13 Eylül 2009 Pazar

Hayvan Vs. İle İlgili Teferruat Hakkında Hadisler

Hayvan Vs. İle İlgili Teferruat Hakkında Hadisler

Ravi : Cabir
Hadis : Bir köle gelerek Hz. Peygamber (sav)`a hicret etmek üzere biat etti, Resulullah (sav) onun köle olduğunu sezemedi. Arkadan efendisi onu aramaya geldi. Resulullah (sav) ona: "Onu bana sat" buyurdu ve köleyi iki siyah köle mukabilinde satın aldı."
HadisNo : 331


Ravi : Abdullah İbnu Amr İbni`l-As
Hadis : Hz. Peygamber (sav) raviye, kendisine bir ordu hazırlamasını emretmiştir. Mevcut develer (askerlere) yetmedi. Bunun üzerine Resulullah (sav) (devesi olmayanlar için, bilhere) hazine develerinden ödenmek üzere deve te`min etmesini emretti. (Böylece Abdullah) zekat yoluyla hazineye gelecek develerden iki adedi karşılığında bir deve temin ediyordu."
HadisNo : 332

Ravi : Ali İbnu Ebi Talib
Hadis : Anlattığına göre, "devesini yirmi küçük deve mukabilinde veresiye olarak satmıştır"
HadisNo : 333


Ravi : İbnu Ömer
Hadis : İbnu Ömer, satıcının zimmetinde bulunan bir binek devesini, Rebeze`de bulunan dört küçük deve mukabilinde satın almıştır." (Buhari, bu hadisi bab başlığında senetsiz olarak kaydetmiştir)
HadisNo : 334

Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "İki hayvan, veresiye olarak bir hayvana mukabil satılamaz. Peşin satılırsa bunda bir beis yok."
HadisNo : 335

Ravi : Semüre İbnu Cündeb
Hadis : Hz. Peygamber (sav) hayvanın hayvanla veresiye satışını yasaklamıştır." (Tirmizi, hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.)
HadisNo : 336


Ravi : İbnu Şihab
Hadis : Said İbnu`l-Müseyyeb derdi ki: "Hayvanda riba yoktur. Hz. Peygamber (sav) hayvan satışını üç hususta yasakladı: el-Mezamin, el-Melakih ve Habelu`l-habele. Mezamin: Dişi devenin karnındaki yavru demektir. Melakih: Erkek devenin belinde bulunan (ve dişiyi dölleyen) şey demektir. Habelu`l-habele: "Hamile develerin hamile kalması) yani, dişi develerin karnındaki ceninin doğuracağı yavrunun satımı. (İmam Malik, bu tabirleri, yukarıdaki gibi açıklamıştır. Ancak garib kelimeleri açıklayan lugatci ve fakihler nezdinde, mezamin ve melakih kelimeleri aksi manaları ifade etmektedir.)
HadisNo : 337

Ravi :
Hadis : İmam Malik`e ulaştığına göre, bir adam İbnu Ömer (ra)`e gelerek: "Ben birisine bir borç verdim. Bana, bunu daha üstün bir şekilde iadesini şart koştum" dedi ve hükmünü sordu, İbnu Ömer (ra): "Bu ribadır" diye cevap verdi ve şu açıklamada bulundu: "Borç verme işi üç şekilde cereyan eder. 1- Borç vardır, bunu vermekle sadece Allah`ın rızasını düşünürsün. Karşılığında sana rıza-yı ilahi vardır. 2- Borç vardır, bununla arkadaşını memnun etmek istersin. 3- Borç vardır, temiz bir malla pis bir şey almak için bu borcu verirsin. İşte bu ribadır." Adam: "Öyleyse bana ne emredersiniz, ey Ebu Abdirrahman?" diye sordu. İbnu Ömer şu açıklamada bulundu: "Akdi yırtmanı tavsiye ederim. Borçlu, verdiğin miktarı aynen iade öderse alırsın, Verdiğinden daha az iade eder, sen de alırsan sevap kazanırsın. Eğer sana, daha iyi birşeyi gönül hoşluğu ile verirse, bu sana bir teşekkürdür, böylece teşekkürünü ifade ediyor demektir. Sana ayrıca, ona vade tanıdığın için sevap vardır."
HadisNo : 338

Ravi : Mücahid
Hadis : İbnu Ömer (ra) bir miktar borç para aldı. Bunu sahibine daha iyi bir şekilde ödedi. Borç veren adam: "Bu verdiğimden efdaldir (fazladır) diyerek almak istemedi. İbnu Ömer adama: "Biliyorum, ancak için bu şekilde rahat edecek" dedi.
HadisNo : 339


Ravi : Salim
Hadis : İbnu Ömer (ra)`e, "belli bir vade ile bir başkasında alacağı bulunan adam, parasını daha çabuk alabilmek için bir kısmından vaz geçecek olsa?" diye sordular. İbnu Ömer bunu hoş görmedi ve bu davranışı yasakladı."
HadisNo : 340


Ravi : Ubeyd İbnu Ebi Salih
Hadis : Ben, bilahere ödenmek üzere Dar-ı Nahle ehline bez sattım. Bir müddet sonra Küfe`ye gitmek istedim. Borçlular bana gelerek fiyattan biraz inmem halinde peşin ödeyeceklerini söylediler. Bunu Zeyd İbnu Sabit`e sordum. Bana: "Hayır, bu işi yapmana cevaz veremem, bunu (ribayı) ne senin yemeni, ne de (satın alanlara) yedirmeni emredemem" dedi.
HadisNo : 341

Ravi : Ümmü Yunus
Hadis : Zeyd İbnu Erkam (ra)`ın Ümmü Veled`i (çocuk doğurmuş cariyesi), Hz. Aişe (ra)`ye uğradı ve dedi ki: "Zeyd`in bir cariyesini el-Ata`ya sekiz yüz dirheme sattım. Sonra aynı cariyeyi ondan, ödeme zamanı dolmazdan önce altı yüz dirheme satın aldım. Ayrıca ben kendisine, bunu satacak olursan senden ben satın alacağım diye şart koşmuştum." Hz. Aişe (ra): "Şart koşman da uygunsuz, satın alman da uygunsuz olmuş. Zeyd İbnu Erkam`a söyle ki, bu iş sebebiyle tevbe etmezse, Resulullah (sav)`la birlikte yaptığı cihadı iptal etmiştir" dedi. Kadın: "Zeyd ne yaptı ki (böyle hükmediyorsun?)" diye sorunca Hz. Aişe cevap olarak şu ayeti okudu: "Kime Rabb`inden bir öğüt gelir de faizcilikten geri durursa, geçmişi kendisinedir, onun işi Allah`a aittir..." (Bakara, 275). Ashab`tan pek çoğu hayatta olduğu halde, kimse bu hükümden dolayı Hz. Aişe`yi reddetmedi.
HadisNo : 342


Ravi : Zeyd İbnu Eslem
Hadis : Cenab-ı Hakk`ın terketmeyenler için harb etmeye izin verdiği riba, cahiliye devrinde iki şekilde cereyan ederdi: 1- Bir kimsenin diğer bir kimsede, vadeli bir alacağı bulunurdu. Vade dolunca alacaklı: "Ödeyecek misin yoksa faizlesin mi?" derdi. Borçlu öderse öbürü alırdı. Ödemezse, ölçeklenen, tartılan, ekilen veya sayılan çeşitten ise alacak katlanırdı. 2- Yaşla ölçülen bir mal ise, daha üst mertebeye kaydırılır, vade de uzatılırdı. İslam gelince Cenab-ı Hakk şu ayeti indirdi: "Ey iman edenler! Allah`tan sakının, inanmışsanız faizden arta kalan hesaptan vazgeçin. Böyle yapmazsanız, bunun Allah`a ve Peygamberine karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin. Eğer tevbe ederseniz sermayeniz sizindir. Böylece haksızlık etmemiş ve haksızlığa uğramamış olursunuz" (Bakara 278-279).
HadisNo : 343

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder