26 Eylül 2009 Cumartesi

Namazın Fazileti Hakkında Hadisler

Namazın Fazileti Hakkında Hadisler
Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Hz. Peygamber (sav)`in şöyle söylediğini işittim: "Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde hergün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mi, ne dersiniz?" "Bu hal," dediler, "onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!" Aleyhissalatu vesselam: "İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler" buyurdu.
HadisNo : 2318

Ravi : Sa`d İbnu Ebi Vakkas
Hadis : İki erkek kardeş vardı. Bunlardan biri öbür kardeşinden kırk gün kadar önce vefat etti. Resulullah (sav)`ın yanında bunlardan birincisinin faziletleri zikredildi. Bunun üzerine Efendimiz (sav): "Diğeri müslüman değil miydi?" diye sordu. "Evet, müslümandı ve fena da değildi!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Öldükten sonra, namazının ona ne kazandırdığını biliyor musunuz? Namazın misali, sizden birinin kapısının önünde akan ve her gün için beş kere girip yıkandığı suyu bol ve tatlı bir nehir gibidir. Bu (nehrin) onun üzerinde kir bıraktığını göremezsiniz, öyleyse, siz ona namazının neler ulaştırdığını bilemezsiniz."
HadisNo : 2319

Ravi : Ebu Ümame
Hadis : Resulullah (sav) ile beraber mescidde idik. O esnada bir adam geldi ve: "Ey Allah`ın Resulü, ben bir hadd işledim, bana cezasını ver!" dedi. Resulullah adama cevap vermedi. Adam talebini tekrar etti. Aleyhisalatu vesselam yine sükut buyurdu. Derken (namaz vakti girdi ve) namaz kılındı. Resulullah (sav) namazdan çıkınca adam yine peşine düştü, ben de adamı takip ettim. Ona ne cevap vereceğini işitmek istiyordum. Efendimiz adama: "Evinden çıkınca abdest almış, abdestini de güzel yapmış mıydın?" buyurdu. O: "Evet ey Allah`ın Resulü!" dedi. Efendimiz: "Sonra da bizimle namaz kıldın mı?" diye sordu. Adam: "Evet ey Allah`ın Resulü!" deyince, Efendimiz: "Öyleyse Allah Teala hazretleri haddini -veya günahını demişti- affetti" buyurdu.
HadisNo : 2320


Ravi : Enes
Hadis : Ben Resulullah (sav)`ın yanında idim. Bir adam huzuruna gelerek: "Ey Allah`ın Resulü," dedi, "ben bir hadd (suçu) işledim, cezasını tatbik et!" Resulullah (sav) adama (birşey) sormadı. Derken namaz vakti girdi. Resulullah`la birlikte o da namaz kıldı. Aleyhissalatu vesselam namazını tamamlayınca, adam yanına geldi ve: "Ey Allah`ın Resulü!" dedi, "ben hadd (çeşidine giren bir suç) işledim. Bana Allah`ın Kitabını tatbik et!" Efendimiz: "Sen bizimle birlikte namazını eda etmedin mi?" diye sordu. Adam: "Evet!" dedi. Efendimiz: "Öyleyse git. Zira Allah, senin günahını affetti" veya -hadd`ini affetti-" dedi.
HadisNo : 2321

Ravi : Asım İbnu Süfyan es-Sakafi
Hadis : Anlattığına göre, bunlar Selasil gazvesine gitmişler. Fakat fiilen gazveye iştirak edememişlerdi. Bunun üzerine kendilerini Allah yoluna verdiler. Sonra Hz. Muaviye (ra)`nin yanına döndüler. Hz. Muaviye`nin yanında Ebu Eyyüb el-Ensari ve Ukbe İbnu Amir vardı. Asım: "Ey Ebu Eyyüb!" dedi. "Bu sene gazveyi kaçırdık. Bize, (bunun telafisi için bir çare) haber verildi. Buna göre, kim dört mescitte namaz kılarsa, günahları affedilirmiş." Ebu Eyyüb: "Ey kardeşimin oğlu!" dedi, "Ben sana bundan daha kolayını haber vereyim. Ben Resulullah (sav)`ın şu sözünü işittim: "kim emredildiği şekilde (mükemmel olarak) abdestini alır, emredildiği şekilde namazını kılarsa, önceden yapmış olduğu (kusurlu) ameli sebebiyle affolunur. Ey Ukbe! (Resulullah`ın tebşiri) böyleydi değil mi?" Ukbe: "Evet!" dedi.
HadisNo : 2322

Ravi : Ukbe İbnu Amir
Hadis : Resulullah (sav)`ın şöyle söylediğini işittim: "Rabbin, koyun güden bir çobanın, bir dağın zirvesine çıkıp namaz için ezan okuyup sonra da namaz kılmasından hoşlanır ve Allah Teala hazretleri şöyle der: "Benim şu kuluma bakın! Ezan okuyor, namaz kılıyor, yani benden korkuyor. Kasem olsun, kulumu affettim ve onu cennetime dahil ettim."
HadisNo : 2323


Ravi :
Hadis : İmam Malik (ra)`e ulaştığına göre, Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İstikamet üzere olun. (Bunun sevabını) siz sayamazsınız. Şunu bilin ki, en hayırlı ameliniz namazdır. (Zahiri ve batıni temizliği koruyarak) abdestli olmaya ancak mü`min riayet eder."
HadisNo : 2324

Ravi : Huzeyfe
Hadis : Resulullah (sav)`ı herhangi bir şey üzecek olursa namaz kılardı.
HadisNo : 2325

Ravi : Abdullah İbnu Selman
Hadis : Abdullah İbnu Selman, Resulullah (sav)`ın ashabından birisinden naklediyor: Hayberin fethedildiği gün bir adam Hz. Peygamber`e gelerek: "Ey Allah`ın Resulü, bugün ben öyle bir kar ettim ki böyle bir karı şu vadi ahalisinden hiçbiri yapmamıştır" dedi. Efendimiz: "Bak hele! Neler de kazandın?" diye sordu. Adam: "Ben alıp satmaya ara vermeden devam ettim, öyle ki üçyüz okiyye kar ettim" dedi. Aleyhissalatu vesselam efendimiz: "Sana karların en hayırlısını haber vereyim mi?" diye sordu. Adam: "O nedir, ey Allah`ın Resulü?" dedi. Efendimiz açıkladı: "(Farz) namazdan sonra, kılacağın iki rekattir."
HadisNo : 2326

Ravi : Enes
Hadis : Bana kadın ve güzel koku sevdirildi, gözümün nuru namazda kılındı.
HadisNo : 2327

Ravi : Rebi`a İbnu Ka`b el`Eslemi
Hadis : Ben Resulullah (sav) ile beraber gecelemiştim, kendisine abdest suyunu ve başkaca ihtiyaçlarını getirdim. Bana: "Dile benden (ne dilersen)!" buyurdu. Ben: "Senden cennette seninle beraberlik diliyorum!" dedim. Bana: "Veya bundan başka birşey?" dedi. Ben: "Hayır, sadece bunu istiyorum!" dedim. "Öyleyse kendin için çok secde ederek bana yardımcı ol!" buyurdu.
HadisNo : 2328

Ravi : Ma`dan İbnu Ebi Talha el-Ya`meri
Hadis : Resulullah (sav)`ın azadlısı Sevban (ra)`a rastladım. Kendisine: "Bana bir amel söyle de onu yapayım. Allah da onun sayesinde beni cennetine koysun" dedim. -Veya şöyle demişti: "Dedim ki: "..Allah nezdinde en hayırlı ameli bana bildir."- Sevban sükut etti. Sonra ben tekrar aynı şeyi sordum. O yine sükut etti. Ben üçüncü sefer sordum. Sonunda dedi ki: "Aynı şeyleri ben de Resulullah (sav)`a sormuştum. Bana şu cevabı vermişti: "Çokça secde yapman gerekir. Zira sen secde ettikçe, her secden sebebiyle Allah dereceni artırır, onun sebebiyle günahını döker." Ma`dan der ki: "Sonra Ebu`d-Derda`ya geldim. Aynı şeyi ona da sordum. O da Sevban`ın bana söylediğinin aynısını söyledi."
HadisNo : 2329

Namazın Evsafını Bildiren Bazı Hadisler

Namazın Evsafını Bildiren Bazı Hadisler



Ravi:Ebu Humeyd es-SaidiHadis:Kendisi, Resulullah (sav)`ın Ashabından on kişilik bir grupla oturuyor idi. Resulullah`ın namazını zikrettiler. Bunun üzerine: "Ben içinizde Aleyhissalatu vesselam`ın namazını en iyi bilen kimseyim!" "Nasıl olur. Allah`a yemin olsun, sen O`na bizden daha çok tabi olmuş bizden önce onun sohbetine katılmış değilsin!" dediler. O: "Herşeye rağmen!" deyip (ısrar edince): "Peki (Efendimizin nasıl namaz kıldığını) arzet görelim" dediler. O da anlattı: "Aleyhissalatu vesselam, namaza kalkınca kollarını omuzları hizasına kadar kaldırırdı. Bütün kemikleri mutedil şekilde yerlerinde istikrarını bulunca tekbir getirir, sonra kıraatte bulunur, sonra tekrar tekbir getirir, ellerini omuzları hizasına kadar kaldırır, sonra rükuya gider ve el ayalarını dizlerinin üzerine koyar, sonra o durumda mutedil bir vaziyet alır, başını ne aşağı kırar ne de yukarı kaldırır, sonra başını kaldırıp: "Semi`allahu li-men hamideh (Allah kendisine hamdedeni işitir)!" der, sonra ellerini tekrar omuzlarının hizasma kadar mutedil şekilde kaldırır, sonra: "Allahu ekber!" deyip yere eğilir, ellerini yanlarına açar, sonra başını kaldırır, sol ayağını büker, üzerine oturur, secde edince ayaklarının parmaklarını açar, sonra secde eder, sonra: "Allahu ekber!" der, başını kaldırır, sol ayağını büker, her kemik yerine gelinceye kadar sol ayağının üzerine oturur. Sonra aynı şeyleri diğer (rek`at)de yapardı. Sonra iki rek`ati (tamamlayıp) kalkınca, iftitah tekbirinde olduğu gibi tekbir getirir, ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırır. Sonra aynı şeyleri namazın geri kalan kısmında da yapardı. Selam vereceği son rek`atin secdesi olunca sol ayağını (mak`adının altından sağ tarafına) çıkarır ve sol tarafı üzerine yere çökerek otururdu." (Onun bu açıklamasmı dinleyince yanındakiler:) "Doğru söyledin, Resulullah (sav) böyle namaz kılardı!" dediler."HadisNo:2657
Ravi:Rifaa İbnu Rafi`Hadis:Biz mescidde iken bedevi kılıklı bir adam çıkageldi. Namaza durup, hafif bir şekilde (yani rükunleri, teşbihleri kısa tutarak) namaz kıldı. Sonra namazı tamamlayıp Resulullah (sav)`a selam verdi: Efendimiz: "Üzerine olsun. Ancak git namaz kıl, sen namaz kılmadın!" buyurdu. Adam döndü (tekrar) namaz kılıp geldi, Resulullah`a selam verdi. Aleyhissalatu vesselam selamına mukabele etti ve: "Dön namaz kıl, zira sen namaz kılmadın!" dedi. Adam bu şekilde iki veya üç sefer aynı şeyi yaptı, her seferinde Aleyhissalatu vesselam: "Dön namaz kıl, zira sen namaz kılmadın!" dedi. Halk korktu ve namazı hafif kılan kimsenin namaz kılmamış sayılması herkese pek ağır geldi. Adam sonuncu sefer: "Ben bir insanım isabet de ederim, hata da yaparım. Bana (hatamı) göster, doğruyu öğret!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Tamam. Namaza kalkınca önce Allah`ın sana emrettiği şekilde abdest al. Sonra (ezan okuyarak) şehadet getir, ikamet getir (namaza dur). Ezberinde Kur`an varsa oku, yoksa Allah`a hamdet, tekbir getir, tehlil getir, sonra rükuya git. Rüku halinde itmi`nana er (azaların rükuda mutedil halde bir müddet dursun). Sonra kalk ve kıyam halinde itidale er, sonra secdeye git ve secde halinde itidale er, sonra otur ve bir müddet oturuş vaziyetinde dur, sonra kalk. İşte bu söylenenleri yaparsan namazını mükemmel (kılmış olursun). (Bundan bir şey) eksik bırakırsan namazını eksilttin demektir." Ravi der ki: "Resulullah (sav)`ın bu sonuncu sözü Ashab`a önceki: (Dön, namaz kıl, zira sen namaz kılmadın!) sözünden daha kolay (ve rahatlatıcı) oldu. Zira (bu söze göre), sayılanlardan bir eksiklik yapan kimsenin namazında eksiklik oluyor ve fakat tamamı heba olmuyordu.HadisNo:2658
Ravi:AliHadis:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Namazın anahtarı temizliktir, (Namaz dışı şeylerle meşguliyeti) haram kılan şey iftitah tekbiridir, (namaz dışı meşguliyeti) helal kılan şey (de sondaki) selamdır."HadisNo:2659

Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında Hadisler

Namazın Eda Ve Kazasının Vücubu Hakkında Hadisler

Ravi : Enes
Hadis : Bir adam, Resulullah (sav)`a: "Allah, kullarına kaç vakit namazı farz kıldı?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: "Allah, kullarına beş vakit namazı farz kıldı" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: "Bunlardan önce veya sonra başka bir şey var mı?" "Allah kullarına beş vakti farz kıldı." Bu cevap üzerine adam, bunlar üzerine hiçbir ilavede bulunmayacağına, onlardan herhangi bir eksiltme de yapmayacağına dair yemin etti. Resulullah (sav): "Bu adam sözünde durursa mutlaka cennete girecektir!" buyurdu." (Bu rivayeti, Müslim ve Tirmizi, Kitabu`l-İman`da mezkur, uzun bir hadis zımnında tahric ederler)
HadisNo : 2330


Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav)`ın Mirac`a çıktığı gece elli vakit namaz farz kılındı. Sonra bu azaltılarak beşe indirildi. Sonra da şöyle hitap edildi: "Ey Muhammed! Artık, nezdimde (hüküm kesinleşmiştir), bu söz değiştirilmez. Bu beş vakit, (Rabbinin bir lüftu olarak on misliyle kabul edilerek) senin için elli vakit sayılacaktır."
HadisNo : 2331

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Allah, namazı peygamberinizin diliyle hazerde dört, seferde iki, korku halinde de dört rek`at olarak farz kılmıştır."
HadisNo : 2332

Ravi : Aişe
Hadis : Allah namazı ilk defa farz ettiği zaman iki rek`at olarak farz etmişti. Sonra onu hazer için (dörde) tamamladı. Yolcu namazı ilk farz edildiği şekilde sabit tutuldu.
HadisNo : 2333

Ravi : Ömer
Hadis : Kurban bayramında kılınan namaz iki rek`attir. Fıtır (Ramazan) bayramında kılınan namaz iki rek`attir, sefer namazı iki rek`attir, cum`a namazı da iki rek`attir. Bunlar Resulullah (sav)`ın lisanı üzere, tamamdır, kısaltma yoktur.
HadisNo : 2334


Ravi : Abdullah İbnu Fudale
Hadis : Abdullah İbnu Fudale, babası (Fudale`den) naklen anlatıyor; "Resulullah (sav)`ın bana öğrettikleri arasında: Beş vakit namaza devam edin! emri de vardı. Ben: "Bu beş vakit, benim meşguliyetlerimin bulunduğu anlardır. Bana (bunların yerine geçecek) cami (kapsamlı) bir şey emret, öyle ki onu yaptım mı, benden beş vakit namaz borcunun yerine geçsin!" dedim. Bunun üzerine: "Öyleyse Asreyn`e devam et!" buyurdu. Bu kelime bizim dilimizde yoktu. Bu sebeple: "Asreyn nedir?" diye sordum. "Güneş doğmazdan önceki namazla güneş batmazdan önceki namaz" buyurdu.
HadisNo : 2335

Ravi : Sebretü`bnu Ma`bed
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Yedi yaşına geldi mi çocuğa namazı emredin, on yaşına geldi mi kılmadığı takdirde dövün." (Tirmizi`nin rivayetinde "Çocuğa namazı yedi yaşında öğretin, kılmadığı takdirde on yaşında dövün" şeklindedir.)
HadisNo : 2336

Ravi : Amr İbnu`l-As
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Çocuklarınıza, onlar yedi yaşında iken namazı emredin. On yaşında olunca namaz(daki ihmalleri) sebebiyle onları dövün, yataklarını da ayırın."
HadisNo : 2337


Ravi : Amr İbnu`l-As
Hadis : Bir diğer rivayetinde şöyle denir: "Resulullah`a bundan (namazın çocuğa ne zaman emredileceğinden) sorulmuştu: "Çocuk sağını solundan ayırmasını bildi mi ona namazı emredin" buyurdu.
HadisNo : 2338


Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) beni Uhud savaşı sırasında teftiş etti. O zaman ondört yaşında idim, savaşa katılmama izin vermedi. Hendek savaşı sırasında da beni gördü, o zaman ben onbeş yaşında idim, bu sefer bana (cihad) izni verdi." Nafi` der ki: "Ben Ömer İbnu Abdilaziz`e uğradım, o zaman halife idi, Kendisine bu vak`ayı anlattım. Bana: "Bu (onbeş yaş) çocukla büyüğü ayıran hududdur" buyurdu. Valilerine yazarak, onbeş yaşına basanları mükellef addetmelerini, daha küçükleri aile efradından saymalarını emretti.
HadisNo : 2339


Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bir namaz unutacak olursa hatırlayınca derhal kılsın. Unutulan namazın bundan başka kefareti yoktur.
HadisNo : 2340


Ravi :
Hadis : Buhari ve Müslim`in bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir: "Sizden biriniz namaz sırasında yatmış idiyse veya namaza karşı gaflet etmiş (ve unutmuş) ise, hatırlar hatırlamaz onu kılsın. Zira Allah Teala Hazretleri şöyle buyurmuştur: "Beni anmak için namaz kıl!" (Ta-Ha 14).
HadisNo : 2341

Ravi : Ebu Katade
Hadis : Resulullah`la beraber bir gece boyu yürüdük. Cemaatten bazıları: "Ey Allah`ın Resulü! Bize mola verseniz!" diye talepte bulundular. Efendimiz: "Namaz vaktine uyuyakalmanızdan korkuyorum" buyurdu. Bunun üzerine Hz. Bilal "Ben sizi uyandırırım!" dedi. Böylece Resulullah (sav) mola verdi ve herkes yattı. Nöbette kalan Bilal de sırtını devesine dayamıştı ki gözleri kapanıverdi, o da uyuyakaldı. Güneşin doğmasıyla Resulullah (sav) uyandı ve: "Ey Bilal! Sözün ne oldu?" diye seslendi ve Hz. Bilal: "Üzerime böyle bir uyku hiç çökmedi" diyerek cevap verdi. Aleyhissalatu vesselam: "Allah Teala Hazretleri, ruhlarınızı dilediği zaman kabzeder, (dilediği zaman geri gönderir. Ey Bilal! Halka namaz için ezan oku" buyurdu. Sonra abdest aldı ve güneş yükselip beyazlaşınca kalktı, kafileye cemaatle namaz kıldırdı."
HadisNo : 2342


Ravi : Ebu Katade
Hadis : Bu hadis Ebu Davud`un bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Güneşin harareti onları uyandırınca kalktılar, bir müddet yürüdüler, sonra tekrar konaklayıp abdest aldılar. Hz. Bilal (ra) ezan okudu. Sabahın iki rekatlik (sünnet) namazını kıldılar, sonra da sabah namazını (kazaen) kıldılar. Namazdan sonra hayvanlara binip yola koyuldular. Giderken birbirlerine: "Namazımızda ihmalkarlık ettik" diye yakınıyorlardı. Resulullah (sav): "Uyurken (vaki olan namaz kaçması) ihmal sayılmaz. İhmal uyanıklıktadır. Sizden biri, herhangi bir namazda gaflete düşer kaçırırsa hatırlayınca onu hemen kılsın. Ertesi sabahın namazı da mutad vaktinde kılınır" buyurdu."
HadisNo : 2343

Ravi : Ebu Katade
Hadis : Ebu Davud`un bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Namaz(ın kaçmış olmasın)dan korkarak kalktık, Resulullah (sav): "Ağır olun, ağır olun, bunda bir taksiriniz yok!" buyurdu. Güneş yükselince de: "Sizden kim sabahın iki rekat sünnetini (mutad olarak) kılıyor idiyse yine kılsın" dedi. Bu emir üzerine kılan da, kılmayan da kalkıp sünnetini kıldı. Sonra Resulullah (sav) namaz için kamet emretti. Kamet getirildi. Efendimiz kalktı ve bize namaz kıldırdı. Namaz bitince: "Haberiniz olsun, Allah`a hamdediyoruz ki, bizi namazımızdan, dünyevi işlerimizden herhangi biri alıkoymuş değildir. Ancak ruhlarımız Allahu Teala`nın kabza-i tasarrufundadır, dilediği zaman onu salar. Sizden kim sabah namazına sabahleyin mutad vaktinde kavuşursa, sabah namazıyla birlikte bir mislini de kaza etsin!" dedi."
HadisNo : 2344


Ravi : Ebu Katade
Hadis : Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai`nin bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Şunu bilin ki, uykuda ihmal sözkonusu değildir. İhmal (yani taksir), diğer bir namazın vakti girinceye kadar namazını kılmayan için mevzubahistir."
HadisNo : 2345


Ravi : Ebu Katade
Hadis : Müslim`in Ebu Hüreyre`den kaydettiği bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "...Güneş doğuncaya kadar uyanmadı. Resulullah (sav): "Herkes bineğinin başından tutsun (ve burayı terketsin). Zira burası bize şeytanın musallat olduğu bir yerdir!" dedi. Biz de emri yerine getirdik."
HadisNo : 2346


Ravi : Ebu Katade
Hadis : Ebu Davud`un Ebu Hüreyre`den kaydettiği bir rivayette şöyle denmiştir: "Resulullah (sav): "Size gaflet gelen bu yeri değiştirin!" buyurdu."
HadisNo : 2347


Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) gecenin evvelinde yürüdü, sonuna doğru uyku molası verdi. Ancak güneş doğuncaya -veya bir kısmı ufuktan çıkıncaya- kadar uyanamadı. (Uyanınca) namazı hemen kılmadı. Güneş yükselince namazı kıldı. İşte bu orta namazdır (Salatul-Vusta).
HadisNo : 2348

Ravi : Zeyd İbnu Eslem
Hadis : Resulullah (sav) buyurdu ki: "Muhakkak ki, Allah, ruhlarımızı kabzetmektedir. Dilerse onu, bize bundan başka bir vakitte iade eder. Resulullah (sav) böyle söyledikten sonra Hz. Ebu Bekri`s-Sıddık (ra)`a yönelerek: "Şeytan (bu gece) namaz kılmakta iken Bilal`e geldi ve onu yatırdı. Uyuması için bir çocuk nasıl sallanarak avutulursa öylece onu da sallayarak uyuttu" dedi. Resulullah (sav) sonra Bilal`i çağırdı. Gelince Bilal, Resulullah`a onun Hz. Ebu Bekr`e anlattığının tıpkısını haber verdi. Hz. Ebu Bekr bu işittikleri karşısında: "Şehadet ederim ki, sen Allah`ın Resulüsün!" demekten kendini alamadı."
HadisNo : 2349

Ravi : Cabir
Hadis : Hz. Ömer, Hendek savaşı sırasında bir keresinde güneş battıktan sonra geldi ve Kureyş kafirlerine küfretmeye başladı ve bu meyanda: "Ey Allah`ın Resulü" dedi, "güneş batmak üzereyken ikindi namazını (güç bela) kılabildim." Resulullah (sav): "Vallahi ikindiyi ben kılamadım" dedi. Beraberce kalkıp Butha`ya gittik. Orada Efendimiz abdest aldı, biz de abdest aldık. Güneş battıktan sonra ikindiyi kıldı, sonra da akşamı kıldı."
HadisNo : 2350

Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Müşrikler Hendek günü Resulullah (sav)`ı fazlaca meşgul ederek dört vakit namazı kazaya bıraktırdılar, geceden Allah`ın dilediği bir müddet geçinceye kadar onları kılamadı. Sonra Bilal (ra)`e emretti, o da ezan okudu. Sonra kamet getirdi. Resululllah öğleyi (kazaen) kıldı. (Bilal tekrar) ikamet getirdi, Resulullah ikindiyi kıldı. Sonra (Bilal tekrar) ikamet getirdi. Resulullah akşamı kıldı. Sonra (Bilal yatsı için) kamet getirdi ve Resulullah yatsıyı kıldı.
HadisNo : 2351


Ravi : Nafi`
Hadis : Abdullah İbnu Ömer (ra)`e baygınlık gelmiş ve aklı gitmişti. (Bu esnada kılamadığı) namazı kaza etmedi. (İmam Malik der ki: "Doğruyu Allah bilir ya, bana göre bu şundan ileri gelir: "Vakit çıkmıştır. Ama vakit içinde ayılan, o vaktin namazını kılar..")
HadisNo : 2352

Ravi : Nafi`
Hadis : İbnu Ömer (ra) dedi ki: "Kim bir namazı unutur ve bunu imamın arkasında namaz kılarken hatırlarsa, imam selamı verince unutmuş olduğu namazı hemen kılsın, sonra da öbür namazı (kıldığını yeniden) kılsın."
HadisNo : 2353

Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav)`ın şöyle söylediğini işitmiştir: "Kişiyle şirk arasında namazın terki vardır." (Metin Müslim`in metnidir. Tirmizi`nin metni şöyledir: "Küfürle iman arasında namazın terki vardır.")
HadisNo : 2354

Ravi : Cabir
Hadis : Tirmizi ve Ebu Davud`un bir diğer rivayetinde: "Kulla küfür arasında namazın terki vardır."
HadisNo : 2355

Ravi : Büreyde
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Benimle onlar (münafıklar) arasındaki ahid (antlaşma) namazdır. Kim onu terkederse küfre düşer."
HadisNo : 2356


Ravi : Abdullah İbnu Şakik
Hadis : Resulullah (sav)`ım Ashab`ı ameller içerisinde sadece namazın terkinde küfür görürlerdi."
HadisNo : 2357


Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İkindi namazını kaçıran bir insanın (uğradığı zarar yönünden durumu), malını ve ehlini kaybeden kimsenin durumu gibidir."
HadisNo : 2358

Ravi : Ebu`l-Melih
Hadis : Biz bulutlu bir günde Büreyde (ra) ile bir gazvede beraberdik. Dedi ki: "İkindi namazını erken kılın, zira Resulullah (sav): "Kim ikindi namazını terkederse ameli boşa gider" buyurdu.
HadisNo : 2359

Namazda Okunan Sure Hakkında Hadisler

Namazda Okunan Sure Hakkında Hadisler

Ravi : Ebu Bürde
Hadis : Resulullah (sav) sabah namazında altmış-yüz arasında ayet okurdu."
HadisNo : 2540

Ravi : Amr İbnu Hureys
Hadis : Resulullah (sav)`ın sabah namazında İza`ş-şemsu küvviret suresini okuduğunu işittim.
HadisNo : 2541


Ravi : Abdullah İbnu Saib
Hadis : Resulullah (sav) bize Mekke`de sabah namazı kıldırdı. Mü`minun süresini kıraat buyurarak namaza başladı. Hz. Musa ve Harun`un zikrine gelince -veya Hz. İsa`nın zikrine, ravi burada tereddüt etti. Resullullah (sav)`ı bir öksürük tuttu, hemen rüküya gitti." (Hadis Buhari`de muallak olmuştur)
HadisNo : 2542

Ravi : Cabir İbnu Semüre
Hadis : Resulullah (sav) sabah namazında Kaf ve`l-Kurani`l-Mecid ve benzeri bir sure okurdu. Aleyhissalatu vesselam diğer namazları hafif kıldırırdı.
HadisNo : 2543


Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) cuma günü, sabah namazında Elif-lam-mim Tenzil es`Secde, ve Hel eta ala`l-insani hinun mine`d-dehr surelerini okurdu. Yine Resulullah (sav) cuma namazında Cu-ma ve Münafikun surelerini okurdu.
HadisNo : 2544


Ravi : Urve
Hadis : Hz. Ebu Bekr es-Sıddik (ra) sabah namazını kıldırdı. Namazın her iki rek`atinde Bakara suresini okudu.
HadisNo : 2545

Ravi : Fürafisa İbnu Umeyr el-Hanefi
Hadis : Ben Yusuf süresini, Osman İbnu Affan (ra)`ın sabah namazlarındaki kıraatinden öğrendim. Çünkü o, bu süreyi çok sık okurdu."
HadisNo : 2546


Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Anlatıldığına göre, sabah namazının birinci rekatinde Enfal`den kırk ayet kadar, ikinci rekatinde ise mufassal sürelerden birini okumuştur. [(Rezin ilavesidir. Buhari muallak (senetsiz) olarak tahric etmiştir. (Ezan 106)]
HadisNo : 2547

Ravi : Amr İbnu Rebi`a
Hadis : Hz. Ömer İbnu`l-Hattab (ra)`ın arkasında sabahı kıldık. Namazda Yusuf ve Hacc surelerini ağır bir kıraatle okudu. Bunun üzerine Amr`e: "Öyleyse fecir doğarken namaza başlamış olmalıdır" dendi. O da: "Evet!" diye cevap verdi.
HadisNo : 2548

Ravi : Muaz İbnu Abdillah el-Cüheni
Hadis : Cüheyne kabilesine mensup bir zat bana: "Resulullah (sav)`ın sabah namazının her iki rek`atinde de iza zülzilet süresini okuduğunu işittim, bilmiyorum unutarak mı böyle yaptı, bilerek mi okudu" dedi.
HadisNo : 2549

Namaza Müteallik Muhtelif Hadisler

Namaza Müteallik Muhtelif Hadisler
Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Hiçbirinizin, namazından şeytana bir pay kalmamalıdır. Herkes namazdan çıkarken, sağından kalkmanın üzerine bir vecibe olduğunu sanır. Halbuki ben Resulullah`ın çok kere solu üzerinden kalktığını gördüm.
HadisNo : 3094

Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav)`ı ayakta ve otururken su içerken gördüm, yalınayak ve ayakkabılı olduğu halde namaz kılarken gördüm. Namazdan sağı ve solu üzerine ayrılırken de gördüm.
HadisNo : 3095

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) zamanında farz namazlardan çıkarken insanlar yüksek sesle zikrederlerdi.
HadisNo : 3096


Ravi : Ebu Rimse
Hadis : Bir adam, namazın ilk tekbirine yetişerek Resulullah (sav) ile birlikte namaz kıldı. Aleyhissalatu vesselam önce sağına sonra soluna selam verdi. (Başını öylesine çevirdi ki, gerisinde olduğumuz halde) yanaklarının beyazlığını gördük. Sonra namazdan çıktı. Kendisiyle namazın ilk tekbirine yetişen zat hemen kalkıp ilave namaza başladı. Hz. Ömer (ra) ona doğru fırlayarak adamı omuzlarından yakalayıp sarstı ve "Otur! Ehl-i kitabı helak eden şey, namazları arasına bir fasıla bırakmamalarından başka bir şey değildir!" dedi. Resulullah (sav) nazarını çevirip: "Ey İbnu`l-Hattab, Allah seni (doğruya) isabet ettirdi" buyurdu.
HadisNo : 3097

Ravi : Ebu Şa`sa
Hadis : Biz Ebu Hüreyre (ra) ile birlikte mescidde oturuyorduk. Müezzin ezan okudu. Bir adam kalkıp yürümeye başladı. Ebu Hüreyre, adam mescidden çıkıncaya kadar gözleriyle onu takip etti ve: "Şu adam Ebu`l-Kasım (sav)`a asi oldu!" buyurdu.
HadisNo : 3098

Ravi : Simak İbnu Harb
Hadis : Cabir İbnu Semüre (ra)`ye dedim ki: "Resulullah (sav)`la beraber oturdun mu?" "Evet" dedi, "hemde çok. Sabah namazı kılınca, namaz kıldığı yerden güneş doğuncaya kadar kalkmazdı. Bu esnada (cemaat) birbirlerine cahiliye devri ile ilgili şeyler anlatırlar ve gülerlerdi. Resulullah (sav) da tebessüm buyururlardı."
HadisNo : 3099

Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bedeviler, sakın namazınızın isminde size galebe çalıp değiştirmesinler. Çünkü onun Kitabullah`taki ismi "işa" (yatsı)dır. Bedeviler develerini sağarken karanlığa kalırlar da (yatsıya ateme derler)."
HadisNo : 3100

Ravi : Abdullah İbnu Mugaffel
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bedeviler, akşam namazının isminde sakın size galebe çalmasınlar!" (Resulullah devamla) dedi ki: "Bedeviler ona (sadece) işa derler."
HadisNo : 3101

Ravi : Ebu Berze el-Eslemi
Hadis : Resulullah (sav) yatsıdan önce uyumayı, sonra da konuşmayı mekruh addederdi.
HadisNo : 3102

Ravi : Ömer
Hadis : Resulullah (sav), Hz. Ebu Bekr (ra) ve yanlarında ben de bulunduğum halde müslümanların meselelerini (konuşmak için) gece geç vakte kadar uyanık kalırlardı.
HadisNo : 3103


Ravi :
Hadis : Ashab`dan Huza`alı birinin rivayet ettiğine göre, bir gün: "Keşke (yatsı) namazımı kılıp da istirahat etseydim" diye temennide bulunmuştu. Kendisini bu sözü sebebiyle ayıpladılar. Onlara şu cevabı verdi: "Ben Resulullah`ın şöyle söylediğini işittim: "Ey Bilal, ikamet oku da bizi rahatlat!"
HadisNo : 3104

Ravi : Ali
Hadis : Hz. Ali: "Namazımı kılar istirahat ederim" demişti. Kendisini ayıpladılar. O da şu cevabı verdi: "Ben Resulullah (sav)`ı işittim. Şöyle demişti: "Ey Bilal kalk, bizi namazla istirahate kavuştur."
HadisNo : 3105

Ravi : Osman İbnu Ebi`l-As
Hadis : "Ey Allah`ın Resulü" dedim, "şeytan benimle namazımın ve kıraatimin arasına girip kıraatimi iltibas etmeme sebep oluyor, (ne yapayım?)" Aleyhissalatu vesselam bana şu cevabı verdi: "Bu Hınzeb denen bir şeytandır. Bunun geldiğini hissettin mi ondan Allah`a sığın. Sol tarafına üç kere tükür." (Osman İbnu Ebi`l-As) de ki: "Ben bunu yaptım, Allah Teala Hazretleri onu benden giderdi."
HadisNo : 3106

Namaz Ve Hutbede Kıraat Hakkında Hadisler

Namaz Ve Hutbede Kıraat Hakkında Hadisler

Ravi : Ubeydullah İbnu Ebi Rafi
Hadis : (Emevi halifelerinden) Mervan, Ebu Hüreyre, (ra)`yi Medine`ye halef tayin etti. Ebu Hüreyre, cumayı kıldırdı ve birinci rek`atte, el-Hamd süresini okuduktan sonra Cuma süresini okudu, ikinci rek`atte Ve iza caeke`l-Münafikun`u okudu. Dedi ki: "Ben Resulullah (sav)`ın bunları okuduğunu işittim."
HadisNo : 2881


Ravi : Semüre İbnu Cündüb
Hadis : Resulullah (sav) cum`ada Sebbihisme Rabbike`l-A`la ve Hel etake hadisu`l-Gaşiye sürelerini okurdu.
HadisNo : 2882

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) cuma günü sabah namazında Elif-lam mim Tenzil`i birinci rek`atte; Hel Eta`yı da ikinci rek`atte okurdu. Cuma namazında da Cuma ve Münafikun surelerini okurdu.
HadisNo : 2883


Ravi : Ümmü Hişam Bintu Harise İbnu`n-Nu`man
Hadis : Kaf ve`l Kur`ani`l-Mecid suresini, cuma günü minber üzerinden her cum`ada okurken Resulullah (sav)`ın kendi dillerinden aldım.
HadisNo : 2884

Ravi : Ya`la İbnu Ümeyye
Hadis : Resulullah (sav)`ı minberde: "... (Zuhruf 77) diye okurken işittim."
HadisNo : 2885

Namaz Duaları Hakkında Hadisler

Namaz Duaları Hakkında Hadisler

Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) namaz için tahrime tekbirini alınca kıraate geçmezden önce bir müddet sükut buyurmuştur. Ben: "Ey Allah`ın Resulü", dedim, "anam babam sana feda olsun, tekbir ile kıraat arasındaki sükut esnasında ne okuyorsunuz?" Bana şu cevabı verdi: "Ey Allahım, beni hatalarımdan öyle temizle ki, kirden paklanan beyaz elbise gibi olayım. Allahım beni, hatalarımdan su, kar ve dolu ile yıka" diyorum." (Ebu Davud, Nesai (ve Buhari`nin) rivayetlerinin başında şu ziyade vardır: "Allahım, benimle hatalarımın arasını doğu ile batının arası gibi uzak kıl.")
HadisNo : 1795


Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Biz, Resulullah (sav) ile birlikte namaz kılarken, cemaatten biri aniden: "Allahu ekber kebiri, velhamdülillahi kesira, subhanallahi bükraten ve asila (Allah, büyükte büyüktür, Allah`a hamdimiz çoktur, sabah akşam tesbihimiz Allaha`dır!" dedi. Resulullah (sav) efendimiz: "Bu sözleri kim söyledi?" diye sordu. Söyleyen adam: "Ben, ey Allah`ın Resulü" dedi. Resulullah (sav) efendimiz: "O sözler hoşuma gitti. Sema kapıları onlara açıldı" buyurdu. İbnu Ömer (ra) der ki: "Söylediği günden beri o zikri okumayı hiç terketmedim." (Nesai, bir rivayette şu ziyadede bulunmuştur: "On iki adet meleğin, bu sözleri (yükseltmek üzere) koşuştuklarını gördüm.")
HadisNo : 1796

Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) namaz kılarken nefes nefese bir adam geldi ve: "Allahu ekber, Elhamdülillahi hamden kesiran tayyiben mubareken fihi. (Allah büyüktür, çok temiz ve mübarek hamdler Allah`adır!)" dedi. Resulullah (sav) namazı bitirince: "Şu kelimeleri hanginiz söyledi?" diye sordu. Cemaat bir müddet sessiz kaldı, Resulullah (sav): "(Kim söylediyse çekinmesin, benim desin), Zira fena bir şey söylemiş değil" dedi. Bunun üzerine adam: "Ben, ey Allah`ın Resulü!" dedi. Resulullah (sav) da: "Ben on iki melek gördüm. Her biri, bu kelimeleri (Allah`ın huzuruna) kendisi yükseltmek için koşuşmuşlardı."
HadisNo : 1797

Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) namaza başlarken tekbir getirir, sonra (bazan) şunu okurdu: "İnne salati ve nüsüki ve mahyaye ve memati lillahi Rabbi`l-alemin. La şerike lehu ve bi-zalike ümirtü ve ene evvelü`l-müslimin. Allahümmehdini li-ahseni`l a`mali ve ahseni`l-ahlaki. La yehdi li-ahseniha illa ente. Ve kıni seyyie`l-a`mal ve seyyie`l-ahlak. La yaki seyyieha illü ente. (Namazım, ibadetim hayatım ve ölümüm alemlerin şeriksiz Rabbi Allah içindir. Ben bununla emrolundum. Ben bu emre teslim olanların ilkiyim. Ey Allah`ım, beni amellerin ve ahlakın en iyisine şevket. Bunların en iyisine senden başka sevkeden yoktur. Beni kötü amellerden ve kötü ahlaktan koru, bunların kötülerinden ancak sen korursun."
HadisNo : 1798

Ravi : Muhammed İbnu Mesleme
Hadis : Resulullah (sav) nafile namaz kılmak için kalktığı vakit (bazan) şunu okurdu: "Allahu ekber veccehtü vechiye li`llezi fatara`s-Semavati ve`l-arza hani-fen müslimen ve ma ene mine`l-müşrikin..." (Allah büyüktür. Yüzümü Ha-nif ve Müslüman olarak semavat ve arzı yaratan Allah`a yönelttim. Ben müşriklerden değilim)..." (Devamını Hz. Cabir (ra)`in rivayetinde olduğu şekilde zikretti. Sonra şunu okudu: "Allahümme ente`l-Meliku. La ilahe illa ente sübhaneke ve bi-hamdike (Allahım (kainatın gerçek) Meliki sensin. Senden başka ilah yoktur. Seni hamdinle takdis ederim)" Sonra kıraata geçti.)
HadisNo : 1799

Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) namaza (iftitah tekbiri ile) başlayınca şunu okurdu: "Subhaneke Allahümme ve bi-hamdike ve tebareke`smüke ve teala ceddüke ve la ilahe gayruke. (Allah`ım seni her çeşit noksan sıfatlardan takdis ederim, hamdim sanadır. Senin ismin mübarek, azametin yücedir, senden başka ilah da yoktur)."
HadisNo : 1800

Nahl Suresi Hakkında Hadisler

Nahl Suresi Hakkında Hadisler

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : "Gönlü imanla dolu olduğu halde, zor altında olan kimse müstesna, inandıktan sonra Allah`ı inkar edip, gönlünü kafirliğe açanlara Allah katından bir gazab vardır, büyük azab da onlar içindir" (Nahi, 106) ayetindeki umumi hükümden şöyle bir istisna yaptı: "Rabbin, türlü eziyete uğratıldıktan sonra hicret eden, Allah uğrunda savaşan ve sabreden kimselerden yanadır. Rabbin şüphesiz bundan sonra da bağışlar ve merhamet eder." (Nahl, 110). Burada kastedilen Abdullah İbnu Ebi Sarh`tır. Bu zat, Resulullah (sav)`ın vahiy katibi idi. Şeytan onu şaşırttı. Kafirlere katılmasına sebep oldu. Resulullah (sav) Fetih günü, onun öldürülmesini emretti. Araya Hz. Osman girerek affını diledi. Resulullah (sav) da onu affetti.
HadisNo : 676

Ravi : Übey İbnu Ka`b
Hadis : Uhud savaşında Ensar`dan altmış dört, Muhacirlerden de altı kişi şehid düştü (ra). Bu şehidlerden biri de Hz. Hamza (ra) idi. Bunların cesetlerinden bazı uzuvlarını kopararak hakaretlerde bulundular. Bunun üzerine Ensar: "Bir gün bize de böyle bir fırsat düşerse, bu hakaretin daha fazlasını yapacağız" dediler. Mekke`nin fethi günü olunca şu ayet indi: "Eğer ceza vermek isterseniz size yapılanın ayniyle mukabele edin. Sabrederseniz andolsun ki bu sabredenler için daha iyidir." (Nahl, 126). Bir adam: "Bugünden sonra Kureyş yok!" dedi. Resulullah (sav) "Dört kişiden başka kimseye dokunmayın" diye emretti."
HadisNo : 677

Nafile Orucun Niyyeti Hakkında Hadisler

Nafile Orucun Niyyeti Hakkında Hadisler
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) bir gün bana: "Yanında (yiyecek) bir şey var mı?"diye sordu. "Hayır!" demem üzerine: "Ben oruç tutacağım!" buyurdu. Yanmıdan çıkınca bize bir hediye geldi "veya bize bir grup misafir geldi.- Resulullah (sav) eve geri dönünce: "Ey Allah`ın Resulü bize bir hediye geldi -veya bize ziyaretçiler geldi- sana yiyecek birşey hazırladım!" dedim. "Nedir o?" diye sordu. Ben: "Hays! (un, yağ, hurmadan yapılan bir yemek)" dedim. "Getir onu" buyurdu. Ben de getirdim. Aleyhissalatu vesselam onu yedi sonra: "Oruçlu olarak sabahlamıştım" buyurdu. (Mücahid (ra) der ki: "Bu, malından sadaka çıkaran adam gibidir, o dilerse çıkardığı sadakayı verir (yani kararını icra eder), isterse vermekten vazgeçer.")
HadisNo : 3130


Ravi : Ümmü`d-Derda
Hadis : Ebu`d-Derda (ra) gündüzleyin gelir: "Yanınızda yiyecek var mı?" diye sorardı. Şayet biz: "Hayır, yok!" diyecek olsak: "öyleyse bugün ben oruçluyum!" derdi. Ebu Talha, Ebu Hüreyre, İbnu Abbas, Huzeyfe (ra) hep böyle yaptılar.
HadisNo : 3131

Mü min Suresi Hakkında Hadisler

Mü min Suresi Hakkında Hadisler

Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her kim akşam olunca Ha-mim el-Mü`min süresini baştan (4.) ayetine kadar ve ayete`l-Kürsi`yi okuyacak olursa bu iki Kur`an kıraati sayesinde sabaha kadar muhafaza olunur. Kim de aynı şeyleri sabahleyin okursa onlar sayesinde akşama kadar muhafaza edilirler."
HadisNo : 773

Ravi : Ala İbnu Ziyad
Hadis : Anlattığına göre, cehennemi zikrederken bir adam kendisine: "Niye milleti ümidsizliğe sevkediyorsun?" diye müdahale etti. O da: "Allahu Teala: "Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah`ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhametlidir" (Zümer, 53) ve: "Aşırı gidenlerin ateşlikler olduklarında şüphe yoktur" (Mü`min 43) buyurmuş olunca, ben ümidsizliğe düşürebilirim. Ne var ki, siz kötü amellerinize rağmen cennetle müjdelenmekten hoşlanıyorsunuz. Halbuki Allah, Muhammed (sav)`i itaat edenler için cennetle müjdelemek, isyan edenler için de cehennemle korkutmak üzere gönderdik dedi. (Hadis muallaktır.)
HadisNo : 774

Müzemmil Suresi Hakkında Hadisler

Müzemmil Suresi Hakkında Hadisler

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Müzzemmil suresinde geçen: "Ey (esvabına) bürünen (habibim), gecenin birazı hariç olmak üzere kalk, yarısı miktarınca, yahud ondan birazını eksilt. Yahut (o yarının) üzerine (ilave edip) artır. Kur`an`ı da açık açık tane tane oku..." (Müzzemmil 1-4) ayetleri hakkında şu açıklamayı yaptı: Bu ayeti, aynı surede yer alan: "...O, buna sizin takat getiremiyeceğinizi bildiği için size karşı (ruhsat canibine) döndü. Artık Kur`an`dan kolay geleni okuyun..." (Müzzemmil 20) müteakip bir ayet neshetti." İbnu Abbas (ra) devamla, surede geçen: "Şüphesiz gece kalkışı daha tesirli ve o zaman okumak daha elverişlidir" (6. ayet) mealindeki ayette geçen, "gece kalkışı"ndan murad, gecenin evvelidir. Böylece mana şu oluyor: "Gecenin evvelinde kalkmak, gece namazı olarak Allah`ın size farz kıldığı ibadeti yerine getirmenize daha elverişlidir." Bunun sebebi şudur: İnsan bir kere uyudu mu, ne zaman uyanacağını bilemez. "Şüphesiz gece kalkışı daha tesirli ve o zaman okumak daha elverişlidir" ayetinde geçen "okumak daha elverişlidir`den maksada gelince, "Kur`an`ı anlamak, Kur`an`da fıkıh sahibi olmak" demektir. İbnu Abbas, "Gündüzleyin seni uzun uzun alıkoyacak işler var" (7. ayet) mealindeki ayeti de, "Kur`an okumaktan çokça uzak kalmak" şeklinde anlamıştır.
HadisNo : 847

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Bir başka rivayette şöyle denir: Müzzemmil suresinin baş tarafi indiği zaman mü`minler, Ramazan ayındaki kalkışları gibi geceleri kalkarlardı. Bu hal surenin (ruhsat getiren) son kısmı nazil oluncaya kadar devam etti." (Ebu Davud`un bazı tanzimlerinde bu hadisler Kıyamu`l-Leyl başlığı altında kaydedilmiştir.)
HadisNo : 848

Müzaraanın Cevazı Hakkında Hadisler

Müzaraanın Cevazı Hakkında Hadisler
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav), meyve ve ekinden çıkacak olan bütün mahsulün yarısı karşılığında Hayber`ı (Yahudilere) verdi. Her sene zevcelerine, yüz vask veriyordu. Seksen vask kuru hurma, yirmi vask arpa. Hz. Ömer (ra) başa geçince, Hayber`ı taksim etti ve Resulullah (sav)`ın zevcelerini, kendilerine arazı ve suyu ikta etmek veya her yıl almakta oldukları vaskları tazmin etme arasında muhayyer bıraktı. Onlar bu teklifi benimsemede farklı kararlara vardılar. Bir kısmı arazi ve suyu tercih etti, bir kısmı da vaskları tercih etti. Hz. Aişe ve Hz. Hafsa (ra) arazi ve suyu tercih edenlerdendi."
HadisNo : 5379


Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Müslim`in bir rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah (sav) Hayber hurmalarını ve arazisini kendi emvalleri gibi işleyip meyvesinin yarısını Resulullah`a vermeleri şartıyla Hayberlilere geri verdi."
HadisNo : 5380

Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Yine Müslim`in bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah (sav) Hayber`i fethettiği zaman, Yahudiler, Resulullah`a müracaat ederek, çalışıp elde edecekleri ekin ve meyve hasılatının yarısını vermek şartıyla kendilerini arazilerinde bırakmasını talep ettiler. Aleyhissalatu vesselam onlara; "Biz sizi, dilediğimiz zamana kadar orada bırakabiliriz" dedi ve kalmalarına müsaade etti. Hayber`in meyve hasılatının yarısı iki hisseye taksim ediliyordu, Resulullah (sav) bu gelirin humusunu (beşte birini) alıyordu."
HadisNo : 5381

Fasil : MÜZARAA (ZİRAİ ORTAKLIK) BÖLÜMÜ
Konu : Müzaraanın Cevazı
Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Ekim arazileri, Resulullah (sav) zamanında, -tarlaya su alınan dere kenarındaki- ekin, tarla sahibinin olması ve ne kadar olduğunu bilmediğim bir miktarda saman verilmesi karşılığında kiralanırdı.
HadisNo : 5382


Ravi :
Hadis : İmam Malik anlatıyor: "Bana ulaştığına göre, Abdurrahman İbnu Avf (ra) bir tarlayı kiraladı. Ölünceye kadar da bu arazi elinde kaldı. Oğlu dedi ki: "Ben bu araziyi uzun müddet babamın elinde kaldığı için bizim malımız sanıyordum. Babam öleceği sırada tarlanın bize ait olmadığını söyledi ve tarlanın kirasından ödenmesi gereken bir miktar borcun altın veya gümüş olarak ödenmesini emretti."
HadisNo : 5383

Ravi : Kays İbnu Müslim
Hadis : Kays İbnu Müslim, Ebu Ca`fer`den naklen diyor ki: "Medine`de muhacir aileden hiçbiri yoktu ki, üçte veya dörtte bir pay ile ziraatçilik yapmasın. Hz. Ali, Sa`d İbnu Malik, İbnu Mes`ud (ra) da bu çeşitten muzaraa akdi yapmışlarda el-Kasım (İbnu Muhammed) ve Urve`den de benzer rivayet mevcuttur. Rivayette şu ziyade de var: "Ebu Bekr ailesi, Hz. Ömer ailesi, Hz. Osman`ın ailesi, Ali ailesi ve İbnu Şirin ailesi de."
HadisNo : 5384

Ravi : Rafi İbnu Hadic
Hadis : Yanıma Züheyr geldi ve bana: "Resulullah (sav) bize faydalı olan bir şeyi yasakladı" dedi. Ben: "Resulullah (sav) her ne söyledi ise, mutlaka haktır!" dedim. "Muhakala`yı (tarla kiralamasını) nasıl yaptığımızı sordu. Ben de: "Biz onu, dörtte bir ve kuru hurma ve arpadan vasklarla ücretlendiriyoruz" dedim, bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Öyle yapmayın! Araziyi ya kendiniz ekin veya ektirin veya (kimseye vermeyip) sahip olun!" buyurdular." Rafi der ki: "Ben de: "(Başüstüne!) dinlemek ve itaat etmek (borcumuzdur!)" dedim."
HadisNo : 5385

Ravi : Rafi İbnu Hadic
Hadis : Biz ensardan tarlası en çok olan kimseydik ve biz, şu tarla bize, şu tarla onlara (ekenlere) olmak üzere kiraya verirdik. Bazan şu tarla mahsul verirdi, şu tarla vermezdi. Resulullah (sav) bizi bundan yasakladı. Fakat gümüş (mukabili kiralamay)a gelince onu yasaklamadı.
HadisNo : 5386


Ravi : Cabir
Hadis : Bizden bazı kimselerin ihtiyaçlarından fazla arazileri vardı. Onlar: "Biz arazimizi üçte bire veya dörtte bire veya yarıya kiraya verelim" dediler. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Kimin arazisi varsa bizzat eksin veya bir kardeşine bağışlasın; ne ücret mukabili versin ne de kiraya versin!" buyurdular.
HadisNo : 5387


Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) (bir gün) tarlaya uğramıştı, tarlada ekin üğrünüyordu. "Burası kime ait?" buyurdular. Yanındakiler: "Falan kimse kiraya verdi" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Eğer burayı bağışlasaydı, kendisi için bunun üzerinden muayyen bir ücret almasından daha hayırlı olurdu" buyurdular.
HadisNo : 5388

Ravi : Zeyd İbnu Sabit
Hadis : Resulullah (sav) muhabereyi yasakladı. Muhabere, tarlayı yarı, üçte bir veya dörtte bir karşılığında almaktır.
HadisNo : 5389

Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Muhabereyi terketmeyen, Allah ve Resulü ile savaş ilan etsin."
HadisNo : 5390

Müteferrik Namazlar (Tahiyyetü`l-Mescid) Hakkında Hadisler

Müteferrik Namazlar (Tahiyyetü`l-Mescid) Hakkında Hadisler
Ravi : Ebu Katade
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz mescide girince oturmazdan önce iki rek`at kılıversin."
HadisNo : 3089


Ravi : Ka`b İbnu Malik
Hadis : Resulullah (sav), bir seferden dönünce önce mescide uğrar, orada iki rekat namaz kılar, sonra insanlar (ile görüşmek için) otururdu."
HadisNo : 3090

Müteferrik Mucizeler Hakkında Hadisler

Müteferrik Mucizeler Hakkında Hadisler

Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Ay, Resulullah (sav) zamanında iki parçaya bölündü. Aleyhissalatu vesselam bunun üzerine; "Şahid olun!" buyurdu.
HadisNo : 5606

Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Bir diğer rivayette "...Biz Mina`da Resulullah (sav) ile beraberken, ay iki parçaya ayrıldı. Bir parçası dağın arkasında, bir parçası dağın önünde idi. Bize: "Şahid olun!" buyurdu."
HadisNo : 5607

Ravi : Aişe
Hadis : "Ey Allah`ın Resulü!" dedim. "Uhud`dan daha kötü bir gün yaşadın mı?" "Senin kavminden neler çektim neler. Onlardan en kötü hal Akabe günü başıma geldi. O zaman kendimi İbnu Abdiyalil İbni Abdi Külal`e arzetmiştim. Teklif ettiğim şeye müsbet cevap vermedi. Ben de üzgün vaziyette yüzümün doğrultusunda yürüdüm. Karnu`s-Sedlib nam mevkide kendime gelebildim ve başımı kaldırdım. Baktım ki, bir bulut bana gölge yapıyor. Bir de ne göreyim, bulutun içerisinde Cibril aleyhisselam! Bana bağırdı ve: "Allah Teala hazretleri, kavminin sana neler söylediğini, seni nasıl reddettiğini işitti. Sana dağlar meleğini gönderdi, ta ki kavmin hakkında dilediğini emredesin!" dedi. Bunun üzerine dağlar(a müekkel) melek bana seslenip, selam verdikten sonra: "Ey Muhammedi Allah Teala hazretleri, kavminin sana söylediği sözü işitti. Ben dağlar meleğiyim. Allah beni sana dilediğini emretmen için gönderdi. Öyleyse haydi ne dilersen dile! Eğer üzerlerine iki ahşeb`i kapamamı dilersen kapayayım!" dedi." Aleyhissalatu vesselam: "Hayır! Bilakis, Allah`ın onların sulbünden Allah`a ihlasla ibadet edip hiçbir şeyi ortak koşmayacak kimseler çıkarmasını dilerim" dedi.
HadisNo : 5608

Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cinlerden bir ifrit, dün akşam, namazımı bozdurmak için üzerime atıldı. Allah ona galebe çalmama imkan verdi. Ben de onu boğazından yakaladım. Hatta onu, mescidin direklerinden birine bağlamayı arzu ettim, ta ki sabah olunca hepiniz onu göresiniz. Ancak, kardeşim Süleyman aleyhisselam`ın şu sözünü hatırladım: "...Ve benden sonra kimseye nasib olmayacak bir mülkü bana ihsan et" (Şad 35). Allah da ne hor ne hakir olarak geri çevirdi."
HadisNo : 5609

Müslümanların Birbirleriyle Savaşları Hakkında Hadisler

Müslümanların Birbirleriyle Savaşları Hakkında Hadisler
Ravi : Ahnef İbnu Kays
Hadis : Şu adamı kastederek (evden) çıkmıştım. Yolda Ebu Bekre (ra)`ye rastladım. "Ey Ahnef, nereye gidiyorsun?" dedi. "Resulullah (sav)`ın amcaoğluna yardım etmeyi arzu ediyorum!" dedi. "Dön!" dedi. "Zira ben, Resulullah (sav)`ın şöyle söylediğini işittim: "İki Müslüman kılıçlarıyla birbirlerinin üzerine yürürlerse öldüren de ölen de ateştedir!" (Bu söz üzerine Resul-i Ekrem`e): "Ey Allah`ın Resulü! Katili anladık ama maktul niye ateşte?" diye sorulmuştu. "Çünkü o da kardeşini öldürme hırsı taşıyordu!" cevabını verdi. -Bir başka rivayette ise: "O da kardeşini öldürmek istemişti" demiştir.-
HadisNo : 4805

Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah buyurdular ki: "Sizden kimse kardeşine silahla işarette bulunmasın. Zira, o bilemez, belki de şeytan elinde bir fesatta bulunur da ateşten bir çukura düşer."
HadisNo : 4806

Ravi : Abdullah İbnu Mes`ud
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Müslümana sövmek fısktır, onunla çarpışmak da küfürdür."
HadisNo : 4807

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Benden sonra birbirinizin boynunu vuran kafirler olarak (dinden) dönmeyin." [Nesai, İbnu Mes`ud`dan yaptığı bir rivayette şu ziyadeye yer verir; "Kişi ne babasının ne de kardeşinin cinayetinden sorumlu tutulmaz."]
HadisNo : 4808

Müslüman Olunca Gusül Hakkında Hadisler

Müslüman Olunca Gusül Hakkında Hadisler

Ravi : Kays İbnu Asım
Hadis : Müslüman olmak arzusuyla Resulullah (sav)`a gelmiştim. Bana su ve sidre ile yıkanmamı emir buyurdu. (Tirmizi ve Nesai`nin bir rivayetinde: "(Kays) müslüman oldu, (Resulullah) ona yıkanmayı emretti" denmiştir.)
HadisNo : 3816


Ravi : Useym İbnu Kesir İbni Küleyb (an ebihi an ceddihi)
Hadis : Anlattığına göre (ceddi Küleb), Resulullah (sav)`a gelerek: "Müslüman oldum!" der. Resulullah (sav): "Üstünden küfür saçını at!" der ve traş olmasını söyler. Useym`in babası dedi ki: "Bana bir başka (sahabi)nin bildirdiğine göre Aleyhissalatu vesselam, beraberinde olan bir diğerine de: "Üzerindeki küfür tüyünü at ve sünnet ol!" buyurmuştu."
HadisNo : 3817

Müsabaka Ve Atıcılıkla İlgili Hükümler Hakkında Hadisler

Müsabaka Ve Atıcılıkla İlgili Hükümler Hakkında Hadisler

Ravi : Ebü Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şu üç şeyde armağan vardır: Deve yarışı veya at yarışı veya ok yarışı."
HadisNo : 2209

Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) atı antremana tabi tutar, (sonra da) onunla yarışa katılırdı.
HadisNo : 2210

Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav) atlar arasında yarışma yaptırdı. Hedefte, beş yaşına basanları tafdil etti.
HadisNo : 2211

Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resullullah (sav), antrenmanlı atı el-Hafya`dan Seniyyetul-Veda`ya kadar koşturdu. Antrenmanlı olmayanı da Seniyyetü`l-Veda`dan Bern Zürayk Mescidi`ne kadar koşturdu.
HadisNo : 2212


Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim, iki at arasına, geçeceğinden emin olunmayan bir üçüncü at dahil ederse, bu kumar olmaz. Kim de geçeceğinden emin olunan atı dahil ederse bu kumar olur."
HadisNo : 2213

Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav)`ın Adba adında bir devesi vardı. Bu bütün yarışları kazanırdı. Bir gün binek devesi üzerinde bir bedevi geldi ve yarışta Adba`yı geçti. Bu durum Ashab`ın ağrına gitti. Resulullah (sav), üzüntülerini yüzlerinden okuyunca şu açıklamayı yaptı: "Yeryüzünde, yükselttiği herşeyi arkadan alçaltmak Allah üzerine bir haktır."
HadisNo : 2214


Ravi : Fukaym el`Lahmi
Hadis : Ukbe İbnu Amir (ra)`e dedim ki: "Sen yaşlanmış bir ihtiyar olduğun halde bu iki hedef arasında gidip geliyorsun, artık bu sana meşakkat veriyor olmalı." Bana şu cevabı verdi: "Eğer Resulullah (sav)`dan işittiğim bir söz olmasaydı kendimi bu sıkıntıya atmazdım. Efendimizin şöyle söylediğini işittim: "Kim atıcılık öğrenir ve sonra bırakırsa o bizden değildir - veya: asi olmuştur.-"
HadisNo : 2215


Ravi : Ukbe İbnu Amir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah tek bir ok sebebiyle üç kişiyi cennete koyar: 1-Onu yapan; yeter ki bunu hayır maksadıyla yapsın. 2-Atan. 3-Atana ulaştıran."
HadisNo : 2216

Ravi :
Hadis : Bir rivayette ise şöyle buyurulmuştur: "Allah tek bir ok sebebiyle üç kişiyi cennete koyar: Yapan, yeterki hayır maksadıyla yapsın, atan) ve oku atana veren (münebbil). Atın, binin. Sizin (ok) atmanızı, ben binmenizde daha çok seviyorum. Her eğlence batıldır. Eğlenceleriniz içinde sadece şu üç şey (mubahtır), övgüye değer: Kişinin atını te`dib etmesi, hanımıyla mulatafede bulunması, yayla ok atıp, atılan okları toplaması. Bunlar Hakk`tandır. Kim öğrendikten sonra atışı, nefretle terkederse bilsin ki, bir nimeti terketmiştir -veya şöyle dedi-: "Bu nimete karşı nankörlük etmiştir."
HadisNo : 2217


Ravi : Seleme İbnu`l-Ekva`
Hadis : Resulullah (sav) çarşıda ok yarışı yapan Beni Eslem`den bir grupla karşılaşmıştı. Onlara: "Ey İsmailoğulları, atın, zira atalarınız atıcı idiler. Atın, ben falan kabileyi tutuyorum" dedi. Bu söz üzerine bir grup atıştan vazgeçti. Efendimiz: "Ne oldu, niye atmıyorsunuz?" diye sordu. Şöyle cevap verdiler: "Nasıl atalım, siz öbür tarafı tutuyorsunuz!" Bunun üzerine: "Atın!" dedi, "ben hepinizi, her iki tarafı da tutuyorum."
HadisNo : 2218

25 Eylül 2009 Cuma

Mürselat Suresi Hakkında Hadisler

Mürselat Suresi Hakkında Hadisler

Ravi : İbnu Abbds
Hadis : Mürselat suresinde geçen: "O (ateş), her biri sanki bir kasr (büyüklüğünde) kıvılcım atar" (32. ayet) mealindeki ayet hakkında şunu söyledi: "Biz kış için üç zira` boyunda veya daha küçük odun toplar, bunlara: "kasr" derdik. İbnu Abbas: Müteakiben gelen ... ayetinde geçen ... kelimesini de "Gemi halatlarıdır, (kuvvetli olmaları için) insanların belleri kalınlığına ulaşacak kadar kat kat edilmiş kalın halatlar" diye açıklamıştır.
HadisNo : 853

Münafikun Suresi Hakkında Hadisler

Münafikun Suresi Hakkında Hadisler

Ravi : Cabir
Hadis : "...Medine`ye dönersek, şerefli kimseler alçakları and olsun ki, oradan çıkaracaktır" (Münafıkün, 8) mealindeki ayet hakkında şu açıklamayı yapmıştır: "Bunu söyleyen (meşhur münafık) Abdullah İbnu Übey İbni Selül`dür."
HadisNo : 832

Ravi : Zeyd İbnu Erkam
Hadis : Bir sefer esnasında Hz. Peygamber (sav)`le beraber çıkmıştık. Bir ara bütün askerler sıkıntıya düştü. Übey İbnu Selül (fırsattan istifade) şöyle dedi: "Resulullah`ın yanındakilere infak etmeyin de etrafından dağılsınlar." Ayrıca şunu da ilave etti: "Hele Medine`ye bir dönelim, aziz olanlar, zelil olanları oradan sürüp çıkaracaktır." Ben hemen gelip bu sözleri Hz. Peygamber`e haber verdim. Resulullah (sav) Übey İbnu Selül`e adam göndererek yanına çağırdı ve "Böyle mi söyledin?" diye sordu, İbnu Selül, böyle bir davranışa yer vermediğine dair yemin etti. (Orada bulunanlar bu söze inanarak): "Zeyd, Resulullah (sav)`a yalan söyledi" dediler. Bu sözlerine çok üzüldüm. Öyle ki, Cenab-ı Hakk beni tasdiken şu vahyi indirdi: "(Ey Muhammed) münafıklar sana gelince, "Senin, şüphesiz Allah`ın peygamberi olduğuna şehadet ederiz" derler. Allah, senin kendisinin peygamberi olduğunu bilir, bunun yanında münafıkların yalancı olduklarını da bilir..." (Münafikün, 1). (Zeyd) der ki: "Sonra Hz. Peygamber (sav), (onlara: "özür dileyin de) sizin için Allah`tan mağfiret taleb edeyim" dedi ise de başlarını çevirip gittiler." Zeyd İbnu Erkam (ra), "..Onlar tıpkı sıralanmış kof kütük gibidirler..." (Münafikun, 4) mealindeki ayetle ilgili olarak da şu açıklamayı yaptı: "Münafıklar yakışıklı kimselerdi."
HadisNo : 833


Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Bir keresinde, "kimin haccedecek kadar veya zekat farz olacak kadar malı olur da bu farzları ifa etmezse, ölüm sırasında geri dönüş (rec`a) taleb eder" buyurmuş da, bir adam kendisine: "Ey İbnu Abbas, Allah`tan kork, geri dönüşü küffar taleb edecektir" dedi. İbnu Abbas (ra): "Ben size bu hususta ayet okuyayım" dedi ve şu ayeti okudu: "Ey iman edenler, sizi ne mallarınız, ne evlatlarınız Allah`ın zikrinden alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir. Herhangi birinize ölüm gelip de: "Ey Rabbim, beni yakın bir müddete kadar geciktirseydin de sadaka verip dursaydım, iyi adamlardan olsaydım" diyeceğinden evvel size rızık olarak verdiğimizden (Allah yolunda) harcayın. Halbuki Allah hiçbir kimseyi eceli gelince, asla geri bırakmaz. Allah ne yaparsanız, hakkıyla haberdardır" (Münafikun 9-11) Adam tekrar: "Zekat vermeyi gerekli kılan miktar nedir?" diye sordu. İbnu Abbas (ra): "Mal iki yüz (dirheme) ulaşır ve geçerse." Adam: "Pekala, haccı gerekli kılan şey nedir?" diye sordu, İbnu Abbas: "Azık ve binek!" cevabını verdi.
HadisNo : 834

Mülk Suresi Hakkında Hadisler

Mülk Suresi Hakkında Hadisler

Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kur`an-ı Kerim`de otuz ayetlik (şanı yüce) bir süre vardır. Bu süre (kendisini okuyan) kimseye (kıyamet günü) şefaat eder ve Allah`ın onu affetmesini sağlar. Bu süre Tebarekellezi bi-Yedihi`l`Mülk`dür" (Ebu Davud`daki rivayette: "(Okumak suretiyle) arkadaşlığını kazanan kimseye sure şefaat eder" denilmiştir.)
HadisNo : 841

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Tirmizi`de, İbnu Abbas`tan gelen bir diğer rivayette, İbnu Abbas (ra) Resulullah (sav)`ın şöyle dediğini belirtir: "Bu süre (kabir azabına, veya kabir azabına sebep olan günahlara karşı) engeldir, bu süre kurtuluş sebebidir, kişiyi kabir azabından kurtarır." (Rezin şunu ilave etmiştir: "İbni Şihab demiştir ki: "Humeyd İbnu Abdirrahman`ın bana haber verdiğine göre, Resulullah şöyle buyurmuştur: "Mülk suresi, kabirde, arkadaşı yerine mücadele eder (ve onu azabtan korur))
HadisNo : 842

Müebbed Haramlık Hakkında Hadisler

Müebbed Haramlık Hakkında Hadisler

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : İbnu Abbas (ra), "Nesebten yedi, sıhriyetten de yedi kişi haram edilmiştir" demiş ve şu ayeti okumuştur. (Mealen): "Size şu kadınları nikahlamak haram kılındı: Anneleriniz, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kızkardeşlerinizin kızları, sizi emzirmiş olan süt anneleriniz, süt kardeşleriniz, hanımlarınızın anneleri, aranızdan zifaf geçmiş olan kadınlarınızdan doğan üvey kızlarınız. Eğer zifaf geçmemişse onların kızlarını nikahlamakta size günah yoktur. Öz oğullarınızın hanımlarını nikahlamanız ve iki kızkardeşi birden nikahınız altına almanız da size haram kılındı.." (Nisa 23)
HadisNo : 5666

Ravi : Amr İbnu Şuayb an Ebihi an Ceddihi
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir erkek bir kadınla nikah yapar ve temasta bulunursa, artık o kadının kızını nikahlaması ona helal olmaz. Eğer kadına temas etmemişse kızını nikahlayabilir. Bir erkek bir kadını nikahlarsa, kadına temas etmiş olsa da olmasa da kadının annesiyle artık nikahlanamaz."
HadisNo : 5667

Ravi : Ali
Hadis : Kadınların anneleri, kızla olan nikah akdine vaty (temas ) inzimam etmedikçe haram olmaz. Anneye duhul (temas ) olmadıkça da kız haram olmaz." [Hadisin kaynağı Teysir`de sehven Tirmizi olarak zikredilmiştir. Camiu`l-Usul`de Rezin`in ilavesi olduğu belirtilmiştir]
HadisNo : 5668

Ravi : Ali
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Aziz ve Celil olan Allah, nesebten haram ettiğini sütten de haram etti."
HadisNo : 5669

Ravi : Aişe
Hadis : Ebu`l-Kuays`ın kardeşi Eflah, örtünmeyi emreden ayet indikten sonra yanıma girmek için izin istedi. Ben: "Allah`a yemin olsun, Resulullah (sav)`dan izin istemedikçe ben ona izni vermeyeceğim! Çünkü onun kardeşi Ebu`l-Kuays beni emziren kimse değildir, beni Ebu`l-Kuays`ın hanımı emzirdi! " dedim. Derken yanıma Aleyhissalatu vesselam girdiler. "Ey Allah`ın Resulü" dedim, Ebu`l-Kuays`ın kardeşi Eflah yanıma girmek için izin istedi. Ben sizden sormadıkça izin vermekten imtina ettim!" dedim. Resulullah (sav): "Amcana izin vermekten seni alıkoyan sebep ne?" buyurdular. Ben: "Ey Allah`ın Resulü!" dedim. Beni emziren erkek değil. Beni onun hanımı emzirdi" dedim. Resulullah yine: "Sen onun girmesine izin ver. Zira o senin amcandır, Allah iyiliğini versin" buyurdular. (Urve devamla der ki): "İşe bu sebeple Hz. Aişe (ra): "Neseb sebebiyle haram kıldıklarınızı emme sebebiyle de haram kılın!" derdi."
HadisNo : 5670

Ravi : Ali
Hadis : Ben: "Ey Allah`ın Resulü! Siz niye bizi bırakıp da Kureyş`e rağbet gösteriyorsunuz?" demiştim. Bana: "Yanınızda rağbet göstereceğim bir (kadın) var mı?" dedi. Ben: "Elbette, Hamza`nın kızı var!" dedim. Bunun üzerine: "O bana helal olmaz. Çünkü o, benim süt kardeşimin kızıdır" buyurdular.
HadisNo : 5671

Ravi : Aişe
Hadis : Yanımda oturan bir erkek olduğu halde, Resulullah (sav) odama girdi. Bu hal, ona bir hayli ağır geldi [ve rengi değişti], öfkesini yüzünden okudum. Bunun üzerine: "Ey Allah`ın Resulü! Bu benim süt kardeşimdir!" dedim. "Siz kadınlar süt kardeşlerinizi iyi düşünün! Çünkü süt kardeşliği, açlıktan dolayı hasıl olur!" buyurdular.
HadisNo : 5672


Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir veya iki emme ile (süt kardeşliği) haramlığı hasıl olmaz."
HadisNo : 5673

Ravi : Katade
Hadis : İbrahim en-Nehai`ye yazarak emme (rada`) hakkında sordum. Bana: "Şureyh bize Hz. Ali ve İbnu Mes`ud (ra)`un, "Emmenin azı da çoğu da haramı sabit kılar" dediklerini yazdı." Ebu`ş-Şa`şa el-Muharibi ise: "Hz. Aişe (ra)`den: "Resulullah`ın: "Bir iki emme harama sebep olmaz" dediğini rivayet etmiştir" dedi."
HadisNo : 5674

Ravi : Aişe
Hadis : Kur`an olarak inenler meyanında "Malum on emme ile haram sabit olur" ayeti de vardı. Sonra (Rab Teala) onları, malum beş emme ile neshetti. Bu (beş emme) ayetleri, Kur`an`ın okunan ayetleri arasında iken Aleyhissalatu vesselam vefat etti.
HadisNo : 5675
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : İki yıl içerisindeki emme tek bir emmeden ibaret olsa bu, (evlenmeyi) haram kılar.
HadisNo : 5676

Ravi : Abdullah İbnu Dinar
Hadis : Bir adam İbnu Ömer (ra)`e büyüğün emmesinden sormuştu. Şu cevabı verdi: "Bir adam Ömer (ra)`e gelip: "Benim, kendisine temasta bulunduğum bir cariyem vardı. Hanımım bunu önlemeye azmetti ve cariyeyi emzirdi ve bana da: "Sakın ha! Vallahi ben cariyeni emzirdim!" dedi. (Şimdi ne yapmalıyım?" diye) sordu. Babam Ömer ona şöyle cevap verdi: "Hanımım çatlat: Git cariyene temasta bulun. Çünkü (harama sebep olan) emme küçüklükte olan emmedir."
HadisNo : 5677


Ravi : Yahya İbnu Said
Hadis : Bir adam gelerek Ebu Musa (ra) hazretlerine şöyle bir soru sordu: "Ben hanımımın memesinden bir miktar süt emdim ve bu mideme kadar ulaştı. (Hanım bana haram mı oldu?)" Ebu Musa: "Ben hanımının sana haram olmasından başka bir şey görmüyorum!" dedi. Orada İbnu Mes`ud da vardır. Araya girip: "Adama verdiğin fetvaya bak!" dedi. O da: "Pekiyi, sen ne diyorsun?" dedi. İbnu Mes`ud: "İki yaş içerisinde olan emme için haram vardır!" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Musa (ra): "Şu alim, aranızda olduğu müddetçe bana bir şey sormayın!" dedi.
HadisNo : 5678

Ravi : Ümmü Seleme
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Evlenmeyi haram kılan emme, çocuk memede iken, barsağı yoracak kadar olan emmedir. Bu da, sütten kesmenin şer`i müddetinden önce olmalıdır."
HadisNo : 5679

Ravi : Ukhe İbnu`l-Haris
Hadis : Anlattığına göre, Ukbe, Ebu İhab İbnu Aziz`in kızı [Ümmü Yahya] ile evlenmişti. Kendisine [siyah] bir kadın gelerek: "Ben Ukbe`yi ve onun evlendiği kızı emzirmiştim!" dedi. Ukbe kadına: "Ben senin onu (gerçekten) emzirdiğini bilmiyorum. Bana (daha önce) söylemedin de!" dedi. [Ebu İhab ailesine gidip sordu. Onlar bilmediklerini söylediler. Ukbe bunun üzerine] bineğine atlayarak Resulullah (sav)`ı görmek üzere Medine`ye gitti. Aleyhissalatu vesselam: "(Süt kardeşi olduğunuz) söylendikten sonra nasıl beraberliğiniz devam eder? [Onu derhal bırak!]" buyurdular. Ukbe hemen hanımından ayrıldı. Kadın da başka koca ile nikah yaptı.
HadisNo : 5680


Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Anlattığına göre; kendisine, iki hanımı olan bir adamdan sorulmuş, "Bu adamın hanımlarından biri bir kızı, diğeri de bir oğlanı emzirmiştir. Acaba, bu kızla oğlan birbirlerine helal olur mu?" denmiştir. İbnu Abbas: "Hayır, çünkü erkeğin suyu birdir!" demiştir.
HadisNo : 5681


Ravi : Haccac İbnu Haccac
Hadis : Haccac İbnu Haccac, babası (ra)`tan anlatıyor: "Ey Allah`ın Resulü" dedim, "benden emmenin üzerimde kalan hakkını giderecek olan şey (kefaret) nedir?" "Erkek veya kadın bir köle (azadı)dır!" buyurdular."
HadisNo : 5682

Müebbed Haram Gerektirmeyen Durumlar Hakkında Hadisler

Müebbed Haram Gerektirmeyen Durumlar Hakkında Hadisler

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) hala ile teyzenin veya hala ile halanın aynı adamın nikahında birleştirilmesini mekruh addetti." [Bir rivayette: "Resulullah (sav), kadının halası veya teyzesi üzerine nikahlanmasını yasakladı" denmiştir.]
HadisNo : 5683


Ravi : Şa`bi
Hadis : Hz. Cabir (ra)`i dinledim, "Resulullah (sav) kadının halası veya teyzesi üzerine nikahlanmasını yasakladı" demişti.
HadisNo : 5684


Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sav) kadının halası üzerine, kadının teyzesi üzerine nikahlanmasını yasakladı." Ravi devamla dedi ki: "Biz, kadının babasının teyzesini de aynı makamda görürüz."
HadisNo : 5685

Ravi : Dahhak İbnu Firuz
Hadis : Babasından naklen diyor ki: "Ey Allah`ın Resulü," dedim. "Ben Müslüman olduğum zaman nikahımda iki kızkardeş vardı (ne yapalım?)" "Onlardan dilediğin birini boşa!" emrettiler."
HadisNo : 5686


Ravi : Kabisa İbnu Züeyb
Hadis : Hz. Osman (ra)`a bir adam: "Köle olan iki kızkardeş, bir kişinin nikahı altında birleştirilebilir mi?" diye sordu. Hz. Osman: "Onların bu şekilde nikahlanmasını bir ayet helal, bir ayet de haram kıldı. Ben ise, böyle bir şeyi yapmayı sevmem!" dedi. Adam Hz. Osman`ın yanından çıktı. Resulullah (sav)`ın ashabından bir kimseye rastladı. Bu meseleyi ona da sordu. O da; "Bana gelince, yetki benim elimde olsa, bunu yapan birini bulduğum takdirde ona mutlaka ibaretamiz bir ceza veririm!" dedi. İbnu Şihab rahimehullah: "Bu cevabı veren zatın Ali İbnu Ebi Talib (ra) olduğunu zannediyorum" dedi. İmam Malik: "Böyle bir sözü Zübeyr (ra)`in söylediği bana ulaştı" demiştir.
HadisNo : 5687

,
Ravi : Aişe
Hadis : Bir adam hanımını üç talakla boşadı. Kadınla bir başka adam evlendi, ancak bu adam da kadını temasdan önce boşadı. (Kadın tekrar önceki kocasına dönmek istemişti.) Resulullah (sav)`a bu hususta soruldu. "Hayır! İkincisi kadının balcığından tatmadıkça önceki tadamaz!" buyurdular.
HadisNo : 5688
,
Ravi : Zübeyr İbnu Abdirrahman İbnü`z-Zübeyr el-Kurazi
Hadis : Rifaa İbnu Simval, Resulullah (sav) zamanında, hanımını üç talakla boşadı. Ondan sonra kadın Abdurrahman İbnu`z-Zübeyr`le evlendi. Abdurrahman, kadına temaşa muktedir olmadığı için, ondan yüz çevirdi ve ayrıldılar. Kadını boşamış olan eski kocası Rifaa kadınla yeniden nikahlanmak istedi. Arzusunu Resulullah`a açtı. Aleyhissalatu vesselam Rifaa`ya onunla evlenmesini yasakladı. "Kadın balcığı tadıncaya kadar, sana helal olmaz!" buyurdu.
HadisNo : 5689

,
Ravi : Zeyd İbnu Sabit
Hadis : Anlattığına göre, kendisi bir cariyeyi üç kere boşayıp sonra satın alan bir adam hakkında "Bu cariye, bir başka kocaya varmadıkça ona helal olmaz" diyordu.
HadisNo : 5690

,
Ravi : İbnu Muhammed İbni İlyas
Hadis : İbnu Abbas, Ebu Hureyre ve İbnu`l-As (ra)`dan kocası tarafından duhulden (temastan) önce üç talakla boşanan bakire kız (bu ilk kocası ile yeniden nikah yapmak istese nasıl olur? diye) soruldu. Hepsi de: "Bir başka zevce ile evlenmedikçe eskisine helal olmaz!" dediler.
HadisNo : 5691

,
Ravi :
Hadis : Hz. Ali, Hz. Cabir ve Hz. İbnu Mes`ud (ra), Resulullah (sav)`ın "hülle yapana da hülle yaptırana da lanet ettiğini" anlattılar.
HadisNo : 5692

,
Ravi : Misver İbnu Mahreme
Hadis : Hz. Ali (ra) nikahı altında Fatıma (ra) olduğu halde Ebu Cehl`in kızına talib oldu. Bunu işiten Hz. Fatıma, Resulullah (sav)`a gelerek: "Kavmin, kızları için senin hiç gadablanmayacağını zannediyor. İşte Ali, Ebu Cehl`in kızıyla evlenecek!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam kalktı, minbere çıkti, şehadet getirdi ve şu hitabede bulundu: "Emma ba`d! Ben Ebu`l-As İbnu`r-Rebi`e (kızımı) nikahladım. Bana konuştu ve doğruyu söyledi [vadetti ve vaadini tuttu. Şurası muhakkak ki ben helal olanı haram kılmıyorum, haramı da helal kılmıyorum]. Fatıma benden bir parçadır. Onu üzen beni de üzer. Allah`a yemin olsun Resulullah (sav)`ın kızı Allah düşmanının kızıyla ebediyyen bir araya gelmeyecektir!" Ravi der ki: "Ali istemekten vazgeçti."
HadisNo : 5693

,
Ravi :
Hadis : Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav)`ın minberde şöyle söylediğini işittim: "Beni Hişam İbnu`l-Mugire ailesi, kızlarını Ali İbnu Ebi Talib`le evlendirmek için benden izin istiyor. Ben izin vermedim, vermiyorum ve vermeyeceğim! Ancak, Ebu Talib`in oğlu kızımı boşayıp, kızlarını almak isterse o başka! Şunu iyi bilin, Fatıma benden bir parçadır. Onu üzen beni de üzer, ona eziyet olan bana da eziyet olur."
HadisNo : 5694
,
Ravi : İbnu Şihab
Hadis : Abdullah İbnu Amir, Hz. Osman (ra)`a bir cariye hediye etti. Bu cariyeyi Basra`da satın almıştı ve onun kocası da vardı. Osman: "Ben ona yaklaşmam, onun kocası var!" dedi. Bunun üzerine İbnu Amir, kocasını razı etti ve cariyeden ayırdı.
HadisNo : 5695
,
Ravi :
Hadis : İmam Malik`e ulaştığına göre, "İbnu Abbas ve İbnu Ömer (ra)`e, nikahı altında hür bir kadın olduğu halde bunun üzerine bir cariye nikahlamak isteyen bir adam hakkında soruldu. Bunlar, adamın ikisini cemetmesini mekruh addettiler."
HadisNo : 5696

Müdebber Kılma - Mükatebe Yapma Hakkında Hadisler

Müdebber Kılma - Mükatebe Yapma Hakkında Hadisler

Ravi : Cabir
Hadis : Bir adam, kölesini "benden sonra hür olsun" diye azad etmişti. Sonradan ona ihtiyacı doğdu. Resulullah (sav) köleyi alarak: "Bunu benden kim satın alacak?" dedi. Nuaym İbnu Abdillah İbni`n-Nehham (ra) şu şu miktar fiyata satın aldı. Resulullah o parayı (köle sahibine) verdi.
HadisNo : 4178


Ravi : Nafi`
Hadis : İbnu Ömer (ra), kendine ait iki cariyeyi müdebber kıldı. Onlar müdebber oldukları halde İbnu Ömer onlara temasta bulunuyordu.
HadisNo : 4179

Ravi : Amr İbnu Şuayb (an ebihi an ceddihi)
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim kölesi ile yüz okiyye üzerinden mükatebe yapsa da, kölesi bunun on okiyyesi hariç hepsini ödese, yine de köledir."
HadisNo : 4180

Ravi :
Hadis : Ebu Davud`un bir rivayetinde şöyle buyurulur: "Mükateb, üzerinde bir dirhemlik borç kaldığı müddetçe köledir."
HadisNo : 4181


Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mükatebe karşı bir hadd işlenir (diyet almaya hak kazanırsa) veya mirasa mazhar olursa, (borcunu ödeyerek) hürriyetinden kazandığı miktarca onlara varis olur." Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Mükateb, ödediği hisse nisbetinde hür diyeti öder, geri kalanı köle diyetinden öder."
HadisNo : 4182

Ravi : Ümmü Seleme
Hadis : Resulullah (sav) bize buyurdular ki: "Sizden birinin mükatebetinin size hala ödeyeceği borcu varsa da, ona karşı örtünsün."
HadisNo : 4183

Ravi : Musa İbnu Enes İbn-i Malik
Hadis : Şirin, Hz. Enes`e mükatebe yapma talebinde bulundu. Hz. Enes çok zengindi, mükatebe yapmayı reddetti. Şirin Hz. Ömer (ra)`e başvurdu. Hz. Ömer, Enes (ra)`i çağırarak: "Şirinle mükatebe yap!" emretti. Enes (ra) yine kabul etmedi. Hz. Ömer, çubuğuyla Enes`e vurdu. Ve şu ayeti okudu: "Kölelerinizden hür olmak için bedel vermek (mukatebe yapmak) isteyenlerin, -onlardan bir iyilik görürseniz- bedel vermesini kabul edin" (Nur 33). Bunun üzerine Hz. Enes mukatebe yaptı.
HadisNo : 4184


Ravi : Aişe
Hadis : Berire mükatebe bedelini ödemede yardım istemeye geldi..."
HadisNo : 4185

Ravi : Aişe
Hadis : Nesai`nin rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "Berire (ra) kendi nefsinin hürriyete kavuşması için dokuz okiyye üzerine mükatebe yaptı. Her sene bir okiyye ödeyecekti. Resulullah (sav) onu, (hürriyetine kavuştuğu zaman) kocası ile beraberliğe devam etme veya boşanma hususunda muhayyer bıraktı, Kocası köle idi. Berire kendini (kocadan ayrılmayı) tercih etti. Urve der ki: "Kocası hür olsaydı, Aleyhissalatu vesselam Berire`yi muhayyer bırakmazdı."
HadisNo : 4186

Müddessir Suresi Hakkında Hadisler

Müddessir Suresi Hakkında Hadisler

Ravi : Ebu Said
Hadis : Resulullah (sav), Müddessir suresinin, "Onu sarp bir yokuşa sardıracağım" mealindeki 17. ayetinde geçen "sarp yokuş" kelimesini "Ateşten bir dağdır, kafir ona yetmiş yılda çıkar, çıktıktan sonra tekrar yetmiş yılda cehenneme geri iner. Böylece cehennemde ebediyyen azab çeker" diye açıklamıştır."
HadisNo : 849

Ravi : Cabir
Hadis : Yahudilerden bir kısmı, Hz. Peygamber (sav)`in bazı ashabına: "Peygamberiniz, cehennem bekçilerinin sayısını biliyor mu?" diye sordular. Onlar: "Şimdilik bilmiyoruz, kendisinden soralım!" diye cevap verdiler. İçlerinden biri Hz. Peygamber (sav)`e gelerek: "Ey Muhammed! Bugün ashabına galebe çalındı" dedi. Resulullah (sav): "Ne ile, nasıl galebe çaldılar?" diye sordu. "Yahudiler," dedi, onlara: "Peygamberiniz cehennem bekçilerinin sayısını biliyor mu?" diye sordu. "Peki ne cevap verdiler?" "Şimdilik bilmiyoruz, peygamberimizden soralım" dediler. Hz. Peygamber (sav): "Bir kavme bilmediği şey sorulursa, onlar da: "Bilmiyoruz, peygamberimize soralım deseler bu onlara galebe çalmak mı sayılır hiç? Fakat Yahudiler peygamberlerine (olmayacak şey sormuşlar): "Bize açıktan açığa Allah`ı göster!" demişlerdi. O Allah düşmanlarını bana getirin. Ben de onlara cennetin beyaz toprağından sarayım." dedi. Yahudiler geldiler ve: "Ey Ebu`l-Kasım, cehennemin bekçileri kaç tanedir?" dediler. Hz. Peygamber (sav) parmaklarıyla bir on, bir de dokuz göstererek "19" dedi. "Evet!" dediler. Resulullah (sav) da onlara: "Pekala cennetin toprağı nasıldır?" diye sordu. Bir ara sustular. Sonra: "Ey Ebu`l-Kasım, bize sen söyle!" dediler. Resulullah (sav): " Beyaz undan yapılmış ekmektir."
HadisNo : 850

Ravi : Enes
Hadis : Müddessir suresinin 56. ayetinde geçen, "O, kendisinden korkulmaya daha layık, bağışlamaya daha ehildir" ifadesini Hz. Peygamber (sav)`in şöyle tefsir ettiğini belirtir: "Cenab-ı Hakk (burada) buyuruyor ki: "Ben korkulmaya layığım, kim benden korkarsa, kendine bir başka ilah edinmesin, onu affetmeye de ben ehilim, (bir başkası affedemez)"
HadisNo : 851

Müçtehidin Sevabı Hakkında Hadisler

Müçtehidin Sevabı Hakkında Hadisler
Ravi : Amr İbnu`l-As
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hakim içtihad eder ve isabet ederse kendisine iki ücret (sevap) verilir. Eğer içtihad eder ve hata edese ona bir ücret vardır."
HadisNo : 4887

Ravi : Yahya İbnu Said
Hadis : Ebu`d-Derda, Selman-ı Farisi (ra)`ye: "Arz-ı Mukaddese`ye gel!" diye yazmıştı. Selman ona şöyle cevap yazdı: "Arz kimseyi takdis etmez. İnsanı mukaddes kılan şey amelidir. Bana ulaştığına göre, sen orada tabib kılınmışsın ve hastaları tedavi ediyormuşsun. Eğer tedavi edebiliyorsan ne mutlu sana. Eğer mütetabbib isen, insanları öldürüp cehennemlik olmaktan sakın!" Ebu`d-Derda (ra) iki kişi arasında hükmedince, onlar yanından ayrıldıkları vakit onlara bakar ve: "Vallahi mütetabbibdir. Bana geri donun. Kıssanızı bana iade edin (meselenizi iyice tetkik edeyim)!" derdi.
HadisNo : 4888

Mücadele Suresi Hakkında Hadisler

Mücadele Suresi Hakkında Hadisler


Ravi : Aişe
Hadis : Hamd o Allah`a dır ki, bütün sesleri işitir. Israrcı (mücadeleci) kadın Havle, Hz.Peygamber (sav)`i evinin yanında buldu. Resulullah (sav)`a birşeyler söylüyordu. Ama ne söylediğini işitmiyordum. Cenab-ı Hakk şu ayeti indirdi: "(Habibim) Zevci hakkında seninle direşip duran (nihayet halinden) Allah`a şikayet etmekte olan (kadın)ın sözünü umulduğu veçhile Allah dinlemiştir. Allah sizin konuşmanızı zaten işitiyordu. Çünkü Allah hakkıyla işitici, kemaliyle görücüdür" (Mücadele 1).
HadisNo : 817

Ravi : Havle bintu Malik İbni Sa`lebe
Hadis : Kocam Evs İbnu`s-Samit bana zıharda bulunmuştu. Derhal Hz. Peygamber (sav)`e şikayete geldim. Resulullah (sav)`a durumu arzedince bana: "Allah`tan kork, o senin amcaoğlundur" diye onun hakkında beni iknaya çalışıyordu. Ben ısrarıma devam ettim. Derken ayet nazil oldu, "(Habibim) zevci hakkında seninle direşip duran (nihayet halinden) Allah`a şikayet etmekte olan kadının sözünü umduğu veçhile Allah dinlemiştir..." (Mücadele, 1). Vahiy üzerine Resulullah (sav): "Kocan bir köle azad eder" buyurdu. Ben: "Onun kölesi yok!" dedim. Resulullah (sav): "Öyleyse ard arda iki ay oruç tutar" dedi. Ben tekrar: "Ey Allah`ın Resulü, kocam çok yaşlıdır, oruca tahammül edemez!" dedim. "Öyleyse",dedi, "altmış fakir doyursun!" "Onun elinde", dedim, "sadaka olarak verecek hiçbir şeyi yok, (nasıl altmış fakir doyuracak?)" "Öyleyse," dedi, "ona ben yardım edeyim. Şu bir arak hurmayı al götür!" "Ey Allah`ın Resulü", dedim, "diğer bir arak`ı da ben verip ona yardım edeyim." "Güzel söyledin", dedi, "git bunlarla ona bedel altmış fakiri doyur. Sonra da (eski nikahınla) amcaoğluna dön!" Ravi bir arakın altmış sa` miktarında bir ölçek olduğunu belirtti.
HadisNo : 818


Ravi : Ali
Hadis : "Ey iman edenler, siz Peygambere mahrem bir şey arzetmek istediğiniz vakit bu mahrem konuşmanızdan evvel sadaka verin. Bu sizin için daha hayırlı, daha temizdir. Fakat bulamazsanız şüphe yok ki Allah çok mağfiret edici, çok esirgeyicidir" (Mücadele, 12) mealindeki ayet nazil olduğu zaman Hz. Resulullah (sav) bana: "(Bu sadakanın) bir dinar olmasına ne dersin?" diye sordu. Ben: "Bu miktar çoktur, takat getiremezler" dedim. "Yarım dinara ne dersin?" dedi. "Ona da takat getiremezler" dedim. "Öyleyse ne kadar olsun?" dedi. "Bir kıl (ağırlığında altın) miktarı" dedim. "Sen de pek parasızsın!" dedi. Bunun üzerine şu ayet indi: "Mahrem konuşmanızdan evvel sadakalar vereceğinizden korktunuz mu? Çünkü işte yapmadınız. (Bununla beraber) Allah sizin tövbelerinizi kabul etti. O halde namazı kılın. Zekatı verin. Allah ve Peygamberine (diğer emirlerinde de) itaat edin. Allah ne yaparsanız hakkıyla haberdardır" (Mücadele, 13). Hz. Ali (ra) der ki: "Allah, benim sebebimle bu ümmetin mükellefiyetini hafifletti."
HadisNo : 819


Ravi : Ali
Hadis : Bu ayet ile benden başkası amel etmedi. (Rezin`in ilavesidir, İbnu Kesir kaydetmiştir (4, 326))
HadisNo : 820

Mübah Olan Kazançlar Hakkında Hadisler

Mübah Olan Kazançlar Hakkında Hadisler

Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Muhakkak ki yediğinizin en temizi kendi kesbinizden olandır. Muhakkak ki evladlarınız da kendi kesbinizdendir."
HadisNo : 5167

Ravi : Sa`d İbnu Ebi Vakkas
Hadis : Sanki Mudar kabilesine mensup uzun boylu bir kadın ayağa kalkıp: "Ey Allah`ın Resulü! Biz (kadın)lar babalarımız ve evladlarımız ve kocalarımız üzerine yüküz. Onların mallarında emirleri dışında, tasarrufu bize helal olan nedir?" diye sualde bulundu. Aleyhissalatu vesselam: "Size helal olan "taze"dir. Ondan hem yiyin, hem de hediye edin!" buyurdular." Ebu Davud der ki: "Tazeden maksad ekmek, sebze ve taze meyve gibi fazla kalınca bozulan yiyecekleridir."
HadisNo : 5168

Ravi : Aişe
Hadis : Ebu Süfyan`ın karısı Hind, (Bir gün gelerek) "Ey Allah`ın Resulü" dedi. "Ebu Süfyan cimri bir adamdır. Bana ve çocuğuma yetecek miktarda (nafaka) vermiyor. Durumu idare için, onun bilmez tarafından, almam gerekiyor! (Ne yapayım?)" Aleyhissalatu vesselam: "Örfe göre sana ve çocuğuna kifayet edecek miktarda al!" buyurdular."
HadisNo : 5169

Ravi : Kasım İbnu Muhammed
Hadis : Bir adam İbnu Abbas (ra)`a: "Yanımda bir devesi olan bir yetim var. Devesinin sütünden içebilir miyim?" diye sormuştu. İbnu Abbas şu cevabı verdi: "Eğer deve kaybolunca arıyor, katran vesairesini sürerek tedavisini yapıyor, su yalağını onarıyor, sulama gününde suyunu içiriyorsan yavruya zarar vermeden ve memeyi tamamen kurutmadan içebilirsin."
HadisNo : 5170

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Üzerine ücret almada en haklı olduğunuz şey Kitabullah`tır."
HadisNo : 5171

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Anlatıldığına göre, kendisine mushaf yazmanın ücreti hakkında sorulmuştu. Şu cevapta bulundu: "Bunda bir beis yok. Onlar, bu işte, ressam durumundadırlar, ellerinin emeğini yemektedirler." [Rezin tahric etmiştir.]
HadisNo : 5172


Ravi : Aişe
Hadis : Hz. Ebu Bekr (ra) halife seçildiği zaman: "Kavmim biliyor ki, benim mesleğim ailemin nafakasını te`minden aciz değildir. Ancak şimdi Müslümanların işleriyle meşgulüm. Bu sebeple Ebu Bekr`in ailesi beytü`l-malden yiyecek, o da Müslümanlar için çalışacak" dedi.
HadisNo : 5173

Ravi : Büreyde
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biz kimi bir işe tayin eder, bir rızık tahsis edersek, bu tahsis edilenden maada aldığı gulüldür (devlet malından hırsızlıktır)."
HadisNo : 5174

Ravi : Müstevrid İbnu Şeddad
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bize memur olursa, kendine bir zevce edinsin. Hizmetçisi yoksa bir de hizmetçi edinsin. Meskeni yoksa bir mesken edinsin." Hz. Ebu Bekr (radıyallahu anh) dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselamım şöyle buyurdukları bana haber verildi: "Kim bunun dışında bir şey edinirse, bu kimse haindir, hırsızdır."
HadisNo : 5175

Ravi : Abdullah İbnu Amr es-Sa`di
Hadis : Hilafeti sırasında Hz. Ömer`in yanına geldim. Hz. Ömer: "Bana haber verildiğine göre, sen Müslümanların işlerinden bir kısmını üzerine almışsın ve sana maaş verilince almaktan kaçınmışsın (doğru mu)?" diye sordu. Ben de: "Evet!" dedim. Bunun üzerine Hz. Ömer: "Bundan maksadın ne?" dedi. Ben de: "Benim atlarım var, kölelerim var (halim vaktim iyidir), hayır üzereyim. Ben maaşımın Müslümanlara sadaka olmasmı istiyorum" dedim. Hz. Ömer: "Hayır! Böyle yapma! Çünkü (bir ara ben de senin gibi düşünmüş), senin arzu ettiğin şeyi arzu etmiştim. Resulullah (sav) bana ihsanda bulunuyordu. Ben de: "Bu parayı ona benden daha çok muhtaç olan birine ver!" diyordum. Hatta bir seferinde (aleyhissalatu vesselam) yine bana mal vermişti. Ben yine: "Bunu, onu benden daha çok muhtaç olan kimseye ver!" demiştim. Aleyhissalatu vesselam: "Onu al, kendi malın yap, sonra tasadduk et! Bu maldan, sen talep etmeden, bekler vaziyeti almadan, gelen olursa onu al. Böyle olmayana gönlünü bağlama!" buyurdular."
HadisNo : 5176


Ravi : Vail İbnu Hucr
Hadis : Resulullah (sav) Hadramevt`te bulunan bir araziyi ikta` etti. O sırada Hz. Muaviye orada emir idi. Kendisine o araziyi bana vermesi için yazdı."
HadisNo : 5177

Ravi : Kesir İbnu Abdillah İbnu Amr İbni Avf el-Müzeni
Hadis : Babasından, o da ceddi (ra)`tan anlatıyor: "Resulullah (sav), Bilal İbnu Haris el-Müzeni`ye Kabaliyye madenlerini, yüksekte olanları ve alçakta olanlarıyla, (Necid`de bulunan) Kuds dağında ekine elverişli olan yerlerle birlikte ikta` kıldı. Ancak ona hiçbir Müslümanın hakkını vermedi. (Bu ikta` beratını) ona şöyle yazdı: "Bismillahirrahmanirrahim. Bu Allah`ın Resulü Muhammed`in Bilal İbnu`l-Haris`e verdiği(nin beratı)dır. Ona, el-Kabaliyye mıntıkasının, alçak ve yüksek (yerlerinin) madenlerini vermiştir." [Bir rivayette şu ziyade var: "(Medine`ye dört beridlik mesafede yer alan Zatu`n-Nusub ve (Necd`de yer alan) Kuds mevkiinin ekime elverişli olan kısmını da verdi. Hiçbir Müslümanın hakkını vermedi. (Bu berat metnini Resulullah`ın emriyle, katibi) Übey İbnu Ka`b yazdı."]
HadisNo : 5178


Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sav), Zübeyr (ra)`e atının koştuğu yer(e kadar olan mesafeyi) ikta` kıldı. (Şöyle ki): "Zübeyr atı (mecali kesilip) duruncaya kadar koşturdu. At durunca Zübeyr kamçısını attı. [Resulullah (sav):] "Kamçısının ulaştığı yere kadar (o mıntıkayı) ona verin" emrettiler.
HadisNo : 5179


Ravi : Amr İbnu Hureys
Hadis : Resulullah (sav) Medine`de yayını ile bir ev planı çizdi ve: "Sana daha da artırayım mı, artırayım mı?" diye sordu."
HadisNo : 5180

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) hacamat oldu ve haccama ücretini verdi. Eğer bu (hacamat ücreti) haram olsaydı vermezdi. Ayrıca efendisine konuştu, o da vergisini hafifletti.
HadisNo : 5181

r
Ravi :
Hadis : Resulullah (sav)`ın muhacir ashabından bir adamın anlattığına göre, Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Su, ot ve ateş."
HadisNo : 5182

Ravi : Esmer İbnu Mudarris
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir Müslümanm henüz ulaşmadığı (ot, odun, su, gibi) bir şeye önce ulaşan kimse ona sahip olur." Bunun üzerine halk çıkıp, (mubah şeyleri sahiplenmek maksadıyla) birbirleriyle hızlıca işaretleme yarışına girdiler.
HadisNo : 5183

Mürselat Suresi Hakkında Hadisler

Mürselat Suresi Hakkında Hadisler

Ravi : İbnu Abbds
Hadis : Mürselat suresinde geçen: "O (ateş), her biri sanki bir kasr (büyüklüğünde) kıvılcım atar" (32. ayet) mealindeki ayet hakkında şunu söyledi: "Biz kış için üç zira` boyunda veya daha küçük odun toplar, bunlara: "kasr" derdik. İbnu Abbas: Müteakiben gelen ... ayetinde geçen ... kelimesini de "Gemi halatlarıdır, (kuvvetli olmaları için) insanların belleri kalınlığına ulaşacak kadar kat kat edilmiş kalın halatlar" diye açıklamıştır.
HadisNo : 853

Mu minun Suresi Hakkında Hadisler

Mu minun Suresi Hakkında Hadisler

Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (a.s.)`a sorarak: Ey Allah`ın Resulü, "Rablerine dönecekleri için kalpleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler. O uğurda ileri geçerler" (Mü`minun, 60) ayetinde kastedilenler, şarap içenler, hırsızlık yapanlar mı? dedim. Bana: "Hayır ey Sıddik`in kızı. Aksine onlar, oruç tutup, sadaka verip, yaptıkları bu hayırların kendilerinden kabul edilmemesinden korkanlardır. (Baksana ayet ne buyuruyor): İşte onlar iyi işlerde yarış ederler" cevabını verdi.
HadisNo : 714


Ravi : Ebu Said el-Hudri
Hadis : "Ateş onların yüzlerini yalar, dişleri sırıtıp kalır" (Mü`minun 104) ayeti hakkında şu açıklamayı yapar: "Ateş yüzü kızartır ve üst dudak büzülür, öyle ki, başının ortasına kadar çekilir, alt dudak da aşagıya sallanır ve göbeğe kadar düşer."
HadisNo : 715

Mutallaka Ve Muhteleanın İddetleri Hakkında Hadisler

Mutallaka Ve Muhteleanın İddetleri Hakkında Hadisler

Ravi : Esma Bintu Yezid İbni`s-Seken el-Ensariyye
Hadis : Anlattığına göre, "Esma, Resulullah (sav) zamanında kocasından boşanmıştır. Ve o sıralarda boşanan kadın için henüz iddet bekleme hükmü yoktu. İşte bu sebeple, Esma boşanınca, Allah Teala Hazretleri, boşanan için iddet bekleme emrim indirdi."
HadisNo : 4187

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Allah Teala Hazretleri: "Boşanan kadınlar kendi kendilerine üç aybaşı hali beklerler" (Bakara 228) buyuruyor. Yine Allah Teala hazretleri: "Kadınlarınız arasında ay hali görmekten kesilenler ile ay hali görmemiş olanların iddetleri hususunda şüpheye düşerseniz, bilin ki, onların iddet beklemesi üç ay dır... (Talak 4). (Önceki ayet) bu ikinci ile neshedilmiş oldu. Keza Allah Teala hazretleri (birinci ayetten bazı hükümleri neshederek) buyurmuştur ki: "Mü`min kadınlarla nikahlanıp, onları, temasta bulunmadan boşadığınızda, artık onlar için size iddet saymaya lüzum yoktur. Kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest bırakın" (Ahzab 49).
HadisNo : 4188


Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Boşanan kadınlar kendi kendilerine üç aybaşı hali beklerler, eğer Allah`a ve Ahiret gününe inanmışlarsa, rahimlerinde Allah`ın yarattığını gizlemeleri kendilerine helal değildir, kocaları bu arada barışmak isterlerse, karılarını geri almakta daha çok hak sahibidirler" (Bakara 223) ayeti için der ki: "Bu ayete göre, erkek hanımını üç kere de boşasa ona dönmeye hakkı vardı. Bu hüküm şu ayetle neshedildi. "Boşanma iki defadır (Ondan sonrası) ya iyilikle tutmak, ya güzellikle salmaktır" (Bakara 229).
HadisNo : 4189

Ravi : Süleyman İbnu Yesar
Hadis : el-Ahvas, hanımını boşamıştı. Hanımı üçüncü hayızın kanama müddetinde iken Şam`da öldü. Hz. Muaviye (ra), Zeyd İbnu Sabit (ra)`e yazarak bunun hükmünü sordu. Zeyd cevaben şöyle yazdı: "Eğer kadın, üçüncü hayz`ın kanama devresine girmiş idiyse, kocadan tamamen ayrılmış, koca da ondan ayrılmıştır. Ne kadın, kocaya, ne de koca, kadına varis olamaz."
HadisNo : 4190

Ravi : Rebi Bintu Muavvız
Hadis : Anlattığına göre, Resulullah (sav) zamanında, kocasından muhala`a yoluyla ayrılmıştır. Resulullah (sav) da ona bir hayız müddetince iddet beklemesini emretmiştir (veya kadına... emredilmiştir).
HadisNo : 4191

Mutaffifin Suresi Hakkında Hadisler

Mutaffifin Suresi Hakkında Hadisler
Ravi : Ebu Hüreyre
Hadis : Hz. Peygamber (sav) buyurdu ki: "Kul bir hata yaptığı zaman kalbinde siyah bir iz meydana gelir. Eğer kişi, o hatadan nefsini uzaklaştırır, af taleb eder ve tevbede bulunursa kalbi cilalanarak (leke silinir). Bilakis, aynı günahı işlemeye devam ederse, kalpteki leke artırılır. Hatta bir zaman gelir, kalbi tamamen kaplar, işte bu durum Cenab-ı Hakk`ın: "Bilakis, onların irtikab edegeldikleri, kalplerini paslandırmıştır" (Mutaffifm 14) mealindeki ayette zikrettiği pasdır."
HadisNo : 859

Musiki Ve Eğlence Hakkında Hadisler

Musiki Ve Eğlence Hakkında Hadisler

Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav), benim yanımda iki cariye, Buas (savaşı ile ilgili hamasi) türküler söylerken çıkageldi. Gidip yatağın üzerine (yan üstü uzandı ve yüzünü de (aksi istikamete) çevirdi. Derken (babam) Hz. Ebu Bekr (ra) girdi. Derhal beni azarladı ve: "Resulullah`ın hane-i saadetlerinde şeytan çalgısı ha!" dedi. Bunun üzerine Resulullah (sav), ona yönelip: "Bırak onları (söylesinler!)" buyurdu. (Onlar sohbete dalıp, bizden) dikkatlerini çekince, ben cariyelere göz işareti yaptım, kalkıp gittiler." Hz. Aişe devamla der ki: "Bir bayram günüydü. Siyahiler, mescidde kılıç-kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben mi Resulullah (sav)`dan taleb etmiştim (bilemiyorum), yoksa o (kendiliğinden) mi, "Seyretmek ister misin?" buyurdular. Ben: "Tabii!" dedim. Kalktı, beni geri tarafına aldı yanağım yanağının üstünde olduğu halde durduk. "Ey Erfideoğulları göreyim sizi (oynayın)!" diyordu. Ben usanınca(ya kadar böyle devam ettik. Usandığımı farkedince): "Yeter mi?" buyurdular. Ben: "Evet!" dedim. "Öyleyse git!" dediler.
HadisNo : 4330


Ravi : Amr İbnu Sa`d
Hadis : Bir düğün sırasında Karaza İbn Ka`b ve Ebu Mes`ud el-Ensarî`nin yanına girdim, bir kısım cariyeler şarkı söylüyorlardı. Dayanamayıp: "Sizler Resulullah (sav)`ın Bedir ashabından olun da yanınızda şu iş yapılsın, olacak şey değil" dedim. Bunun üzerine onlar "dilersen bizimle dinle, dilersen git. Bize düğünde eğlenme ruhsatı verildi!" dediler.
HadisNo : 4331

Ravi : Muhammedi İbnu`l-Münkedir
Hadis : Bana ulaştığına göre, Allah Teala Hazretleri Kıyamet günü şöyle seslenecektir: "Kulaklarını eğlence ve şeytan çalgısından uzak tutanlar neredeler? Onları misk bahçelerine dahil edin!" Sonra Melaike aleyhimüssalatü vesselam`a seslenecek: "Onlara benim takdirlerimi duyurun ve haber verin ki, kendilerine artık ne korku var, ne de üzüntü!" [Rezin ilavesidir.]
HadisNo : 4332

Musafaha (Tokalaşma) Üzerine Hadisler

Musafaha (Tokalaşma) Üzerine Hadisler

Ravi : Katade
Hadis : Hz. Enes (ra)`a sordum: "Resulullah (sav)`in Ashabı arasında müsafaha var mıydı?" Bana: "Evet!" diye cevap verdi.
HadisNo : 3390

Ravi : Bera
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İki müslüman karşılaşıp musafahada bulununca, ayrılmalarından önce (küçük günahları) mutlaka affedilir."
HadisNo : 3391


Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Tirmizi`nin İbnu Mes`ud`dan kaydettiği bir diğer rivayette şöyle buyrulmuştur: "(Müsafaha etmek üzere mü`min kardeşin) elinden tutulması selamlaşma cümlesindendir."
HadisNo : 3392

Ravi : Ata el-Horasani
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Müsafaha edin ki, kalblerdeki kin gitsin, hediyeleşin ki birbirinize sevgi doğsun ve aradaki düşmanlık bitsin."
HadisNo : 3393

Mumtahine Suresi Hakkında Hadisler

Mumtahine Suresi Hakkında Hadisler

Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) kadınlarla biati (elle musafaha etmeden) sözle yapıyor ve şu ayette belirtilen şartları koşuyordu: "Allah`a hiçbir şeyi eş tutmamaları, hırsızlık yapmamaları, zina etmemeleri, evlatlarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında bir iftira düzüp getirmemeleri, (emredilecek) herhangi bir iyilik hususunda sana asi olmamaları.." (Mümtahine, 12). Hz.Peygamber (sav) eli, malik olmadığı hiçbir kadının eline asla değmedi. Kadınlar, bu şartları kendi sözleri ile ikrar edince, Hz. Peygamber (sav), "Artık gidin, sizinle biat ettik" derdi (ve musafahada bulunmadan onlarla biatını tamamlardı). Hayır, Allah`a yemin olsun, asla onun eli hiçbir kadının eline değmedi. Fakat kadınlarla sözle biat akdi yaptı.
HadisNo : 828

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : (Kadınlar biatıyla ilgili Ayette geçen), "Herhangi bir iyilik hususunda sana asi olmasınlar" şartı hakkında şunu söylemiştir: "Bu, Allah`ın kadınlara koşmuş bulunduğu bir şarttır."
HadisNo : 829

Muhtelif Nev`de Hakkında Hadisler

Muhtelif Nev`de Hakkında Hadisler

Ravi : Ebu Saidil-Hudri
Hadis : Bir gün Resulullah (sa) bize ikindi namazı kıldırdı. Sonra bir hutbede bulundu. Bu hutbede, kıyamet vaktine kadar olacak her şeyi bize haber verdi. Bunu belleyen belledi, unutan unuttu. Söyledikleri arasında şu da vardı: "Dünya caziptir, tatlıdır. Allah sizi buraya halife olarak göndermiştir, nasıl amel edeceğinize bakmaktadır. Aman uyanık olun! Dünyadan hacının, kadından hacının. Aman uyanık olun! Kimseyi, insanların korkusu, bildiği bir hakikati söylemekten alıkoymasın!" Ravi der ki: "(Bunu söyleyince) Ebu Said merhum ağladı. Sonra sözlerine devam etti: "Vallahi öyle şeyler gördük ki, korktuk. Resulullah`ın söyledikleri arasında şu da vardı: Haberiniz olsun! Kıyamet günü, her bir vefasız için vefasızlığı nisbetinde bir bayrak dikilecektir. Baş imamın (devlet reisinin) vefasızlığından daha büyük bir vefasızlık olmayacaktır. Onun bayrağı kıçının yanına dikilir." O günkü bellediklerimiz meyanında şu da vardı: Haberiniz olsun! İnsanoğlu çok çeşitli tabakalar halinde yaratılmıştır: Kimisi vardır, mü`min olarak doğar, mümin olarak yaşar, kafir olarak ölür. Kimisi vardır, kafir olarak doğar, kafir olarak yaşar, mü`min olarak ölür. Kimisi vardır, kafir olarak doğar, kafir olarak yaşar, kafir olarak ölür. Haberiniz olsun kimisi vardır yavaş öfkelenir, (öfkesinden) çabuk döner; kimisi vardır çabuk öfkelenir, çabuk döner; kimisi vardır, yavaş öfkelenir, yavaş döner. İşte bunlar birbirlerini dengeler. Haberiniz olsun onlardan bir kısmı vardır; çabuk döner, çabuk kızar. Bilesiniz bunların en hayırlısı ağır öfkelenen, çabuk dönendir; en erlileri de çabuk öfkelenip yavaş dönendir. İnsanlardan borcunu iyi ödeyen, (başkasındaki alacağını) iyi talep eden vardır. Kimisi de kötü öder, iyi talep eder; kimi de kötü talep eder, iyi öder, bunlar birbirlerini dengeler. Bilesiniz bir kısmı vardır kötü öder, kötü talep eder. Bilesiniz bunların en hayırlısı iyi ödeyen, iyi talep edendir; en kötüleri de kötü ödeyen, kötü talep edendir. Bilesiniz! Öfke ademoğlunun kalbinde bir kordur. Gözlerinin kızarmasını, avurtlarının şişmesini görmüyor musunuz! Kim, öfkeden bir başlangıç hissederse, yere yaslansın, (öfkesi geçinceye kadar öyle kalsın)." Ebu Said dedi ki: "Biz (bu sırada) gündüzün aydınlığı devam ediyor mu diye güneşe bakmaya başladık. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Haberiniz olsun! Dünyanın ömründen geçmiş kısmına nisbeten geri kalan kısmı, şu gününüzden geçen kısma nazaran geri kalan kısmına nisbeti gibidir."
HadisNo : 5935


Ravi : İyaz İbnu Hımar
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Rabbim, bugün bana öğrettiği şeylerden bilmediklerinizi size öğretmemi emretti. (Ve buyurdu ki): "Benim bir kula verdiğim bir mal helaldir. Ben bütün kullarımı hanif (=Müslüman, hakka taraftar) olarak yarattım. Ancak şeytanlar onlara gelip, (fıtri) dinlerinden alıp götürdüler, kendilerine helal kıldığım şeyleri haram kıldılar. Kendisine bir güç vermediğim şeyi bana şirk koşmalarını emrettiler." Allah Teala hazretleri arz ehline baktı ve Ehl-i Kitap`tan bir kısmı hariç onların Arap, acem hepsine öfkelendi ve dedi ki: "Ben seni imtihan etmek ve seninle de (başkasını) imtihan etmek üzere gönderdim. Sana, suyun yıkayıp (yok edemeyeceği) bir kitap gönderdim. Ta ki sen onu uyurken de uyanıkken de okuyasın!" Allah Teala hazretleri bana, Kureyş`i ateşe vermemi (onlarla savaşmamı) emretti. Ben: "Ey Rabbim, bu durumda onlar başımı yararlar ve bir ekmek parçısına çevirirler!" dedim. "Öyleyse, seni çıkardıkları gibi sen de onları (Mekke`den) çıkar! Onlara karşı gazada bulun da biz de sana yardım edelim; infakta bulun biz de sana infak edelim. Sen bir ordu gönder, biz de sana onun beş misli (yardımcı melek ordusu) gönderelim. Sana itaat edenlerle birlik ol, asikre karşı savaş!" buyurdu. Cennetlikler üç kısımdır: 1-Kuvvet sahibi, adaletli, sadaka veren ve muvaffak olanlar. 2-Bütün yakınlarına ve Müslümanlara karşı merhametli ve yumuşak kalpli olanlar. 3-İffetli, namuslu ve çoluk çocuk sahibi olanlar." Resulullah devamla dedi ki: "Cehennem ehli de beş kısımdır: 1-Aklı olmayan zayıflar. Bunlar, aranızda tabi olarak bulunurlar, hiçbir ehle ve mala tabi değildirler. 2-Tamahkarlığını izhar etmeyen hain kişiler. Böylesi, bir kapıyı çalsa mutlaka ihanet eder. 3-Akşam, sabah her fırsatta malın ve ehlin hususunda seni aldatan adamlar. 4-Cimrilik ve yalanı da zikretti. 5-Bir de kötü huylu kaba sözlü insan." Resulullah devamla buyudular ki: "Allah Teala hazretleri, bana mutevazi olmanızı emretti. Öyle ki, hiç kimse hiç kimseye karşı böbürlenmesin, hiç kimse hiç kimseye karşı tecavüzde bulunmasın."
HadisNo : 5936

Ravi : Ebu Ümame
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri her hak sahibine hakkını verdi. Öyleyse varis lehine vasiyet yoktur. Çocuk yatağa aittir, Zani için mahrumiyet vardır. Gerçek hesapları Allah`a aittir. Kim kendisini babasından başkasına nisbet eder veya hakiki velisinden başkasını veli gösterirse, kıyamet gününe kadar Allah`ın, laneti üzerine olsun." Resulullah devamla dedi ki: "Kadın, kocasının evinden onun izni olmadan (başkasına) infak edemez!" Kendisine: "Ey Allah`ın Resulü! Yiyecek de mi?" denildi. "Bu, mallarınızın en kıymetlisidir!" buyurdular. Sonra sözlerine şöyle devam ettiler: "Ariyet (olarak alınan sahibine) ödenir. Minha (olarak alınan sahibine) geri verilir. Borç ödenir, kefil olan borçlu sayılır."
HadisNo : 5937


Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Üzümü kerm diye isimlendirmeyin. "Vay şu dehrin mahrumiyet hüsranına!" diye kahırlı söz söylemeyin. Zira Allah`ın kendisi dehrdir."
HadisNo : 5938


Ravi : Vail İbnu Hucr
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Kerm demeyin, fakat ıneb ve habele (asma) deyin."
HadisNo : 5939

Ravi : Abdullah İbnu Habeşi
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Kim bir sidre ağacını keserse, Allah onun başını cehenneme uzatır." [(Bu hadis hakkında kendisine sorulunca) Ebu Davud şu cevabı vermiştir: "Bu hadis muhtasardır. Manası şudur: "Kırda bayırda yolcuların ve hayvanların gölgesinden istifade ettikleri bir sidre ağacını, o ağaçta herhangi bir hak sahibi olmayan bir kimse, haksız olarak keserse Allah onun başını cehenneme uzatır" demektir."]
HadisNo : 5940


Ravi : Hasan İbnu İbrahim
Hadis : Hişam İbnu Urve`ye sidre ağacının kesilmesi hakkında (caiz mi, değil mi diye) sordum. Bu sırada Urve`nin kasrına dayalı vaziyette idi, şöyle cevap verdi: "Şu kapıları, kapı kanatlarını hep görmüyor musun? Bunların hepsi Urve`nin sidre ağacındandır. Urve onu tarlasından kesmiş ve: "Bunda bir beis yok!" demişti." [Bir başka rivayete göre, Hişam, soru sahibi Hasan İbnu İbrahim`e cevabında şöyle devam etmiştir: "Ey Iraklı! Bu (yasak hikayesi, senin getirdiğin bir bid`adır." Hasan İbnu İbrahim, Hişam`a: "Hayır bid`a sizin canibinizden geldi. Ben Mekke`de şöyle söyleyeni işittim: "Allah sidre ağacını kesen kimseye lanet etsin!"
HadisNo : 5941


Ravi : Cabir
Hadis : Yanlarında yüzü dağlanarak en vurulmuş bir merkep olduğu halde Resulullah (sa)`a uğrayanlar oldu: "Bunu böyle enleyenlere Allah lanet etsin!" buyurdular ve yüze vurmaktan ve yüze enlemekten nehyettiler.
HadisNo : 5942

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sa), yüzünden enlenmiş bir merkeb görmüştü, bunu uygun bulmadığını belirtti ve: "Allah`a yemin olsun! (Ben olsaydım) eni bu hayvanın yüzünün en uzak noktasına vururdum!" buyurdu. Sonra emir verdi, kendi merkebinin sağrılarına en vuruldu. Böylece sağrıları ilk dağlayıp (en vuran) Aleyhissalatu vesselam oldu.
HadisNo : 5943


Ravi : Enes
Hadis : Abdullah İbnu Ebi Talha`yı, tahnik ediversin diye Resulullah (sa)`a götürdüm. Onu elinde en vurma şişi olduğu halde zekat develerini enlerken buldum."
HadisNo : 5944

Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Karanlık çöktüğü zaman çocuklarınızı dışarı salmayın. Çünkü şeytanlar bu esnada her tarafa yayılırlar. Yatsı vaktinden bir müddet geçince, onları serbest bırakın. Kapını kapa, Allah`ın ismini zikret. Kandilini söndür, Allah`ın ismini zikret. Yemek kabının ağzını kapa ve Allah`ın ismini zikret, (kapayacak birşey bulamadığın takdirde [çubuk gibi] herhangi bir şeyi üzerine uzatıp koymak suretiyle de olsa (bunu yap)! Zira şeytan, kapalı kapıyı açamaz. Kandilleri söndürün, zira fasıkçık (fare), olur ki, fitili çeker de ev halkını yakar."
HadisNo : 5945

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Bir fare gelerek çektiği bir fitili Resulullah (sa)`ın önüne, üzerinde oturmakta olduğu hasır minderin üstüne bırakıp gitti. Fitil, hasırdan bir dirhem kadar bir yer yaktı. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Uyuyacağınız zaman kandillerinizi söndürün. Zira şeytan, böylelerine rehberlik edip böylesi işler yaptırarak sizi yakar" buyurdular.
HadisNo : 5946


Ravi : Ebu Musa
Hadis : Medine`de bir ev, geceleyin aile halkı içinde olduğu halde yandı. Durumları Aleyhissalatu vesselam`a haber verilmişti: "Bu ateş var ya! Sizin düşmanınızdır. Uyuduğunuz zaman onu söndürün de size zarar vermesin." buyurdular.
HadisNo : 5947


Ravi : Ali İbnu Ömer İbni Ali İbni`l Hüseyin İbni Ali
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Ayaklar çekildikten sonra (evlerden dışarı) çıkmayı azaltın. Çünkü Allah Teala hazretlerinin birkısım hayvanatı vardır, bu saatten sonra (yuvalarından çıkıp) ortalığa yayılırlar."
HadisNo : 5948


Ravi : Rafi İbnu Hadic
Hadis : Resulullah (sa) Medine`ye geldiğinde Medineliler hurma telkih ediyorlardı: "Ne yapıyorsunuz?" diye onlara sordu. Medineliler: "Bu, eskiden beri yapmakta olduğumuz bir şey!" deyip (açıkladılar). Aleyhissalatu vesselam da: "Eğer bunu yapmasanız belki de sizin için daha iyi olur!" buyurdular. Bunun üzerine Medineliler o işi bıraktılar. Hurma ağaçları (o yıl çağla) döktü (ve meyve tutmadı). Durum Aleyhissalatu vesselam`a haber verilince şöyle buyurdular: "Bilin ki, ben bir beşerim. Size dininizle ilgili bir emirde bulunursam onu derhal alın. Eğer kendi re`yime dayanan bir şey emredersem, bilin ki ben bir insanım!"
HadisNo : 5949

Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Horozların öttüğünü işittiğiniz vakit, Allah`tan lütuf ve ikramını talep edin. Zira onlar bir melek görmüştür. Merkebin anırmasını işittiğiniz zaman şeytandan Allah`a sığının. Çünkü o da bir şeytan görmüştür."
HadisNo : 5950


Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Geceleyin köpeklerin havlamasını ve merkeplerin anırmasını işittiğiniz zaman, şeytandan Allah`a sığının. Çünkü onlar, sizlerin görmediklerinizi görürler."
HadisNo : 5951


Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "İyne usulüyle alış-verişte bulunur, sığırların peşine düşer, ziraate razı olur ve cihadı da terkederseniz, Allah size öyle bir zillet verir ki, dininize tekrar rücu etmedikçe o zilleti kaldırmaz."
HadisNo : 5952

Ravi : Ebu Ümame
Hadis : Resulullah (sa)`ın saban ve diğer bir ziraat aleti görünce: "Bunun girdiği bir eve, Allah mutlaka zillet de sokar" dediğini işittim.
HadisNo : 5953


Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sa) Kisra`ya ve Necaşi`ye -bu Necaşi, üzerine cenaze namazı kıldığı Necaşi değildir- ve bütün inatçı cebbarlara, onları aziz ve celil olan Allah`a davet eden mektuplar yazdı.
HadisNo : 5954

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sa) Kisra`ya mektubunu göndermişti. Kisra, mektubu okuyunca yırttı. Aleyhissalatu vesselam da "paramparça olmaları için" beddua etti.
HadisNo : 5955

Ravi : Üsame İbnu Zeyd
Hadis : Resulullah (sa), üzerinde semer bulunan bir merkebe bindi, altında Fedek kadifesi vardı. Üsameyi de arkasına aldı. Beni`l-Haris İbnu`l-Hazrec`te oturan Sa`d İbnu Ubade (ra)`ye, Bedir Savaşı`ndan önce geçmiş olsun ziyaretine gitti. Beraberce giderken, aralarında Abdullah İbnu Ubey İbnu Selül`ün de bulunduğu bir cemaate rastladılar, oturuyorlardı. Abdullah İbnu Ubey o sırada henüz Müslüman olmamıştı. Cemaatte Müslümanlar, müşrikler, putperest olanlar, Yahudiler, Müslümanlar karışık vaziyette idi. Bu cemaatte Abdullah İbnu Ravaha (ra) da vardı. Onlara Resulullah`ın bindiği merkebin kaldırdığı toz isabet edince, Abdullah İbnu Ubey burnunu örtüsüyle sarıp: "Bizi toz içinde bırakma!" diye homurdandı. Resulullah (sa) cemaate selam verip durdu. Merkepten inip onları Allah`a davet etti, onlara Kur`an okudu. Abdullah İbnu Ubey, Aleyhissalatu vesselam`a: "Be adam! Bundan daha güzel birşey yok. Eğer söylediğin hak ise, bizim cemaatimizi rahatsız etme, evine dön! Kim sana gelirse ona anlat!" dedi. Bunun üzerine Abdullah İbnu Ravaha da: "Evet ey Allah`ın Resulü! Sen bizim toplantılarımıza gel! Zira biz bunu istiyoruz!" dedi. Bundan sonra Müslümanlar, müşrikler ve Yahudiler aralarında atıştılar. Nerdeyse birbirleriyle kapışacaklardı. Resulullah (sa) onları yatıştırmak için gayret sarfetti ve sustular. Resulullah da bineğine atlayarak yoluna devam etti ve Sa`d İbnu Ebi Vakkas`ın yanına gelip evine girdi. Aleyhissalatu vesselam ona: "Ey Sa`d! Ebu Hubab`ın ne dediğini işittin mi?" dedi. Ebu Hubab`la Abdullah İbnu Ubey`i kastediyordu. "Şöyle şöyle söyledi" buyurdu. Sa`d İbnu Ubade: "Ey Allah`ın Resulü! Onu affet, Sana Kitab`ı gönderen Zat-ı Zülcelal`e kasem olsun, Allah`ın sana indirdiği Hak geldiği zaman, bu beldenin ahalisi, ona taç giydirmeye, sarık sarmaya ittifak etmişlerdi. Allah Teala hazretleri sana verdiği bu hakikatla onun başa geçmesini engelleyince, bu onun boğazına takıldı. İşte, şahid olduğun densizliği ona yaptıran da budur!" dedi. (Bu açıklama üzerine) Resulullah onu bağışladı. Resulullah (sa) ve ashabı, müşrikleri ve Ehl-i Kitabı Allah`ın emrettiği üzere bağışlıyorlar, onların eza ve cefalarına sabrediyorlardı. Allah Teala hazretleri şöyle buyurmuştu: "Muhakkak siz, malınızda ve canınızda imtihan olunacaksınız ve sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanlardan ve Allah`a ortak koşanlardan pek çok incitici sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takvaya sarılırsanız, işte bu, uğrunda azim ve sebat edilmeye değer işlerdendir" (Al-i İmran 186). Rab Teala bir başka ayet-i kerimede de şöyle buyurmuştur: "Kitap ehlinden çoğu, imanınızdan sonra sizi tekrar inkara döndürmek isterler. Bu, kendilerine hak iyice belli olduktan sonra nefislerinde duydukları kıskançlık yüzündendir. Allah`ın emri gelinceye kadar onlara aldırış etmeyin ve onları kınamayın. Muhakkak ki, Allah her şeye hakkıyla kadirdir" (Bakara 109). Resulullah (sa), Allah`ın buradaki emrini afla te`vil ediyordu. Bu hal Allah`ın onlarla (savaşa) izin vermesine kadar devam etti. (İzin gelince) Aleyhissalatu vesselam Bedir Gazvesi`ni yaptı. (Bu savaşta) Allah Teala hazretleri Kureyş`in ileri gelenlerinin canlarını aldı. Aleyhissalatu vesselam ve ashabı zafer ve ganimet elde ederek ve Kureyş`in ileri gelenlerini de esir alarak döndüler. Abdullah İbnu Ubey İbni Selül ve beraberindeki putperest müşrikler: "Bu (islam) hadisesinin artık talihi döndü!" dediler. Resulullah (sa)`a islam üzere biat ettiler ve Müslüman oldular.
HadisNo : 5956
Ravi : Halid İbnu Ma`dan
Hadis : Muaviye İbnu Ebi Süfyan (ra)`a (hilafeti esnasında) Mikdam İbnu Ma`dikerb, Amr İbnu`l-Esved ve Kınnesrin ahalisinden Beni Esedli bir adam bir heyet halinde geldiler. Hz. Muaviye, Mikdam`a: "Hasan İbnu Ali (ra)`nin vefat ettiğini biliyor musun?"dedi. Haberi işiten Mikdam "İnna lillah ve inna ileyhi raciun!" diyerek (üzüntüsünü ifade etti.) Ona falan (Muaviye): "Bunu bir musibet mi addediyorsun?" dedi. Mikdam: "Niye musibet addetmiyeyim? Resulullah (sa) onu kucağına almış "Bu bendendir. Hüseyin ise Ali (ra)`dendir!" buyurmuştu dedi. Beni Esed`den olan adam da (Hz. Muaviye`ye yaranmak için, Hz. Hasan`ın ölümünü bir fitnenin sönmesine teşbihen): "Allah bir ateşi söndürdü!" diye söze karıştı. Mikdam: "Bugün ben, seni kızdırmaya ve hoşlanmadığın şeyleri sana duyurmaya devam edeceğim!" dedi. Sonra şöyle seslendi: "Ey Muaviye! Eğer doğru söylersem beni tasdik et, yalan söylersem beni tekzib et!" Hz. Muaviye (ra): "Pekala öyle yapacağım" dedi. Mikdam: "Allah aşkına söyle! Resulullah (sa)`ın altın takınmayı yasakladığını işittin mi?" dedi. Hz. Muaviye: "Evet!" dedi. Mikdam: "Allah aşkına söyle! Resulullah`ın ipek giymeyi yasakladığını biliyor musun?" diye sordu. Hz. Muaviye: "Evet biliyorum!" dedi. Mikdam tekrar sordu: "Allah aşkına söyle! Resulullah (sa)`ın vahşi hayvan derisini giymeyi, üzerlerine binmeyi yasakladığını biliyor musun?" Muaviye yine: "Evet biliyorum!" diye cevapladı. Hz. Muaviye`nin bu sözü üzerine Mikdam dedi ki: "Allah`a kasem olsun ey Muaviye, bütün bunları ben senin evinde gördüm." Hz. Muaviye şu cevabı verdi: "Ey Mikdam, anladım ki senin elinden bana kurtuluş yok (söylediklerinin hepsi doğru)!" Halid (İbnu Velid) der ki: "Hz. Muaviye, Mikdam (ra)`a diğer iki arkadaşına (Amr İbnu`l-Esved ve Esedli adam) nazaran daha çok ihsan ve atada bulunulmasını emretti. Ayrıca (Mikdam`ın) oğluna (beytü`l-malden) iki yüz (dirhem) tahsisatta bulundu. Mikdam ise (Hz. Muaviye`nin verdiği) ihsanları arkadaşlarına dağıttı. Esedli ise aldıklarından kimseye birşey vermedi. Bu durum Hz. Muaviye`ye ulaşınca: "Mikdam kerem sahibi cömert birisidir. Elini açmıştır. Esedli adam ise malik olduğu şeyi iyi tutan birisidir" dedi.
HadisNo : 5957

Ravi : Abdullah İbnu Amr el-Huzai
Hadis : Abdullah İbnu Amr el-Huzai, babası (ra)`ndan naklediyor: "Resulullah (sa), Fetih`ten sonra beni çağırdı ve benimle, Mekke`ye Ebu Süfyan`a, Kureyşliler arasında dağıtması için, biraz mal göndermek istedi. Bana: "Kendine bir arkadaş ara!" buyurdu. Derken bana Amr İbnu Umeyye ed-Damri geldi ve: "Duydum ki, sen Mekke`ye gidecekmişsin ve yanına bir arkadaş arıyormuşsun!" dedi. "Evet!" dedim. "Ben sana arkadaşım!" dedi. Ben hemen Resulullah (sa)`a gelip: "Kendime bir arkadaş buldum!" dedim. "Kim?" buyurdular. "Amr ibnu Ümeyye`dir!" dedim. "O, kaVminin yöresine gelince ona karşı müteyakkız ol! Çünkü evvel adam şöyle demiş: "Bekri arkadaşına güvenme!" buyurdular! Derken yola çıktık. Ebva`ya kadar geldik. Amr: "Benim, kavmimle bir işim var. Beni burada biraz beklemeNİ arzu ediyorum!" dedi. Ben de: "işin rastgelsin!" dedim. Ayrılınca, Resulullah (sa)`ın sözünü hatırlayıp devemi hızlandırdım. (Ebva`dan) çıkıp deveyi hızlı yürümeye zorladım. Ezafir`e gelince, Amr`ın bir grup adamla karşımdan geldiğini gördüm. Devemi daha da hızlandırdım ve onu geçtim. Kendine hedef olmaktan kurtulduğumu anlamıştı, yanındakiler geri döndü. Amr (tek başına) bana yetişti ve: "Kavmimle bir işim vardı! (İşimi görüp bitirdim)" dedi. Ben de: "Pekala!" dedim. Yolumuza devam edip Mekke`ye geldik. Ben emanet malı Ebu Süfyan (ra)`a teslim ettim." [Hadisin senedi zayıftır]
HadisNo : 5958


Ravi : Hemmam İbnu Münebbih
Hadis : Ebu Hureyre (ra) bize pekçok hadis söylemişti. (Bir defasında) şöyle dedi: "Resulullah (sa) buyurdular ki: "Sizden önce yaşayanlardan bir adam bir kimseden bir akar satın aldı. Bu akarı satın alan kimse, orada, içinde altın bulunan bir küp buldu. Satana gelip: "Altınını al! Ben senden akarı satın aldım, altını satın almadım!" dedi. Satan da: "Ben sana araziyi içinde bulunan herşeyiyle birlikte sattım!" dedi. (Anlaşamayınca) bir adamı hakem tayin ettiler. Adam (onları dinledikten sonra): "Sizin çocuklarınız var mı?" dedi. Onlardan biri: "Oğlum var", diğeri de "kızım var!" dedi. Hakem: "Oğlanla kızı evlendirin! Bu paradan ikisi için harcayın ve tasaddukta bulunun" dedi.
HadisNo : 5959

Ravi : İbnu Ömer
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "İnsanları, içinde binmeye mahsus tek hayvan olmayan yüz develik bir sürü gibi bulursun."
HadisNo : 5960

Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Mürar yoluna kim çıkacak? Gerçekten ondan, günah olarak, Beni İsrail`den affedilen kadar günah affedilecek!" Oraya ilk çıkan Beni Hazrec`ten bizim süvarimiz oldu. Sonra herkes peşpeşe oraya geldi. Aleyhissalatu vesselam: "Kızıl devenin sahibi [olan bedevi] hariç hepiniz mağfirete erddiniz" buyurdular. Biz adamın yanına gelip: "Gel! sana da Resulullah istiğfarda bulunuversin!" dedik. O ise bir yitiğini arıyordu. "Yitiğimi bulmam, benim için, arkadaşınızın istiğfarından hayırlıdır!" dedi.
HadisNo : 5961


Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "İslam`ın değirmeni otuz beş veya otuz altı veya otuz yedi (yıl) döner. Eğer, (dini terkederek kendilerini) helak ederlerse, daha önce helak olanların yolunu tutmuş olurlar. Dinleri ayakta kalırsa, onlar için yetmiş yıl ayakta kalır!" Ben dedim ki: "(Bu yetmiş yıllık müddet) zikri geçen (otuz beş yıllık müddet)ten sonra mı başlayacak, yoksa geçen kısım buna dahil mi?" "Mezkur müddet buna dahildir!" buyurdular.
HadisNo : 5962


Ravi : Sa`d İbnu Ebi Vakkas
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Ümid ederim ki Allah, ümmetimi Rabbinin nezdinde yarım gün te`hirden aciz kılmayacaktır." Sa`d`a: "Yarım gün ne kadardır?" diye sorulmuştu. "Beş yüz yıl" diye cevap verdi.
HadisNo : 5963


Ravi : İsa İbnu Vakid
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Yüz seksen (hicri) yılı gelmiş olsaydı, ümmetime bekarlık ve dağların başlarında ruhbanlığı helal kılardım." [Rezin tahric etmiştir.]
HadisNo : 5964


Ravi : Ümmü Seleme
Hadis : Resulullah (sa) fareye fuveysika der ve şunu ilave ederdi: "Ben bunu meshe uğramışlardan biliyorum. Çünkü o, kendisine (içmesi için) deve sütü konulsa onu içmez. Ama koyun sütü verilse onu içer." [Rezin tahriç etmiştir. Buhari`de kaydedilmiştir (Bed`ü`l-Halk 15; Müslim, Zühd 62, (2997)]
HadisNo : 5965

Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Ey Allah`ın Resulü! Maymun ve domuzlar Allah Teala`nın mesh ettiği insanlardan mı?" diye sorulmuştu. Şu cevabı verdi: "Allah Teala hazretleri bir kavmi helak etti mi ona nesil (devam) vermez. Maymun ve domuzlar daha önce de vardı."
HadisNo : 5966

Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sa) (bir gün): "Aranızda muğarribler görüldü mü?" diye sordu. Ben: "Muğarribler de ne?" dedim. "Onlar kendilerine cinlerin iştirak ettikleri kimselerdir!" buyurdular.
HadisNo : 5967


Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Badiyede (kırda, sahrada, köyde) yaşayan kabalaşır, av peşinden koşan gaflete düşer. Sultanın kapısına gelen fitneye düşer. Kişi sultana yakınlığı artırdığı nisbette Allah`tan uzaklaşır."
HadisNo : 5968


Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Ömrün biraz uzarsa ellerinde sığır kuyruğu gibi birşeyler taşıyan birtakım insanları çok geçmeden göreceksin. Onlar Allah`ın gadabına uğrayarak sabaha ererler, Allah`ın nefretine uğrayarak akşama ererler." Resulullah bir başka rivayette de: "Ateş ehlinden iki sınıf vardır, henüz onları görmedim: Yanlarında sığır kuyruğu gibi birşeyler taşıyıp onu insanlara vuran insanlar; giyinmiş, çıplak kadınlar ki bunlar Allah`a taatten dışarı çıkmışlardır. Bunlar, başkalarını da baştan çıkarırlar. Başları deve hörgücü gibidir. Bu kadınlar cennete girmek şöyle dursun, kokusunu dahi almazlar. Halbuki onun kokusu şu şu kadar uzak mesafeden duyulur" buyurdular.
HadisNo : 5969


Ravi : Semüre İbnu Cündüb
Hadis : Resulullah (sa) derinin iki parmak arasında dilinmesini yasakladı.
HadisNo : 5970

Ravi : Aişe
Hadis : Ben Resulullah`ın kimseyi dinden başka bir şeye nisbet ettiğini görmedim.
HadisNo : 5971

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sa) (namazda) emrolunduğu yerde açıktan okudu, emrolunduğu yerde sükut etti (gizli okudu). "Ve senin Rabbin unutkan değildir" (Meryem 64); "Andolsun ki, Allah`ın Resulü`nde sizin için (her hususta) güzel bir örnek vardır" (Ahzab 21).
HadisNo : 5972

Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Ben size (kendiliğinden) ne bir şey veriyor, ne de sizi bir şeyden menediyorum. Ben sadece bir memurum (Allah`ın emrine göre veriyorum)." Bir rivayette de şöyle demiştir: "Ben (sadece, emre uygun şekilde) taksim ediyicim, emredildiğim yere koyarım."
HadisNo : 5973


Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sa) (Allah`ın emir ve yasaklarını tebliğ eden) memur bir kul idi. Bize (Al-i Beytine) insanlardan ayrı olarak üç şey dışında hiçbir tefrikte bulunmadı. O üç şey de şunlardır: Abdesti mükemmel yapmamızı emretti. Sadaka yemememizi emretti. Merkebi at üzerine aşırmamamızı emretti."
HadisNo : 5974

Ravi : Abdullah İbnu Amr İbni`l-As
Hadis : Resulullah (sa) bize (bazan) sabah oluncaya kadar Beni İsrail kıssası anlatırdı. Anlatma işini farz namaz için kalkınca bırakırdı.
HadisNo : 5975

Ravi : Alkame İbnu Abdillah
Hadis : Resulullah (sa) Müslümanlar arasında (tedavülü) caiz olan sikke (dökülmüş paraların) bir kusur olmadan kırılmasını yasakladı.
HadisNo : 5976

Ravi : Enes
Hadis : Bir adam Resulullah (sa)`a gelerek: "Hayvanımı bağlayarak mı yoksa serbest bırakarak mı Allah`a tevekkül edeyim?" diye sormuştu. Ona: "Bağla ve tevekkül et!" buyurdu.
HadisNo : 5977


Ravi : İbrahim Nehai
Hadis : Dahhak İbnu Kays, Mesruk`u işçi olarak kullanmak istemişti. Umare tu`bnu Ukbe ona: "Hz. Osman (ra)`ın katillerinden baki kalmış bir adamı isti`mal mi edeceksin?" dedi. Mesruk rahimehullah da ona: "Abdullah İbnu Mes`ud (ra) bana rivayet etti: "Resulullah (sa) baban Utbe`yi öldürmek istediği zaman, (baban); "Çocuklara kim hami olacak?" dedi. Aleyhissalatu vesselam da; "Ateş" buyurdular. Senin için Resulullah`ın (münasib görüp) razı olduğuna ben de razıyım!" dedi.
HadisNo : 5978


Ravi : Huzeyfe
Hadis : Necran`ın iki sahibi Seyyid ve Akib, Resulullah (sa)`a geldiler. Onunla mülaane yapmak istiyorlardı. Bunlardan biri arkadaşına: "Bunu yapma! Eğer (Muhammed gerçek) bir peygamberse ve bize lanette bulunursa biz bir daha felah bulamadığımız gibi, bizden sonra gelecek nesiller de iflah olmazlar!" dedi. Resulullah`a gelip: "Biz sana istediğini vereceğiz, bizimle emin birini gönder. Bizimle emin olmayanı gönderme!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Ben sizinle gerçekten hakkıyla emin bir adam göndereceğim" buyurdu. Bunun üzerine Resulullah`ın ashabı (bu övülen şahıs olabilmek için) ona yaklaştı. Aleyhissalatu vesselam: "Ey Ebu Ubeyde İbnu`l-Cerrah, sen kalk!" emretti. Ebu Ubeyde kalkınca, Resulullah (sa): "İşte şu, bu ümmetin eminidir!" buyurdular.
HadisNo : 5979

Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "Şeytanlar için develer vardır. Şeytanlar için evler vardır. Şeytanlara ait develere gelince, ben, onları gördüm. (Şöyle ki): Biriniz, yedeğinde, iyi beslediği seçkin develerle (yola) çıkar, bunlardan hiçbirine binmez. Yol esnasında yürümekten kesilmiş (bir din) kardeşine rastlar, devesine onu da almaz (işte bu develer şeytana aittir, çünkü gösteriş ve tefahur için beslenmiştir). Şeytana ait evlere gelince, onların, (müreffeh) inşalar tarafından (seyahata çıkınca kullanılan ve) ipeklerle örtülmüş kafeslerden (hevdeç) başkası olmadığını zannediyorum."
HadisNo : 5980

Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "(Kıtlık) senesi, yağmurun yağmadığı (sene) değildir. Asıl kıtlık senesi, yağmur bol bol yağdığı halde yerin hiç birşey bitirmediği senedir."
HadisNo : 5981


Ravi : Abdillah İbni`ş-Şihhir
Hadis : Mutarraf İbnu Abdillah İbni`ş-Şihhir, babasından naklen diyor ki: "Resulullah (sa) buyurdular ki: "Ademoğlunun misali, yanibaşında doksan dokuz tane (öldürücü) belanın bulunmasına benzer. Bu belalardan kurtulmuş olsa bile, sonunda ölünceye kadar çekeceği düşkünlük hali yakalayacaktır."
HadisNo : 5982

Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sa) buyurdular ki: "İki (büyük) nimet vardır, insanların çoğu onlar hususunda aldanmıştır: Sıhhat. Ve boş vakit!"
HadisNo : 5983


Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Müseylime-i Kezzab, Resulullah (sa) zamanında [Medine`ye] geldi ve: "Eğer Muhammed bu işi (hilafeti) kendinden sonra bana bırakırsa ben ona tabi olurum" demeye başladı. Sonra kavminden kalabalık bir cemaatle Medine`ye geldi. Resulullah (sa) da Sabit İbnu Kays İbni Şemmas ile birlikte ona uğradı. Bu sırada Aleyhissalatu vesselam`ın elinde bir dal parçası vardı. Arkadaşlarının arasında oturmakta olan Müseylime`ye yaklaştı ve: "Sen benden şu parçayı istemiş olsan dahi bunu sana vermem! Sen, Allah`ın senin hakkındaki emrini asla tecavüz edemeyeceksin. (Şayet bana itaatten) yüz çevirecek olursan Allah mutlaka senin hakkından gelecektir. Öyle zannediyorum ki, sen hakkında bana ne gösterilmiş ise, o gösterilmiş olan kimsesin! [işte Sabit, bana bedel sana cevap verecek!" buyurup, oradan ayrıldı.] İbnu Abbas der ki: "Ben, Resulullah (sa)`ın: "öyle zannediyorum ki, sen hakkında bana ne gösterilmiş ise, o gösterilmiş olan kimsesin" sözü ile neyi kastettiğini sordum. Ebu Hureyre (ra) bana şu hususu haber verdi: "Resulullah (sa) buyurmuştu ki: "Ben bir gün rüyamda, elimde iki altın bilezik gördüm. Yine rüyamda onlara fazla bir ilgi göstermiştim. Allah Teala hazretleri: "Onlara üfle!" diye vahyetti, ben de üfledim, derken uçup gittiler. Ben bunları, benden sonra çıkacak iki yalancı ile yorumladım."[Ravi, Ubeydullah der ki]: "Bunlardan biri, San`a`nın sahibi el-Anesi, diğeri de Yemame`nin sahibi Müseylime`dir."
HadisNo : 5984


Ravi : Seleme İbnu Nuaym
Hadis : Seleme İbnu Nuaym İbnu Mes`ud el-Eşcai, babası (ra)`ndan anlatıyor: "Resulullah (sa)`ın, Müseylime`nin kendisine yazdığı mektubu okuyunca, mektubu getiren iki elçiye şöyle söylediğini işitmiştir: "Bu yazdığı meselede siz ne diyorsunuz?" Elçiler: "Biz de onun söylediğini söyleriz!" dediler. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Eğer elçileri öldürmemek kaide olmasaydı boyunlarınızı muhakkak uçururdum!" buyurdular.
HadisNo : 5985

Ravi : İbnu Amr İbni`l-As
Hadis : Resulullah (sa) beraberindekilerle Taife giderken bir kabre uğrayınca şunu söylemişti: "Bu kabir, Ebu Riğal`in kabridir. Şu Harem mıntıkası sebebiyle (kavmine gelen musibetten) masun kalmıştı. (Harem`den harice) çıkınca kavmini çarpan bela onu da burada yakaladı ve buraya defnedildi. Söylediğimin delili, altından bir dalın beraberinde gömülmüş olmasıdır. Eğer kabri açacak olsanız, onu bulup çıkarırsınız!" Bunun üzerine halk, alelacele orayı kazıp mezkur altın dalı çıkardı.
HadisNo : 5986

Ravi : Ali İbnu Ebi Talib
Hadis : Resulullah (sa)`ın son sözü: "Namaz! Namaz! Sağ ellerinizin sahip olduğu (köleler) hakkında Allah`tan korkun!" olmuştu.
HadisNo : 5987