17 Ağustos 2009 Pazartesi

Hadis Kitapları

Hadis Kitapları
Derleyen: Betül Yılmazörnek
Kütüb-i Sitte, Arapça “kitaplar” mânâsına gelen “kütüb” kelimesiyle “altı” mânâsına gelen “sitte” kelimesinden meydana gelmiş bir tâbir olup, “altı kitap” anlamındadır.
Kütüb-i Sitte, İslâm dininin en önemli iki kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih (güvenilir) hadislerden oluşan altı hadis kitabına verilen genel isimdir. Söz konusu bu altı kitap Kur’ân-ı Kerîm’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilen Buhârî ile Müslim’in Câmiu’s-Sahîh adlı eserleri ile Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce’nin Sünen türündeki eserlerinden ibârettir.
İbn Mâce’nin kitabı yerine İmam Mâlik yâhut Dârimî adlı âlimlerin kitaplarını Kütüb-i Sitte’den sayanlar olmuşsa da genel olarak İbn Mâce’nin kitabı Kütüb-i Sitte’nin altıncı kitabı olarak benimsenmiştir.

Kütüb-i Sitte’nin Oluşumu

Hadis ilminin altın çağı olarak bilinen h. III. asrın İslâmî ilimlerini, özellikle hadis ilimlerini araştırmak açısından büyük bir önemi vardır. Bu asırda “Sahîhayn” (en güvenilir iki hadis kitabı) olarak bilinen Buhârî ve Müslim’in kitapları ardarda telif edilmiş ve müellifleri henüz hayatta iken büyük ilgi görmüştür.
Onlardan bir asır kadar sonra yaşamış olan Sa‘îd b. Seken (v. 353/ 964), Buhârî ve Müslim’in Câmî türündeki eserleri ile Ebû Dâvûd ve Nesâî’nin Sünen türündeki eserlerinin İslâm’ın temelleri olduğunu ifâde etmiştir. Daha sonra bunlara Tirmizî’nin Sünen’i de eklenmiş ve bu beş kitap usûl-i hamse (beş temel) diye adlandırılmıştır. Bu oluşumun ilk defâ ne zaman ve kim tarafından ortaya konduğu hakkında bir bilgiye ulaşılamamıştır. Ancak kaynaklarda Tirmizî’nin eserinin, h. V. yüzyıldan sonra rağbet görerek bu temel kitaplar arasında yer aldığı bildirilmektedir.
H.V. asrın sonlarına doğru Usûl-i hamse adı verilen bu kitaplara İbn Mâce’nin Sünen’i de eklenerek Sahîhayn (Buhârî ve Müslim’in kitapları) ve dört Sünen’den (Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce’nin sünen türündeki eserleri) oluşan bu altı kitap ilk defâ Ebu’l-Fazl Muhammed b. Tâhir el-Makdisî (v. 507/ 1113) tarafından Kütüb-i Sitte olarak adlandırılmış ve hicrî VII. asırdan itibaren hadis ilminde bu kitaplar Kütüb-i Sitte olarak anılagelmiştir.


Kütüb-i Sitte ve Müellifleri

BUHÂRÎ ve ESERİ

Muhammed b. İsmâil b. İbrâhim el-Buhârî, h. 194 (810) yılında Buhâra’da doğmuştur. On yaşlarında iken hadise karşı derin bir ilgi duymuş ve hadis ezberlemeye başlamıştır.
Memleketindeki hocalarından ders aldıktan sonra, o günün belli başlı ilim merkezleri olan Şam, Basra, Hicaz, Kûfe, Bağdat ve Mısır’da tahsîline devâm etmiştir.
Ders aldığı hoca sayısının bini bulduğu ifâde edilir. Ezberlediği hadis sayısı ise kendi ifâdesiyle, yüz bini sahih, toplam üç yüz bindir.
Kırk yıl kadar süren ilim yolculuğu sonunda Buhâra yakınlarındaki Hartenk’e yerleşmiş ve h. 256 (870) yılında 62 yaşında iken vefât etmiştir.
Döneminin en büyük âlimlerinden olan Buhârî’nin hadis bilgisi defâlarca yoklanmıştır. Bir keresinde 100 kadar hadisin sened ve metinleri karıştırıldıktan sonra Buhârî’ye okunmuş ve bu hadisler hakkında ne diyeceği sorulmuştur. Buhârî hepsini ezberden düzeltmiş ve soranların hayranlıklarını kazanmıştır. Bir çok kereler muhtelif kişilerce ve defâlarca tekrâr edilen bu imtihanlar ona âlimler arasında haklı bir ün ve mevkî kazandırmıştır.
Buhârî telif hayatına daha öğrencilik yıllarında başlamıştır. Onun küçük, orta ve büyük Târih, Edebü’l-Müfred, ed-Duafâ adlı kitapları yanında Kütüb-i Sitte’nin birinci kitabı kabul edilen el-Câmiu’s-Sahîh’i (Sahîh-i Buhârî) çok özel bir yere sâhiptir.
Buhârî eserini, hocası İshak b. Râhûye’nin (v. 238/ 852) “Biri çıkıp sahih hadisleri toplayan bir kitap telif etse…” işâreti üzerine, büyük bir gayret ve titizlikle, ömrünün yaklaşık dörtte birini vererek meydana getirmiştir. Onun gösterdiği dikkat ve titizliğin güzel bir neticesi olarak eseri Kur’an’dan sonra en sağlam kitap olarak İslâm âlimlerinin beğenisine mazhar olmuştur.
Hadis edebiyatı tarihi içinde bir dönüm noktası kabul edilen Sahîh-i Buhârî sadece sahih yâni güvenilir hadisleri toplamak maksat ve gayretinin sonucudur.
Buhârî eserine 7275 hadis almıştır ve bunları konularına göre tanzim ve tertîp etmiştir. Aynı hadîsin çeşitli rivâyetlerini bir yerde toplamak yerine, ilgili olduğu yerlerde tekrar etmek sûretiyle bir hadisten birden fazla hüküm ve pratik sonuçlar çıkarılabileceğini göstermiştir.
Gerçekten bir çok yönden üstünlüklere sahip olan bu eser İslâm ilim çevrelerinin ve Müslüman halkın dikkatini çekmiştir. Hakkında yapılan çalışmalar iki yüzü geçmiştir.
MÜSLİM ve ESERİ

Müslim b. Haccâc el-Kuşeyrî, h. 200’lü yıllarda Nişabur’da doğmuştur. Meşhur bir Arap kabîlesi olan Kuşeyr’e mensuptur.
Müslim’in çocukluk yılları hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. O da Buhârî gibi ömrünü hadise adamıştır. Devrin ilim merkezleri olan Hicaz, Mısır, Îran, Sûriye, Mezopotamya ve Türkistan’a seyahatler yaparak ilim tahsil etmiştir.
Müslim ömrünün sonlarına doğru Buhârî ile de tanışmış ve onun ilmini takdir etmiştir. H. 261 (874) senesinde vefât etmiştir.
İmam Müslim hadis alanında bir çok eser vermiştir, bunların en meşhuru da şüphesiz Kütüb-i Sitte’nin ikinci kitabı olan el-Câmiu’s-Sahîh’idir. Eser, 300.000 hadis içinden seçilmiş ve konularına göre tertip edilmiş 4000 kadar hadisten oluşmaktadır. Müslim, eserine, yalnızca âlimlerin güvenilirliği konusunda görüş birliğine vardığı hadisleri aldığını ifâde etmiştir.
Müslim aynı hadisin değişik rivâyetlerini aynı yere toplamakta büyük bir dikkat ve başarı göstermiştir. Müslim’in Sahîh’i tertip bakımından Buhârî’nin Sahîh’inden üstün kabul edilmiştir. Hadisleri eserlerine almakta takip ettiği bazı kâideleri anlattığı bir de giriş bölümü yazmıştır.
TİRMİZÎ ve ESERİ

Ebû Îsâ Muhammed b. Îsâ b. Sevre, h. 209 (827) senesinde Tirmiz’de doğmuştur.
Tirmizî Arabistan, Mezopotamya, Îran ve Horasan gibi çeşitli ilim merkezlerine hadis öğrenmek için seyahatler yapmış; Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud gibi üstadlarla da görüşmüştür. H. 279 (892) senesinde Tirmiz’de vefât etmiştir.
Fevkalâde hâfıza gücüyle tanınan ve hadis ilminin çeşitli bölümlerine dair eserleri bulunan Tirmizî’nin Sünen-i Tirmizî diye meşhur olmuş el-Câmiu’s-Sahîh’i ittifakla Kütüb-i Sitte’den sayılmıştır.
Tirmizî eserini fıkıh konularına göre tertip etmiştir. Kitapta 4000 kadar hadis bulunmaktadır. Tirmizî râvîleri iyice tetkîk etmiş, her hadîsin sıhhat (güvenilirlik) derecesini tayin etmeye çalışmış ve fıkıh âlimlerinin hadislerden nasıl hüküm çıkardıklarına dikkat çekmiştir. Hemen her hadisten sonra hadisle ilgili değerlendirmesine yer vermiştir.
Tirmizî eseri hakkında “Bu eser kimin evinde bulunursa, orada konuşan bir peygamber var sayılır” demiştir.
EBÛ DÂVUD ve ESERİ

Ebû Dâvud Muhammed b. Süleyman b. İshak b. el-Ezdî es-Sicistânî, h. 202 senesinde Sicistan’da doğmuştur.
İlk tahsilinden sonra Nişabur, Kûfe, Horasan, Arabistan, Mezopotamya, Îran, Sûriye ve Mısır’a ilim yolculukları yapmıştır. H. 275 (888) senesinde Basra’da vefât etmiştir.
Ebû Dâvûd bir çok eser vermiştir. Bunların en meşhuru fıkıh konularına ait hadislerden oluşan Sünen’idir. Onun eseri hadis edebiyâtı içinde oldukça önemli bir yere sâhip olan Sünen türünün ilki kabul edilmektedir. 500.000 hadis içinden yirmi yılda seçilmiş 4800 hadisten meydana gelmiştir.
Ebû Dâvud “Akıllı kimse için bu hadislerin dört tanesi bile yeter” demiş ve bunları şöyle sıralamıştır: “Ameller niyetlere göre değerlendirilir”, “Gereksizi (mâlâyânî) terk etmesi kişinin îman olgunluğundandır”, “Kendi nefsi için istediğini Müslüman kardeşi için istemeyen olgun mümin olamaz.”, “Helâl de bellidir, haram da.”
Ebû Dâvud her konuda en kuvvetli olan hadisleri zikretmiştir. Hadislerin muhtelif rivâyetlerini de vermiştir. Hadis âlimlerinin ittifakla terk ettiği hadisleri eserine almamakla beraber; fıkıh âlimlerinin delil olarak kullandığı bazı zayıf hadisleri alırken kusurlarını göstermiş, sahih olarak bildiği hadisler için ise herhangi bir açıklama yapmamıştır.
Sünen, zaman içinde bütün mezhep mensuplarınca okutulmuştur.
NESÂÎ ve ESERİ

Ebû Abdurrahman Ahmet b. Şuayb en-Nesâî (Neseî olarak da bilinir), h. 214 (829) senesinde Nesâ’da doğmuştur.
İlk tahsilini memleketinde yaptıktan sonra Belh, Irak, Şam ve Mısır’daki hocalardan hadis tahsil etmiştir. H. 303 (915) senesinde vefât etmiştir.
Zamanının en meşhur hadis âlimlerinden olan Nesâî daha ziyâde fıkhî hadislerden derlediği Kitâbü’s-Süneni’l-Kebîr adlı eserini, içinden yalnızca sahih olanları almak sûretiyle özetlemiş ve bu esere el-Müctebâ adını vermiştir. 5700 kadar hadis ihtivâ eden Sünen türündeki bu eser (el-Müctebâ) ittifakla Kütüb-i Sitte’den kabûl edilmiştir.
Sünen-i Neseî olarak da bilinen el-Müctebâ’nın, sünenler içinde en az zayıf hadis içeren kitap olduğu ifâde edilir. Nesâî, râvîleri kritik etmekte pek titiz olarak bilinmektedir. Hadisleri kitabına alırken de bu titizliği göstermiştir. Hiç kısaltmadan hadisleri tekrar ederek aralarındaki küçük kelime farklarını göstermesi de onun özellikleri arasındadır.
İBN MÂCE ve ESERİ

Ebû Abdullah Muhammed b. Yezîd b. Abdullah İbn Mâce el-Kazvinî, h. 209 senesinde Kazvin’de doğmuştur.
Dönemin diğer âlimleri gibi o da zamanın ilim merkezleri olan Îran, Mezopotamya, Arabistan, Suriye ve Mısır’a yolculuklar yapmıştır. H. 273 (886) senesinde vefât etmiştir.
Tefsir, hadis ve târih alanlarında çeşitli eserleri bulunan İbn Mâce’nin en meşhur eseri, Kütüb-i Sitte’nin altıncı kitabı sayılan Sünen’dir.
4000 kadar hadis içeren Sünen, tertîbi, tekrardan uzak ve kısa oluşu bakımından oldukça değerlidir. Bunun yanında, bâzı zayıf hadisler de içermesi sebebiyle İmam Mâlik’in Muvatta’ını ya da Dârimî’nin Sünen’ini altıncı kitap kabûl edenler vardır. Çoğunluk ise İbn Mâce’nin Sünen’ini altıncı kitap kabûl eder.



Kütüb-i Sitte’nin Bazı Özellikleri
İçerdikleri hadisler çoğunlukla sahih (güvenilir) olarak değerlendirilmiştir. Müellifler eserlerine çoğunlukla sahih hadisleri almayı hedeflemekle beraber hiç biri sahih hadislerin tamamını topladığını iddiâ etmemiştir. Kütüb-i Sitte’nin dışında da sahih hadisler olduğu kesin bir gerçektir.
Sırf sahih hadisleri ihtivâ eden bir kitap yazma işini ilk defâ ele alıp gerçekleştiren Buhârî olmuş, diğerleri de onun açtığı yolda yürümüşlerdir.
İhtivâ ettikleri hadisler ve kaynakları bakımından genel bir değerlendirmeye tâbî tutulduklarında Buhârî ve Müslim’in eserlerinin birinci tabakada, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî’nin eserlerinin ise ikinci tabakada olacağı ifâde edilmiştir. Ancak Buhârî ve Müslim’in bu üstünlüğü umûmî mânâda olup her bir hadisin ayrı ayrı incelemeye tâbî tutulması halinde her hadis için farklı durumların ortaya çıkması mümkündür. Buhârî’nin Sahîh’inin üstünlüğü veya İbn Mâce’nin Sünen’inin en alt derecede olması her bir hadis için geçerli değildir.
Konular esas alınarak tertip edilmiş bulunan Kütüb-i Sitte’de her bir konuya âit olan hadisler bir arada verilmiştir. Bunun yanında müellifler tertiplerinde kendilerine mahsus usûller benimsemişlerdir.
Kütüb-i Sitte’de bir hadis bazen bir kitabın içinde, bazen altı kitabın birkaçında veya hepsinde bir veya birkaç defa tekrar edilebilmektedir.
Altı müellif de III. asırda yaşamıştır. Nesâî (v. 303/ 915) hâriç bütün müellifler kısa veya uzun süre Buhârî’nin talebesi olmuştur. Yâni hepsi çağdaş ve bir çoğu arasında hocalık-talebelik ilişkisi vardır.
Kütüb-i Sitte müelliflerinin hemen hepsinin kendilerinden hadis aldıkları râvîlerin hâl tercümelerine dâir eserleri vardır. Râvîlerini bizzat kendileri tetkik ve tenkît etmişlerdir.
Kütüb-i Sitte müellifleri, zamanlarındaki cömert ve lütûfkâr halîfelerden herhangi bir teşvik ve yardım almamış ve böyle bir şeyi beklememişlerdir.
Kütüb-i Sitte’nin her birinin özelliği bir araya getirilince malzeme ve usûl bakımından bütün bir hadis külliyâtı meydana gelmektedir. Altı kitap birbirini şöylece tamamlamaktadır: Fıkhî mâlumât isteyen Sahîh-i Buhârî’ye; az ta‘likât isteyen Sahîh-i Müslim’e; hadis rivâyeti konusunda fazla bilgi isteyen Tirmizî’nin Câmi‘ine; sadece fıkhî hadisler isteyen Ebû Dâvud’un Sünen’ine; fıkhî bakımdan konuların mükemmel sıralanışını görmek isteyen İbn Mâce’nin Sünen’ine mürâcaat etmek sûretiyle isteğine cevap bulabilecektir. Nesâî’de ise bu özelliklerin çoğu birden bulunmaktadır.
Kütüb-i Sitte müelliflerinden hiç biri fıkhî bir mezhebi taklit etmiş değildir.
Kütüb-i Sitte’nin Hadis İlmindeki Yeri

İslâm dîninin iki temel kaynağından biri niteliğindeki sünnet malzemesini meydana getiren ve en sahih hadislerden oluşan Kütüb-i Sitte, yazıldığından günümüze kadar her asırda hadis âlimleri tarafından büyük bir ilgiyle karşılanarak hadis ilmindeki eşsiz yerini almıştır. Bunların şöhreti öncelikle müelliflerinin sahih hadislerden meydana gelen eserler meydana getirmeyi gâye edinmelerinden kaynaklanmaktadır.
Diğer taraftan Kütüb-i Sitte’nin her birinin özelliği bir araya getirilince malzeme ve usûl bakımından bütün bir hadis külliyâtının özellikleri tam olarak tecellî etmektedir. Kitaplar muhtevâ ve usûl bakımından birbirini tamamlamakta, böylece Hz. Peygamber’in sünneti hakkında bilgi edinmek isteyenlerin bu arzularına büyük ölçüde cevap verebilmektedir. Hz. Peygamber’in hayatı, sözleri ve uygulamalarıyla ilgili bilgilerin kaynağını da çoğunlukla bu eserler oluşturmaktadır.
Kütüb-i Sitte müelliflerinin gösterdiği ilmî ciddiyet ve îtinâ, bu eserlerin ilim çevrelerinden büyük îtibar görmesini sağlamıştır. Bu kitapların her biri üzerine çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Sâdece Buhârî üzerine yapılan çalışmaların sayısı iki yüzü geçmektedir.
Kendilerinden önce derlenmiş olan hadis metinlerinden de yararlanılarak meydana getirilen bu altı kıymetli eser, hadis ilminin altın çağının ürünlerini oluşturmasının yanı sıra, kendisinden sonraki hadis çalışmalarına da ışık tutarak onlara orijinal birer kaynak olmuştur. Bu hâliyle hadis ilmindeki en yüksek mertebeye ulaşan bu altı kitap, sâhip olduğu çeşitli özellikleriyle tüm İslâm âlimlerinin takdirini kazanmıştır.
Böylesine değerli eserleri telif etmek sûretiyle hadis ilmine emsâlsiz katkıda bulunan Kütüb-i Sitte müellifleri, zaman zaman İslâm âlimleri tarafından büyük bir saygıyla anılmışlar ve bu benzersiz eserleriyle ilmî hüviyetlerini herkese kabûl ettirmişlerdir.
Çakan, İsmâil Lütfi, Anahatlarıyla Hadis, İstanbul 1999.
Çakan, İsmâil Lütfi, Hadis Edebiyâtı, İstanbul 2003.
Kandemir, Yaşar, “Kütüb-i Sitte”, Türkiye Diyânet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, c. XXVII
Koçyiğit, Talat, Hadis Târihi, Ankara 1977.
Jıaerfu, Atauxi. Kütüb-i Sitte Müelliflerinin Müştereken Hadis Aldıkları Hocalar, İstanbul 1998 (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi)

darsane.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder