalktı. Ağzını mazmaza etti. Biz de ağızlarımızı mazmaza ettik. Fakat abdest almadı.
HadisNo : 3686
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) süt içti. Ne mazmaza yaptı ne abdest aldı; namazını kıldı.
HadisNo : 3687
Etiketler:
Ateşte Pişenin Yenmesi Hakkında Hadisler
Ashabın Faziletlerinin Mücmel Zikri Hakkında Hadisler
Ashabın Faziletlerinin Mücmel Zikri Hakkında Hadisler
Ravi : İmran İbnu Huseyn
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır. Sonra bunları takip edenlerdir, sonra da bunları takip edenlerdir." İmran (ra) dedi ki: "Kendi asrını zikrettikten sonra iki asır mı, üç asır mı zikretti bilemiyorum." Bu sonuncuları takiben öyle insanlar gelir ki kendilerinden şahidlik istenmediği halde şahidlikte bulunurlar, onlar ihanet içindedirler, itimad olunmazlar. Nezirlerde (adak) bulunurlar, yerine getirmezler. Aralarında şişmanlık zuhur eder." [Bir rivayette şu ziyade var: "Yemin taleb edilmeden yemin ederler."]
HadisNo : 4363
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Beni gören veya beni göreni gören bir müslümana ateş değmeyecektir."
HadisNo : 4364
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ashabıma sebbetmeyin (dil uzatmayın). Nefsim elinde olan Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun (sizden) biri, Uhud dağı kadar altın infak etse, onlardan birinin infak ettiği bir müdd`e hatta yarım müdd`e bedel olmaz."
HadisNo : 4365
Ravi : Ebu Musa
Hadis : Resulullah (sav) ile beraber akşam namazı kılmıştık. Aramızda: "Burada oturup yatsıyı da onunla birlikte kılsak" dedik ve oturduk. Derken yanımıza geldi ve: "Hala burada mısınız?" buyurdular. "Evet!" dedik. "İyi yapmışsınız!" buyurdu ve başını semaya kaldırdı. Başını sıkça semaya kaldırdı ve şöyle buyurdu: "Yıldızlar semanın emniyetidir. Yıldızlar gitti mi, vaadedilen şey semaya gelir. Ben de Ashabım için bir emniyetim. Ben gittim mi, onlara vaadedilen şey gelecektir. Ashabım da ümmetim için bir emniyettir. Ashabım gitti mi ümmetime vaadedilen şey gelir."
HadisNo : 4366
Ravi : Büreyde
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir yerde ölen Ashabımdan hiçbirisi yoktur ki, kıyamet günü oranın ahalisine bir nur ve onlara (cennete şevkte) bir rehber olmasın."
HadisNo : 4367
Ravi : Said İbnu`l-Müseyyeb
Hadis : Hz. Ömer (ra)`den naklediliyor: "Demişti ki: "Ben Resulullah (sav)`ı dinledim, buyurmuştu ki: "Ben, Rabbimden Ashabımın benden sonra düşeceği ihtilaf hakkında sordum. Bunun üzerine şöyle vahyetti: "Ey Muhammed! Senin Ashabın benim nezdimde, gökteki yıldızlar gibidir. Bazıları diğerlerinden daha kavidirler. Her biri için bir nur vardır. Öyleyse, kim onların ihtilaf ettikleri meselelerden birini alırsa, o kimse benim nazarımda hidayet üzeredir." Hz. Ömer der ki: "Resulullah (sav) (devamla) ilave etti: "Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz." [Rezin tahriç etmiştir. (Hadisin birinci kısmım Cami`u`us-Sağir`de Suyuti kaydeder (Feyzu-Kadir 4,76). İkinci kısmı da İbnu Abdu`l-Berr, Cami`ul-İlm`de kaydetmiştir (2,91)]
HadisNo : 4368
Ravi : İmran İbnu Huseyn
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanların en hayırlıları benim asrımda yaşayanlardır. Sonra bunları takip edenlerdir, sonra da bunları takip edenlerdir." İmran (ra) dedi ki: "Kendi asrını zikrettikten sonra iki asır mı, üç asır mı zikretti bilemiyorum." Bu sonuncuları takiben öyle insanlar gelir ki kendilerinden şahidlik istenmediği halde şahidlikte bulunurlar, onlar ihanet içindedirler, itimad olunmazlar. Nezirlerde (adak) bulunurlar, yerine getirmezler. Aralarında şişmanlık zuhur eder." [Bir rivayette şu ziyade var: "Yemin taleb edilmeden yemin ederler."]
HadisNo : 4363
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Beni gören veya beni göreni gören bir müslümana ateş değmeyecektir."
HadisNo : 4364
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ashabıma sebbetmeyin (dil uzatmayın). Nefsim elinde olan Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun (sizden) biri, Uhud dağı kadar altın infak etse, onlardan birinin infak ettiği bir müdd`e hatta yarım müdd`e bedel olmaz."
HadisNo : 4365
Ravi : Ebu Musa
Hadis : Resulullah (sav) ile beraber akşam namazı kılmıştık. Aramızda: "Burada oturup yatsıyı da onunla birlikte kılsak" dedik ve oturduk. Derken yanımıza geldi ve: "Hala burada mısınız?" buyurdular. "Evet!" dedik. "İyi yapmışsınız!" buyurdu ve başını semaya kaldırdı. Başını sıkça semaya kaldırdı ve şöyle buyurdu: "Yıldızlar semanın emniyetidir. Yıldızlar gitti mi, vaadedilen şey semaya gelir. Ben de Ashabım için bir emniyetim. Ben gittim mi, onlara vaadedilen şey gelecektir. Ashabım da ümmetim için bir emniyettir. Ashabım gitti mi ümmetime vaadedilen şey gelir."
HadisNo : 4366
Ravi : Büreyde
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir yerde ölen Ashabımdan hiçbirisi yoktur ki, kıyamet günü oranın ahalisine bir nur ve onlara (cennete şevkte) bir rehber olmasın."
HadisNo : 4367
Ravi : Said İbnu`l-Müseyyeb
Hadis : Hz. Ömer (ra)`den naklediliyor: "Demişti ki: "Ben Resulullah (sav)`ı dinledim, buyurmuştu ki: "Ben, Rabbimden Ashabımın benden sonra düşeceği ihtilaf hakkında sordum. Bunun üzerine şöyle vahyetti: "Ey Muhammed! Senin Ashabın benim nezdimde, gökteki yıldızlar gibidir. Bazıları diğerlerinden daha kavidirler. Her biri için bir nur vardır. Öyleyse, kim onların ihtilaf ettikleri meselelerden birini alırsa, o kimse benim nazarımda hidayet üzeredir." Hz. Ömer der ki: "Resulullah (sav) (devamla) ilave etti: "Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayeti bulursunuz." [Rezin tahriç etmiştir. (Hadisin birinci kısmım Cami`u`us-Sağir`de Suyuti kaydeder (Feyzu-Kadir 4,76). İkinci kısmı da İbnu Abdu`l-Berr, Cami`ul-İlm`de kaydetmiştir (2,91)]
HadisNo : 4368
Ashabın Fazilet Ve Menkıbelerinin Yüceliği Hakkında Hadisler
Ashabın Fazilet Ve Menkıbelerinin Yüceliği Hakkında Hadisler
Ravi : Said İbnu Zeyd
Hadis : Resulullah (sav)`ın şöyle söylediğini işittim: "Ebu Bekr cennetliktir, Ömer cennetliktir, Osman cennetliktir, Ali cennetliktir, Talha cennetliktir, Zübeyr cennetliktir, Sa`d İbnu Malik cennetliktir, Abdurrahman İbnu Avf cennetliktir, Ebu Ubeyde İbnu`l-Cerrah cennetliktir." (Ravi der ki: Zeyd) onuncu da sükut etti. Dinleyenler: "Onuncu kim?" diye sordular. (Bu taleb üzerine): "Said İbnu Zeyd!" dedi. Yani bu, kendisi idi. Zeyd sonra ilave etti: "Allah`a yemin ederim. Onlardan birinin Resulullah (sa} ile birlikte yüzü tozlanacak kadar bulunuvermesi, sizden birinin ömür boyu çalışmasından daha hayırlıdır, hatta ömrü, Hz. Nuh aleyhisselam`ın ömrü kadar uzun olsa bile."
HadisNo : 4369
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetimde ümmetime karşı en çok merhametli olan kimse Ebu Bekr`dir. Onlar içinde Allah`ın emri hususunda en çok titiz olanı Ömer`dir. Haya cihetiyle en şiddetli olanı Osman`dır. (Davalarda) en isabetli hüküm vereni Ali`dir. Helal ve haramı en iyi bileni Muaz İbnu Cebel`dir, Feraizi en iyi bilen Zeyd İbnu Sabit`tir. Kur`an okumasını en iyi bileni Ubey İbnu Ka`b`dır. Her ümmetin bir emini vardır. Bu ümmetin emini Ebu Ubeyde İbnu`l-Cerrah`dır. Ebu Zerr`den daha doğru sözlü olan birini ne gök gölgeledi, ne de yer taşıdı. O, verada Hz. İsa aleyhisselam gibiydi. Hz. Ömer (ra) (hased etmişçesine): "Yani biz bu hasletin onda olduğunu kabul edecek miyiz?" dedi. Resulullah (sav): "Evet Bu hasletleri onda var bilin!" buyurdular.
HadisNo : 4370
Ravi : Huzeyfe
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben aranızda ne kadar kalacağımı bilemiyorum. Benden sonra "iki`ye uyun" dedi ve Ebu Bekr ile Ömer`e işaret etti. (Sözlerine devam ederek): "Ammar`ın davranışlarını örnek alın. İbnu Mes`ud ne söylemişse tasdik edin" buyurdu.
HadisNo : 4371
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Geceleyin (rüyamda) bana salih bir adam gönderildi. Sanki Ebu Bekr, Resulullah`a yamanmış gibiydi, Ömer de Ebu Bekr`e yamanmış gibiydi. Osman da Ömer`e yamanmış gibiydi." Cabir der ki: "Resulullah (sav)`ın yanından kalktığımız zaman dedik ki: "(Rüyanın yorumu şöyle olmalıdır): Oradaki salih kimse Resulullah`tır. Onların birbirlerine yamanmaları, Allah`ın, peygamberleriyle gönderdiği işin (dinin) sorumluları olmalarıdır."
HadisNo : 4372
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben kendimi cennete girmiş gördüm. Derken Ebu Talha`nın hanımı Rumeysa ile karşılaştım (ra). Bir de hışırtı kulağına geldi. "Bu kimitn hışırtısı" dedim, "Bilal`in" dediler. Avlusunda bir cariye bulunan bir köşk gördüm. "Bu kime ait?" dedim. "Ömer İbnu`l-Hattab`ındır" dediler, içine girip bakmayı arzu ettim. Ancak senin kıskanç olduğunu hatırladım ve geri döndüm." Ömer, bu söz üzerine ağladı ve: "Sana karşı da mı kıskanç olacağım ey Allah`ın Resulü!" dedi.
HadisNo : 4373
Ravi : Büreyde
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ey Bilal! Ne ile benden önce cennete girdin? Her ne zaman cennete girdiysem, her seferinde önümde senin hışırtını işittim. Dün gece de cennete girmiştim, önümde (yine) senin hışırtını duydum. Sonra altından şerefeler olan murabba bir köşke geldim. "Bu köşk kimin?" diye sordum. "Arapardan birinin!" dediler. Ben cevaben: "Ama ben de bir Arabım, (benim olmadığına göre) bu köşk kimin?" dedim. Bunun üzerine: "Kureyş`ten birinin!" dediler. Ben tekrar: "Ben de bir Kureyşliyim, bu köşk kimin?" dedim. Bu sefer: "Muhammed ümmetinden birinin." dediler. Ben de: "Muhammed benim, bu köşk kimin?" dedim. Bunun üzerine: "Ömer İbnu`l-hattab`ın" dediler (ra). Bunun üzerine Bilal: "Ya Resulullah! Her ezan okuyuşunda iki rek`at namaz kıldım. Her ne zaman hades vaki oldu ise derhal abdest tazeledim ve Allah`a iki rek`at namaz kılmayı üzerimde borç gördüm" dedi. Bilal`in bu açıklaması üzerine Aleyhisselatu vesselam: "İşte bu iki şey sebebiyle (cennete girmede benden evvel davranmış olmalısın" buyurdular.
HadisNo : 4374
Ravi : Amr İbnu`l-As
Hadis : Resulullah (sav)`a sordum: "(Ey Allah`ın Resulü!) insanların hangisi size daha sevgilidir?" "Aişe" buyurdular. "Ya erkeklerden?" dedim "babası" buyurdular. "Sonra kim?" dedim. "Ömer" buyurdular ve başka bazı erkekler saydılar.
HadisNo : 4375
Ravi : Usame İbnu Zeyd
Hadis : Ben Resulullah (sav)`ın yanında oturuyordum. Ali ve Abbas (ra) gelip (huzuruna girmek için) izin istediler. Aleyhisselatu vesselam: "Ne getirdiler biliyor musun?" buyurdular. "Hayır, bilmiyorum!" dedim. "Ama ben biliyorum, onlara izin ver" buyurdular. (İçeri aldım), onlar da girdiler. "Ey Allah`ın Resulü! Ehlinden hangisi sana daha sevgili? Sormaya geldik!" dediler. "Ehlimin bana en sevgili olanı, kendisine (hidayet ederek) Allah`ın nimetlendirdiği, (azad edip evlat edinmemle de) kendimin ikram etmiş olduğu kimsedir!" buyurdu ve Usame İbnu Zeyd (ra)`i zikretti. "Pekala sonra kim?" dediler. "Sonra Ali İbnu Ebi Talib!" buyurdular. Bunun üzerine amcası Abbas (ra): "Ey Allah`ın Resulü! Amcanı en sona bıraktın!" dedi. "Ali hicrette senden önce davrandı!" cevabını verdiler.
HadisNo : 4376
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Biz Resulullah (sav) zamanında insanları derecelendirir ve şöyle sıralardık: [Ümmet-i Muhammed`in, Resulullah (sav)`dan sonra en efdali] Ebu Bekr, sonra Ömer, sonra Osman. [Resulullah (sav) bu sıralamayı işitir] bize itiraz etmezdi (radıyallahu anhüm ecmain).
HadisNo : 4377
Ravi : Enes
Hadis : Üseyd İbnu Hudayr ve Abbad İbnu Bişr (ra) karanlık bir gecede Resulullah (sav)`ın yanında idiler. (Sohbet bitince) yanından ayrıldılar. Derken önlerinde iki nur peydah oldu. Yolları ayrıldığı zaman her birinin bir nuru vardı.
HadisNo : 4378
Ravi : Said İbnu Zeyd
Hadis : Resulullah (sav)`ın şöyle söylediğini işittim: "Ebu Bekr cennetliktir, Ömer cennetliktir, Osman cennetliktir, Ali cennetliktir, Talha cennetliktir, Zübeyr cennetliktir, Sa`d İbnu Malik cennetliktir, Abdurrahman İbnu Avf cennetliktir, Ebu Ubeyde İbnu`l-Cerrah cennetliktir." (Ravi der ki: Zeyd) onuncu da sükut etti. Dinleyenler: "Onuncu kim?" diye sordular. (Bu taleb üzerine): "Said İbnu Zeyd!" dedi. Yani bu, kendisi idi. Zeyd sonra ilave etti: "Allah`a yemin ederim. Onlardan birinin Resulullah (sa} ile birlikte yüzü tozlanacak kadar bulunuvermesi, sizden birinin ömür boyu çalışmasından daha hayırlıdır, hatta ömrü, Hz. Nuh aleyhisselam`ın ömrü kadar uzun olsa bile."
HadisNo : 4369
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetimde ümmetime karşı en çok merhametli olan kimse Ebu Bekr`dir. Onlar içinde Allah`ın emri hususunda en çok titiz olanı Ömer`dir. Haya cihetiyle en şiddetli olanı Osman`dır. (Davalarda) en isabetli hüküm vereni Ali`dir. Helal ve haramı en iyi bileni Muaz İbnu Cebel`dir, Feraizi en iyi bilen Zeyd İbnu Sabit`tir. Kur`an okumasını en iyi bileni Ubey İbnu Ka`b`dır. Her ümmetin bir emini vardır. Bu ümmetin emini Ebu Ubeyde İbnu`l-Cerrah`dır. Ebu Zerr`den daha doğru sözlü olan birini ne gök gölgeledi, ne de yer taşıdı. O, verada Hz. İsa aleyhisselam gibiydi. Hz. Ömer (ra) (hased etmişçesine): "Yani biz bu hasletin onda olduğunu kabul edecek miyiz?" dedi. Resulullah (sav): "Evet Bu hasletleri onda var bilin!" buyurdular.
HadisNo : 4370
Ravi : Huzeyfe
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben aranızda ne kadar kalacağımı bilemiyorum. Benden sonra "iki`ye uyun" dedi ve Ebu Bekr ile Ömer`e işaret etti. (Sözlerine devam ederek): "Ammar`ın davranışlarını örnek alın. İbnu Mes`ud ne söylemişse tasdik edin" buyurdu.
HadisNo : 4371
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Geceleyin (rüyamda) bana salih bir adam gönderildi. Sanki Ebu Bekr, Resulullah`a yamanmış gibiydi, Ömer de Ebu Bekr`e yamanmış gibiydi. Osman da Ömer`e yamanmış gibiydi." Cabir der ki: "Resulullah (sav)`ın yanından kalktığımız zaman dedik ki: "(Rüyanın yorumu şöyle olmalıdır): Oradaki salih kimse Resulullah`tır. Onların birbirlerine yamanmaları, Allah`ın, peygamberleriyle gönderdiği işin (dinin) sorumluları olmalarıdır."
HadisNo : 4372
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben kendimi cennete girmiş gördüm. Derken Ebu Talha`nın hanımı Rumeysa ile karşılaştım (ra). Bir de hışırtı kulağına geldi. "Bu kimitn hışırtısı" dedim, "Bilal`in" dediler. Avlusunda bir cariye bulunan bir köşk gördüm. "Bu kime ait?" dedim. "Ömer İbnu`l-Hattab`ındır" dediler, içine girip bakmayı arzu ettim. Ancak senin kıskanç olduğunu hatırladım ve geri döndüm." Ömer, bu söz üzerine ağladı ve: "Sana karşı da mı kıskanç olacağım ey Allah`ın Resulü!" dedi.
HadisNo : 4373
Ravi : Büreyde
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ey Bilal! Ne ile benden önce cennete girdin? Her ne zaman cennete girdiysem, her seferinde önümde senin hışırtını işittim. Dün gece de cennete girmiştim, önümde (yine) senin hışırtını duydum. Sonra altından şerefeler olan murabba bir köşke geldim. "Bu köşk kimin?" diye sordum. "Arapardan birinin!" dediler. Ben cevaben: "Ama ben de bir Arabım, (benim olmadığına göre) bu köşk kimin?" dedim. Bunun üzerine: "Kureyş`ten birinin!" dediler. Ben tekrar: "Ben de bir Kureyşliyim, bu köşk kimin?" dedim. Bu sefer: "Muhammed ümmetinden birinin." dediler. Ben de: "Muhammed benim, bu köşk kimin?" dedim. Bunun üzerine: "Ömer İbnu`l-hattab`ın" dediler (ra). Bunun üzerine Bilal: "Ya Resulullah! Her ezan okuyuşunda iki rek`at namaz kıldım. Her ne zaman hades vaki oldu ise derhal abdest tazeledim ve Allah`a iki rek`at namaz kılmayı üzerimde borç gördüm" dedi. Bilal`in bu açıklaması üzerine Aleyhisselatu vesselam: "İşte bu iki şey sebebiyle (cennete girmede benden evvel davranmış olmalısın" buyurdular.
HadisNo : 4374
Ravi : Amr İbnu`l-As
Hadis : Resulullah (sav)`a sordum: "(Ey Allah`ın Resulü!) insanların hangisi size daha sevgilidir?" "Aişe" buyurdular. "Ya erkeklerden?" dedim "babası" buyurdular. "Sonra kim?" dedim. "Ömer" buyurdular ve başka bazı erkekler saydılar.
HadisNo : 4375
Ravi : Usame İbnu Zeyd
Hadis : Ben Resulullah (sav)`ın yanında oturuyordum. Ali ve Abbas (ra) gelip (huzuruna girmek için) izin istediler. Aleyhisselatu vesselam: "Ne getirdiler biliyor musun?" buyurdular. "Hayır, bilmiyorum!" dedim. "Ama ben biliyorum, onlara izin ver" buyurdular. (İçeri aldım), onlar da girdiler. "Ey Allah`ın Resulü! Ehlinden hangisi sana daha sevgili? Sormaya geldik!" dediler. "Ehlimin bana en sevgili olanı, kendisine (hidayet ederek) Allah`ın nimetlendirdiği, (azad edip evlat edinmemle de) kendimin ikram etmiş olduğu kimsedir!" buyurdu ve Usame İbnu Zeyd (ra)`i zikretti. "Pekala sonra kim?" dediler. "Sonra Ali İbnu Ebi Talib!" buyurdular. Bunun üzerine amcası Abbas (ra): "Ey Allah`ın Resulü! Amcanı en sona bıraktın!" dedi. "Ali hicrette senden önce davrandı!" cevabını verdiler.
HadisNo : 4376
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Biz Resulullah (sav) zamanında insanları derecelendirir ve şöyle sıralardık: [Ümmet-i Muhammed`in, Resulullah (sav)`dan sonra en efdali] Ebu Bekr, sonra Ömer, sonra Osman. [Resulullah (sav) bu sıralamayı işitir] bize itiraz etmezdi (radıyallahu anhüm ecmain).
HadisNo : 4377
Ravi : Enes
Hadis : Üseyd İbnu Hudayr ve Abbad İbnu Bişr (ra) karanlık bir gecede Resulullah (sav)`ın yanında idiler. (Sohbet bitince) yanından ayrıldılar. Derken önlerinde iki nur peydah oldu. Yolları ayrıldığı zaman her birinin bir nuru vardı.
HadisNo : 4378
Asabiyet Ve Ehva Hakkında Hadisler
Asabiyet Ve Ehva Hakkında Hadisler
Ravi : Cündeb İbnu Abdillah
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim ummiyye (gayesi islam olmayan) bir bayrak altında bir asabiyete çağırırken veya bir asabiyete yardım ederken öldürülürce onun ölümü, cahiliye ölümü üzeredir."
HadisNo : 4798
Ravi : Süraka İbnu Malik el-Cu`şemi
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "En hayırlınız, (zulme düşerek) günah işlemedikçe aşiretini müdafaa edendir."
HadisNo : 4799
Ravi : Vasile İbnu`l-Eska
Hadis : "Ey Allah`ın Resulü," dedim, "asabiyet nedir?" "Asabiyet," buyurdular, "zulümde kavmine yardım etmendir."
HadisNo : 4800
Ravi : Amr İbnu Ebi Kurre
Hadis : Huzeyfe (ra) Medain`de iken, Resulullah (sav)`ın öfke halinde, ashabından bazılarına sarfettiği sözleri anlatıyordu. Huzeyfe`den bunları işitenlerden bir kısmı Selman (ra)`a gelip, Huzeyfe`nin anlattıklarını kendisine söylüyorlardı. Selman da onlara: "Huzeyfe söylediğini daha iyi bilir!" diyordu. Onlar da tekrar Huzeyfe`nin yanına dönüp kendisine: "Biz senin söylediklerini Selman`a soruk. Ne tasdik etti ne de reddetti" dediler. Bunun üzerine Huzeyfe (sebze tarlasında bulunan) Selman (ra)`nın yanına gidip: "Resulullah (sav)`dan işittiğim şeyler hususunda beni niye tasdik etmedin?" diye sordu. Selman da: "Resulullah (sav) öfkelenir ve öfkeli iken konuşurdu. Razı olur ve rıza halinde de konuşurdu!" cevabını verdi ve sonra devamla: "Ey Huzeyfe!" dedi, "sen, kalplerde, bir kısım insanlara sevgi, bir kısım insanlara buğz hasıl edip aralarında ihtilaf ve ayrılıklara sebep olan bu konuşmalardan vazgeçsen olmaz mı! Nitekim biliyorsun ki, Resulullah (sav) (bir gün) hutbesinde şöyle buyurmuştu: "Allahım! Ben senin katından bir garanti talep ediyorum: Ümmetimden kimi öfkeli halimde (haksız yere) sebbetmiş veya lanet etmiş [veya vurmuş veya incitmiş] isem -ki ben de ademoğluyum, tıpkı onların öfkelenmeleri gibi öfkelenirim. Halbuki sen beni alemlere rahmet olarak gönderdin- bu (haksız sözümü) o kimseler için kıyamet günü rahmet, [zekat, ecir, yakınlık vesilesi, tuhur] kıl. [Ta ki o vesile ile sana yaklaşsın!]" Ey Huzeyfe! Allah`a yemin olsun, ya bu konuşmalardan vazgeçeceksin, yahut da seni Ömer İbnu`l-Hattab (ra)`a yazıp şikayet edeceğim!"
HadisNo : 4801
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Küfrün başı doğu cihetindedir. Övünme ve çalım satma işi at, deve, sığır besleyenler, çadırda oturanlar arasındadır. Sükunet de koyun besleyenlerdedir."
HadisNo : 4802
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "İman Yemenlidir. Fitne şu tarafta, şeytanın boynuzunun doğduğu yerdedir."
HadisNo : 4803
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İman Yemenlidir. Küfür de şark cihetindedir. Sükunet koyun besleyenlerin yanındadır. Övünmek ve çalım satmak feddadların, yani at besleyip çadırda kalanların yanındadır."
HadisNo : 4804
Ravi : Cündeb İbnu Abdillah
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim ummiyye (gayesi islam olmayan) bir bayrak altında bir asabiyete çağırırken veya bir asabiyete yardım ederken öldürülürce onun ölümü, cahiliye ölümü üzeredir."
HadisNo : 4798
Ravi : Süraka İbnu Malik el-Cu`şemi
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "En hayırlınız, (zulme düşerek) günah işlemedikçe aşiretini müdafaa edendir."
HadisNo : 4799
Ravi : Vasile İbnu`l-Eska
Hadis : "Ey Allah`ın Resulü," dedim, "asabiyet nedir?" "Asabiyet," buyurdular, "zulümde kavmine yardım etmendir."
HadisNo : 4800
Ravi : Amr İbnu Ebi Kurre
Hadis : Huzeyfe (ra) Medain`de iken, Resulullah (sav)`ın öfke halinde, ashabından bazılarına sarfettiği sözleri anlatıyordu. Huzeyfe`den bunları işitenlerden bir kısmı Selman (ra)`a gelip, Huzeyfe`nin anlattıklarını kendisine söylüyorlardı. Selman da onlara: "Huzeyfe söylediğini daha iyi bilir!" diyordu. Onlar da tekrar Huzeyfe`nin yanına dönüp kendisine: "Biz senin söylediklerini Selman`a soruk. Ne tasdik etti ne de reddetti" dediler. Bunun üzerine Huzeyfe (sebze tarlasında bulunan) Selman (ra)`nın yanına gidip: "Resulullah (sav)`dan işittiğim şeyler hususunda beni niye tasdik etmedin?" diye sordu. Selman da: "Resulullah (sav) öfkelenir ve öfkeli iken konuşurdu. Razı olur ve rıza halinde de konuşurdu!" cevabını verdi ve sonra devamla: "Ey Huzeyfe!" dedi, "sen, kalplerde, bir kısım insanlara sevgi, bir kısım insanlara buğz hasıl edip aralarında ihtilaf ve ayrılıklara sebep olan bu konuşmalardan vazgeçsen olmaz mı! Nitekim biliyorsun ki, Resulullah (sav) (bir gün) hutbesinde şöyle buyurmuştu: "Allahım! Ben senin katından bir garanti talep ediyorum: Ümmetimden kimi öfkeli halimde (haksız yere) sebbetmiş veya lanet etmiş [veya vurmuş veya incitmiş] isem -ki ben de ademoğluyum, tıpkı onların öfkelenmeleri gibi öfkelenirim. Halbuki sen beni alemlere rahmet olarak gönderdin- bu (haksız sözümü) o kimseler için kıyamet günü rahmet, [zekat, ecir, yakınlık vesilesi, tuhur] kıl. [Ta ki o vesile ile sana yaklaşsın!]" Ey Huzeyfe! Allah`a yemin olsun, ya bu konuşmalardan vazgeçeceksin, yahut da seni Ömer İbnu`l-Hattab (ra)`a yazıp şikayet edeceğim!"
HadisNo : 4801
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Küfrün başı doğu cihetindedir. Övünme ve çalım satma işi at, deve, sığır besleyenler, çadırda oturanlar arasındadır. Sükunet de koyun besleyenlerdedir."
HadisNo : 4802
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "İman Yemenlidir. Fitne şu tarafta, şeytanın boynuzunun doğduğu yerdedir."
HadisNo : 4803
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İman Yemenlidir. Küfür de şark cihetindedir. Sükunet koyun besleyenlerin yanındadır. Övünmek ve çalım satmak feddadların, yani at besleyip çadırda kalanların yanındadır."
HadisNo : 4804
Etiketler:
Asabiyet Ve Ehva Hakkında Hadisler
19 Ağustos 2009 Çarşamba
Arkadaşın Vasfı Hakkında Hadisler
Arkadaşın Vasfı Hakkında Hadisler
Ravi : Ebu Musa
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İyi arkadaşla kötü arkadaşın misali, misk taşıyanla körük çeken insanlar gibidir. Misk sahibi ya sana kokusundan verir veya sen ondan satın alırsın. Körük çekene gelince ya elbiseni yakar yahut da sen onun pis kokusunu alırsın."
HadisNo : 3332
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şu üçü hariç bütün meclisler emniyettedir; "Haram kan dökülen meclis, haram ferc bulunan meclis, haksız mal taksimi yapılan meclis."
HadisNo : 3333
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) beni, bir ihtiyacı için göndermişti. Bu yüzden anneme dönmekte geciktim. Eve gelince annem: "Niçin geciktin?" diye hesaba çekti. "Resulullah", dedim, "beni bir iş için göndermişti." "Ne işiydi o?" diye annem sordu. "O sırdır söyleyemem!" deyince, annem: "Resulullah (sav)`ın sırrını sakın kimseye açmayasın!" dedi. (Metin Müslim`e aittir.)
HadisNo : 3334
Ravi : Ebu Musa
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İyi arkadaşla kötü arkadaşın misali, misk taşıyanla körük çeken insanlar gibidir. Misk sahibi ya sana kokusundan verir veya sen ondan satın alırsın. Körük çekene gelince ya elbiseni yakar yahut da sen onun pis kokusunu alırsın."
HadisNo : 3332
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şu üçü hariç bütün meclisler emniyettedir; "Haram kan dökülen meclis, haram ferc bulunan meclis, haksız mal taksimi yapılan meclis."
HadisNo : 3333
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) beni, bir ihtiyacı için göndermişti. Bu yüzden anneme dönmekte geciktim. Eve gelince annem: "Niçin geciktin?" diye hesaba çekti. "Resulullah", dedim, "beni bir iş için göndermişti." "Ne işiydi o?" diye annem sordu. "O sırdır söyleyemem!" deyince, annem: "Resulullah (sav)`ın sırrını sakın kimseye açmayasın!" dedi. (Metin Müslim`e aittir.)
HadisNo : 3334
Etiketler:
Arkadaşın Vasfı Hakkında Hadisler
Ariyet Hakkında Hadisler
Ariyet Hakkında Hadisler
Ravi : Safvan İbnu Ümeyye
Hadis : Resulullah (sav) Huneyn savaşı sırasında benden bir miktar zırhı ariyet olarak istedi. Ben de: "Zorla (gasbederek) mi almak istiyorsun?" dedim. "Hayır!" dedi, "garantili olarak taleb ediyorum!"
HadisNo : 4214
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) bir tabak istiare etmişti, kap ziyana uğradı. Sahiplerine tazmin etti.
HadisNo : 4215
Ravi : Semüre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Aldığı şeyi sahibine ödemek "el`e vecibedir" Katade der ki: "Hasan (bunu rivayet ettiğini) unuttu ve dedi ki: "O, [yani ariyet] emanetindir, (Zayi olması halinde) sana tazmin gerekmez."
HadisNo : 4216
Ravi : Ebu Ümame
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ariyet (sahibine) verilecektir. Kefil borçludur, borç ödenmelidir."
HadisNo : 4217
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Başkasına sütünden istifade etmesi için verilecek bir hayvan olarak, sütlü deve ve bol sütlü koyun ne muvafıktır. Sabah bir kap, akşam bir kap süt verir."
HadisNo : 4218
Ravi : Safvan İbnu Ümeyye
Hadis : Resulullah (sav) Huneyn savaşı sırasında benden bir miktar zırhı ariyet olarak istedi. Ben de: "Zorla (gasbederek) mi almak istiyorsun?" dedim. "Hayır!" dedi, "garantili olarak taleb ediyorum!"
HadisNo : 4214
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) bir tabak istiare etmişti, kap ziyana uğradı. Sahiplerine tazmin etti.
HadisNo : 4215
Ravi : Semüre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Aldığı şeyi sahibine ödemek "el`e vecibedir" Katade der ki: "Hasan (bunu rivayet ettiğini) unuttu ve dedi ki: "O, [yani ariyet] emanetindir, (Zayi olması halinde) sana tazmin gerekmez."
HadisNo : 4216
Ravi : Ebu Ümame
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ariyet (sahibine) verilecektir. Kefil borçludur, borç ödenmelidir."
HadisNo : 4217
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Başkasına sütünden istifade etmesi için verilecek bir hayvan olarak, sütlü deve ve bol sütlü koyun ne muvafıktır. Sabah bir kap, akşam bir kap süt verir."
HadisNo : 4218
Etiketler:
Ariyet Hakkında Hadisler
Arefe Günü Ve Kadir Gecesi Duası Hakkında Hadisler
Arefe Günü Ve Kadir Gecesi Duası Hakkında Hadisler
Ravi : Amr İbnu Şuayb an Ebihi an Ceddihi
Hadis : Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki: "Duaların en faziletlisi arefe günü yapılan duadır. Ben ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz, la ilahe illallahu vahdehu la şerike leh lehü`l`mülkü ve lehü`l-hamdü ve hüve ala külli şey`in kadir. (Allah`tan başka ilah yoktur, O tektir, O`nun ortağı yoktur, mülk O`nundur, hamd O`na aittir. O, herşeye kadirdir) sözüdür."
HadisNo : 1863
Ravi : Aişe
Hadis : "Ey Allah`ın Resulü," dedim, "şayet Kadir gecesine tevafuk edersem nasıl dua edeyim?" Şu duayı okumamı söyledi: "Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu`l-afve fa`fu anni. (Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet.)
HadisNo : 1864
Ravi : Amr İbnu Şuayb an Ebihi an Ceddihi
Hadis : Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki: "Duaların en faziletlisi arefe günü yapılan duadır. Ben ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz, la ilahe illallahu vahdehu la şerike leh lehü`l`mülkü ve lehü`l-hamdü ve hüve ala külli şey`in kadir. (Allah`tan başka ilah yoktur, O tektir, O`nun ortağı yoktur, mülk O`nundur, hamd O`na aittir. O, herşeye kadirdir) sözüdür."
HadisNo : 1863
Ravi : Aişe
Hadis : "Ey Allah`ın Resulü," dedim, "şayet Kadir gecesine tevafuk edersem nasıl dua edeyim?" Şu duayı okumamı söyledi: "Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu`l-afve fa`fu anni. (Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet.)
HadisNo : 1864
Arapların Fazileti hakkında hadisler
Arapların Fazileti hakkında hadisler
Ravi : Selman`ı Farisi
Hadis : Resulullah (sav) bana: "Bana buğzetme, dinini terketmiş olursun!" buyurdular. Ben: "Ey Allah`ın Resulü, ben size nasıl buğzederim? Allah hidayeti bana sizin elinizden ulaştırdı" dedim. "Araba buğzedersin, böylece bana buğzetmiş olursun" buyurdular.
HadisNo : 4547
Ravi : Osman İbnu Affan
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim Arab`ı aldatırsa şefaatime giremez ve sevgim de ona ulaşmaz."
HadisNo : 4548
Ravi : Selman`ı Farisi
Hadis : Resulullah (sav) bana: "Bana buğzetme, dinini terketmiş olursun!" buyurdular. Ben: "Ey Allah`ın Resulü, ben size nasıl buğzederim? Allah hidayeti bana sizin elinizden ulaştırdı" dedim. "Araba buğzedersin, böylece bana buğzetmiş olursun" buyurdular.
HadisNo : 4547
Ravi : Osman İbnu Affan
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim Arab`ı aldatırsa şefaatime giremez ve sevgim de ona ulaşmaz."
HadisNo : 4548
Etiketler:
Arapların Fazileti hakkında hadisler
Arafat Ve Müzdelife`de Telbiye Hakkında Hadisler
Arafat Ve Müzdelife`de Telbiye Hakkında Hadisler
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Hz. Üsame (ra) Arafat`tan Müzdelife`ye kadar Resulullah (sav)`ın terkisinde idi. Sonra Müzdelife`den Mina`ya kadar da Fadi İbnu Abbas`ı terkisine aldı. Her ikisi de: "Resulullah (sav) büyük şeytanı (Cemretu`l-Akabe) taşlayıncaya kadar telbiyeyi bırakmadı" demiştir. (Buhari`de gösterilen bablarda rivayet mana yönüyle mevcuttur, lafzan değil)
HadisNo : 1437
Ravi : Said İbnu Cübeyr
Hadis : Ben, İbnu Abbas (ra) ile Arafat`ta beraberdim. Bir ara bana: "Niye halkın telbiyesini işitmiyorum?" diye sordu, ben kendisine: "Muaviye (ra)`den korkuyorlar!" dedim. Bunun üzerine: "Lebbeyk Allahümme lebbeyk, bu insanlar Ali`ye buğuzları sebebiyle sünneti terketmişler!" diyerek çadırından çıktı."
HadisNo : 1438
Ravi : Muhamed İbnu Ebi Bekr es`Sakafi
Hadis : Arafat`tan Mina`ya gelirken, beraberindeki Enes İbnu Malik (ra)`e telbiyeden sorarak: "Siz Resulullah (sav) ile nasıl yapıyordunuz?" dedim. Bana: "Dileyen telbiye getirirdi, Resulullah (sav) müdahale etmezdi. Dileyen tekbir getirirdi, Resulullah (sav) ona da müdahale etmezdi! Dileyen de tehlil getirirdir ona da müdahale etmezdi. Bizden kimse, (farklı zikirlerde bulunduğu için) arkadaşını ayıplamazdı.
HadisNo : 1439
Ravi : Ca`fer İbnu Muhammed
Hadis : Ca`fer İbnu Muhammed babasından naklen anlatıyor: "Hz. Ali (ra), haccda, arefe günü güneşin zeval noktasına gelmesine kadar telbiyeye devam eder, ondan sonra keserdi."
HadisNo : 1440
Ravi : Üsame
Hadis : Arafat`da ben Resulullah (sav)`ın devesinin terkisinde idim. Bir ara dua için ellerini kaldırmıştı. (O esnada) deve, Resulullah (sav)`ı eğdi. Derken yuları düştü. Hz. Peygamber (sav) yuları elinin biriyle tutup, diğer elini kaldırarak duasına devam etti.
HadisNo : 1441
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Hz. Üsame (ra) Arafat`tan Müzdelife`ye kadar Resulullah (sav)`ın terkisinde idi. Sonra Müzdelife`den Mina`ya kadar da Fadi İbnu Abbas`ı terkisine aldı. Her ikisi de: "Resulullah (sav) büyük şeytanı (Cemretu`l-Akabe) taşlayıncaya kadar telbiyeyi bırakmadı" demiştir. (Buhari`de gösterilen bablarda rivayet mana yönüyle mevcuttur, lafzan değil)
HadisNo : 1437
Ravi : Said İbnu Cübeyr
Hadis : Ben, İbnu Abbas (ra) ile Arafat`ta beraberdim. Bir ara bana: "Niye halkın telbiyesini işitmiyorum?" diye sordu, ben kendisine: "Muaviye (ra)`den korkuyorlar!" dedim. Bunun üzerine: "Lebbeyk Allahümme lebbeyk, bu insanlar Ali`ye buğuzları sebebiyle sünneti terketmişler!" diyerek çadırından çıktı."
HadisNo : 1438
Ravi : Muhamed İbnu Ebi Bekr es`Sakafi
Hadis : Arafat`tan Mina`ya gelirken, beraberindeki Enes İbnu Malik (ra)`e telbiyeden sorarak: "Siz Resulullah (sav) ile nasıl yapıyordunuz?" dedim. Bana: "Dileyen telbiye getirirdi, Resulullah (sav) müdahale etmezdi. Dileyen tekbir getirirdi, Resulullah (sav) ona da müdahale etmezdi! Dileyen de tehlil getirirdir ona da müdahale etmezdi. Bizden kimse, (farklı zikirlerde bulunduğu için) arkadaşını ayıplamazdı.
HadisNo : 1439
Ravi : Ca`fer İbnu Muhammed
Hadis : Ca`fer İbnu Muhammed babasından naklen anlatıyor: "Hz. Ali (ra), haccda, arefe günü güneşin zeval noktasına gelmesine kadar telbiyeye devam eder, ondan sonra keserdi."
HadisNo : 1440
Ravi : Üsame
Hadis : Arafat`da ben Resulullah (sav)`ın devesinin terkisinde idim. Bir ara dua için ellerini kaldırmıştı. (O esnada) deve, Resulullah (sav)`ı eğdi. Derken yuları düştü. Hz. Peygamber (sav) yuları elinin biriyle tutup, diğer elini kaldırarak duasına devam etti.
HadisNo : 1441
Ankebut Suresi Hakkında Hadisler
Ankebut Suresi
Ravi : Ümmü Hani
Hadis : "Erkeklere yaklaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda fena şeyler yapmıyor musunuz?" (Ankebut 29) mealindeki ayette zikredilen toplantılarındaki fena şeylerden maksad nedir? diye Resulullah (sav)`a sordum. Bana şöyle cevap verdi: "Onlar orada sesli sesli yelleniyorlar, oradan geçen kimselere de çakıl vs. fırlatıp onlarla eğleniyorlardı."%732
HadisNo : 732
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "Allah`ı zikretmek elbet en büyüktür" (Ankebut, 45) mealindeki ayet hakkında şunu söyledi: "Kulun Allahu Teala`yı diliyle zikretmesi büyük (bir ibadet)tir. Onuzikretmesi, herhangi bir günaha yaklaşınca O`ndan korkarak terketmesi, günah işler olduğu halde diliyle zikretmesinden, daha büyüktür.
HadisNo : 733
Ravi : Ümmü Hani
Hadis : "Erkeklere yaklaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda fena şeyler yapmıyor musunuz?" (Ankebut 29) mealindeki ayette zikredilen toplantılarındaki fena şeylerden maksad nedir? diye Resulullah (sav)`a sordum. Bana şöyle cevap verdi: "Onlar orada sesli sesli yelleniyorlar, oradan geçen kimselere de çakıl vs. fırlatıp onlarla eğleniyorlardı."%732
HadisNo : 732
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "Allah`ı zikretmek elbet en büyüktür" (Ankebut, 45) mealindeki ayet hakkında şunu söyledi: "Kulun Allahu Teala`yı diliyle zikretmesi büyük (bir ibadet)tir. Onuzikretmesi, herhangi bir günaha yaklaşınca O`ndan korkarak terketmesi, günah işler olduğu halde diliyle zikretmesinden, daha büyüktür.
HadisNo : 733
Etiketler:
Ankebut Suresi Hakkında Hadisler
Amme Suresi Hakkında Hadisler
Amme Suresi
Hadis:Amme suresinde geçen "(Müttakiler için)... dolu kadehler (vardır)" (34. ayet) ayetini "mütemadiyen dolu kalan" diye açıklamıştır.HadisNo:854
Hadis:Amme suresinde geçen "(Müttakiler için)... dolu kadehler (vardır)" (34. ayet) ayetini "mütemadiyen dolu kalan" diye açıklamıştır.HadisNo:854
Etiketler:
Amme Suresi Hakkında Hadisler
Ammden Katletme Hakkında Hadisler
Ammden Katletme Hakkında Hadisler
Ravi : Ebu Şüreyh
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim haksız yere, amden (bile bile) öldürülürse velisi şu üç şeyden birini tercihte muhayyerdir: Ya kısas ister. Ya affeder. Yahut diyet alır. Eğer dördüncü bir şey istemeye kalkarsa dinden tutun (mani olun)!" Sonra Resulullah (sav), şu ayeti tilavet buyurdu. (Mealen): "Kim bundan sonra tecavüz ederse ona elim bir azab vardır" (Bakara 179).
HadisNo : 4952
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim mü`min bir kimseyi (amden) öldürürse, katil bu sebeple kısas olunur. Kim bu kısasa mani olursa Allah`ın lanet ve gadabı onun üzerine olsun. Allah onun ne farz ve ne nafile hiçbir hayrını kabul etmez." [Rezin tahric etmiştir. Bu manada rivayet Sünenler`in bir kısmında gelmiştir. Ebu Davud, Diyat 17, (4539, 4540, 4541); Nesai, Kasame 29, (8, 40).]
HadisNo : 4953
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, aralarında taş atışması veya kamçı veya sopa darbı gibi durumlarda mübhem şekilde öldürülürse (bunun hükmü) hataen öldürme hükmüne tabidir, diyeti de hata diyetidir. Kim bu diyetin yerine getirilmesine mani olursa Allah`ın lanet ve gadabı üzerine olsun. Onun hiçbir farz ve nafile hayrı kabul edilmeyecektir."
HadisNo : 4954
Ravi : Vail İbnu Hucr
Hadis : Resulullah (sav)`a bir adam geldi, bir başkasını kayışla bağlamış getiriyordu. "Ey Allah`ın Resulü! Bu, kardeşimi öldürdü!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Doğru mu, kardeşini mi öldürdün?" diye sordu. Getiren adam: "Şayet itiraf etmezse, aleyhine beyyine getirebilirim!" dedi. Öbürü: "Evet kardeşim öldürdüm!" diye itiraf etti. Aleyhissalatu vesselam: "Nasıl öldürdün?" diye sordu. Adam açıkladı: "O ve ben bir ağaçtan yaprak çırpıyorduk, bana küfredip beni kızdırdı, ben de baltayla başına vurup öldürdüm." [Ebu Davud, şu ziyadede bulundu: "Ben onu öldürmeyi düşünmemiştim."] Resulullah (sav): "Kendinden ödeyeceğin bir şeyin var mı?" diye sordu. Adam: "Benim şu elbise ve baltamdan başka bir şeyim yok!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ne dersin, kavmin seni satın alır mı (fidyeni öder mi)?" buyurdu. Adam: "Ben kavmim nazarında o kadar kıymetli değilim ki!" dedi. Bunun üzerine (aleyhissalatu vesselam) kayıştan ipi getiren adama attı ve "Al adamını!" buyurdu. Adam onu alıp oradan ayrıldı. Onlar dönünce Aleyhissalatu vesselam: "Eğer onu öldürürse, o da onun mislidir" buyurdular. Adam geri gelip: "Ey Allah`ın Resulü! "Eğer onu öldürürse o da onun mislidir" dediğiniz bana ulaştı. Oysa ben onu sizin emriniz üzerine aldım" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Sen onun hem kendi günahı ve hem de (öldürdüğü) arkadaşının günahıyla dönmesini istemiyor musun?" buyurdu. Adam: "Evet ey Allah`ın Resulü!" deyince Aleyhissalatu vesselam: "Bu iş böyledir!" buyurdu. Bunun üzerine adam kayışı atıp, adamı serbest bıraktı."
HadisNo : 4955
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) zamanında bir adam bir adamı öldürmüştü. Hadise Aleyhissalatu vesselam`a geldi. (Meseleyi tahkikten sonra) katili, maktulün velisine teslim etti. Katil: "Ey Allah`ın Resulü! Ben onu öldürmeyi kasdetmemiştim (kazaen öldürdüm)! " dedi. Aleyhissalatu vesselam veliye: "Eğer bu sözünde sadık ise ve doğruyu söylüyorsa, bu durumda onu öldürdüğün takdirde ateşe gidersin!" buyurdu. Bunun üzerine veli, adamı salıverdi. Adam bir kayışla bağlı idi, kayışım sürüyerek uzaklaştı. Bundan sonra kendisine zu`n-nis`a (kayışlı) adı takıldı."
HadisNo : 4956
Ravi : Süraka İbnu Malik
Hadis : Resulullah (sav)`ın, oğlu sebebiyle babaya kısas uyguladığına, fakat oğluna, babası sebebiyle, kısas uygulamadığına şahid oldum.
HadisNo : 4957
Ravi : Ebu Rimse
Hadis : Babamla birlikte Resulullah (sav)`a gittik. Resulullah (sav) babama: "Bu, oğlun mu?" diye sordu. Babam: "Ka`be`nin Rabbine yemin olsun oğlum!" dedi. Resulullah tekrar: "Hakikaten mı?" buyurdular. Babam: "Şehadet ederim oğlumdur!" deyince, Resulullah (sav), babamın yemini ve benim babama benzerliğimin fazlalığı sebebiyle tebessüm buyurdular ve sonra: "Bilesin! O senin cinayetinle sorumlu tutulamaz. Sen de onun cinayetinden sorumlu olmazsın" buyurdular ve şu ayeti tilavet ettiler. (Mealen): "Hiçbir günahkar, başkasının günahını yüklenmez" (Enam 164).
HadisNo : 4958
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Bir oğlan, hile (suikast) suretiyle öldürülmüştü. Hz. Ömer (ra): "Bunun öldürülmesine San`a ahalisi iştirak etmiş olsaydı, bu tek kişi yüzünden bütün San`a ahalisini öldürürdüm!" dedi.
HadisNo : 4959
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Bir başka rivayet: "Dört kişi bir çocuğu öldürmüştü, Hz. Ömer dedi ki..." diye başlar, yukandaki gibi devam eder.
HadisNo : 4960
Ravi :
Hadis : İmam Malik anlatıyor: Hz. Ömer (ra), tek bir kişi için beş veya yedi kişiyi öldürttü. Bunlar hile ile birini öldürmüşlerdi. Hz. Ömer talimatında şunu da ilave etmişti: "Bu tek kişinin öldürülmesine bütün San`a halkı katılmış olsaydı, hepsinin öldürülmesine hükmederdim."
HadisNo : 4961
Ravi : Semüre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim kölesini öldürürse, biz de onu öldürürüz. Kim de kölesini (burnunu, kulağını keserek) sakatlarsa, biz de onun (burnunu, kulağını keserek) sakatlarız." [Nesai`nin rivayetinde şu ziyade var: "Kim kölesini iğdiş ederse, biz de onu iğdiş ederiz."]
HadisNo : 4962
Ravi : Ebu Cuheyfe
Hadis : Hz. Ali (ra)`ye: "Ey mü`minlerin emiri! Yanınızda, Kur`an`da bulunmayan yazılı bir şey var mı?" diye sormuştum. Şöyle cevap verdi: "Hayır! Daneyi yar(ıp ondan filizi çıkar)an ve insanı yaratan Zata kasem olsun! Bildiğim şeyler, Allah`ın, Kur`an`da olanı anlamak üzere kişiye verdiği anlayış ve bir de şu sahifede bulunanlardır. "Pekiyi bu sahifede ne var?" dedim. "Diyetle ilgili ahkam), esirlerin hürriyete kavuşturulması (ile ilgili tavsiye ve teşvik), kafir mukabilinde Müslümanın öldürülmeyeceği!" cevabını verdi.
HadisNo : 4963
Ravi : Kays İbnu Ubad
Hadis : Ben ve el-Eşter en-Nehai, Hz. Ali (ra)`nin yanına gittik. Kendisine; "Resulullah (sav), bütün insanlara şamil olmayan hususi bir talimde bulundu mu?" dedik. Bize: "Hayır! Ama şu sahifede bulunanlar var!" dedi ve kılıncının kabzasından bir sahife çıkardı, içerisinde şunlar vardı: "Mü`minlerin kanı eşittir. Onlar kendilerinden başkalarına karşı tek bir el gibidirler. Onlar içlerinden en adilerinin verdiği emana uyarlar. Haberiniz olsun: Mü`min, kafir mukabilinde öldürülmez; ahd (antlaşma) sahibi de anlaşma müddeti esnasında (küfrü sebebiyle) öldürülmez. Kim bir cinayet işlerse sorumluluğu kendine aittir (başkasını ilzam etmez). Kim bir cinayet işler veya caniyi himaye ederse, Allah`ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olsun!"
HadisNo : 4964
Ravi : Yahya İbnu Said
Hadis : Mervan, Hz. Muaviye İbnu Ebi Süfyan (ra)`a: "Kendisine bir adamı öldürmüş olan bir deliyi getirdiklerini" yazarak hükmünü sormuştu, şu cevabı aldı: "Onu hapset, kısas yapma, çünkü deliye kısas yoktur."
HadisNo : 4965
Ravi :
Hadis : İmam Malik`e ulaştığına göre, Mervan, Hz. Muaviye (ra)`ye yazarak: "Kendisine adam öldüren bir sarhoş getirildiğini" bildirir ve hükmünü sorar. Hz. Muaviye: "Onu öldür (kısas uygula)!" cevabını verir.
HadisNo : 4966
Ravi : Ali
Hadis : Bir Yahudi kadın Resulullah (sav)`a şetimde bulunuyor, hakaretler ediyordu. Bir adam onu boğarak öldürdü. Resulullah (sav) kadının kanını batıl kıldı.
HadisNo : 4967
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Ama, yani gözleri kör bir zat, ümmü veled olan cariyesini, Resulullah (sav)`a şetmettiği için öldürdü. Resulullah (sav) cariyenin kanını heder addetti."
HadisNo : 4968
Ravi : Sa`lebe İbnu Zehdem el-Yerbui
Hadis : Ensardan bir grup insan gelip: "Ey Allah`ın Resulü! Şunlar Beni Sa`lebe İbnu Yerbu`dur. Cahiliye devrinde falan kimseyi öldürdüler!" dedi. Aleyhissalatu vesselam sesini yükselterek: "Bir kimse diğerinin cinayetinden sorumlu olmaz" buyurdular.
HadisNo : 4969
Ravi : Tarık el-Muharibi
Hadis : "Ey Allah`ın Resulü; Şunlar, cahiliye devrinde falancayı öldüren Beni Sa`lebe kabilesidir. Onlardan intikamımızı alıver!" dedi. Bu söz üzerine (sav), ellerini öylesine kaldırdı ki, koltuk altlarının beyazlığını gördüm. Şöyle diyordu: "Anne çocuğu adına cinayet işlemez (cinayeti kendi adınadır)!" Resulullah bu sözü iki kere tekrar ettiler.
HadisNo : 4970
Ravi : Said İbnu`l-Müseyyeb
Hadis : Şam ehlinden bir kimse, hanımının yanında bir erkek yakalamıştı. Erkeği de kadını da öldürdü. Muaviye (ra), katil hakkında hüküm vermekte zorluk içinde kaldı. Meseleyi Ali İbnu Ebi Talib`e sorması için Ebu Musa (ra)`ya yazdı. Hz. Ali (ra): "Bu benim diyarımda (İrak`ta) vaki olmayan bir hadisedir, hükmünü bana sizin söylemenizi istiyorum!" dedi. Ebu Musa (ra) da: "Bu hususta sana sormam için bana Muaviye (ra) yazmışta" dedi. Hz. Ali (ra): "Ben Ebu`l-Hasan`ım! Eğer katil dört şahid getiremezse ipiyle (maktul tarafa) verilir (kısas yapılır)" buyurdu.
HadisNo : 4971
Ravi : Enes
Hadis : Bir Yahudi, gümüş takıları için bir cariyeyi taşla öldürmüştü. Cariye Resulullah (sav)`a getirildi. Henüz canını teslim etmemişti. Kadıncağıza (birkısım isimler sayılarak): "Seni falanca mı öldürdü?" diye soruldu. Başıyla: "Hayır!" diye işaret etti. "Seni falan mı öldürdü?" diye bir başka isim zikredildi. Kadıncağız yine: "Hayır!" manasında başıyla işaret etti. Üçüncü kere sordu. Bu sefer: "Evet!" dedi ve başıyla işaret etti. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam, adamı (yakalattı, adam suçunu itiraf etti) o da iki taşla öldürdü, başını iki taş arasında ezdi."
HadisNo : 4972
Ravi : Amr İbnu Şuayb (an ebihi an ceddihi)
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim sahte doktorluk yapar ve kendisinden tedavi olunmazsa bu kimse (sebep olacağı neticeyi) tazmin eder."
HadisNo : 4973
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Yahudilerden bir kadın Resulullah (sav)`a zehir katılmış bir koyun hediye etti, Resulullah (sav), (bidayette) kadına dokunmadı."
HadisNo : 4974
Ravi : Ebu Şüreyh
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim haksız yere, amden (bile bile) öldürülürse velisi şu üç şeyden birini tercihte muhayyerdir: Ya kısas ister. Ya affeder. Yahut diyet alır. Eğer dördüncü bir şey istemeye kalkarsa dinden tutun (mani olun)!" Sonra Resulullah (sav), şu ayeti tilavet buyurdu. (Mealen): "Kim bundan sonra tecavüz ederse ona elim bir azab vardır" (Bakara 179).
HadisNo : 4952
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim mü`min bir kimseyi (amden) öldürürse, katil bu sebeple kısas olunur. Kim bu kısasa mani olursa Allah`ın lanet ve gadabı onun üzerine olsun. Allah onun ne farz ve ne nafile hiçbir hayrını kabul etmez." [Rezin tahric etmiştir. Bu manada rivayet Sünenler`in bir kısmında gelmiştir. Ebu Davud, Diyat 17, (4539, 4540, 4541); Nesai, Kasame 29, (8, 40).]
HadisNo : 4953
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, aralarında taş atışması veya kamçı veya sopa darbı gibi durumlarda mübhem şekilde öldürülürse (bunun hükmü) hataen öldürme hükmüne tabidir, diyeti de hata diyetidir. Kim bu diyetin yerine getirilmesine mani olursa Allah`ın lanet ve gadabı üzerine olsun. Onun hiçbir farz ve nafile hayrı kabul edilmeyecektir."
HadisNo : 4954
Ravi : Vail İbnu Hucr
Hadis : Resulullah (sav)`a bir adam geldi, bir başkasını kayışla bağlamış getiriyordu. "Ey Allah`ın Resulü! Bu, kardeşimi öldürdü!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Doğru mu, kardeşini mi öldürdün?" diye sordu. Getiren adam: "Şayet itiraf etmezse, aleyhine beyyine getirebilirim!" dedi. Öbürü: "Evet kardeşim öldürdüm!" diye itiraf etti. Aleyhissalatu vesselam: "Nasıl öldürdün?" diye sordu. Adam açıkladı: "O ve ben bir ağaçtan yaprak çırpıyorduk, bana küfredip beni kızdırdı, ben de baltayla başına vurup öldürdüm." [Ebu Davud, şu ziyadede bulundu: "Ben onu öldürmeyi düşünmemiştim."] Resulullah (sav): "Kendinden ödeyeceğin bir şeyin var mı?" diye sordu. Adam: "Benim şu elbise ve baltamdan başka bir şeyim yok!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ne dersin, kavmin seni satın alır mı (fidyeni öder mi)?" buyurdu. Adam: "Ben kavmim nazarında o kadar kıymetli değilim ki!" dedi. Bunun üzerine (aleyhissalatu vesselam) kayıştan ipi getiren adama attı ve "Al adamını!" buyurdu. Adam onu alıp oradan ayrıldı. Onlar dönünce Aleyhissalatu vesselam: "Eğer onu öldürürse, o da onun mislidir" buyurdular. Adam geri gelip: "Ey Allah`ın Resulü! "Eğer onu öldürürse o da onun mislidir" dediğiniz bana ulaştı. Oysa ben onu sizin emriniz üzerine aldım" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Sen onun hem kendi günahı ve hem de (öldürdüğü) arkadaşının günahıyla dönmesini istemiyor musun?" buyurdu. Adam: "Evet ey Allah`ın Resulü!" deyince Aleyhissalatu vesselam: "Bu iş böyledir!" buyurdu. Bunun üzerine adam kayışı atıp, adamı serbest bıraktı."
HadisNo : 4955
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) zamanında bir adam bir adamı öldürmüştü. Hadise Aleyhissalatu vesselam`a geldi. (Meseleyi tahkikten sonra) katili, maktulün velisine teslim etti. Katil: "Ey Allah`ın Resulü! Ben onu öldürmeyi kasdetmemiştim (kazaen öldürdüm)! " dedi. Aleyhissalatu vesselam veliye: "Eğer bu sözünde sadık ise ve doğruyu söylüyorsa, bu durumda onu öldürdüğün takdirde ateşe gidersin!" buyurdu. Bunun üzerine veli, adamı salıverdi. Adam bir kayışla bağlı idi, kayışım sürüyerek uzaklaştı. Bundan sonra kendisine zu`n-nis`a (kayışlı) adı takıldı."
HadisNo : 4956
Ravi : Süraka İbnu Malik
Hadis : Resulullah (sav)`ın, oğlu sebebiyle babaya kısas uyguladığına, fakat oğluna, babası sebebiyle, kısas uygulamadığına şahid oldum.
HadisNo : 4957
Ravi : Ebu Rimse
Hadis : Babamla birlikte Resulullah (sav)`a gittik. Resulullah (sav) babama: "Bu, oğlun mu?" diye sordu. Babam: "Ka`be`nin Rabbine yemin olsun oğlum!" dedi. Resulullah tekrar: "Hakikaten mı?" buyurdular. Babam: "Şehadet ederim oğlumdur!" deyince, Resulullah (sav), babamın yemini ve benim babama benzerliğimin fazlalığı sebebiyle tebessüm buyurdular ve sonra: "Bilesin! O senin cinayetinle sorumlu tutulamaz. Sen de onun cinayetinden sorumlu olmazsın" buyurdular ve şu ayeti tilavet ettiler. (Mealen): "Hiçbir günahkar, başkasının günahını yüklenmez" (Enam 164).
HadisNo : 4958
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Bir oğlan, hile (suikast) suretiyle öldürülmüştü. Hz. Ömer (ra): "Bunun öldürülmesine San`a ahalisi iştirak etmiş olsaydı, bu tek kişi yüzünden bütün San`a ahalisini öldürürdüm!" dedi.
HadisNo : 4959
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Bir başka rivayet: "Dört kişi bir çocuğu öldürmüştü, Hz. Ömer dedi ki..." diye başlar, yukandaki gibi devam eder.
HadisNo : 4960
Ravi :
Hadis : İmam Malik anlatıyor: Hz. Ömer (ra), tek bir kişi için beş veya yedi kişiyi öldürttü. Bunlar hile ile birini öldürmüşlerdi. Hz. Ömer talimatında şunu da ilave etmişti: "Bu tek kişinin öldürülmesine bütün San`a halkı katılmış olsaydı, hepsinin öldürülmesine hükmederdim."
HadisNo : 4961
Ravi : Semüre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim kölesini öldürürse, biz de onu öldürürüz. Kim de kölesini (burnunu, kulağını keserek) sakatlarsa, biz de onun (burnunu, kulağını keserek) sakatlarız." [Nesai`nin rivayetinde şu ziyade var: "Kim kölesini iğdiş ederse, biz de onu iğdiş ederiz."]
HadisNo : 4962
Ravi : Ebu Cuheyfe
Hadis : Hz. Ali (ra)`ye: "Ey mü`minlerin emiri! Yanınızda, Kur`an`da bulunmayan yazılı bir şey var mı?" diye sormuştum. Şöyle cevap verdi: "Hayır! Daneyi yar(ıp ondan filizi çıkar)an ve insanı yaratan Zata kasem olsun! Bildiğim şeyler, Allah`ın, Kur`an`da olanı anlamak üzere kişiye verdiği anlayış ve bir de şu sahifede bulunanlardır. "Pekiyi bu sahifede ne var?" dedim. "Diyetle ilgili ahkam), esirlerin hürriyete kavuşturulması (ile ilgili tavsiye ve teşvik), kafir mukabilinde Müslümanın öldürülmeyeceği!" cevabını verdi.
HadisNo : 4963
Ravi : Kays İbnu Ubad
Hadis : Ben ve el-Eşter en-Nehai, Hz. Ali (ra)`nin yanına gittik. Kendisine; "Resulullah (sav), bütün insanlara şamil olmayan hususi bir talimde bulundu mu?" dedik. Bize: "Hayır! Ama şu sahifede bulunanlar var!" dedi ve kılıncının kabzasından bir sahife çıkardı, içerisinde şunlar vardı: "Mü`minlerin kanı eşittir. Onlar kendilerinden başkalarına karşı tek bir el gibidirler. Onlar içlerinden en adilerinin verdiği emana uyarlar. Haberiniz olsun: Mü`min, kafir mukabilinde öldürülmez; ahd (antlaşma) sahibi de anlaşma müddeti esnasında (küfrü sebebiyle) öldürülmez. Kim bir cinayet işlerse sorumluluğu kendine aittir (başkasını ilzam etmez). Kim bir cinayet işler veya caniyi himaye ederse, Allah`ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olsun!"
HadisNo : 4964
Ravi : Yahya İbnu Said
Hadis : Mervan, Hz. Muaviye İbnu Ebi Süfyan (ra)`a: "Kendisine bir adamı öldürmüş olan bir deliyi getirdiklerini" yazarak hükmünü sormuştu, şu cevabı aldı: "Onu hapset, kısas yapma, çünkü deliye kısas yoktur."
HadisNo : 4965
Ravi :
Hadis : İmam Malik`e ulaştığına göre, Mervan, Hz. Muaviye (ra)`ye yazarak: "Kendisine adam öldüren bir sarhoş getirildiğini" bildirir ve hükmünü sorar. Hz. Muaviye: "Onu öldür (kısas uygula)!" cevabını verir.
HadisNo : 4966
Ravi : Ali
Hadis : Bir Yahudi kadın Resulullah (sav)`a şetimde bulunuyor, hakaretler ediyordu. Bir adam onu boğarak öldürdü. Resulullah (sav) kadının kanını batıl kıldı.
HadisNo : 4967
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Ama, yani gözleri kör bir zat, ümmü veled olan cariyesini, Resulullah (sav)`a şetmettiği için öldürdü. Resulullah (sav) cariyenin kanını heder addetti."
HadisNo : 4968
Ravi : Sa`lebe İbnu Zehdem el-Yerbui
Hadis : Ensardan bir grup insan gelip: "Ey Allah`ın Resulü! Şunlar Beni Sa`lebe İbnu Yerbu`dur. Cahiliye devrinde falan kimseyi öldürdüler!" dedi. Aleyhissalatu vesselam sesini yükselterek: "Bir kimse diğerinin cinayetinden sorumlu olmaz" buyurdular.
HadisNo : 4969
Ravi : Tarık el-Muharibi
Hadis : "Ey Allah`ın Resulü; Şunlar, cahiliye devrinde falancayı öldüren Beni Sa`lebe kabilesidir. Onlardan intikamımızı alıver!" dedi. Bu söz üzerine (sav), ellerini öylesine kaldırdı ki, koltuk altlarının beyazlığını gördüm. Şöyle diyordu: "Anne çocuğu adına cinayet işlemez (cinayeti kendi adınadır)!" Resulullah bu sözü iki kere tekrar ettiler.
HadisNo : 4970
Ravi : Said İbnu`l-Müseyyeb
Hadis : Şam ehlinden bir kimse, hanımının yanında bir erkek yakalamıştı. Erkeği de kadını da öldürdü. Muaviye (ra), katil hakkında hüküm vermekte zorluk içinde kaldı. Meseleyi Ali İbnu Ebi Talib`e sorması için Ebu Musa (ra)`ya yazdı. Hz. Ali (ra): "Bu benim diyarımda (İrak`ta) vaki olmayan bir hadisedir, hükmünü bana sizin söylemenizi istiyorum!" dedi. Ebu Musa (ra) da: "Bu hususta sana sormam için bana Muaviye (ra) yazmışta" dedi. Hz. Ali (ra): "Ben Ebu`l-Hasan`ım! Eğer katil dört şahid getiremezse ipiyle (maktul tarafa) verilir (kısas yapılır)" buyurdu.
HadisNo : 4971
Ravi : Enes
Hadis : Bir Yahudi, gümüş takıları için bir cariyeyi taşla öldürmüştü. Cariye Resulullah (sav)`a getirildi. Henüz canını teslim etmemişti. Kadıncağıza (birkısım isimler sayılarak): "Seni falanca mı öldürdü?" diye soruldu. Başıyla: "Hayır!" diye işaret etti. "Seni falan mı öldürdü?" diye bir başka isim zikredildi. Kadıncağız yine: "Hayır!" manasında başıyla işaret etti. Üçüncü kere sordu. Bu sefer: "Evet!" dedi ve başıyla işaret etti. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam, adamı (yakalattı, adam suçunu itiraf etti) o da iki taşla öldürdü, başını iki taş arasında ezdi."
HadisNo : 4972
Ravi : Amr İbnu Şuayb (an ebihi an ceddihi)
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim sahte doktorluk yapar ve kendisinden tedavi olunmazsa bu kimse (sebep olacağı neticeyi) tazmin eder."
HadisNo : 4973
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Yahudilerden bir kadın Resulullah (sav)`a zehir katılmış bir koyun hediye etti, Resulullah (sav), (bidayette) kadına dokunmadı."
HadisNo : 4974
Etiketler:
Ammden Katletme Hakkında Hadisler
Amin Demenin Fazileti hakkında hadisler
Amin Demenin Fazileti hakkında hadisler
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İmam amin deyince siz de amin deyin. Zira kimin amin`i meleklerin amin`ine tevafuk ederse geçmiş günahları affedilir." İbnu Şihab der ki: "Resulullah (sav) amin derdi."
HadisNo : 2538
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Buhari`de diğer bir rivayette şöyle gelmiştir: "Kari (okuyucu) amin deyince siz de amin deyin. Zira melekler "amin" der. Kimin amin`i meleklerin aminine tevafuk ederse geçmiş günahları affedilir."
HadisNo : 2539
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İmam amin deyince siz de amin deyin. Zira kimin amin`i meleklerin amin`ine tevafuk ederse geçmiş günahları affedilir." İbnu Şihab der ki: "Resulullah (sav) amin derdi."
HadisNo : 2538
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Buhari`de diğer bir rivayette şöyle gelmiştir: "Kari (okuyucu) amin deyince siz de amin deyin. Zira melekler "amin" der. Kimin amin`i meleklerin aminine tevafuk ederse geçmiş günahları affedilir."
HadisNo : 2539
Etiketler:
Amin Demenin Fazileti hakkında hadisler
Amelde İtidal ile ilgili Hadisler
Amelde İtidal ile ilgili Hadisler
Ravi : Enes
Hadis : Hz. Peygamber (sav)`ın zevce-i paklerinin hane-i saadetlerine bir gurub erkek gelerek Resulullah (sav)`ın (evdeki) ibadetinden sordular. Kendilerine sordukları husus açıklanınca sanki bunu az bularak: "Resulullah (sav) kim, biz kimiz? Allah O`nun geçmiş ve gelecek bütün günahlarım affetmiştir (bu sebeple O`na az ibadet de yeter) dediler, içlerinden biri: "Ben artık hayatım boyunca her gece namaz kılacağım" dedi. İkincisi: "Ben de hayatımca hep oruç tutacağım, hiç bir gün terketmeyeceğim" dedi. Üçüncüsü de: "Kadınları ebediyen terkedip, onlara hiç temas etmeyeceğim" dedi. (Bilahere durumdan haberdar olan) Hz. Peygamber (sav) onları bularak: "Sizler böyle böyle söylemişsiniz. Halbuki Allah`a yemin olsun Allah`tan en çok korkanınız ve yasaklarından en ziyade kaçınanınız benim. Fakat buna rağmen, bazan oruç tutar, bazan yerim; namaz kılarım, uyurum da; kadınlarla beraber de olurum (Benim sünnetim budur), kim sünnetimi beğenmezse benden değildir" buyurdu.
HadisNo : 70
Ravi : Aişe
Hadis : Hz. Peygamber (sav), ruhsat ifade eden bir amelde bulunmuştu. Bazılarının bundan kaçındıklarını işitti. Bunun üzerine Resulullah (sav) bir hutbe okudu: Adeti veçhile Cenab-ı Hakk`a hamd ve senada bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Allah için söyleyin, bazıları benim yaptığım şeyi beğenmeyip kaçınıyorlarmış, doğru mudur bu? Allah`a yeminle söylüyorum, ben Allah`ı onlardan çok daha iyi biliyorum. Allah`tan duyduğum korku da onların duyduklarından çok daha fazladır."
HadisNo : 71
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) Osman İbnu Maz`ün`u çağırtarak "Sen sünnetimi beğenmiyor musun?" diye sordu. "Hayır, ey Allah`ın Resulü dedi, kasem olsun hayır! Aksine, aradığım şey senin sünnetindir!" Resulullah (sav) bunun üzerine şöyle buyurdu: "Bil ki, ben, hem uyurum, hem namaz kılarım; oruç da tutarım, kadınlarla evlenirim de, Ey Osman, Allah`tan kork, zira ehlinin senin üzerinde hakkı var, misafirin senin üzerinde hakkı var, nefsinin senin üzerinde hakkı var. Öyle ise bazan oruç tut, bazan ye. Namaz da kil, uykunu da al."
HadisNo : 72
Ravi : Abdullah İbnu Amr İbni`l-As
Hadis : Hz. Peygamber (sav)`e benim "Hayatta kaldığım müddetçe vallahi gündüzleri oruç tutacağım geceleri de namaz kılacağım" dediğim haber verilmiş. Beni çağırtarak,: "Sen böyle böyle söylemişsin doğru mu?" dedi. "Annem babam sana feda olsun, evet böyle söyledim ey Allah`ın Resulü" dedim. "İyi ama, dedi, sen buna güç yetiremezsin, bazan oruç tut, bazan ye; gece kalk, uyu da. Ayda üç gün tut (bu yeter), zira hayırlı işleri Allah on misliyle kabul ederek ücret veriyor. Bu üç gün, aynen yıl orucu yerine geçer" buyurdu. Ben: "Söylediğinizden daha fazlasına güç yetiririm" dedim. "Öyleyse," dedi, "bir gün oruç tut, iki gün ye" Ben tekrar "Bundan başkasına da güç yetiririm" dedim. "Öyleyse," dedi, "bir gün tut, bir gün ye. Bu Hz. Davud aleyhisselam`ın orucudur. Bu en kıymetli oruçtur - veya en efdal oruçtur.-" Ben yine: "Ben bundan daha fazlasına güç yetiririm" dedim. Resulullah (sav): "Bundan efdali yoktur" buyurdu.
HadisNo : 73
Ravi : Aişe
Hadis : Hz. Peygamber (sav)`ın bir hasırı vardı, geceleri perde yapıp gerisinde namaz kılardı, gündüzleri de yayıp üzerine otururdu. Halk da Resulullah (sav)`ın yanına dönüp (gelip) aynen onun gibi namaz kılmaya başladılar. Sayı gittikçe arttı. Bunun üzerine Resulullah (sav) onlara yönelerek şunu söyledi: "Ey insanlar, takat getireceğiniz işleri yapın. Zira siz (dua etmekten) usanmadıkça Allah da sevap yazmaktan usanmaz. Allah`a en hoş gelen amel, az da olsa devamlı olanıdır." Ravi der ki: Muhammed (sav)`ın ailesi bir iş yapınca onu sabit kılardı (artık terketmez devamlı yapardı). Buhari`nin Ebu Hüreyre (ra)`den yaptığı bir rivayette: "Orta yolu tutun, güzele yakın olanı arayın, sabah vaktinde, akşam vaktinde, bir miktar da gecenin son kısmında yürüyün (ibadet edin), ağır ağır hedefe varabilirsiniz. Unutmayın ki sizden hiç kimseye, yaptığı amel, cenneti kazandırmayacaktır" buyurdu. "Sen de mi (amelinle cennete gidemiyeceksin) ey Allah`ın Resulü?" dediler "Evet, ben de", dedi, "Allah affı ve rahmeti ile muamele etmezse ben de!" Buhari ve Nesai`de gelen bir başka rivayette: "Bu din kolaylıktır. Kimse (aşırı gayretle) dini geçmeye çalışmasın, (başa çıkamaz, yine de yapamadığı eksiklikleri kalır ve) galibiyet dinde kalır" buyrulmuştur.
HadisNo : 74
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın ve müjdeleyin." Bir rivayette de: "...Isındırın, nefret ettirmeyin..." buyrulmuştur.
HadisNo : 75
Ravi : Sehl İbnu Ebi Ümame
Hadis : Sehl ve babası beraberce Hz. Enes (ra)`in yanına girerler. Enes`i yolcu namazı kılıyormuşcasına çok hafif bir namaz kılıyor bulurlar. Selam verip namazdan çıkınca: "Allah sana mağfiret buyursun bu kıldığın namaz farz mı yoksa nafile miydi? dedik. "Farz namazdı. Bu (eksiksiz) Hz. Peygamber (sav)`ın namaz tarzıdır. Bilerek hiç bir değişiklik de yapmadım" dedi ve ilave etti: Resulullah (sav) buyurdu ki: "(Yıl orucu, her gece teheccüt, kadınları terk gibi kararlarla) kendinize zorluk çıkarmayın, zorluğa uğrarsınız. Zira (geçmişte) bir kavim (bir kısım zahmetli işlere azmederek) kendisini zora attı. Allah da zorluklarını artırdı. Manastır ve kiliselerdekiler bunların bekayasıdır." "Onlar, üzerlerine, bizim farz kılmadığımız, fakat, güya Allah`ın rızasını kazanmak için kendilerinin koydukları ruhbaniyete bile gereği gibi riayet etmediler" (Hadid, 27).
HadisNo : 76
Ravi : Enes
Hadis : Hz. Peygamber (sav) mescide girmişti ki, iki direk arasına gerilmiş bir ip gördü. "Bu da ne?" diye sordu. Bu, Zeyneb (ra)`in ipidir. Namaz kılarken uykusu gelince buna takılıyor (ip onun düşmesini önlüyor)" dediler. Hz. Peygamber (sav): "Hayır (olmaz öyle şey) çözün ipi. Şevkiniz varken namaz kılın, uykunuz gelince de yatın" emretti.
HadisNo : 77
Ravi : Aişe
Hadis : Yanımda Beni Esed kabilesinden bir kadın vardı. Bu sırada Hz. Peygamber (sav) içeri girdi ve: "Bu kimdir?" buyurdu. "Falancadır, geceleri hiç uyumaz, (ibadet yapar)" dedim. Resulullah (sav): "Sus, yeter! Size, takat getirebileceğiniz amel yaraşır. Siz (ibadet yapmaktan) usanmadıkça, Allah da (sevab vermekten) usanmaz. Allah`a en hoş gelen dini amel, kişinin devamlı olarak yaptığı ameldir" buyurdu.
HadisNo : 78
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Hz. Peygamber (sav) buyurdu ki: "Her şeyin bir şevki vardır. Her şevkin de bittiği bir zaman vardır. (Yapacağı işe karşı bu şevki) duyan kişi işini yaparken mutedil hareket eder ve bu itidali devam ettirirse, muvaffak olacağını ümid edin, (çünkü bu şekilde takibine devam edebilir). Şayet (aşırılığa düşerek dikkat çekmiş ve) parmakla gösterilecek hale gelmişse, ona itibar edip (salihlerden) saymayın."
HadisNo : 79
Ravi : Ebu Cuheyfe
Hadis : Resulullah (sav) Selman`la Ebu`d-Derda (ra)`yı kardeşlemişti. Selman bir defasında Ebu`d-Derda`yı ziyaret etti. Evde, Ebu`d`Derda`nın hanımını düşük bir kıyafet içinde buldu. "Bu halin ne?" diye sordu, kadın: "Kardeşiniz, Ebu`d-Derda`nın dünya ile alakası kalmadı" diye açıkladı. Ebu`d-Derda geldi ve Selman (ra)`a yemek getirerek: "Buyur, ye!" dedi ve ilave etti: "Ben orucum!" Selman: "Hayır sen yemezsen ben de yemem" dedi. Beraber yediler. Akşam olunca Ebu`d-Derda (Selman`dan gece namazı için müsaade istediyse de, Selman: "Uyu" dedi. Beraber uyudular. Bir müddet sonra Ebu`d-Derda namaza kalkmak istedi. Selman tekrar: "Uyu!" dedi. Uyudular. Gecenin sonuna doğru Selman "Şimdi kalk!" dedi. Kalkıp beraber namaz kıldılar. Sonra Selman şu nasihatta bulundu: "Senin üzerinde Rabbinin hakkı var, nefsinin hakkı var, ehlinin de hakkı var. Her hak sahibine hakkını ver." Ertesi gün Ebu`d Derda, durumu Hz. Peygamber (sav)`e anlattı. Resulullah (sav) "Selman doğru söylemiş" buyurdu.
HadisNo : 80
Ravi : Hanzala İbnu`r-Rebi el-Esedi
Hadis : Birgün Hz. Ebu Bekir (ra)`la karşılaştık. Bana: "Nasılsın?" diye sordu. "Hanzala münafık oldu" dedim. "Sübhanallah, sen neler söylüyorsun?" diye şaşırdı. Ben açıkladım: "Hz. Peygamber (sav)`in huzurunda olduğumuz sırada bize cennet ve cehennemden söz edilir, sanki gözlerimizle görmüş gibi oluruz. Oradan ayrılıp çoluk çocuğumuza, bağ bahçemize karışınca çoklukla unutup gidiyoruz". Hz. Ebu Bekir (ra) de: "Allah`a yemin olsun ben de aynı şeyi hissediyorum" dedi. Beraberce Hz. Peygamber (sav)`e gittik ve bu durumu açtık. Bize: "Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal`e kasem olsun siz, benim yanımdaki hali dışarda da devam ettirip (cennet ve cehennemi) hatırlama işini koruyabilseniz melekler sizinle yataklarınızda, yollarda müsafaha ederdi. Fakat ey Hanzala, bazan öyle bazan böyle olması normaldir (münafıklık değildir)" dedi ve (son cümleyi üç kere tekrarladı."
HadisNo : 81
Ravi : İmam Malik
Hadis : İmam Malik`in kaydettiğine göre Hz. Aişe (ra) yatsıdan sonra ailesine birini yollayarak: "(Boş sözleri keserek) yazıcı melekleri rahatlatmak istemez misiniz?" diye haber gönderdi."
HadisNo : 82
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Hz. Peygamber (sav)`e azadlı bir cariyenin geceleri namaz, gündüzleri de oruçla geçirdiği haber verilince şöyle buyurur: "Her çalışanda bir şevk mevcuttur, her şevkin de bir sonu vardır. Kimin şevkinin sonu sünnetimde kalırsa doğru yoldadır. Kim de hata eder (sünnetimin haricinde kalır) ise o da sapıtmıştır."
HadisNo : 83
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "İşlerin en hayırlısı orta ve itidal üzere olanıdır." (el-Makasıdu`l-Hasene bu rivayeti İbnu`s-Sem`ani`nin Zeylü Tarihi`l-Bağdad`da kaydettiğini, senedinde meçhul ravinin yer aldığını belirtir)
HadisNo : 84
Ravi : Enes
Hadis : Hz. Peygamber (sav)`ın zevce-i paklerinin hane-i saadetlerine bir gurub erkek gelerek Resulullah (sav)`ın (evdeki) ibadetinden sordular. Kendilerine sordukları husus açıklanınca sanki bunu az bularak: "Resulullah (sav) kim, biz kimiz? Allah O`nun geçmiş ve gelecek bütün günahlarım affetmiştir (bu sebeple O`na az ibadet de yeter) dediler, içlerinden biri: "Ben artık hayatım boyunca her gece namaz kılacağım" dedi. İkincisi: "Ben de hayatımca hep oruç tutacağım, hiç bir gün terketmeyeceğim" dedi. Üçüncüsü de: "Kadınları ebediyen terkedip, onlara hiç temas etmeyeceğim" dedi. (Bilahere durumdan haberdar olan) Hz. Peygamber (sav) onları bularak: "Sizler böyle böyle söylemişsiniz. Halbuki Allah`a yemin olsun Allah`tan en çok korkanınız ve yasaklarından en ziyade kaçınanınız benim. Fakat buna rağmen, bazan oruç tutar, bazan yerim; namaz kılarım, uyurum da; kadınlarla beraber de olurum (Benim sünnetim budur), kim sünnetimi beğenmezse benden değildir" buyurdu.
HadisNo : 70
Ravi : Aişe
Hadis : Hz. Peygamber (sav), ruhsat ifade eden bir amelde bulunmuştu. Bazılarının bundan kaçındıklarını işitti. Bunun üzerine Resulullah (sav) bir hutbe okudu: Adeti veçhile Cenab-ı Hakk`a hamd ve senada bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Allah için söyleyin, bazıları benim yaptığım şeyi beğenmeyip kaçınıyorlarmış, doğru mudur bu? Allah`a yeminle söylüyorum, ben Allah`ı onlardan çok daha iyi biliyorum. Allah`tan duyduğum korku da onların duyduklarından çok daha fazladır."
HadisNo : 71
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) Osman İbnu Maz`ün`u çağırtarak "Sen sünnetimi beğenmiyor musun?" diye sordu. "Hayır, ey Allah`ın Resulü dedi, kasem olsun hayır! Aksine, aradığım şey senin sünnetindir!" Resulullah (sav) bunun üzerine şöyle buyurdu: "Bil ki, ben, hem uyurum, hem namaz kılarım; oruç da tutarım, kadınlarla evlenirim de, Ey Osman, Allah`tan kork, zira ehlinin senin üzerinde hakkı var, misafirin senin üzerinde hakkı var, nefsinin senin üzerinde hakkı var. Öyle ise bazan oruç tut, bazan ye. Namaz da kil, uykunu da al."
HadisNo : 72
Ravi : Abdullah İbnu Amr İbni`l-As
Hadis : Hz. Peygamber (sav)`e benim "Hayatta kaldığım müddetçe vallahi gündüzleri oruç tutacağım geceleri de namaz kılacağım" dediğim haber verilmiş. Beni çağırtarak,: "Sen böyle böyle söylemişsin doğru mu?" dedi. "Annem babam sana feda olsun, evet böyle söyledim ey Allah`ın Resulü" dedim. "İyi ama, dedi, sen buna güç yetiremezsin, bazan oruç tut, bazan ye; gece kalk, uyu da. Ayda üç gün tut (bu yeter), zira hayırlı işleri Allah on misliyle kabul ederek ücret veriyor. Bu üç gün, aynen yıl orucu yerine geçer" buyurdu. Ben: "Söylediğinizden daha fazlasına güç yetiririm" dedim. "Öyleyse," dedi, "bir gün oruç tut, iki gün ye" Ben tekrar "Bundan başkasına da güç yetiririm" dedim. "Öyleyse," dedi, "bir gün tut, bir gün ye. Bu Hz. Davud aleyhisselam`ın orucudur. Bu en kıymetli oruçtur - veya en efdal oruçtur.-" Ben yine: "Ben bundan daha fazlasına güç yetiririm" dedim. Resulullah (sav): "Bundan efdali yoktur" buyurdu.
HadisNo : 73
Ravi : Aişe
Hadis : Hz. Peygamber (sav)`ın bir hasırı vardı, geceleri perde yapıp gerisinde namaz kılardı, gündüzleri de yayıp üzerine otururdu. Halk da Resulullah (sav)`ın yanına dönüp (gelip) aynen onun gibi namaz kılmaya başladılar. Sayı gittikçe arttı. Bunun üzerine Resulullah (sav) onlara yönelerek şunu söyledi: "Ey insanlar, takat getireceğiniz işleri yapın. Zira siz (dua etmekten) usanmadıkça Allah da sevap yazmaktan usanmaz. Allah`a en hoş gelen amel, az da olsa devamlı olanıdır." Ravi der ki: Muhammed (sav)`ın ailesi bir iş yapınca onu sabit kılardı (artık terketmez devamlı yapardı). Buhari`nin Ebu Hüreyre (ra)`den yaptığı bir rivayette: "Orta yolu tutun, güzele yakın olanı arayın, sabah vaktinde, akşam vaktinde, bir miktar da gecenin son kısmında yürüyün (ibadet edin), ağır ağır hedefe varabilirsiniz. Unutmayın ki sizden hiç kimseye, yaptığı amel, cenneti kazandırmayacaktır" buyurdu. "Sen de mi (amelinle cennete gidemiyeceksin) ey Allah`ın Resulü?" dediler "Evet, ben de", dedi, "Allah affı ve rahmeti ile muamele etmezse ben de!" Buhari ve Nesai`de gelen bir başka rivayette: "Bu din kolaylıktır. Kimse (aşırı gayretle) dini geçmeye çalışmasın, (başa çıkamaz, yine de yapamadığı eksiklikleri kalır ve) galibiyet dinde kalır" buyrulmuştur.
HadisNo : 74
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Kolaylaştırın, zorlaştırmayın ve müjdeleyin." Bir rivayette de: "...Isındırın, nefret ettirmeyin..." buyrulmuştur.
HadisNo : 75
Ravi : Sehl İbnu Ebi Ümame
Hadis : Sehl ve babası beraberce Hz. Enes (ra)`in yanına girerler. Enes`i yolcu namazı kılıyormuşcasına çok hafif bir namaz kılıyor bulurlar. Selam verip namazdan çıkınca: "Allah sana mağfiret buyursun bu kıldığın namaz farz mı yoksa nafile miydi? dedik. "Farz namazdı. Bu (eksiksiz) Hz. Peygamber (sav)`ın namaz tarzıdır. Bilerek hiç bir değişiklik de yapmadım" dedi ve ilave etti: Resulullah (sav) buyurdu ki: "(Yıl orucu, her gece teheccüt, kadınları terk gibi kararlarla) kendinize zorluk çıkarmayın, zorluğa uğrarsınız. Zira (geçmişte) bir kavim (bir kısım zahmetli işlere azmederek) kendisini zora attı. Allah da zorluklarını artırdı. Manastır ve kiliselerdekiler bunların bekayasıdır." "Onlar, üzerlerine, bizim farz kılmadığımız, fakat, güya Allah`ın rızasını kazanmak için kendilerinin koydukları ruhbaniyete bile gereği gibi riayet etmediler" (Hadid, 27).
HadisNo : 76
Ravi : Enes
Hadis : Hz. Peygamber (sav) mescide girmişti ki, iki direk arasına gerilmiş bir ip gördü. "Bu da ne?" diye sordu. Bu, Zeyneb (ra)`in ipidir. Namaz kılarken uykusu gelince buna takılıyor (ip onun düşmesini önlüyor)" dediler. Hz. Peygamber (sav): "Hayır (olmaz öyle şey) çözün ipi. Şevkiniz varken namaz kılın, uykunuz gelince de yatın" emretti.
HadisNo : 77
Ravi : Aişe
Hadis : Yanımda Beni Esed kabilesinden bir kadın vardı. Bu sırada Hz. Peygamber (sav) içeri girdi ve: "Bu kimdir?" buyurdu. "Falancadır, geceleri hiç uyumaz, (ibadet yapar)" dedim. Resulullah (sav): "Sus, yeter! Size, takat getirebileceğiniz amel yaraşır. Siz (ibadet yapmaktan) usanmadıkça, Allah da (sevab vermekten) usanmaz. Allah`a en hoş gelen dini amel, kişinin devamlı olarak yaptığı ameldir" buyurdu.
HadisNo : 78
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Hz. Peygamber (sav) buyurdu ki: "Her şeyin bir şevki vardır. Her şevkin de bittiği bir zaman vardır. (Yapacağı işe karşı bu şevki) duyan kişi işini yaparken mutedil hareket eder ve bu itidali devam ettirirse, muvaffak olacağını ümid edin, (çünkü bu şekilde takibine devam edebilir). Şayet (aşırılığa düşerek dikkat çekmiş ve) parmakla gösterilecek hale gelmişse, ona itibar edip (salihlerden) saymayın."
HadisNo : 79
Ravi : Ebu Cuheyfe
Hadis : Resulullah (sav) Selman`la Ebu`d-Derda (ra)`yı kardeşlemişti. Selman bir defasında Ebu`d-Derda`yı ziyaret etti. Evde, Ebu`d`Derda`nın hanımını düşük bir kıyafet içinde buldu. "Bu halin ne?" diye sordu, kadın: "Kardeşiniz, Ebu`d-Derda`nın dünya ile alakası kalmadı" diye açıkladı. Ebu`d-Derda geldi ve Selman (ra)`a yemek getirerek: "Buyur, ye!" dedi ve ilave etti: "Ben orucum!" Selman: "Hayır sen yemezsen ben de yemem" dedi. Beraber yediler. Akşam olunca Ebu`d-Derda (Selman`dan gece namazı için müsaade istediyse de, Selman: "Uyu" dedi. Beraber uyudular. Bir müddet sonra Ebu`d-Derda namaza kalkmak istedi. Selman tekrar: "Uyu!" dedi. Uyudular. Gecenin sonuna doğru Selman "Şimdi kalk!" dedi. Kalkıp beraber namaz kıldılar. Sonra Selman şu nasihatta bulundu: "Senin üzerinde Rabbinin hakkı var, nefsinin hakkı var, ehlinin de hakkı var. Her hak sahibine hakkını ver." Ertesi gün Ebu`d Derda, durumu Hz. Peygamber (sav)`e anlattı. Resulullah (sav) "Selman doğru söylemiş" buyurdu.
HadisNo : 80
Ravi : Hanzala İbnu`r-Rebi el-Esedi
Hadis : Birgün Hz. Ebu Bekir (ra)`la karşılaştık. Bana: "Nasılsın?" diye sordu. "Hanzala münafık oldu" dedim. "Sübhanallah, sen neler söylüyorsun?" diye şaşırdı. Ben açıkladım: "Hz. Peygamber (sav)`in huzurunda olduğumuz sırada bize cennet ve cehennemden söz edilir, sanki gözlerimizle görmüş gibi oluruz. Oradan ayrılıp çoluk çocuğumuza, bağ bahçemize karışınca çoklukla unutup gidiyoruz". Hz. Ebu Bekir (ra) de: "Allah`a yemin olsun ben de aynı şeyi hissediyorum" dedi. Beraberce Hz. Peygamber (sav)`e gittik ve bu durumu açtık. Bize: "Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal`e kasem olsun siz, benim yanımdaki hali dışarda da devam ettirip (cennet ve cehennemi) hatırlama işini koruyabilseniz melekler sizinle yataklarınızda, yollarda müsafaha ederdi. Fakat ey Hanzala, bazan öyle bazan böyle olması normaldir (münafıklık değildir)" dedi ve (son cümleyi üç kere tekrarladı."
HadisNo : 81
Ravi : İmam Malik
Hadis : İmam Malik`in kaydettiğine göre Hz. Aişe (ra) yatsıdan sonra ailesine birini yollayarak: "(Boş sözleri keserek) yazıcı melekleri rahatlatmak istemez misiniz?" diye haber gönderdi."
HadisNo : 82
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Hz. Peygamber (sav)`e azadlı bir cariyenin geceleri namaz, gündüzleri de oruçla geçirdiği haber verilince şöyle buyurur: "Her çalışanda bir şevk mevcuttur, her şevkin de bir sonu vardır. Kimin şevkinin sonu sünnetimde kalırsa doğru yoldadır. Kim de hata eder (sünnetimin haricinde kalır) ise o da sapıtmıştır."
HadisNo : 83
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "İşlerin en hayırlısı orta ve itidal üzere olanıdır." (el-Makasıdu`l-Hasene bu rivayeti İbnu`s-Sem`ani`nin Zeylü Tarihi`l-Bağdad`da kaydettiğini, senedinde meçhul ravinin yer aldığını belirtir)
HadisNo : 84
Etiketler:
Amelde İtidal ile ilgili Hadisler
Alış-Verişte Ve İkalede Kolaylık ile ilgili hadisler
Alış-Verişte Ve İkalede Kolaylık
Ravi : Cabir
Hadis : Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki: "Satışında, satın alışında, borcunu ödeyişinde cömert ve kolaylaştırıcı davranan kimseye Allah rahmetini bol kılsın." (Tirmizi`nin rivayeti şöyledir: "Allah, sizden önce yaşamış olan bir kimseye rahmetiyle muamele etti. Çünkü bu adam satınca kolaylık gösterir, satın alınca kolaylık gösterir, alacağını isteyince (kabalık ve sertlik değil, anlayış ve) kolaylık gösterirdir")
HadisNo : 199
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurur: "Allah, satıştaki müsamahayı, satın alıştaki müsamahayı, ödemedeki müsamahayı sever"
HadisNo : 201
Ravi : Huzeyfe ve Ebu Mes`ud el-Bedri
Hadis : Resulullah (sav)`ın şöyle söyediğini işittiklerini anlatırlar; "Sizden önce yaşamış olan birisine, ruhunu kabzetmek üzere melek gelmiş idi, sordu: "Bir hayır işledin mi?" Adam: "Bilmiyorum" diye cevapladı. Kendisine tekrar: "Hele bir düşün (belki hatırlarsın) dendi. Adam: "Bir şey hatırlamıyorum, ancak dünyada iken, insanlarla alış-veriş yapardım. Bu muamelelerimde zengine ödeme müddetini uzatır, fakire de (ödeme işlerinde müsamaha ve bazı eksikliklerini bağışlamak suretiyle) kolaylık gösterirdim" dedi. Allah onu (bu kadarcık iyiliği sebebiyle affedip) cennetine koyduk.
HadisNo : 202
Ravi : Amra Bintu Abdirrahman
Hadis : Bir adam bir meyve bahçesinin meyvelerini toptan satın aldı. Meyveyi toplayıp miktarını tayin edince, tahmin edilenden noksan buldu. Bahçe sahibini görerek eksik çıkan kısmı hesaptan düşmesini veya alım-satım akdinden dönmesini taleb etti. Fakat adam teklif edilenleri kabul etmemeye yemin etti. Bunun üzerine müşterinin annesi, Hz. Peygamber (sav)`e müracaat ederek durumu arzetti. Resulullah (sav): "O adam, hayır yapmamaya yemin etmiştir" buyurdu. Bu sözü işiten bahçe sahibi Hz. Peygamber (sav)`e gelerek: "Ey Allah`ın Resulü, talebini kabul ettim" dedi.
HadisNo : 203
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kim bir Müslümanm ikalesini (yani alım-satım akdini feshetmesini) kabul ederse, Allah da onu düşmekten kurtarır"
HadisNo : 204
Ravi : Cabir
Hadis : Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki: "Satışında, satın alışında, borcunu ödeyişinde cömert ve kolaylaştırıcı davranan kimseye Allah rahmetini bol kılsın." (Tirmizi`nin rivayeti şöyledir: "Allah, sizden önce yaşamış olan bir kimseye rahmetiyle muamele etti. Çünkü bu adam satınca kolaylık gösterir, satın alınca kolaylık gösterir, alacağını isteyince (kabalık ve sertlik değil, anlayış ve) kolaylık gösterirdir")
HadisNo : 199
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurur: "Allah, satıştaki müsamahayı, satın alıştaki müsamahayı, ödemedeki müsamahayı sever"
HadisNo : 201
Ravi : Huzeyfe ve Ebu Mes`ud el-Bedri
Hadis : Resulullah (sav)`ın şöyle söyediğini işittiklerini anlatırlar; "Sizden önce yaşamış olan birisine, ruhunu kabzetmek üzere melek gelmiş idi, sordu: "Bir hayır işledin mi?" Adam: "Bilmiyorum" diye cevapladı. Kendisine tekrar: "Hele bir düşün (belki hatırlarsın) dendi. Adam: "Bir şey hatırlamıyorum, ancak dünyada iken, insanlarla alış-veriş yapardım. Bu muamelelerimde zengine ödeme müddetini uzatır, fakire de (ödeme işlerinde müsamaha ve bazı eksikliklerini bağışlamak suretiyle) kolaylık gösterirdim" dedi. Allah onu (bu kadarcık iyiliği sebebiyle affedip) cennetine koyduk.
HadisNo : 202
Ravi : Amra Bintu Abdirrahman
Hadis : Bir adam bir meyve bahçesinin meyvelerini toptan satın aldı. Meyveyi toplayıp miktarını tayin edince, tahmin edilenden noksan buldu. Bahçe sahibini görerek eksik çıkan kısmı hesaptan düşmesini veya alım-satım akdinden dönmesini taleb etti. Fakat adam teklif edilenleri kabul etmemeye yemin etti. Bunun üzerine müşterinin annesi, Hz. Peygamber (sav)`e müracaat ederek durumu arzetti. Resulullah (sav): "O adam, hayır yapmamaya yemin etmiştir" buyurdu. Bu sözü işiten bahçe sahibi Hz. Peygamber (sav)`e gelerek: "Ey Allah`ın Resulü, talebini kabul ettim" dedi.
HadisNo : 203
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kim bir Müslümanm ikalesini (yani alım-satım akdini feshetmesini) kabul ederse, Allah da onu düşmekten kurtarır"
HadisNo : 204
Alım-Satımın Adabına Dair Müteferrik Hadisler
Alım-Satımın Adabına Dair Müteferrik Hadisler
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular: "Allah`ın en çok sevdiği yerler mescidlerdir. Allah`ın en ziyade nefret ettiği yerler de çarşı ve pazarlardır."
HadisNo : 211
Ravi : Selman
Hadis : Elinden geliyorsa, çarsıya ilk giren olma. Oradan son çıkan da olma. Çünkü çarşı, şeytanın, (insanları şaşırtmak için kıyasıya) savaş verdiği yerdir, bayrağı da orada dalgalanır."
HadisNo : 212
Ravi : Ömer
Hadis : "Bizim çarşımızda dini bilen kimseler satıcılık yapsın" buyurmuştur.
HadisNo : 213
Ravi : Ebu`d-Derda
Hadis : Ben, Şam`daki Ümeyye Camii`nin merdivenlerinde bir dükkan sahibi olup, her gün elli dinar kazanıp Allah yolunda harcamak ve bu esnada namazlarımı da hep cemaatle kılmak, Allah`ın helal kıldıklarını da haram etmemek şartlarını arzulamaktan ziyade, Allahu Tealanın, haklarında: "...o kimseler ki ne bir ticaret ne de bir alış veriş onları Allah`ı zikretmekten alıkoymaz" (Nur, 36) övgüsünü kullandığı kimselerden olmamaktan korkarım."
HadisNo : 214
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular: "Allah`ın en çok sevdiği yerler mescidlerdir. Allah`ın en ziyade nefret ettiği yerler de çarşı ve pazarlardır."
HadisNo : 211
Ravi : Selman
Hadis : Elinden geliyorsa, çarsıya ilk giren olma. Oradan son çıkan da olma. Çünkü çarşı, şeytanın, (insanları şaşırtmak için kıyasıya) savaş verdiği yerdir, bayrağı da orada dalgalanır."
HadisNo : 212
Ravi : Ömer
Hadis : "Bizim çarşımızda dini bilen kimseler satıcılık yapsın" buyurmuştur.
HadisNo : 213
Ravi : Ebu`d-Derda
Hadis : Ben, Şam`daki Ümeyye Camii`nin merdivenlerinde bir dükkan sahibi olup, her gün elli dinar kazanıp Allah yolunda harcamak ve bu esnada namazlarımı da hep cemaatle kılmak, Allah`ın helal kıldıklarını da haram etmemek şartlarını arzulamaktan ziyade, Allahu Tealanın, haklarında: "...o kimseler ki ne bir ticaret ne de bir alış veriş onları Allah`ı zikretmekten alıkoymaz" (Nur, 36) övgüsünü kullandığı kimselerden olmamaktan korkarım."
HadisNo : 214
Alım-Satımı Caiz Olmayan Eşyalar Hakkında Hadisler
Alım-Satımı Caiz Olmayan Eşyalar Hakkında
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Hz. Ömer (ra) buyurdu ki: "Efendisinden çocuk doğuran cariyeyi efendisi artık satamaz, hibe edemez, miras olarak da bırakamaz. Hayatta kaldığı müddetçe ondan istifade eder. Ölecek olursa cariye hür olur."
HadisNo : 240
Ravi : Cabir
Hadis : Biz Hz. Peygamber (sav) ve Hz. Ebu Bekir (sav) zamanında ümmü veled`i satardık. Hz. Ömer bu alış-verişten bizi yasaklayınca terk ettik." İbnu`l-Esir: "Bu rivayeti ana kaynaklarda (Usul) göremedim" der.
HadisNo : 241
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) vela`nın alım-satımını ve hibe edilmesini yasakladı." (Bazı alimler, hadisteki "... hibe edilmesini..." kısmının, Hz. Peygamber (sav)`ın sözü olamayacağnı iddia etmişlerdir.)
HadisNo : 242
Ravi : İlyas İbnu Abdillah
Hadis : "Hz. Peygamber (sav)`nın suyun satılmasını yasakladığını" rivayet etmiştir.
HadisNo : 243
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) suyun fazlasını satmayı yasaklamıştır.
HadisNo : 244
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav)`in: "Ot satmak maksadıyla suyun fazlası satılmaz" dediğini rivayet etmiştir.
HadisNo : 245
Ravi :
Hadis : Ota mani olmak maksadıyla suyun fazlasına mani olmayın.
HadisNo : 246
Ravi : Amra Bintu Abdirrahman
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kuyu suyunun fazlası yasaklanamaz"
HadisNo : 247
Ravi :
Hadis : Muhacirlerden bir kişi şunu anlatmıştır: Hz. Peygamber (sav)`le birlikte üç defa gazveye katıldım. Onun şöyle söylediğini işittim: "Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Suda, otda ve ateşte."
HadisNo : 248
Ravi : Büheysetu`l-Fezariyye
Hadis : Babam, Resulullah (sav)`dan izin isteyerek kendisi ile kamisi arasına girdi. Resulullah (sav)`ı öpüyor ve kucaklıyordu. Sonra: "Ey Allah`ın Rasülü yasaklanması yasak olan şey nedir? bana söyle" dedi. Resulullah (sav): "Tuz!" dedi. Babam tekrar sordu: "Başka ne var?" Resulullah (sav): "Ateş!" dedi. Sonra tekrar sordu: "Ey Allah`ın Resulü yasaklanması, helal olmayan şey nedir?" Resulullah (sav): "Hayır yapman kendine hayırdır" cevabını verdi.
HadisNo : 249
Ravi : Ebu Ümame
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şarkıcı cariyeleri satmayın, satın da almayın. Onlara (musiki) de ögretmeyin. Onları alıp satmak şartıyla yaptığınız ticarette hayır yoktur, onlar için ödenen para haramdır" Resulullah (sav) ilave etti: "Şu ayet bu gibiler hakkında nazil olmuştur: "İnsanlardan bazıları, bir bilgisi olmadığı halde, Allah yolundan saptırmak için boş sözlere müşteri çıkarlar. Allah yolunu alaya alırlar, işte bunlara alçaltıcı bir azab vardır." (Lokman 6)
HadisNo : 250
Ravi : Ebu Said
Hadis : Resulullah (sav) taksimden önce ganimetin satılmasını yasakladı.
HadisNo : 251
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Cahiliye insanları, devenin etini, karnındakinin hamileliği vaktine satarlarda "karnındakinin hamileliği" devenin karnındakini doğurması, doğanın da büyüyüp hamile kalmasıdır. Resulullah (sav) bu alış-verişi yasakladı." Buharfnin bir rivayetinde "...sonra karnındaki de doğar" denir.
HadisNo : 252
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ödemenin, karnındakinin doğumuna tehiri riba (faiz)dır."
HadisNo : 253
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) erkek deveye (parayla) çekmeyi yasakladı."
HadisNo : 254
Ravi : Enes
Hadis : Hassan (ra), Ebu Talha (ra)`nın tasadduk ettiği Beyruha adlı bahçeden hissesine düşen kısmı (Hz. Muaviye`ye yüzbin dirheme) satmıştı. Kendisine: "Ebu Talha`nın sadakasını satıyor musun?" dediler. Şu cevabı verdi: "Yani bir sa` hurmayı, bir sa` para mukabilinde satmayayım mı?"
HadisNo : 255
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Hz. Ömer (ra) buyurdu ki: "Efendisinden çocuk doğuran cariyeyi efendisi artık satamaz, hibe edemez, miras olarak da bırakamaz. Hayatta kaldığı müddetçe ondan istifade eder. Ölecek olursa cariye hür olur."
HadisNo : 240
Ravi : Cabir
Hadis : Biz Hz. Peygamber (sav) ve Hz. Ebu Bekir (sav) zamanında ümmü veled`i satardık. Hz. Ömer bu alış-verişten bizi yasaklayınca terk ettik." İbnu`l-Esir: "Bu rivayeti ana kaynaklarda (Usul) göremedim" der.
HadisNo : 241
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) vela`nın alım-satımını ve hibe edilmesini yasakladı." (Bazı alimler, hadisteki "... hibe edilmesini..." kısmının, Hz. Peygamber (sav)`ın sözü olamayacağnı iddia etmişlerdir.)
HadisNo : 242
Ravi : İlyas İbnu Abdillah
Hadis : "Hz. Peygamber (sav)`nın suyun satılmasını yasakladığını" rivayet etmiştir.
HadisNo : 243
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) suyun fazlasını satmayı yasaklamıştır.
HadisNo : 244
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav)`in: "Ot satmak maksadıyla suyun fazlası satılmaz" dediğini rivayet etmiştir.
HadisNo : 245
Ravi :
Hadis : Ota mani olmak maksadıyla suyun fazlasına mani olmayın.
HadisNo : 246
Ravi : Amra Bintu Abdirrahman
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kuyu suyunun fazlası yasaklanamaz"
HadisNo : 247
Ravi :
Hadis : Muhacirlerden bir kişi şunu anlatmıştır: Hz. Peygamber (sav)`le birlikte üç defa gazveye katıldım. Onun şöyle söylediğini işittim: "Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Suda, otda ve ateşte."
HadisNo : 248
Ravi : Büheysetu`l-Fezariyye
Hadis : Babam, Resulullah (sav)`dan izin isteyerek kendisi ile kamisi arasına girdi. Resulullah (sav)`ı öpüyor ve kucaklıyordu. Sonra: "Ey Allah`ın Rasülü yasaklanması yasak olan şey nedir? bana söyle" dedi. Resulullah (sav): "Tuz!" dedi. Babam tekrar sordu: "Başka ne var?" Resulullah (sav): "Ateş!" dedi. Sonra tekrar sordu: "Ey Allah`ın Resulü yasaklanması, helal olmayan şey nedir?" Resulullah (sav): "Hayır yapman kendine hayırdır" cevabını verdi.
HadisNo : 249
Ravi : Ebu Ümame
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şarkıcı cariyeleri satmayın, satın da almayın. Onlara (musiki) de ögretmeyin. Onları alıp satmak şartıyla yaptığınız ticarette hayır yoktur, onlar için ödenen para haramdır" Resulullah (sav) ilave etti: "Şu ayet bu gibiler hakkında nazil olmuştur: "İnsanlardan bazıları, bir bilgisi olmadığı halde, Allah yolundan saptırmak için boş sözlere müşteri çıkarlar. Allah yolunu alaya alırlar, işte bunlara alçaltıcı bir azab vardır." (Lokman 6)
HadisNo : 250
Ravi : Ebu Said
Hadis : Resulullah (sav) taksimden önce ganimetin satılmasını yasakladı.
HadisNo : 251
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Cahiliye insanları, devenin etini, karnındakinin hamileliği vaktine satarlarda "karnındakinin hamileliği" devenin karnındakini doğurması, doğanın da büyüyüp hamile kalmasıdır. Resulullah (sav) bu alış-verişi yasakladı." Buharfnin bir rivayetinde "...sonra karnındaki de doğar" denir.
HadisNo : 252
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ödemenin, karnındakinin doğumuna tehiri riba (faiz)dır."
HadisNo : 253
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) erkek deveye (parayla) çekmeyi yasakladı."
HadisNo : 254
Ravi : Enes
Hadis : Hassan (ra), Ebu Talha (ra)`nın tasadduk ettiği Beyruha adlı bahçeden hissesine düşen kısmı (Hz. Muaviye`ye yüzbin dirheme) satmıştı. Kendisine: "Ebu Talha`nın sadakasını satıyor musun?" dediler. Şu cevabı verdi: "Yani bir sa` hurmayı, bir sa` para mukabilinde satmayayım mı?"
HadisNo : 255
Allah`ın Sıfatları Hakkında Hadisler
Allah`ın Sıfatları
Ravi : Ebu Musa
Hadis : Resulullah (sav) aramızda ayağa kalkıp şu beş cümleyi söyledi: "Allah Teala Hazretleri uyumaz, zaten O`na uyku da yakışmaz. Kıstı (tartıyı, rızkı) indirir ve kaldırır. Geceleyin yapılan amel, gündüzleyin yapılandan önce; gündüzleyin yapılan amel de geceleyin yapılan amelden önce Allah`a yükseltilir. O`nun hicabı nurdur. Eğer o perdeyi açacak olsa, vechinin sübuhatı, başarının ihata ettiği bütün mahlukatını yakardı."
HadisNo : 3482
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden biri kardeşiyle dövüşünce yüze vurmaktan sakınsın." (Müslim`in rivayetinde şu ziyade var: "...Zira Allah Adem`i kendi suretinde yaratmıştır.")
HadisNo : 3483
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) şu duayı çok yapardı: "Ey kalbleri çeviren Allahım! Kalbimi dinin üzerine sabit kıl!" Ben (bir gün kendisine): "Ey Allah`ın resulü! Biz sana ve senin getirdiklerine inandık. Sen bizim hakkımızda korkuyor musun?" dedim. Bana şöyle cevap verdi: "Evet! Kalpler, Rahman`ın iki parmağı arasındadır. Onları istediği gibi çevirir."
HadisNo : 3484
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav)`ı şu ayetleri okurken işittim. (Mealen): "Hiç şüphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah işitir ve görür" (Nisa 58). Bu sırada Resulullah (sav)`ın baş parmağını kulağına, onu takib eden (şehadet) parmağına da gözünün üzerine koyduğunu gördüm.
HadisNo : 3485
Ravi : Ebu Musa
Hadis : Resulullah (sav) aramızda ayağa kalkıp şu beş cümleyi söyledi: "Allah Teala Hazretleri uyumaz, zaten O`na uyku da yakışmaz. Kıstı (tartıyı, rızkı) indirir ve kaldırır. Geceleyin yapılan amel, gündüzleyin yapılandan önce; gündüzleyin yapılan amel de geceleyin yapılan amelden önce Allah`a yükseltilir. O`nun hicabı nurdur. Eğer o perdeyi açacak olsa, vechinin sübuhatı, başarının ihata ettiği bütün mahlukatını yakardı."
HadisNo : 3482
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden biri kardeşiyle dövüşünce yüze vurmaktan sakınsın." (Müslim`in rivayetinde şu ziyade var: "...Zira Allah Adem`i kendi suretinde yaratmıştır.")
HadisNo : 3483
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) şu duayı çok yapardı: "Ey kalbleri çeviren Allahım! Kalbimi dinin üzerine sabit kıl!" Ben (bir gün kendisine): "Ey Allah`ın resulü! Biz sana ve senin getirdiklerine inandık. Sen bizim hakkımızda korkuyor musun?" dedim. Bana şöyle cevap verdi: "Evet! Kalpler, Rahman`ın iki parmağı arasındadır. Onları istediği gibi çevirir."
HadisNo : 3484
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav)`ı şu ayetleri okurken işittim. (Mealen): "Hiç şüphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah işitir ve görür" (Nisa 58). Bu sırada Resulullah (sav)`ın baş parmağını kulağına, onu takib eden (şehadet) parmağına da gözünün üzerine koyduğunu gördüm.
HadisNo : 3485
Etiketler:
Allah`ın Sıfatları Hakkında Hadisler
Allah (cc)`ın Rahmeti Hakkında Hadisler
Allah (cc)`ın Rahmeti
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah celle şanühu mahlukatın olmasına hükmettiği zaman -Müslim`in rivayetinde: "Allah mahlukatı yarattığı zaman"- yanında bulunan, Arş`ın gerisindeki bir kitaba şunu yazdı: "Muhakkak ki rahmetim gazabıma galebe çalmıştır." (Buhari`nin bir diğer rivayetinde: "Rahmetim gazabıma galebe çaldı" denmiştir. Buhari ve Müslim`in bir rivayetlerinde: "(Rahmetim) gazabımı geçti" denmiştir.)
HadisNo : 1982
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah rahmeti yüz parçaya böldü. Bundan doksandokuz parçayı kendine ayırdı. Yer yüzüne geri kalan bir cüzü indirdi. (Bunu da -cin, insan ve hayvan- mahlukatı arasında taksim etti.) Bu tek cüzden nasibine düşen pay sebebiyledir ki mahlukat birbirlerine karşı merhametli davranır. At, (hayvan) yavrusuna basmamak endişesiyle ayağını bu sayede kaldırır."
HadisNo : 1983
Ravi : Selmanu`l-Farisi
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah`ın yüz rahmeti var. Bunlardan biriyle mahlukat kendi aralarında birbirlerine merhamet gösterirler. Doksandokuz rahmet de Kıyamet günü içindir."
HadisNo : 1984
Fasil : RAHMET BÖLÜMÜ
Konu : Allah (cc)`ın Rahmeti
Ravi :
Hadis : Müslim`de gelen bir diğer rivayette [Resulullah (sav)]: "Allah, arz ve semayı yarattığı gün, yüz rahmet yarattı. Her bir rahmet göklerle yer arasını dolduracak kadardır. Ondan yeryüzüne tek bir rahmet indirmiştir. İşte anne, yavrusuna bununla şefkat eder. Vahşi hayvanlar ve kuşlar birbirlerine bununla merhamet ederler. Kıyamet günü geldiği vakit Allah, rahmetine bunu da ilave ederek (tekrar yüze) tamamlayacaktır."
HadisNo : 1985
Ravi : Ömer İbnu`l-Hattab
Hadis : Resulullah (sav)`a bir grup esir getirilmişti. İçlerinde bir kadın vardı, göğüsleri sütle dolu idi. Bu kadın (sağa sola) koşuyor, esirler arasında bir çocuk bulduğu zaman onu yakalayıp kucaklıyor, göğsüne bastırıyor ve emziriyordu. (Dikkatleri çeken bu manzara karşısında), aleyhissalatu vesselam: "Bu kadının, çocuğunu ateşe atacağına kanaatiniz olur mu?" dedi. Bizler: "Hayır!" diye cevap verince: "(Bilin ki), Allah`ın kullarına olan rahmeti, bu kadının çocuğuna olan şefkatinden fazladır" buyurdu.
HadisNo : 1986
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah celle şanühu mahlukatın olmasına hükmettiği zaman -Müslim`in rivayetinde: "Allah mahlukatı yarattığı zaman"- yanında bulunan, Arş`ın gerisindeki bir kitaba şunu yazdı: "Muhakkak ki rahmetim gazabıma galebe çalmıştır." (Buhari`nin bir diğer rivayetinde: "Rahmetim gazabıma galebe çaldı" denmiştir. Buhari ve Müslim`in bir rivayetlerinde: "(Rahmetim) gazabımı geçti" denmiştir.)
HadisNo : 1982
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah rahmeti yüz parçaya böldü. Bundan doksandokuz parçayı kendine ayırdı. Yer yüzüne geri kalan bir cüzü indirdi. (Bunu da -cin, insan ve hayvan- mahlukatı arasında taksim etti.) Bu tek cüzden nasibine düşen pay sebebiyledir ki mahlukat birbirlerine karşı merhametli davranır. At, (hayvan) yavrusuna basmamak endişesiyle ayağını bu sayede kaldırır."
HadisNo : 1983
Ravi : Selmanu`l-Farisi
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah`ın yüz rahmeti var. Bunlardan biriyle mahlukat kendi aralarında birbirlerine merhamet gösterirler. Doksandokuz rahmet de Kıyamet günü içindir."
HadisNo : 1984
Fasil : RAHMET BÖLÜMÜ
Konu : Allah (cc)`ın Rahmeti
Ravi :
Hadis : Müslim`de gelen bir diğer rivayette [Resulullah (sav)]: "Allah, arz ve semayı yarattığı gün, yüz rahmet yarattı. Her bir rahmet göklerle yer arasını dolduracak kadardır. Ondan yeryüzüne tek bir rahmet indirmiştir. İşte anne, yavrusuna bununla şefkat eder. Vahşi hayvanlar ve kuşlar birbirlerine bununla merhamet ederler. Kıyamet günü geldiği vakit Allah, rahmetine bunu da ilave ederek (tekrar yüze) tamamlayacaktır."
HadisNo : 1985
Ravi : Ömer İbnu`l-Hattab
Hadis : Resulullah (sav)`a bir grup esir getirilmişti. İçlerinde bir kadın vardı, göğüsleri sütle dolu idi. Bu kadın (sağa sola) koşuyor, esirler arasında bir çocuk bulduğu zaman onu yakalayıp kucaklıyor, göğsüne bastırıyor ve emziriyordu. (Dikkatleri çeken bu manzara karşısında), aleyhissalatu vesselam: "Bu kadının, çocuğunu ateşe atacağına kanaatiniz olur mu?" dedi. Bizler: "Hayır!" diye cevap verince: "(Bilin ki), Allah`ın kullarına olan rahmeti, bu kadının çocuğuna olan şefkatinden fazladır" buyurdu.
HadisNo : 1986
Etiketler:
Allah (cc)`ın Rahmeti Hakkında Hadisler
Alkollü İçkilerin Tahrimi İçenlerin Zemmi Hakkında Hadisler
Alkollü İçkilerin Tahrimi İçenlerin Zemmi
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her sarhoş edici hamrdır. Ve her sarhoş edici haramdır. Kim dünyada hamr içer ve tevbe etmeden, onun tiryakisi olduğu halde, ölürse, ahirette şarab içemez."
HadisNo : 2268
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Ömer (ra), Resulullah (sav)`ın minberinde şu açıklamayı yaptı: "Emma ba`d, Ey insanlar! Hamr`ın haram olduğu hükmü inmiştir. Bilesiniz ki hamr (günümüzde ve çevremizde) beş şeyden yapılmaktadır: Üzümden, hurmadan, baldan, buğdaydan, arpadan. Hamr, aklı örten (her) şeydir."
HadisNo : 2269
Ravi : Cabir
Hadis : Allah, sarhoş ediciyi içen kimseye tinetul-habal içirmeye ahdetmiştir. "Tinetu`l-Habal nedir?" diye sorulunca: "Cehennemliklerin (vücudlarından, çıkan) terleridir!" diye cevap verdi.
HadisNo : 2270
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) hamrla ilgili olarak on kişiye lanet etti: "(Hammaddesinden şarap yapmak maksadıyla) sıkana ve sıktırana, içene ve sakilik yapana, (imalathaneden veya depodan, toptancıdan perakendeciye veya müstehlike kadar) taşıyana ve taşıtana, satana ve satın alana, bağışlayana, bunun parasını yiyene."
HadisNo : 2271
Ravi : Ebu Musa
Hadis : Bana göre, ha hamr içmişim, ha Allah`ı bırakarak şu sütuna tapmışım, ikisi de birdir.
HadisNo : 2272
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her sarhoş edici hamrdır. Ve her sarhoş edici haramdır. Kim dünyada hamr içer ve tevbe etmeden, onun tiryakisi olduğu halde, ölürse, ahirette şarab içemez."
HadisNo : 2268
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Ömer (ra), Resulullah (sav)`ın minberinde şu açıklamayı yaptı: "Emma ba`d, Ey insanlar! Hamr`ın haram olduğu hükmü inmiştir. Bilesiniz ki hamr (günümüzde ve çevremizde) beş şeyden yapılmaktadır: Üzümden, hurmadan, baldan, buğdaydan, arpadan. Hamr, aklı örten (her) şeydir."
HadisNo : 2269
Ravi : Cabir
Hadis : Allah, sarhoş ediciyi içen kimseye tinetul-habal içirmeye ahdetmiştir. "Tinetu`l-Habal nedir?" diye sorulunca: "Cehennemliklerin (vücudlarından, çıkan) terleridir!" diye cevap verdi.
HadisNo : 2270
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) hamrla ilgili olarak on kişiye lanet etti: "(Hammaddesinden şarap yapmak maksadıyla) sıkana ve sıktırana, içene ve sakilik yapana, (imalathaneden veya depodan, toptancıdan perakendeciye veya müstehlike kadar) taşıyana ve taşıtana, satana ve satın alana, bağışlayana, bunun parasını yiyene."
HadisNo : 2271
Ravi : Ebu Musa
Hadis : Bana göre, ha hamr içmişim, ha Allah`ı bırakarak şu sütuna tapmışım, ikisi de birdir.
HadisNo : 2272
Alimlerin Fazileti Hakkında Hadisler
Alimlerin Fazileti Hakkında Hadisler
Ravi : Ebu Ümame
Hadis : Resulullah (sav)`a biri abid diğeri alim iki kişiden bahsedilmişti. "Alimin Abide üstünlüğü, benim sizden en basitinize olan üstünlüğüm gibidir" buyurdu.
HadisNo : 4102
Ravi :
Hadis : Yine Tirmizi`nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "...Aleyhissalatu vesselam sonra buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, melekleri, semavat ehli, deliğindeki karıncaya, denizindeki balıklara varıncaya kadar arz ehli, halka hayrı öğretene mağfiret duasında bulunun"
HadisNo : 4103
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Tek bir fakih, şeytana bin abidden daha yamandır."
HadisNo : 4104
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav)`a Allah indinde en efdal insanın kim olduğu sorulmuştu: "Allah indinde en kıymetlileri en muttaki olanlardır!" buyurdular. "Biz bunu sormadık!" demeleri üzerine: "Öyleyse o, Halilullah`ın oğlu, Nebiyyullah`ın oğlu Nebiyyullah`ın oğlu Yusuftur" buyurmuştu. Yine itirazla: "Hayır, bunu da sormadık" dediler. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Siz bana Arap hanedanlarından mı soruyorsunuz" dedi. "Evet (Ey Allah`ın Resulü!)" dediler. "Onların cahiliye dönemindeki hayırlıları, fıkıh öğrendikleri takdirde, İslam`da da en hayırlılarıdır!" cevabını verdi.
HadisNo : 4105
Ravi : Ali
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Dinde fakih (bilgili) olan kimse ne iyi kimsedir! Kendisine muhtaç olununca faydalı olur, Kendisine ihtiyaç olmayınca ilmini artırır." [Rezin tahric etmiştir.]
HadisNo : 4106
Ravi : Ali
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, benden sonra öldürülmüş olan bir sünnetimi ihya ederse beni seviyor demektir. Beni seven de benimle beraberdir." [Rezin tahric etmiştir]
HadisNo : 4107
Ravi : Ebu`d-Derda
Hadis : Resulullah (sav)`ın şöyle dediğini işittim: "Kim bir ilim öğrenmek için bir yola süluk ederse Allah onu cennete giden yollardan birine dahil etmiş demektir. Melekler, ilim talibinden memnun olarak kanatlarını (üzerlerine) koyarlar. Semavat ve yerde olanlar ve hatta denizdeki balıklar alim için istiğfar ederler. Alimin abid üzerindeki üstünlüğü dolunaylı gecede kamerin diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Alimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler, ne dinar ne dirhem miras bırakırlar, ama ilim miras bırakırlar. Kim de ilim elde ederse, bol bir nasib elde etmiştir."
HadisNo : 4108
Ravi : Ebu Ümame
Hadis : Resulullah (sav)`a biri abid diğeri alim iki kişiden bahsedilmişti. "Alimin Abide üstünlüğü, benim sizden en basitinize olan üstünlüğüm gibidir" buyurdu.
HadisNo : 4102
Ravi :
Hadis : Yine Tirmizi`nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "...Aleyhissalatu vesselam sonra buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, melekleri, semavat ehli, deliğindeki karıncaya, denizindeki balıklara varıncaya kadar arz ehli, halka hayrı öğretene mağfiret duasında bulunun"
HadisNo : 4103
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Tek bir fakih, şeytana bin abidden daha yamandır."
HadisNo : 4104
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav)`a Allah indinde en efdal insanın kim olduğu sorulmuştu: "Allah indinde en kıymetlileri en muttaki olanlardır!" buyurdular. "Biz bunu sormadık!" demeleri üzerine: "Öyleyse o, Halilullah`ın oğlu, Nebiyyullah`ın oğlu Nebiyyullah`ın oğlu Yusuftur" buyurmuştu. Yine itirazla: "Hayır, bunu da sormadık" dediler. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Siz bana Arap hanedanlarından mı soruyorsunuz" dedi. "Evet (Ey Allah`ın Resulü!)" dediler. "Onların cahiliye dönemindeki hayırlıları, fıkıh öğrendikleri takdirde, İslam`da da en hayırlılarıdır!" cevabını verdi.
HadisNo : 4105
Ravi : Ali
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Dinde fakih (bilgili) olan kimse ne iyi kimsedir! Kendisine muhtaç olununca faydalı olur, Kendisine ihtiyaç olmayınca ilmini artırır." [Rezin tahric etmiştir.]
HadisNo : 4106
Ravi : Ali
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, benden sonra öldürülmüş olan bir sünnetimi ihya ederse beni seviyor demektir. Beni seven de benimle beraberdir." [Rezin tahric etmiştir]
HadisNo : 4107
Ravi : Ebu`d-Derda
Hadis : Resulullah (sav)`ın şöyle dediğini işittim: "Kim bir ilim öğrenmek için bir yola süluk ederse Allah onu cennete giden yollardan birine dahil etmiş demektir. Melekler, ilim talibinden memnun olarak kanatlarını (üzerlerine) koyarlar. Semavat ve yerde olanlar ve hatta denizdeki balıklar alim için istiğfar ederler. Alimin abid üzerindeki üstünlüğü dolunaylı gecede kamerin diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Alimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler, ne dinar ne dirhem miras bırakırlar, ama ilim miras bırakırlar. Kim de ilim elde ederse, bol bir nasib elde etmiştir."
HadisNo : 4108
Etiketler:
Alimlerin Fazileti Hakkında Hadisler
Alemin Yaratılışı Hakkında Hadisler
Alemin Yaratılışı Hakkında
Ravi : İmran İbnu Husayn
Hadis : Mescidde, Resulullah (sav)`ın huzuruna girmiştim. (O sırada) Beni Temim kabilesinden bir grup insan geldi. Onlara: "Ey Beni Temim, size müjde olsun!" diyerek söze başlamıştı. Onlar hemen: "Bize müjde verdin, öyle ise (beytül-malden) iki kere bağış yap!" diye talepde bulundular. Onların bu cevabı karşısında Resulullah (sav)`ın yüzünden rengi attı. Hz. Peygamber (sav)`in huzuruna (Hayberin fethi sırasında) Yemen halkından bir grup (Eş`ari) girmişti. Onlara: "Ey Yemenliler! Beni Temim `in kabul etmediği müjdeyi siz bari kabul edin!" dedi. Onlar: "Kabul ettik ey Allah`ın Resulü!" dediler ve arkadan ilave ettiler: "Biz dinimizi öğrenmeye ve bu (yaratılış) işinin başı ne idi, onu senden sormaya geldik!" dediler. Bunun üzerine Resulullah (sav), mahlükatın ve Arş`ın başlangıcını anlatmaya başladı: "Bidayette Allah vardı, O`ndan önce başka bir şey yoktu. O`nun Arş`ı suyun üzerinde bulunuyordu. Sonra gökleri ve yeri yarattı. Sonra zikr (denen kader defterinde ebede kadar cereyan edecek) her şeyi yazdı."
HadisNo : 1684
Ravi : Ebu Rezin el-Ukeyli
Hadis : "Ey Allah`ın Resulü," dedim, "mahlukatını yaratmazdan önce Rabbimiz nerede idi?" Bana şu cevabı verdi: "el-Amd`da idi. Ne altında hava, ne de üstünde hava vardı. Arşını su üzerinde yarattı." (Ahmed İbnu Hanbel dedi ki: "Yezid şunu söyledi: "el-Ama, yani "Allah`a birlikte başka bir şey yoktu" demektir.")
HadisNo : 1685
Ravi : Tarık İbnu Şihab
Hadis : Ömer İbnu`l Hattab dedi ki: "(Birgün) Resulullah (sav) aramızdan doğrularak mahlukatın ilk yaratılışından başlayarak (geçmiş olan ve gelecek olan bütün safhaları) cennet ehlinin cennete, cehennem ehlinin cehenneme girmesine kadar anlattı. Bunu bir kısmı öğrendi, bir kısmı unuttu."
HadisNo : 1686
Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri aklı yarattığı zaman ona: "Gel!" dedi, o da geldi. Sonra "Geri dön!" diye emretti. O da geri döndü. Bunun üzerine akla şunu söyledi: "Ben, kendime senden daha sevgili olan başka bir şey yaratmadım. Seni, nezdimde mahlukun en sevgilisi olana bindireceğim." [Rezin ilavesi]
HadisNo : 1687
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) bana: "Allah`ın meleklerinden olan Arş`ın taşıyıcılarından bir melek hakkında rivayette bulunmam için bana izin verildi" dedi ve ilave etti: "Onun kulak yumuşağı ile ensesi arasındaki uzaklık yedi yüz senelik mesafedir"
HadisNo : 1688
Ravi : Abbas İbnu Abdilmuttalib
Hadis : Batha nam mevkide, aralarında Resulullah (sav)`ın da bulunduğu bir grup insanla oturuyordum. Derken bir bulut geçti. Herkes ona baktı. Resulullah (sav): "Bunun ismi nedir bileniniz var mı ?" diye sordu. "Evet bu buluttur!" dediler. Resulullah (sav): "Buna müzn de denir" dedi. Oradakiler: "Evet müzn de denir" dediler. Bunun üzerine Resulullah (sav): "Anan da denir" buyurdu. Ashab da: "Evet anan da denir" dediler. Sonra Hz. Peygamber (sav): "Biliyor musunuz, sema ile arz arasındaki uzaklık ne kadardır?" diye sordu. "Hayır, vallahi bilmiyoruz!" diye cevapladılar. "Öyleyse bilin, ikisi arasındaki uzaklık ya yetmiş bir, ya yetmiş iki veya yetmiş üç senedir. Onun üstündeki sema(nın uzaklığı da) böyledir." Resulullah (sav) yedi semayı sayarak her biri arasında bu şekilde uzaklık bulunduğunu söyledi. Sonra ilave etti: "Yedinci semanın ötesinde bir deniz var. Bunun üst sathı ile dibi arasında iki ema arasındaki mesafe kadar mesafe var. Bunun da gerisinde sekiz adet yabani keçi (süretinde melek) var. Bunların sınnakları ile dizleri arasında iki sema arasındaki mesafe gibi uzaklık var, sonra bunların sırtlarının gerisinde Arş var, Arş`ın da alt kısmı ile üst kısmı arasında iki sema arasındaki uzaklık kadar mesafe var, Allah, bütün bunların fevkindedir"
HadisNo : 1689
Ravi : Abdullah İbnu Mes`ud
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah yedi semayı yarattı. Her birinin kalınlığı beş yüz yıl yürüme mesafesidir."
HadisNo : 1690
Ravi : Cübeyr İbnu Mut`im
Hadis : Resulullah (sav)`a bir bedevi gelerek: "Ey Allah`ın Resulü, (kuraklıktan) insanlar meşakkate düştüler. Aile efradı zayiata uğradı. Hayvanlarımız da helak oldular. Bizim için Allah`a dua et, su göndersin. Zira biz Allah`a karşı senin şefaatini, sana karşı da Allah`ın şefaatini taleb ediyoruz!" dedi. Resulullah (sav) adama şu mukabelede bulundu: "Yazık sana, söylediğin şeyin idrakinde misin? Sübhanallah!" Resulullah (sav) sübhanallahları o kadar tekrar etti ki bunun tesiri Ashab`ın yüzünden okunmaya başladı. Sonra Resulullah (sav) sözüne şöyle devam etti: "Yazık sana, mahlukatından hiç kimseye karşı Allah şefaatçi kılınmaz. Allah`ın şanı böyle bir şey yapmaktan çok yücedir. Bak hele! Sen Allah`ın (azametinin) ne olduğunu biliyor musun? O`nun Arş`ı, semavatının şöyle üzerindedir. -Parmaklarıyla işaret ederek- tıpkı üzerinde bir kubbe gibi. Arş Zat-ı Zülcelal sebebiyle inleyip ses çıkarır, tıpkı süvarisi sebebiyle atın ses çıkarması gibi."
HadisNo : 1691
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) bir gün elimden tuttu ve şu açıklamayı yaptı: "Allah toprağı cumartesi günü yarattı. Ondaki dağları pazar günü yarattı; ağaçları pazartesi günü yarattı. Mekruhları salı günü yarattı. Nuru çarşamba günü yarattı ve onda hayvanları perşembe günü yaydı. Hz. Adem (a.s)`i cuma günü ikindi vaktinden sonra, ikindi ile gece arasındaki gündüz vaktinin en son saatinde en son mahluk olarak yarattı."
HadisNo : 1692
Ravi : Ebu Zerr
Hadis : Güneş batarken Resulullah (sav) ile birlikte mescidde idim. Bana: "Ey Ebu Zerr, biliyor musun bu Güneş nereye gidiyor?" diye sordu. Ben: "Allah ve Resulü daha iyi bilirler!" dedim. "Arşın altına secde yapmaya gider, bu maksadla izin ister, kendisine izin verilir. Secde edip kabul edilmeyeceği, izin isteyip, izin verilmeyeceği zamanın (kıyametin) gelmesi yakındır. O vakit kendisine: "Geldiğin yere dön!" denir. Böylece battığı yerden doğar. Bu durumu Cenab-ı Hakk`ın şu sözü haber vermektedir. (Mealen): "Güneş, duracağı zamana doğru yürüyüp gitmektedir. Bu aziz ve alim olan Allah`ın takdiridir" (Yasin 38).
HadisNo : 1693
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Güneş ve Ay kıyamet günü sarılırlar."
HadisNo : 1694
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Yahudiler, gök gürültüsünün ne olduğunu Hz. Peygamber (sav)`den sordular: "Bulutlara müvekkel olan melektir. Beraberinde ateşten kamçılar var. Bununla bulutları Allah`ın dilediği yere sevkeder" diye cevap verdi. Onlar tekrar sordular: "Ya şu işitilen ses, o nedir?" "Bu, bulutların istenen yere gitmeleri için onlara yapılan bir sevkdir" dedi. Yahudiler: "Doğru söyledin. Şimdi de İsrail`in [Yakub (aleyhisselam)] kendisine haram kıldığı şey nedir onu söyle?" dediler. Resulullah (sav) "Hz. Yakub (ırku`n-nesa denen) uyluk mafsalından başlayıp dize, topuğa kadar inen bir ağrıdan muzdarib idi. Deve eti ve sütü dışında kendine uygun gelen (ne yiyecek, ne içecek) münasip bir şey yoktu. Bu sebeple o da bunları haram etti" dedi. Yahudiler: "Doğru söyledin" dediler.
HadisNo : 1695
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cehennem, Rabbine şikayet ederek dedi ki: "Ey Rabbim, bir kısmım diğer kısmımı yiyor." Bunun üzerine ona iki nefese izin verdi: Bir nefes, kışta, bir nefes de yazda, işte bu (yaz nefesi), en şiddetli şekilde hissettiğiniz hararettir. Öbürü de (kışta) en şiddetli bulduğunuz soğuktur."
HadisNo : 1696
Ravi : Katade
Hadis : Bu yıldızlar üç maksatla yaratıldı: 1- Allah onları semaya zinet (ve süs) kıldı. 2- Şeytanlara atılacak taş kıldı. 3- Geceleri istikamet tayin etmede işaretler kıldı. Kim yıldızlar hakkında bunlar dışmda bir te`vil ileri sürerse (kendi ilave ettiği) hissesinde hataya düşer, nasibini kaybeder, manasız bir yükün altına girer ve hakkında bilgisi olmayan, peygamberler ve meleklerin bile bilmekte aciz kaldıkları bir şeye burnunu sokmuş olur. Allah`a yeminle söylüyorum: Allah hiç kimsenin ne hayatını, ne rızkını, ne de ölümünü herhangi bir yıldızla irtibatlı kılmamıştır. (Aksini iddia edenler) Allah hakkında yalan söyleyerek iftira ediyorlar..." [Rezin ilavesidir. Ancak, ("hakkında bilgisi olmayan") ibaresine kadar olan kısmı, Buhari, Bed`ül-Halk`da (3. bab) senetsiz olarak kaydetmiştir.]
HadisNo : 1697
Ravi : Ebu Musa
Hadis : Resulullah (sav)`ı dinledim, şunu söyledi: "Allah Teala hazretleri, Adem`i, yeryüzünün bütün (cüzler)inden almış olduğu bir avuç topraktan yarattı. Adem`in oğulları da arzın kısımlanna göre vücuda geldi. Bir kısmı beyazdır, bir kısmı kızıldır, bir kısmı siyahdır. Bunlar arasında orta (renkliler) de var. Ayrıca bir kısmı uysaldır, bir kısmı haşindir, bir kısmı habis (kötü kalbli), bir kısmı iyi kalblidir."
HadisNo : 1698
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala, Hz. Adem (a.s)`i yarattığı ve ruh üflediği zaman, Adem hapşırdı ve elhamdülillah diyerek, izni ile Teala`ya hamdetti, Rabbi de ona: "Ey Adem, yerhamukallah (Allah sana rahmet etsin), (mukarreb) meleklerden şu oturan gruba git ve "Esselamu aleyküm" de!" dedi. (Hz. Adem öyle yaptı. Hitab ettiği melekler): "Ve aleyke`s-selamu ve rahmetullahi ve berekatuhu!" diye karşılık verdiler. Sonra Adem (a.s) Rabbine döndü. Rabbi ona: "Bu cümle senin ve evladlarının aralarındaki selamlaşmadır" dedi. Allah Teala hazretleri, elleri kapalı olduğu halde Adem`e: "Dilediğini seç" dedi. Hz. Adem: "Rabbimin sağ elini seçtim! Rabbimin iki eli de sağdır, mübarektir" dedi. Sonra Allahu Teala hazretleri sağ elini açtı. İçinde Hz. Adem ve onun zürriyeti(nin emsalleri) vardı. Hz. Adem (a.s): "Ay Rabbim, bunlar nedir?" dedi. Rabb Teala: "Bunlar senin zürriyetindir" dedi. Her insanın iki gözünün arasında ömrü yazılıydı. Aralarında biri hepsinden daha parlak, daha nurlu idi. Hz. Adem: "Ey Rabbim! Bu kimdir?" dedi. Rabb Teala hazretleri: "Bu senin oğlun Davud`dur. Ben ona kırk yıllık ömür takdir ettim" dedi. Adem aleyhisselam: "Ey Rabbim onun ömrünü uzat!" talebinde bulundu. Rabb Teala: "Bu ona takdir edilmiş olandır!" deyince. Adem: "Ey Rabbim, ben ona kendi ömrümden altmış senesini verdim" diye ısrar etti. Bunun üzerine Rabb Teala: "Sen ve bu (talebin berabersiniz)." buyurdu. Sonra Adem cennete yerleştirildi. Allah`ın dilediği kadar orada kaldı. Sonra cennetten (arza) indirildi. Adem burada kendi ecelini yıl be-yıl sayıp hesaplıyordu. Derken ölüm meleği geldi. Hz. Adem (a.s) ona: "Acele ettin, erken geldin. Bana bin yıl ömür takdir edilmiştir" dedi. Melek: "İyi ama sen oğlun Davud`a altmış senesini verdin" dedi. Ne var ki O bunu inkar etti, zürriyeti de inkar etti; o unuttu, zürriyeti de unuttu." Resulullah (sav) ilave etti: "O günden itibaren yazma ve şahidlik emredildi."
HadisNo : 1699
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Melekler nurdan yaratıldılar, cinler dumanlı bir alevden yaratıldılar. Adem de size vasfı yapılandan yaratıldı."
HadisNo : 1700
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Hayır, Allah`a kasem olsun Resulullah (sav), Hz. İsa`nın kızıl çehreli olduğunu söylemedi. Ancak şunu söyledi: "Ben bir keresinde uyumuştum. Rüyamda Beytullah`ı tavaf ediyordum. O sırada düz saçlı, kumral benizli, başından su akar vaziyette iki kişiye dayanıp ortalarında gitmekte olan birisini gördüm. "Bu kim?" dedim. "Meryem`in oğlu!" dediler. Bunun üzerine daha yakından görmek için ilerledim. Kızıl, iri, kıvırcık saçlı, sağ gözü kor, gözü üzüm gibi pörtlek bir adam daha vardı. "Bu kim?" dedim. "Bu Deccal`dir dediler. İnsanlardan en çok ona benzeyeni İbnu Katan`dı." Zühri der ki: "İbnu Katan, cahiliye devrinde vefat eden Huzaalı bir kimseydi."
HadisNo : 1701
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bana geçmiş peygamberler (a.s) arzedildiler. Hz. Musa zayıfça bir erkekti. Sanki Şenue kabilesinden (uzun boylu) birine benziyordu. Hz. İsa (a.s)`ı da gördüm, gördüklerim içinde ona en çok benzeyen Urve İbnu Mes`ud idi. Hz. İbrahim (a.s)`i de gördüm, gördüklerim arasında ona en çok benzeyen, arkadaşınızdı -yani kendisini kastediyor- Hz. Cebrail (a.s)`i de gördüm. Gördüklerimden ona en ziyade benzeyen Dihye İbnu Halife idi."
HadisNo : 1702
Ravi : Semure İbnu Cündüb
Hadis : Resulullah (sav) buyurdu ki: "Sam, Arapların babasıdır. Yafes, Rumların babasıdır. Ham Habeşilerin babasıdır."
HadisNo : 1703
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Zekeriyya (a.s) marangoz idi."
HadisNo : 1704
Ravi : İmran İbnu Husayn
Hadis : Mescidde, Resulullah (sav)`ın huzuruna girmiştim. (O sırada) Beni Temim kabilesinden bir grup insan geldi. Onlara: "Ey Beni Temim, size müjde olsun!" diyerek söze başlamıştı. Onlar hemen: "Bize müjde verdin, öyle ise (beytül-malden) iki kere bağış yap!" diye talepde bulundular. Onların bu cevabı karşısında Resulullah (sav)`ın yüzünden rengi attı. Hz. Peygamber (sav)`in huzuruna (Hayberin fethi sırasında) Yemen halkından bir grup (Eş`ari) girmişti. Onlara: "Ey Yemenliler! Beni Temim `in kabul etmediği müjdeyi siz bari kabul edin!" dedi. Onlar: "Kabul ettik ey Allah`ın Resulü!" dediler ve arkadan ilave ettiler: "Biz dinimizi öğrenmeye ve bu (yaratılış) işinin başı ne idi, onu senden sormaya geldik!" dediler. Bunun üzerine Resulullah (sav), mahlükatın ve Arş`ın başlangıcını anlatmaya başladı: "Bidayette Allah vardı, O`ndan önce başka bir şey yoktu. O`nun Arş`ı suyun üzerinde bulunuyordu. Sonra gökleri ve yeri yarattı. Sonra zikr (denen kader defterinde ebede kadar cereyan edecek) her şeyi yazdı."
HadisNo : 1684
Ravi : Ebu Rezin el-Ukeyli
Hadis : "Ey Allah`ın Resulü," dedim, "mahlukatını yaratmazdan önce Rabbimiz nerede idi?" Bana şu cevabı verdi: "el-Amd`da idi. Ne altında hava, ne de üstünde hava vardı. Arşını su üzerinde yarattı." (Ahmed İbnu Hanbel dedi ki: "Yezid şunu söyledi: "el-Ama, yani "Allah`a birlikte başka bir şey yoktu" demektir.")
HadisNo : 1685
Ravi : Tarık İbnu Şihab
Hadis : Ömer İbnu`l Hattab dedi ki: "(Birgün) Resulullah (sav) aramızdan doğrularak mahlukatın ilk yaratılışından başlayarak (geçmiş olan ve gelecek olan bütün safhaları) cennet ehlinin cennete, cehennem ehlinin cehenneme girmesine kadar anlattı. Bunu bir kısmı öğrendi, bir kısmı unuttu."
HadisNo : 1686
Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri aklı yarattığı zaman ona: "Gel!" dedi, o da geldi. Sonra "Geri dön!" diye emretti. O da geri döndü. Bunun üzerine akla şunu söyledi: "Ben, kendime senden daha sevgili olan başka bir şey yaratmadım. Seni, nezdimde mahlukun en sevgilisi olana bindireceğim." [Rezin ilavesi]
HadisNo : 1687
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) bana: "Allah`ın meleklerinden olan Arş`ın taşıyıcılarından bir melek hakkında rivayette bulunmam için bana izin verildi" dedi ve ilave etti: "Onun kulak yumuşağı ile ensesi arasındaki uzaklık yedi yüz senelik mesafedir"
HadisNo : 1688
Ravi : Abbas İbnu Abdilmuttalib
Hadis : Batha nam mevkide, aralarında Resulullah (sav)`ın da bulunduğu bir grup insanla oturuyordum. Derken bir bulut geçti. Herkes ona baktı. Resulullah (sav): "Bunun ismi nedir bileniniz var mı ?" diye sordu. "Evet bu buluttur!" dediler. Resulullah (sav): "Buna müzn de denir" dedi. Oradakiler: "Evet müzn de denir" dediler. Bunun üzerine Resulullah (sav): "Anan da denir" buyurdu. Ashab da: "Evet anan da denir" dediler. Sonra Hz. Peygamber (sav): "Biliyor musunuz, sema ile arz arasındaki uzaklık ne kadardır?" diye sordu. "Hayır, vallahi bilmiyoruz!" diye cevapladılar. "Öyleyse bilin, ikisi arasındaki uzaklık ya yetmiş bir, ya yetmiş iki veya yetmiş üç senedir. Onun üstündeki sema(nın uzaklığı da) böyledir." Resulullah (sav) yedi semayı sayarak her biri arasında bu şekilde uzaklık bulunduğunu söyledi. Sonra ilave etti: "Yedinci semanın ötesinde bir deniz var. Bunun üst sathı ile dibi arasında iki ema arasındaki mesafe kadar mesafe var. Bunun da gerisinde sekiz adet yabani keçi (süretinde melek) var. Bunların sınnakları ile dizleri arasında iki sema arasındaki mesafe gibi uzaklık var, sonra bunların sırtlarının gerisinde Arş var, Arş`ın da alt kısmı ile üst kısmı arasında iki sema arasındaki uzaklık kadar mesafe var, Allah, bütün bunların fevkindedir"
HadisNo : 1689
Ravi : Abdullah İbnu Mes`ud
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah yedi semayı yarattı. Her birinin kalınlığı beş yüz yıl yürüme mesafesidir."
HadisNo : 1690
Ravi : Cübeyr İbnu Mut`im
Hadis : Resulullah (sav)`a bir bedevi gelerek: "Ey Allah`ın Resulü, (kuraklıktan) insanlar meşakkate düştüler. Aile efradı zayiata uğradı. Hayvanlarımız da helak oldular. Bizim için Allah`a dua et, su göndersin. Zira biz Allah`a karşı senin şefaatini, sana karşı da Allah`ın şefaatini taleb ediyoruz!" dedi. Resulullah (sav) adama şu mukabelede bulundu: "Yazık sana, söylediğin şeyin idrakinde misin? Sübhanallah!" Resulullah (sav) sübhanallahları o kadar tekrar etti ki bunun tesiri Ashab`ın yüzünden okunmaya başladı. Sonra Resulullah (sav) sözüne şöyle devam etti: "Yazık sana, mahlukatından hiç kimseye karşı Allah şefaatçi kılınmaz. Allah`ın şanı böyle bir şey yapmaktan çok yücedir. Bak hele! Sen Allah`ın (azametinin) ne olduğunu biliyor musun? O`nun Arş`ı, semavatının şöyle üzerindedir. -Parmaklarıyla işaret ederek- tıpkı üzerinde bir kubbe gibi. Arş Zat-ı Zülcelal sebebiyle inleyip ses çıkarır, tıpkı süvarisi sebebiyle atın ses çıkarması gibi."
HadisNo : 1691
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) bir gün elimden tuttu ve şu açıklamayı yaptı: "Allah toprağı cumartesi günü yarattı. Ondaki dağları pazar günü yarattı; ağaçları pazartesi günü yarattı. Mekruhları salı günü yarattı. Nuru çarşamba günü yarattı ve onda hayvanları perşembe günü yaydı. Hz. Adem (a.s)`i cuma günü ikindi vaktinden sonra, ikindi ile gece arasındaki gündüz vaktinin en son saatinde en son mahluk olarak yarattı."
HadisNo : 1692
Ravi : Ebu Zerr
Hadis : Güneş batarken Resulullah (sav) ile birlikte mescidde idim. Bana: "Ey Ebu Zerr, biliyor musun bu Güneş nereye gidiyor?" diye sordu. Ben: "Allah ve Resulü daha iyi bilirler!" dedim. "Arşın altına secde yapmaya gider, bu maksadla izin ister, kendisine izin verilir. Secde edip kabul edilmeyeceği, izin isteyip, izin verilmeyeceği zamanın (kıyametin) gelmesi yakındır. O vakit kendisine: "Geldiğin yere dön!" denir. Böylece battığı yerden doğar. Bu durumu Cenab-ı Hakk`ın şu sözü haber vermektedir. (Mealen): "Güneş, duracağı zamana doğru yürüyüp gitmektedir. Bu aziz ve alim olan Allah`ın takdiridir" (Yasin 38).
HadisNo : 1693
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Güneş ve Ay kıyamet günü sarılırlar."
HadisNo : 1694
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Yahudiler, gök gürültüsünün ne olduğunu Hz. Peygamber (sav)`den sordular: "Bulutlara müvekkel olan melektir. Beraberinde ateşten kamçılar var. Bununla bulutları Allah`ın dilediği yere sevkeder" diye cevap verdi. Onlar tekrar sordular: "Ya şu işitilen ses, o nedir?" "Bu, bulutların istenen yere gitmeleri için onlara yapılan bir sevkdir" dedi. Yahudiler: "Doğru söyledin. Şimdi de İsrail`in [Yakub (aleyhisselam)] kendisine haram kıldığı şey nedir onu söyle?" dediler. Resulullah (sav) "Hz. Yakub (ırku`n-nesa denen) uyluk mafsalından başlayıp dize, topuğa kadar inen bir ağrıdan muzdarib idi. Deve eti ve sütü dışında kendine uygun gelen (ne yiyecek, ne içecek) münasip bir şey yoktu. Bu sebeple o da bunları haram etti" dedi. Yahudiler: "Doğru söyledin" dediler.
HadisNo : 1695
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cehennem, Rabbine şikayet ederek dedi ki: "Ey Rabbim, bir kısmım diğer kısmımı yiyor." Bunun üzerine ona iki nefese izin verdi: Bir nefes, kışta, bir nefes de yazda, işte bu (yaz nefesi), en şiddetli şekilde hissettiğiniz hararettir. Öbürü de (kışta) en şiddetli bulduğunuz soğuktur."
HadisNo : 1696
Ravi : Katade
Hadis : Bu yıldızlar üç maksatla yaratıldı: 1- Allah onları semaya zinet (ve süs) kıldı. 2- Şeytanlara atılacak taş kıldı. 3- Geceleri istikamet tayin etmede işaretler kıldı. Kim yıldızlar hakkında bunlar dışmda bir te`vil ileri sürerse (kendi ilave ettiği) hissesinde hataya düşer, nasibini kaybeder, manasız bir yükün altına girer ve hakkında bilgisi olmayan, peygamberler ve meleklerin bile bilmekte aciz kaldıkları bir şeye burnunu sokmuş olur. Allah`a yeminle söylüyorum: Allah hiç kimsenin ne hayatını, ne rızkını, ne de ölümünü herhangi bir yıldızla irtibatlı kılmamıştır. (Aksini iddia edenler) Allah hakkında yalan söyleyerek iftira ediyorlar..." [Rezin ilavesidir. Ancak, ("hakkında bilgisi olmayan") ibaresine kadar olan kısmı, Buhari, Bed`ül-Halk`da (3. bab) senetsiz olarak kaydetmiştir.]
HadisNo : 1697
Ravi : Ebu Musa
Hadis : Resulullah (sav)`ı dinledim, şunu söyledi: "Allah Teala hazretleri, Adem`i, yeryüzünün bütün (cüzler)inden almış olduğu bir avuç topraktan yarattı. Adem`in oğulları da arzın kısımlanna göre vücuda geldi. Bir kısmı beyazdır, bir kısmı kızıldır, bir kısmı siyahdır. Bunlar arasında orta (renkliler) de var. Ayrıca bir kısmı uysaldır, bir kısmı haşindir, bir kısmı habis (kötü kalbli), bir kısmı iyi kalblidir."
HadisNo : 1698
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala, Hz. Adem (a.s)`i yarattığı ve ruh üflediği zaman, Adem hapşırdı ve elhamdülillah diyerek, izni ile Teala`ya hamdetti, Rabbi de ona: "Ey Adem, yerhamukallah (Allah sana rahmet etsin), (mukarreb) meleklerden şu oturan gruba git ve "Esselamu aleyküm" de!" dedi. (Hz. Adem öyle yaptı. Hitab ettiği melekler): "Ve aleyke`s-selamu ve rahmetullahi ve berekatuhu!" diye karşılık verdiler. Sonra Adem (a.s) Rabbine döndü. Rabbi ona: "Bu cümle senin ve evladlarının aralarındaki selamlaşmadır" dedi. Allah Teala hazretleri, elleri kapalı olduğu halde Adem`e: "Dilediğini seç" dedi. Hz. Adem: "Rabbimin sağ elini seçtim! Rabbimin iki eli de sağdır, mübarektir" dedi. Sonra Allahu Teala hazretleri sağ elini açtı. İçinde Hz. Adem ve onun zürriyeti(nin emsalleri) vardı. Hz. Adem (a.s): "Ay Rabbim, bunlar nedir?" dedi. Rabb Teala: "Bunlar senin zürriyetindir" dedi. Her insanın iki gözünün arasında ömrü yazılıydı. Aralarında biri hepsinden daha parlak, daha nurlu idi. Hz. Adem: "Ey Rabbim! Bu kimdir?" dedi. Rabb Teala hazretleri: "Bu senin oğlun Davud`dur. Ben ona kırk yıllık ömür takdir ettim" dedi. Adem aleyhisselam: "Ey Rabbim onun ömrünü uzat!" talebinde bulundu. Rabb Teala: "Bu ona takdir edilmiş olandır!" deyince. Adem: "Ey Rabbim, ben ona kendi ömrümden altmış senesini verdim" diye ısrar etti. Bunun üzerine Rabb Teala: "Sen ve bu (talebin berabersiniz)." buyurdu. Sonra Adem cennete yerleştirildi. Allah`ın dilediği kadar orada kaldı. Sonra cennetten (arza) indirildi. Adem burada kendi ecelini yıl be-yıl sayıp hesaplıyordu. Derken ölüm meleği geldi. Hz. Adem (a.s) ona: "Acele ettin, erken geldin. Bana bin yıl ömür takdir edilmiştir" dedi. Melek: "İyi ama sen oğlun Davud`a altmış senesini verdin" dedi. Ne var ki O bunu inkar etti, zürriyeti de inkar etti; o unuttu, zürriyeti de unuttu." Resulullah (sav) ilave etti: "O günden itibaren yazma ve şahidlik emredildi."
HadisNo : 1699
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Melekler nurdan yaratıldılar, cinler dumanlı bir alevden yaratıldılar. Adem de size vasfı yapılandan yaratıldı."
HadisNo : 1700
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Hayır, Allah`a kasem olsun Resulullah (sav), Hz. İsa`nın kızıl çehreli olduğunu söylemedi. Ancak şunu söyledi: "Ben bir keresinde uyumuştum. Rüyamda Beytullah`ı tavaf ediyordum. O sırada düz saçlı, kumral benizli, başından su akar vaziyette iki kişiye dayanıp ortalarında gitmekte olan birisini gördüm. "Bu kim?" dedim. "Meryem`in oğlu!" dediler. Bunun üzerine daha yakından görmek için ilerledim. Kızıl, iri, kıvırcık saçlı, sağ gözü kor, gözü üzüm gibi pörtlek bir adam daha vardı. "Bu kim?" dedim. "Bu Deccal`dir dediler. İnsanlardan en çok ona benzeyeni İbnu Katan`dı." Zühri der ki: "İbnu Katan, cahiliye devrinde vefat eden Huzaalı bir kimseydi."
HadisNo : 1701
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bana geçmiş peygamberler (a.s) arzedildiler. Hz. Musa zayıfça bir erkekti. Sanki Şenue kabilesinden (uzun boylu) birine benziyordu. Hz. İsa (a.s)`ı da gördüm, gördüklerim içinde ona en çok benzeyen Urve İbnu Mes`ud idi. Hz. İbrahim (a.s)`i de gördüm, gördüklerim arasında ona en çok benzeyen, arkadaşınızdı -yani kendisini kastediyor- Hz. Cebrail (a.s)`i de gördüm. Gördüklerimden ona en ziyade benzeyen Dihye İbnu Halife idi."
HadisNo : 1702
Ravi : Semure İbnu Cündüb
Hadis : Resulullah (sav) buyurdu ki: "Sam, Arapların babasıdır. Yafes, Rumların babasıdır. Ham Habeşilerin babasıdır."
HadisNo : 1703
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Zekeriyya (a.s) marangoz idi."
HadisNo : 1704
Etiketler:
Alemin Yaratılışı Hakkında Hadisler
Aldatmaya Dair Hadisler
Aldatmaya Dair
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Bir adam, Resulullah (sav)`a gelerek alış-verişte aldatıldığını söyledi. Resulullah (sav) kendisine: "Alış-veriş yaptığın kimseye; Aldatmaca yok! de" buyurdu.
HadisNo : 257
Ravi : Abdülmecid İbnu Vehb
Hadis : Bana, el-Adda İbnu Halid (ra): "Resulullah (sav)`nın bana yazdığı bir mektubu sana okuyayım mı?" dedi. Ben: "Memnuniyetle!" deyince bir mektup çıkardı. Mektupta şunlar yazılı idi: "Bu, el-Adda İbnu Halid İbni Zehve`nin Muhammed (sav)`den satın aldığı şeyi tevsik eder, el-Adda ondan bir köle veya cariye satın aldı. Kölede, ne herhangi bir hastalık, ne (zina, hırsızlık, kaçma gibi) bir düşkünlük ne de (satışını gayr-ı meşru kılan hürr asıllı bulunmak, emanet ve rehin olarak verilmiş olmak gibi) haramlık yoktur. Bu Müslümanın Müslümana satışıdır."
HadisNo : 258
Ravi : İbnu Ebi Evfa
Hadis : Bir adam çarşıya satmak üzere mal koydu. Müslümanlardan biri alıcı çıkınca, onu ikna için, "senin vermediğin parayı ödedim" diye Allah`a kasem etmişti. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Allah`ın ahdini ve yeminlerini az bir değere değişenler var ya, işte onların ahirette bir payları yoktur. Allah, kıyamet günü, onlara hitab etmeyecek, onlara bakmayacak, onları temize çıkarmayacaktır. Elem verici azab onlar içindir" (Al-i İmran, 77)
HadisNo : 259
Ravi : Amr İbnu Dinar
Hadis : Nevvas adında biri vardı. Yanında su içme hastası bir deve vardı, İbnu Ömer (ra) bu deveyi ortağından satın aldı. Ortağı kendisine uğrayınca: "Şu devemiz var ya onu sattık" dedi: Ortağı "kime" deyince "şu şu evsafta bir yaşlıya" diye tarif etti. Ortağı: "Öylemi, amma da yaptın, vallahi o zat İbnu Ömer`dir" dedi: "Sonra İbnu Ömer (ra)`e gelerek: "Ortağım sana su içme hastası bir deve satmış, durumunu da sana söylememiş" dedi. İbnu Ömer: "öyleyse götür onu" dedi. Adam götürmek üzere tutunca: "Bırak deveyi, Resulullah (sav)`ın hükmüne razıyız, sirayet yoktur" buyurdu.
HadisNo : 260
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) çarşıda bir yiyecek yığınına rastlayınca elini yığına daldırıp çıkardı. Parmaklarına rutubet bulaştı. Adama: "Ey satıcı nedir bu?" diye çıkıştı. Adam: "Ey Allah`ın Resulü, yağmur ıslattı,deyince: "Bu yaşlığı üste getirip, herkesin görmesini sağlıyamaz miydin? Kim bizi aldatırsa o bizden değildir" buyurdu.
HadisNo : 261
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Ebu Davud ve Tirmizi`nin rivayetlerinde şu ziyade mevcuttur: "Resulullah (sav)`a "elini yığına daldır" diye vahyedildi, o da elini daldırdı. Yığın ıslaktı. "Aldatan bizden değildir" buyurdu."
HadisNo : 262
Ravi : Ukbe İbnu Amir
Hadis : Müslüman bir kimsenin, bir malda kusur olduğunu bildiği halde, müşteriye haber vermeden satması haramdır. (Buhari, bunu bir babın başlığında kaydetmiştir.)
HadisNo : 263
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Bir adam, Resulullah (sav)`a gelerek alış-verişte aldatıldığını söyledi. Resulullah (sav) kendisine: "Alış-veriş yaptığın kimseye; Aldatmaca yok! de" buyurdu.
HadisNo : 257
Ravi : Abdülmecid İbnu Vehb
Hadis : Bana, el-Adda İbnu Halid (ra): "Resulullah (sav)`nın bana yazdığı bir mektubu sana okuyayım mı?" dedi. Ben: "Memnuniyetle!" deyince bir mektup çıkardı. Mektupta şunlar yazılı idi: "Bu, el-Adda İbnu Halid İbni Zehve`nin Muhammed (sav)`den satın aldığı şeyi tevsik eder, el-Adda ondan bir köle veya cariye satın aldı. Kölede, ne herhangi bir hastalık, ne (zina, hırsızlık, kaçma gibi) bir düşkünlük ne de (satışını gayr-ı meşru kılan hürr asıllı bulunmak, emanet ve rehin olarak verilmiş olmak gibi) haramlık yoktur. Bu Müslümanın Müslümana satışıdır."
HadisNo : 258
Ravi : İbnu Ebi Evfa
Hadis : Bir adam çarşıya satmak üzere mal koydu. Müslümanlardan biri alıcı çıkınca, onu ikna için, "senin vermediğin parayı ödedim" diye Allah`a kasem etmişti. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Allah`ın ahdini ve yeminlerini az bir değere değişenler var ya, işte onların ahirette bir payları yoktur. Allah, kıyamet günü, onlara hitab etmeyecek, onlara bakmayacak, onları temize çıkarmayacaktır. Elem verici azab onlar içindir" (Al-i İmran, 77)
HadisNo : 259
Ravi : Amr İbnu Dinar
Hadis : Nevvas adında biri vardı. Yanında su içme hastası bir deve vardı, İbnu Ömer (ra) bu deveyi ortağından satın aldı. Ortağı kendisine uğrayınca: "Şu devemiz var ya onu sattık" dedi: Ortağı "kime" deyince "şu şu evsafta bir yaşlıya" diye tarif etti. Ortağı: "Öylemi, amma da yaptın, vallahi o zat İbnu Ömer`dir" dedi: "Sonra İbnu Ömer (ra)`e gelerek: "Ortağım sana su içme hastası bir deve satmış, durumunu da sana söylememiş" dedi. İbnu Ömer: "öyleyse götür onu" dedi. Adam götürmek üzere tutunca: "Bırak deveyi, Resulullah (sav)`ın hükmüne razıyız, sirayet yoktur" buyurdu.
HadisNo : 260
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) çarşıda bir yiyecek yığınına rastlayınca elini yığına daldırıp çıkardı. Parmaklarına rutubet bulaştı. Adama: "Ey satıcı nedir bu?" diye çıkıştı. Adam: "Ey Allah`ın Resulü, yağmur ıslattı,deyince: "Bu yaşlığı üste getirip, herkesin görmesini sağlıyamaz miydin? Kim bizi aldatırsa o bizden değildir" buyurdu.
HadisNo : 261
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Ebu Davud ve Tirmizi`nin rivayetlerinde şu ziyade mevcuttur: "Resulullah (sav)`a "elini yığına daldır" diye vahyedildi, o da elini daldırdı. Yığın ıslaktı. "Aldatan bizden değildir" buyurdu."
HadisNo : 262
Ravi : Ukbe İbnu Amir
Hadis : Müslüman bir kimsenin, bir malda kusur olduğunu bildiği halde, müşteriye haber vermeden satması haramdır. (Buhari, bunu bir babın başlığında kaydetmiştir.)
HadisNo : 263
Etiketler:
Aldatmaya Dair Hadisler
Al-i İmran Suresi Hakkında Hadisler
Al-i İmran Suresi
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) şu mealdeki ayeti okudu: "(Habibim) Sana Kitab`ı indiren O`dur. Ondan bir kısım ayetler muhkemdir ki bunlar Kitab`ın anası (temeli)dir. Diğer bir kısmı da müteşabihlerdir. İşte kalblerinde eğrilik bulunanlar sırf fitne aramak (ötekini berikini saptırmak) ve (kendi arzularına göre) onun te`viline yeltenmek için onun müteşabih olanına tabi olurlar. Halbuki onun te`vilini Allah`dan başkası bilmez, ilimde yüksek gayeye erenler ise; "Biz ona inandık, hepsi Rabbimiz katındadır" derler. (Bunları) salim akıllılardan başkası iyice düşünmez." Resulullah (sav) ayetin okunmasını tamamlayınca bana şunu söyledi: "Kur`an`ın müteşabih ayetlerine tabi olanları gördüğünüz vakit bilin ki onlar Allah`ın ayette haber verdiği kimselerdir, onlardan sakının."
HadisNo : 512
Ravi : Said İbnu Cübeyr
Hadis : Bir adam gelerek, İbnu Abbas (ra)`a "Ben Kur`an`da bazı ayetler görüyorum onlar bana aralarında ihtilaflı geliyor" dedi. İbnu Abbas (ra): "Nelermiş onlar?" diye sorunca adam şu ayetleri okudu: "Sur`a üflendiği zaman, aralarında o gün (böbürlenecekleri) soyları sopları olmadığı gibi, (birbirlerinin halini) de soramazlar" (Mü`minun, 101). Halbuki şu ayet de var: "Birbirlerine dönüp soruşurlar" (Saffat, 27). Bir ayette şöyle denir: "O gün inkar edip peygambere baş kaldırmış olanlar, yerle bir olmayı ne kadar isterler ve Allah`tan bir söz gizleyemezler" (Nisa, 42). Halbuki şu ayet var: "Sonra, Rabbimiz Allah`a and olsun ki bizler puta tapanlar değildik, demekten başka çare bulamazlar" (En`am, 23). Naziat suresinde: "Ey inkarcılar! Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina edip yükseltmiş ve ona şekil vermiştir. Gecesini karanlık yapmış, gündüzümü aydınlatmıştır. Ardından yeri düzenlemiştir" (27-30) buyuruyor. Burada göğün yaratılışı yerin yaratılışından öncedir. Halbuki şu ayette yerin yaratılışı göğün yaratılışından öncedir: "Ey Muhammed onlara de ki: "Siz yeri iki günde yaratanı mı inkar ediyor ve O`na eşler koşuyorsunuz! O alemlerin Habbedir. O yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi, onu bereketli kıldı. Arayanlar için yeryüzünde gıdalarım normal olarak dört gün (dört mevsim) içinde yetiştirmesi kanununu koydu. Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi. Ona ve yeryüzüne "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin"dedi, ikisi de: "İsteyerek geldik" dediler (Fussilet, 9-11). Kur`an`da: "Allah affedici, merhametli oldu", "Allah aziz ve hakim oldu", "Allah işitici ve görücü oldu" denmektedir. Sanki, Allah eskiden böyle olmuş bitmiş gibi ifade edilmektedir." İbnu Abbas (ra) şu cevabı verdi: "Sur`a ilk üflemede onların aralarında hiçbir bağ olamaz, Allah`ın diledikleri dışında herkes gökte olsun yerde olsun bu ilk üflemede baygın düşer, işte bu baygınlık anında bağ da yok, hal hatır sorma da yok. Sonra ikinci üfleme var. Bu üflemede birbirlerine gelip soruşurlar." İbnu Abbas devam etti: ".,,Rabbimiz Allah`a and olsun ki biz puta tapanlar değildik" ayeti ile; "..Allah`tan bir şey gizleyemezler" ayetine gelince: "Allah Teala ihlas sahiplerinin günahlarını affeder. Bunun üzerine müşrikler: "Gelin biz de: "Müşrik değildik" diyelim" derler. Allah da onların ağızlarını mühürler. Vücudlarındaki her bir uzuv yaptığı işleri söyler. O sırada, Allah`ın hiçbir sözü gizlemediği bilinir. O`nun yanında: "İnkar edenler: "Keşke Müslüman olsaydık" temennisinde bulunacaklardır" (Hicr, 2). Diğer soruna gelince: Allah yeri iki günde yarattı. Sonra göğe yöneldi, başka iki günde de onu yedi kat olarak tanzim etti, sonra diğer iki günde arzı düzenledi yani yaydı, arzdan su ve otlak çıkardı. Arzda dağlar, ağaçlar, tepeler ve arzla sema arasında bulunan şeyleri yarattı. Bunu Cenab-ı Hakk: "Ardından yeri düzenlemiştir" (Naziat, 30) kelam-ı şerifleriyle ifade buyurmaktadır. Böylece arz ve içindekiler dört günde yaratılmış olmaktadır. Semavat da iki günde yaratılmış olmaktadır. "Allah affedici, merhametli oldu" kelamına gelince, Allah kendisini bu şekilde isimlemiştir, yani O hep böyle olmuştur ve böyle olacaktır. Allah her ne irade buyurdu ise irade buyurduğu şey mutlaka olmuştur. Yazık sana, Kur`an (ayetleri) sana ihtilaflı gelmemeli. Çünkü onun tamamı Aziz ve Celil olan Allah`tandır."
HadisNo : 513
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav), Bedir savaşında Kureyş`i yendikten sonra Medine`ye döndüğü zaman Yahudileri toplayarak onlara: "Kureyş`in başına gelen musibet size de gelmeden Müslüman olun" dedi. Onlar cevaben: "Ey Muhammed, Kureyş`ten savaşmasını bilmeyen toy bir grubu mağlub etmen sakın seni aldatmasın. Şayet bizimle savaşacak olursan bizim kimler olduğumuzu öğrenecek ve bizim gibisiyle hiç karşılaşmadığını anlayacaksın!" dediler. Bunun üzerine Cenab-ı Hakk şu ayeti indirdi: "(Habibim), O (Yahudi) kafirlerine de ki: Yakında mağlub olacaksınız ve (toptan) cehenneme sürüleceksiniz. O, ne kötü yataktır, (Bedir muharebesinde) karşılaşan iki grub hakkında sizin için muhakkak bir ibret vardı. (Onlardan) bir grub Allah yolunda dövüşüyordu, diğeri ise kafirdi" (Al-i İmran, 12-13).
HadisNo : 514
Ravi : İbnu Mesud
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her peygamberin peygamberlerden dostları vardır. Benim dostum, ceddim ve Rabbimin halili olan İbrahim`dir." Resulullah (sav) sonra şu ayeti tilavet buyurdular: "Gerçekten, insanlardan İbrahim`e en yakın olanı her halde (zamanında) ona tabi olanlarla şu peygamber ve (şu) iman edenlerdir. Allah da o iman edenlerin yaridir" (Al-i İmran, 68).
HadisNo : 515
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "...İbrahim`in ailesi ve İmran`ın ailesi..." (Al-i İmran, 33) ayeti hakkında: "Onlar, İbrahim`in neslinden, İmran`ın neslinden, Yasin`in neslinden ve Muhammed`in neslinden iman eden kimselerdir." Allah Teala hazretleri şöyle buyuruyor: "Gerçekten, insanlardan İbrahim`e en yakın olanı her halde (zamanında) ona tabi olanlarla şu peygamber ve (şu) iman edenlerdir. Allah da o iman edenlerin yaridir" (Al-i İmran, 68) demiştir. Bu hadisi Buhari, muallak (senetsiz) olarak tahric etmiştir (Enbiya, 44).
HadisNo : 516
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Yine İbnu Abbas, saliha kadının: "Rabbim, karnımdakini azadlı bir kul olarak sana adadım" (Al-i İmran, 35) sözünü tefsir sadedinde şöyle der :"Yani sırf mescide hizmet etmesi için." Buhari bu rivayeti bab başlığı olarak tahric etmiştir (Salat, 74)
HadisNo : 517
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular: "Yeni doğan her insan yavrusuna, doğduğu anda şeytan mutlaka bir dürter. Yavru, onun dürtmesi (nin verdiği rahatsızlık) sebebiyle bağırarak ağlar. Hazret-i Meryem ve onun oğlu İsa bundan hariçtir." Ebu Hüreyre sözüne devamla: "İsterseniz şu ayeti de okuyun dedi: Meryem: "...Ben onu da soyunu da kovulmuş şeytandan sana sığındırırım" dedi (Al-i İmran, 36).
HadisNo : 518
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Meryem`i hangisi himayesine alacak diye (kura çekmek üzere) kalemlerini atarken sen yanlarında değildin" (Al-i İmran, 44) ayetiyle ilgili olarak buyurdu ki: "Kur`a çekmek üzere kalemlerini (suya) attılar. Kalemler akıntıyla beraber gitti. Sadece Zekeriya`nın kalemi suyun üstüne çıktı. Hadisi Buhari, bab başlığında tahric etti. (Şehadet, 30).
HadisNo : 519
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "Ey isa, şüphesiz ki seni vefat ettirecek olan (onlar değil) benim" ayetindeki (Al-i İmran, 55) seni vefat ettirecek olan (müteveffike) ibaresini "seni öldürecek olan" diye açıklanmıştır. Bu rivayeti Buhari, bab başlığında kaydetmiştir. (Tefsir, Suretu`l-Maide 13).
HadisNo : 520
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Ensar`dan bir zat Müslüman olmuştu, sonra tekrar irtidat edip müşriklerin yanına gitti. Bilahere yaptığından pişman olup, kabilesine: "Resulullah (sav)`a sorun, benim için tevbe imkanı var mı?" diye haber saldı. Kavmi de Resulullah (sav)`a gelerek: Onun için tevbe etme şansı var mı?" diye sordular. Bunun üzerine şu ayet indi: "İnandıktan, Peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez. İşte bunların cezası, Allah`ın, meleklerin, insanların hepsinin lanetine uğramalarıdır. Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; oların azabı geciktirilmez. Ancak bunun ardından tevbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder" (Al-i İmran 86-89). Ayeti ona gönderdi, O da Müslüman oldu.
HadisNo : 521
Ravi : Behz İbnu Hakim
Hadis : Ravinin babası ve ceddi tarikiyle anlattığına göre, Resulullah (sav)`ın "Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz" (Al-i İmran, 110) ayeti hakkında şunu söylediğini işitti: "Siz yetmiş ümmeti yetmişe tamamlayan sonuncu ümmetsiniz. Siz onların en hayırlısı ve Allah yanında en değerli olanısınız."
HadisNo : 522
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "Rabb`e kul olun (kunu Rabbaniyyin)" (Al-i İmran, 79) ayetiyle "Hakimler, fakihler olun" denmek istenmiştir" buyurmuştur. Buhari, bu hadisi bab başlığında kaydetmiştir (İlm 10)
HadisNo : 523
Ravi : Cabir
Hadis : Şu ayet bizim hakkımızda indi: "O zaman içinizden iki zümre za`f göster(mek iste)mişdi. Halbuki onların yardımcısı Allah`tı. Mü`minler ancak Allah`a güvenip dayanmalılar." (Al-i İmran, 122). Hz. Cabir devamla şu açıklamayı yaptı: "Biz iki zümreydik: Bir zümre Benü Harise, diğeri Benü Seleme. Ayette: "Allah onların yardımcısıdır" dendiği için bu ayet hakkımızda inmemiş olsaydı sevinmezdim,"
HadisNo : 524
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) Safvan İbnu Umeyye, Süheyl İbnu Amr ve el-Haris İbnu Hişam`a beddua ediyordu. Bunun üzerine şu ayet indi: "Allah`ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir" (Al-i İmran, 128).
HadisNo : 525
Ravi :
Hadis : Tirmizi`de geldiği üzere Resulullah (sav) Uhud günü şöyle demiştir: "Ey Allahım, Ebü Süfyan`a lanet et! Ey Allahım, el-Haris İbnu Hişam`a lanet et! Ey Allahım, Saffan İbnu Umeyye`ye lanet eti" Bunun üzerine: "Allah`ın onların tevbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur, çünkü onlar zalimlerdir" (Al-i İmran, 128) mealindeki ayet indi.
HadisNo : 526
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Hz. Peygamber (sav)`in sabah namazında başını sonuncu rekatta kaldırdığı sırada "Ey Rabbim ... lanet" diye aynen yukandaki hadiste muhtevayı işittiğini söylemiştir.
HadisNo : 527
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Hiçbir peygambere ganimete ve millet malına hıyanet yaraşmaz" (Al-i İmran, 161) ayeti, Bedir savaşı sırasında kaybolan kırmızı renkli bir kadife parçası hakkında nazil olmuştu. Cemaatten bazısı "Belki de Hz. Peygamber almıştır" demişti ki bunun üzerine yukandaki ayet nazil oldu."
HadisNo : 528
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) ashabına şöyle dedi: "Uhut`da şehid olan kardeşleriniz var ya! Allah, onların ruhlarını yeşil kuşların içine koydu. Bunlar cennetin nehirlerine giden, cennet meyvelerinden yiyen ve Arşın gölgesine asılmış altından kandillere girip istirahat eden kuşlardır. Şehidler böylece güzel güzel yiyip içip dinlenince şöyle dediler: Kardeşlerimize bizden kim haber götürecek ve bildirecek ki bizler cennette dirileriz, rızıklanıyoruz? Bu haber gitmeli ki onlar cennete karşı isteksiz olmasınlar ve harpte korkak davranmasınlar!" Allah Teala onlara cevaben: "Sizin haberinizi ben duyuracağım" buyurdu ve şu ayeti indirdi: "Allah yolunda öldürülenleri ölü saymayın bilakis onlar Rabbleri katında diridirler. Allah`ın bol nimetinden onlara verdiği şeylerle sevinç içinde rızıklanırlar. Arkalarından kendilerine ulaşmayan kimselere, kendilerine korku olmadığını ve kendilerinin üzülmeyeceklerini müjde etmek isterler" (Al-i İmran, 169).
HadisNo : 529
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Halk onlara: "Düşmanınız olan insanlar size karşı bir ordu topladılar, onlardan korkun" dediler. Bu, onların imanını artırdı da: "Allah bize yeter, o ne güzel vekildir" dediler" (Al-i İmran, 173) ayeti hakkında şu açıklamayı yaptı: "Bunu İbrahim (sav) ateşe atıldığı esnada söyledi, keza aynı şeyi Hz. Peygamber (sav), halk kendisine: "insanlar size karşı toplandılar" dediği zaman söyledi.
HadisNo : 530
Ravi : Ebu Said
Hadis : Hz. Peygamber (sav) zamanında bir kısım münafıklar, Resulullah (sav) bir gazveye çıktığı vakit ondan ayrılıp geri kalırlar ve Resulullah (sav)`a muhalefet edip kaldıkları için rahatlarlar, sevinirlerdi. Resulullah (sav) Medine`ye dönünce de gelip andlar, yeminler içerek özürler beyan ederlerdi. Bir de isterlerdi ki, yapmadıkları şeylere övgüye, medh-u senaya mazhar olsunlar. Onların bu hali ile ilgili olarak şu ayet nazil oldu: "Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananların, sakın sakın onların azabtan kurtulacaklarını sanma, elem verici azab onlaradır" (Al-i İmran, 188).
HadisNo : 531
Ravi : Humeyd İbnu Abdirrahman İbni Avf
Hadis : Emevi halifesi Mervan kapıcısına: "Ey Rafi! İbnu Abbas (ra)`a git ve de ki: "Eğer bizden herkes, ettiği ile sevinmesinden ve yapmadığı şeyle de övülmekten hoşlanmasından dolayı azab görecekse, toptan hep azaba maruz kalacağız demektir." İbnu Abbas (ra) kendisine bu söylenince şöyle dedi: "O ayetten size ne? O ayet, Ehl-i Kitap hakkında inmiştir." Sonra şu ayeti okudu: "Allah kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz diye ahid almıştı. Onlar ise, onu arkalarına atıp, az bir değere değiştiler. Alış-verişleri ne kötüdür. Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananların, sakın sakın onların azabtan kurtulacaklarını sanma, elem verici azab onlaradır." (Al-i İmran, 187-188). İbnu Abbas (ra) sözüne devam ederek şu açıklamayı yaptı: "Resulullah (sav) onlara bir husus sordu, gerçeği gizleyip, değişik şekilde yanlış cevap verdiler. Üstelik kendilerine sorduğu hususa verdikleri cevap sebebiyle medhedilmeyi beklediklerini de iş`ar ettiler. Ayrıca sorulan şeyi ona gizlemiş olmalarına da sevindiler."
HadisNo : 532
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "İster, amelce iyi, müttaki, isterse amelce kötü, facir kişi olsun, ölüm herkes hakkında hayırlıdır" buyurduktan sonra şu ayeti okudu: "İnkar edenler, kendilerine vermiş olduğumuz mühletin sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara ancak, günahları çoğalsın diye mühlet veriyoruz. Alçaltıcı azab onlaradır" (Al-i İmran, 178). Sonra da şu ayeti okudu: "Fakat Rablerinden sakınanlara, Allah katından ziyafetler bulunan, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetler vardır. Allah katındaki şeyler iyi olanlar için daha hayırlıdır" (Al-i İmran, 198). (Rezin kaydetmiş fakat, kaynak vermemiştir. Ancak bunu Hakim, el-Müstedrek`te (2, 298) tahric eder.)
HadisNo : 533
Ravi : Ümmü Seleme
Hadis : "Ey Allah`ın Resulü, Allahu Teala`nın kadınları hicretle ilgili olarak zikrettiğini hiç işitmiyorum, niçin?" diye sordum. Bu sorum üzerine şu ayet indi: "Rableri dualarını kabul etti: Birbirinizden meydana gelen sizlerden, erkek olsun, kadın olsun iş yapanın işini boşa çıkarmam. Hicret edenlerin, memleketlerinden çıkanların, yolumda ezaya uğratılanların, savaşan ve öldürülenlerin günahlarını elbette örteceğim. And olsun ki, Allah katında bir nimet olarak, onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Nimetin güzeli Allah katındadır." (Al-i İmran, 195).
HadisNo : 534
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) şu mealdeki ayeti okudu: "(Habibim) Sana Kitab`ı indiren O`dur. Ondan bir kısım ayetler muhkemdir ki bunlar Kitab`ın anası (temeli)dir. Diğer bir kısmı da müteşabihlerdir. İşte kalblerinde eğrilik bulunanlar sırf fitne aramak (ötekini berikini saptırmak) ve (kendi arzularına göre) onun te`viline yeltenmek için onun müteşabih olanına tabi olurlar. Halbuki onun te`vilini Allah`dan başkası bilmez, ilimde yüksek gayeye erenler ise; "Biz ona inandık, hepsi Rabbimiz katındadır" derler. (Bunları) salim akıllılardan başkası iyice düşünmez." Resulullah (sav) ayetin okunmasını tamamlayınca bana şunu söyledi: "Kur`an`ın müteşabih ayetlerine tabi olanları gördüğünüz vakit bilin ki onlar Allah`ın ayette haber verdiği kimselerdir, onlardan sakının."
HadisNo : 512
Ravi : Said İbnu Cübeyr
Hadis : Bir adam gelerek, İbnu Abbas (ra)`a "Ben Kur`an`da bazı ayetler görüyorum onlar bana aralarında ihtilaflı geliyor" dedi. İbnu Abbas (ra): "Nelermiş onlar?" diye sorunca adam şu ayetleri okudu: "Sur`a üflendiği zaman, aralarında o gün (böbürlenecekleri) soyları sopları olmadığı gibi, (birbirlerinin halini) de soramazlar" (Mü`minun, 101). Halbuki şu ayet de var: "Birbirlerine dönüp soruşurlar" (Saffat, 27). Bir ayette şöyle denir: "O gün inkar edip peygambere baş kaldırmış olanlar, yerle bir olmayı ne kadar isterler ve Allah`tan bir söz gizleyemezler" (Nisa, 42). Halbuki şu ayet var: "Sonra, Rabbimiz Allah`a and olsun ki bizler puta tapanlar değildik, demekten başka çare bulamazlar" (En`am, 23). Naziat suresinde: "Ey inkarcılar! Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina edip yükseltmiş ve ona şekil vermiştir. Gecesini karanlık yapmış, gündüzümü aydınlatmıştır. Ardından yeri düzenlemiştir" (27-30) buyuruyor. Burada göğün yaratılışı yerin yaratılışından öncedir. Halbuki şu ayette yerin yaratılışı göğün yaratılışından öncedir: "Ey Muhammed onlara de ki: "Siz yeri iki günde yaratanı mı inkar ediyor ve O`na eşler koşuyorsunuz! O alemlerin Habbedir. O yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi, onu bereketli kıldı. Arayanlar için yeryüzünde gıdalarım normal olarak dört gün (dört mevsim) içinde yetiştirmesi kanununu koydu. Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi. Ona ve yeryüzüne "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin"dedi, ikisi de: "İsteyerek geldik" dediler (Fussilet, 9-11). Kur`an`da: "Allah affedici, merhametli oldu", "Allah aziz ve hakim oldu", "Allah işitici ve görücü oldu" denmektedir. Sanki, Allah eskiden böyle olmuş bitmiş gibi ifade edilmektedir." İbnu Abbas (ra) şu cevabı verdi: "Sur`a ilk üflemede onların aralarında hiçbir bağ olamaz, Allah`ın diledikleri dışında herkes gökte olsun yerde olsun bu ilk üflemede baygın düşer, işte bu baygınlık anında bağ da yok, hal hatır sorma da yok. Sonra ikinci üfleme var. Bu üflemede birbirlerine gelip soruşurlar." İbnu Abbas devam etti: ".,,Rabbimiz Allah`a and olsun ki biz puta tapanlar değildik" ayeti ile; "..Allah`tan bir şey gizleyemezler" ayetine gelince: "Allah Teala ihlas sahiplerinin günahlarını affeder. Bunun üzerine müşrikler: "Gelin biz de: "Müşrik değildik" diyelim" derler. Allah da onların ağızlarını mühürler. Vücudlarındaki her bir uzuv yaptığı işleri söyler. O sırada, Allah`ın hiçbir sözü gizlemediği bilinir. O`nun yanında: "İnkar edenler: "Keşke Müslüman olsaydık" temennisinde bulunacaklardır" (Hicr, 2). Diğer soruna gelince: Allah yeri iki günde yarattı. Sonra göğe yöneldi, başka iki günde de onu yedi kat olarak tanzim etti, sonra diğer iki günde arzı düzenledi yani yaydı, arzdan su ve otlak çıkardı. Arzda dağlar, ağaçlar, tepeler ve arzla sema arasında bulunan şeyleri yarattı. Bunu Cenab-ı Hakk: "Ardından yeri düzenlemiştir" (Naziat, 30) kelam-ı şerifleriyle ifade buyurmaktadır. Böylece arz ve içindekiler dört günde yaratılmış olmaktadır. Semavat da iki günde yaratılmış olmaktadır. "Allah affedici, merhametli oldu" kelamına gelince, Allah kendisini bu şekilde isimlemiştir, yani O hep böyle olmuştur ve böyle olacaktır. Allah her ne irade buyurdu ise irade buyurduğu şey mutlaka olmuştur. Yazık sana, Kur`an (ayetleri) sana ihtilaflı gelmemeli. Çünkü onun tamamı Aziz ve Celil olan Allah`tandır."
HadisNo : 513
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav), Bedir savaşında Kureyş`i yendikten sonra Medine`ye döndüğü zaman Yahudileri toplayarak onlara: "Kureyş`in başına gelen musibet size de gelmeden Müslüman olun" dedi. Onlar cevaben: "Ey Muhammed, Kureyş`ten savaşmasını bilmeyen toy bir grubu mağlub etmen sakın seni aldatmasın. Şayet bizimle savaşacak olursan bizim kimler olduğumuzu öğrenecek ve bizim gibisiyle hiç karşılaşmadığını anlayacaksın!" dediler. Bunun üzerine Cenab-ı Hakk şu ayeti indirdi: "(Habibim), O (Yahudi) kafirlerine de ki: Yakında mağlub olacaksınız ve (toptan) cehenneme sürüleceksiniz. O, ne kötü yataktır, (Bedir muharebesinde) karşılaşan iki grub hakkında sizin için muhakkak bir ibret vardı. (Onlardan) bir grub Allah yolunda dövüşüyordu, diğeri ise kafirdi" (Al-i İmran, 12-13).
HadisNo : 514
Ravi : İbnu Mesud
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her peygamberin peygamberlerden dostları vardır. Benim dostum, ceddim ve Rabbimin halili olan İbrahim`dir." Resulullah (sav) sonra şu ayeti tilavet buyurdular: "Gerçekten, insanlardan İbrahim`e en yakın olanı her halde (zamanında) ona tabi olanlarla şu peygamber ve (şu) iman edenlerdir. Allah da o iman edenlerin yaridir" (Al-i İmran, 68).
HadisNo : 515
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "...İbrahim`in ailesi ve İmran`ın ailesi..." (Al-i İmran, 33) ayeti hakkında: "Onlar, İbrahim`in neslinden, İmran`ın neslinden, Yasin`in neslinden ve Muhammed`in neslinden iman eden kimselerdir." Allah Teala hazretleri şöyle buyuruyor: "Gerçekten, insanlardan İbrahim`e en yakın olanı her halde (zamanında) ona tabi olanlarla şu peygamber ve (şu) iman edenlerdir. Allah da o iman edenlerin yaridir" (Al-i İmran, 68) demiştir. Bu hadisi Buhari, muallak (senetsiz) olarak tahric etmiştir (Enbiya, 44).
HadisNo : 516
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Yine İbnu Abbas, saliha kadının: "Rabbim, karnımdakini azadlı bir kul olarak sana adadım" (Al-i İmran, 35) sözünü tefsir sadedinde şöyle der :"Yani sırf mescide hizmet etmesi için." Buhari bu rivayeti bab başlığı olarak tahric etmiştir (Salat, 74)
HadisNo : 517
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular: "Yeni doğan her insan yavrusuna, doğduğu anda şeytan mutlaka bir dürter. Yavru, onun dürtmesi (nin verdiği rahatsızlık) sebebiyle bağırarak ağlar. Hazret-i Meryem ve onun oğlu İsa bundan hariçtir." Ebu Hüreyre sözüne devamla: "İsterseniz şu ayeti de okuyun dedi: Meryem: "...Ben onu da soyunu da kovulmuş şeytandan sana sığındırırım" dedi (Al-i İmran, 36).
HadisNo : 518
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Meryem`i hangisi himayesine alacak diye (kura çekmek üzere) kalemlerini atarken sen yanlarında değildin" (Al-i İmran, 44) ayetiyle ilgili olarak buyurdu ki: "Kur`a çekmek üzere kalemlerini (suya) attılar. Kalemler akıntıyla beraber gitti. Sadece Zekeriya`nın kalemi suyun üstüne çıktı. Hadisi Buhari, bab başlığında tahric etti. (Şehadet, 30).
HadisNo : 519
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "Ey isa, şüphesiz ki seni vefat ettirecek olan (onlar değil) benim" ayetindeki (Al-i İmran, 55) seni vefat ettirecek olan (müteveffike) ibaresini "seni öldürecek olan" diye açıklanmıştır. Bu rivayeti Buhari, bab başlığında kaydetmiştir. (Tefsir, Suretu`l-Maide 13).
HadisNo : 520
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Ensar`dan bir zat Müslüman olmuştu, sonra tekrar irtidat edip müşriklerin yanına gitti. Bilahere yaptığından pişman olup, kabilesine: "Resulullah (sav)`a sorun, benim için tevbe imkanı var mı?" diye haber saldı. Kavmi de Resulullah (sav)`a gelerek: Onun için tevbe etme şansı var mı?" diye sordular. Bunun üzerine şu ayet indi: "İnandıktan, Peygamberin hak olduğuna şehadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkar eden bir milleti Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalimleri doğru yola eriştirmez. İşte bunların cezası, Allah`ın, meleklerin, insanların hepsinin lanetine uğramalarıdır. Orada temellidirler; onlardan azab hafifletilmez; oların azabı geciktirilmez. Ancak bunun ardından tevbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder" (Al-i İmran 86-89). Ayeti ona gönderdi, O da Müslüman oldu.
HadisNo : 521
Ravi : Behz İbnu Hakim
Hadis : Ravinin babası ve ceddi tarikiyle anlattığına göre, Resulullah (sav)`ın "Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz" (Al-i İmran, 110) ayeti hakkında şunu söylediğini işitti: "Siz yetmiş ümmeti yetmişe tamamlayan sonuncu ümmetsiniz. Siz onların en hayırlısı ve Allah yanında en değerli olanısınız."
HadisNo : 522
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "Rabb`e kul olun (kunu Rabbaniyyin)" (Al-i İmran, 79) ayetiyle "Hakimler, fakihler olun" denmek istenmiştir" buyurmuştur. Buhari, bu hadisi bab başlığında kaydetmiştir (İlm 10)
HadisNo : 523
Ravi : Cabir
Hadis : Şu ayet bizim hakkımızda indi: "O zaman içinizden iki zümre za`f göster(mek iste)mişdi. Halbuki onların yardımcısı Allah`tı. Mü`minler ancak Allah`a güvenip dayanmalılar." (Al-i İmran, 122). Hz. Cabir devamla şu açıklamayı yaptı: "Biz iki zümreydik: Bir zümre Benü Harise, diğeri Benü Seleme. Ayette: "Allah onların yardımcısıdır" dendiği için bu ayet hakkımızda inmemiş olsaydı sevinmezdim,"
HadisNo : 524
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) Safvan İbnu Umeyye, Süheyl İbnu Amr ve el-Haris İbnu Hişam`a beddua ediyordu. Bunun üzerine şu ayet indi: "Allah`ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur; çünkü onlar zalimlerdir" (Al-i İmran, 128).
HadisNo : 525
Ravi :
Hadis : Tirmizi`de geldiği üzere Resulullah (sav) Uhud günü şöyle demiştir: "Ey Allahım, Ebü Süfyan`a lanet et! Ey Allahım, el-Haris İbnu Hişam`a lanet et! Ey Allahım, Saffan İbnu Umeyye`ye lanet eti" Bunun üzerine: "Allah`ın onların tevbelerini kabul veya onlara azab etmesi işiyle senin bir ilişiğin yoktur, çünkü onlar zalimlerdir" (Al-i İmran, 128) mealindeki ayet indi.
HadisNo : 526
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Hz. Peygamber (sav)`in sabah namazında başını sonuncu rekatta kaldırdığı sırada "Ey Rabbim ... lanet" diye aynen yukandaki hadiste muhtevayı işittiğini söylemiştir.
HadisNo : 527
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Hiçbir peygambere ganimete ve millet malına hıyanet yaraşmaz" (Al-i İmran, 161) ayeti, Bedir savaşı sırasında kaybolan kırmızı renkli bir kadife parçası hakkında nazil olmuştu. Cemaatten bazısı "Belki de Hz. Peygamber almıştır" demişti ki bunun üzerine yukandaki ayet nazil oldu."
HadisNo : 528
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) ashabına şöyle dedi: "Uhut`da şehid olan kardeşleriniz var ya! Allah, onların ruhlarını yeşil kuşların içine koydu. Bunlar cennetin nehirlerine giden, cennet meyvelerinden yiyen ve Arşın gölgesine asılmış altından kandillere girip istirahat eden kuşlardır. Şehidler böylece güzel güzel yiyip içip dinlenince şöyle dediler: Kardeşlerimize bizden kim haber götürecek ve bildirecek ki bizler cennette dirileriz, rızıklanıyoruz? Bu haber gitmeli ki onlar cennete karşı isteksiz olmasınlar ve harpte korkak davranmasınlar!" Allah Teala onlara cevaben: "Sizin haberinizi ben duyuracağım" buyurdu ve şu ayeti indirdi: "Allah yolunda öldürülenleri ölü saymayın bilakis onlar Rabbleri katında diridirler. Allah`ın bol nimetinden onlara verdiği şeylerle sevinç içinde rızıklanırlar. Arkalarından kendilerine ulaşmayan kimselere, kendilerine korku olmadığını ve kendilerinin üzülmeyeceklerini müjde etmek isterler" (Al-i İmran, 169).
HadisNo : 529
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Halk onlara: "Düşmanınız olan insanlar size karşı bir ordu topladılar, onlardan korkun" dediler. Bu, onların imanını artırdı da: "Allah bize yeter, o ne güzel vekildir" dediler" (Al-i İmran, 173) ayeti hakkında şu açıklamayı yaptı: "Bunu İbrahim (sav) ateşe atıldığı esnada söyledi, keza aynı şeyi Hz. Peygamber (sav), halk kendisine: "insanlar size karşı toplandılar" dediği zaman söyledi.
HadisNo : 530
Ravi : Ebu Said
Hadis : Hz. Peygamber (sav) zamanında bir kısım münafıklar, Resulullah (sav) bir gazveye çıktığı vakit ondan ayrılıp geri kalırlar ve Resulullah (sav)`a muhalefet edip kaldıkları için rahatlarlar, sevinirlerdi. Resulullah (sav) Medine`ye dönünce de gelip andlar, yeminler içerek özürler beyan ederlerdi. Bir de isterlerdi ki, yapmadıkları şeylere övgüye, medh-u senaya mazhar olsunlar. Onların bu hali ile ilgili olarak şu ayet nazil oldu: "Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananların, sakın sakın onların azabtan kurtulacaklarını sanma, elem verici azab onlaradır" (Al-i İmran, 188).
HadisNo : 531
Ravi : Humeyd İbnu Abdirrahman İbni Avf
Hadis : Emevi halifesi Mervan kapıcısına: "Ey Rafi! İbnu Abbas (ra)`a git ve de ki: "Eğer bizden herkes, ettiği ile sevinmesinden ve yapmadığı şeyle de övülmekten hoşlanmasından dolayı azab görecekse, toptan hep azaba maruz kalacağız demektir." İbnu Abbas (ra) kendisine bu söylenince şöyle dedi: "O ayetten size ne? O ayet, Ehl-i Kitap hakkında inmiştir." Sonra şu ayeti okudu: "Allah kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz diye ahid almıştı. Onlar ise, onu arkalarına atıp, az bir değere değiştiler. Alış-verişleri ne kötüdür. Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananların, sakın sakın onların azabtan kurtulacaklarını sanma, elem verici azab onlaradır." (Al-i İmran, 187-188). İbnu Abbas (ra) sözüne devam ederek şu açıklamayı yaptı: "Resulullah (sav) onlara bir husus sordu, gerçeği gizleyip, değişik şekilde yanlış cevap verdiler. Üstelik kendilerine sorduğu hususa verdikleri cevap sebebiyle medhedilmeyi beklediklerini de iş`ar ettiler. Ayrıca sorulan şeyi ona gizlemiş olmalarına da sevindiler."
HadisNo : 532
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "İster, amelce iyi, müttaki, isterse amelce kötü, facir kişi olsun, ölüm herkes hakkında hayırlıdır" buyurduktan sonra şu ayeti okudu: "İnkar edenler, kendilerine vermiş olduğumuz mühletin sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara ancak, günahları çoğalsın diye mühlet veriyoruz. Alçaltıcı azab onlaradır" (Al-i İmran, 178). Sonra da şu ayeti okudu: "Fakat Rablerinden sakınanlara, Allah katından ziyafetler bulunan, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetler vardır. Allah katındaki şeyler iyi olanlar için daha hayırlıdır" (Al-i İmran, 198). (Rezin kaydetmiş fakat, kaynak vermemiştir. Ancak bunu Hakim, el-Müstedrek`te (2, 298) tahric eder.)
HadisNo : 533
Ravi : Ümmü Seleme
Hadis : "Ey Allah`ın Resulü, Allahu Teala`nın kadınları hicretle ilgili olarak zikrettiğini hiç işitmiyorum, niçin?" diye sordum. Bu sorum üzerine şu ayet indi: "Rableri dualarını kabul etti: Birbirinizden meydana gelen sizlerden, erkek olsun, kadın olsun iş yapanın işini boşa çıkarmam. Hicret edenlerin, memleketlerinden çıkanların, yolumda ezaya uğratılanların, savaşan ve öldürülenlerin günahlarını elbette örteceğim. And olsun ki, Allah katında bir nimet olarak, onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Nimetin güzeli Allah katındadır." (Al-i İmran, 195).
HadisNo : 534
Etiketler:
Al-i İmran Suresi Hakkında Hadisler
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)