17 Ağustos 2009 Pazartesi

Hadİs İlİmlerİ Nedİr?

Hadİs İlİmlerİ Nedİr?
HADİS İLİMLERİ
Prof. Dr. İsmail Lütfi Çakan
Gelişmesi belli düzeye ulaşmış bulunan ilimler, bazı konularının müstakil araştırmalara konu edilmesi ihtiyacını hissettirir. Hadis ilmi de, bu tür çalışma ihtiyacını birçok sahada hissettiren zengin bir ilimler hazinesidir. Bu yüzden senedle veya metinle ilgili olduklarına bakılmaksızın Hadis ilmi içinde mevcut bilgi alanlarından, müstakil araştırmalara konu teşkil edecek muhtevada olanlarının birkaçını kısaca tanıtmakta fayda görmekteyiz.

HADİSLERİN VÜRÛD SEBEPLERİ İLMİ

Bu ilim, hadislerin vürûd sebeplerini, yani niçin ve neden dolayı söylenmiş olduklarını tesbit etmeye çalışır. Nüzûl sebeplerini bilmek Kur'ân âyetlerini anlamak bakımından ne kadar lüzumlu ise, vürûd sebeplerini bilmek de hadisleri doğru anlamak ve değerlendirmek bakımından o kadar lüzumlu ve önemlidir.
Bu ilim dalı, bir anlamda hadislerin kronolojisine de ışık tutmaktadır.
Hadisin vürûd sebebi bazen hadîsin metni içinde yer alır.
Bazen de hadisin metninde değil, rivayet yollarından birinde geçebilir. Niyet hadisi olarak tanınan, amellerin niyetlere göre değerlendirileceğini bildiren hadisin vürûd sebebinin, Ümmü Kays adında Medineli bir kadınla evlenmek için Medine’ye göç eden bir kişinin durumunun Hz. Peygamber'den sorulması olduğu böyle bir yolla tespit edilmiştir.
Bu konuda Suyûtî (911/1505) el-Lüma' adlı bir eser yazmıştır. İbn Hamza diye meşhur olan İbrahim b. Muhammed ed-Dımaşkî (1120/1708) de el-Beyân ve't-ta'rif fi esbâbı vürûdi'l-hadisi'ş-şerîf adında konuya ait en hacimli eseri telif etmiştir.


GARÎBU'L-HADÎS İLMİ

Bu ilim, hadis metinlerinde geçen, az kullanıldığından dolayı anlaşılması zor kelimelerin açıklanmasıyla ilgilidir. Bu, bir çeşit hadis lügati niteliğindedir. Hadislerin kapalı kalan taraflarının açıklanmasını sağlar.
Bu mühim branşın bilinmemesi özellikle hadisçiler için büyük bir noksanlıktır. Bu yüzden İslâm bilginleri bu konuya büyük önem vermişlerdir. Ahmed b. Hanbel'e garîb bir kelime sorulduğu zaman, "Gidiniz, garîbu'l-hadis âlimlerine sorunuz. Ben Rasûlullah'ın hadisleri konusunda zanna dayanarak açıklamada bulunmaktan ve yanılmaktan hoşlanmam" diye cevap vermiş, konunun uzmanlık gerektirdiğine işaret etmiştir.
Garîbu'l-hadîs müelliflerinden Ebû Ubeyd Kasım b. Sellâm (224/839) da "Ben bu kitabımı kırk yılda yazdım. O, benim hayat eserimdir" diyerek konuya verdiği önemi dile getirmiştir.
Bu branşta, -küçük ve muhtasar da olsa- ilk eseri Ebû Ubeyde Ma'mer b. el-Müsannâ (210/825) kaleme almıştır. Daha sonra Ebû Ubeyd Kasım b. Sellâm (224/839) meşhur Garîbu 'l-hadîs'ini yazmış, onu İbn Kuteybe (276/889) takip etmiştir. Daha sonra Zemahşerî (538/1143) el-Fâik fi garîbi'l-hadîs'i yazmıştır. İbnü'1-Esîr (606/1209) ise, meşhur en-Nihâye fî garîbi'l-hadîs'ini kaleme almıştır.


İLELÜ'L-HADÎS İLMİ

Bu ilim dış görünüş itibariyle sahîh denebilecek bir hadisin sıhhatini zedeleyen ve ancak konunun uzmanlarınca anlaşılabilecek gizli kusurlardan bahseden bir daldır. Bu gizli kusur, hadisin senedinde, metninde veya her ikisinde birden olabilir.
Abdurrahman İbnü'l-Mehdî'ye, "Sen bir hadis için sahih diyor, bir başkası için böyle bir hadis sabit olmamıştır diyorsun. Bunu neye ya da kime dayanarak söylüyorsun?" denilmiş o da şu cevabı vermiştir:
"Söyle bakayım, sen elindeki gümüş paranı bir sarrafa götürürsen o da bu saf ama şu sahte dese, sen bunu nereden biliyorsun? diye sorar mısın, yoksa onun söylediğini kabul mü edersin? İşte bu da onun gibi uzun bir meşguliyet, meleke, san'at ve ihtisas neticesidir."
Bu sahada Ali b. el-Medînî (234/848), Ahmed b. Hanbel (241/855) Dârekutnî (375/985) Hâkim en-Neysâbûrî (405/1014) ve İbnü'l-Cevzî'nin (597/1200) eserleri bulunmaktadır.


MUHTELİFU'L-HADÎS İLMİ

Bu, hadisler arasında görülen mâna ihtilâflarını inceleyen bir ilim dalıdır. İhtilâfların bir kısmı telif edilebilir cinsten bir kısmı da telif edilemez cinsten olabilir. Bütün bu ihtilâfların çözüm yolları bu ilim dalının konusu içindedir. Hatta hadîslerin diğer delillerle ihtilâfı da bu branş içinde çözüme kavuşturulur.
Hadis ilimleri içerisinde en çetrefillisi olduğu kabul edilen bu branşın, her İslâm bilgini tarafından bilinmesinin gereğine de ayrıca işaret edilmiştir.
Bu konuda İmam Şafiî (204/819), İbn Kuteybe (276/889), İbn Huzeyme (311/923), Tahâvî (321/933) İbn Fûrek (406/1015) gibi âlimler eserler yazmışlardır. Konu, İsmail Lütfi Çakan tarafından doktora tezi olarak incelenmiş ve Hadîslerde Görülen İhtilaflar ve Çözüm Yolları (Muhtelifu'l-hadis İlmi) adıyla neşredilmiştir. Ayrıca Ibn Kuteybe'nin eseri de Hadîs Müdâfâsı adıyla Türkçe'ye çevrilerek neşrolunmuştur.


NÂSİH-MENSUH İLMİ

Farklarını ayırt etmek mümkün olmayan çelişkili hadisleri tetkik eden bir ilim dalıdır. Aslında bu, muhtelifu'l-hadîs ilminin çözüm yollarından biridir. Ancak öneminden ötürü, müstakil bir branş olarak ele alınmaktadır.
Bu konuda başlangıçtan beri yazılmış eserlerin yanında hemen her hadis usûlü kitabında da ayrıca bilgi verilegelmiştir. el-Hâzimî'nin (584/1188) el-İ'tibâr fi beyânı'n-nâsih ve'l-mensûh mine'l-âsâr adlı eseri meşhurdur.


HADİS ŞERHİ İLMİ

Bu, hadislerden Hz. Peygamber'in maksadının ne olduğunu Arap dilinin kuralları ve şer'î usûller çerçevesinde gücü yettiğince ortaya koymaya çalışan bir bilim dalıdır. Açıklamalarında hadis metinlerinden çıkarılabilecek hükümlere yer veren şerh ilmi, hadislerin anlaşılması ve kavranmasını (fıkhu'l-hadîs) esas alan dirâyetu'l-hadis ilminin bir dalıdır. Hadis kitapları üzerinde yapılmış değişik kapsamdaki şerh çalışmaları bu sahada ulemânın sarf ettiği bilimsel gayretlerin ürünü olarak kültür tarihimizdeki müstesna yerini almıştır. Gerçekten fıkhu'l-hadîs en geniş anlamda hadis şerhlerinde işlenmiştir.


CERH ve TA'DÎL İLMİ

Bu ilim dalında hadis râvîlerinin kusurları ve meziyetleri özel terimlerle incelenir. Yani râvîlerin doğruluk ve güvenilirlik yönlerinden durumları ortaya konur.
Bu dal, hadis ilimleri içinde aşağı-yukarı en gelişmiş branştır. Sahâbîlerden itibaren bütün nesillerden birçok hadis bilgini cerh ve ta'dîl ilmi esaslarına göre tenkid ve değerlendirmeler yapmışlardır.
Bu ilmin değerlendirmelerine göre muhtelif gruplara ayrılmış olan râvîleri, ait oldukları grup içinde tanıtan cerh ve ta'dîl eserleri yanında, râvîleri böyle bir ayırıma tâbi tutmadan tek tek değerlendiren umûmî eserler de bulunmaktadır.


HADİS RÂVÎLERİ İLMİ

Bu ilim, râvîlerin hadis rivayeti bakımından tanıtımını yapar. Bu, bir anlamda râvîler tarihi demektir. Râvîlerin biyografilerini, tabakalarını vs. durumlarını verir. Buhârî'nin Târîhleri ile İbn Sa'd'ın Tabakât'ı ve sahâbîler hakkında yazılmış biyografiler bu ilim dalına ait eserlerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder